Bu bulgular, işaretlerin jestlerden hiçbir farkının olmadığı anlamına gelmez. Ama, işaretlerin özellikleri çeşitli el hareketlerinin toplamından daha fazladır. İşaretler, cümlelerin gramatik formlarını ve fonolojik yapıları da içerebilirler (Sutton-Spence ve Woll, 2002). Normal jestlerin aksine, işaretlerin şekli, hareketi ve yeri anlamı değiştirmektedir. Bu özelliklerden herhangi birini değiştirmek kelimenin anlamını tamamen değiştirir. Örneğin BSL’de “isim(name)” ve “öğleden sonra(afternoon)” kelimeleri aynı el şekli ve hareketini içerir fakat farklı yerlerde gösterilir.
Bu bulgular, işaretlerin jestlerden hiçbir farkının olmadığı anlamına gelmez. Ama, işaretlerin özellikleri çeşitli el hareketlerinin toplamından daha fazladır. İşaretler, cümlelerin gramatik formlarını ve fonolojik yapıları da içerebilirler (Sutton-Spence ve Woll, 2002). Normal jestlerin aksine, işaretlerin şekli, hareketi ve yeri anlamı değiştirmektedir. Bu özelliklerden herhangi birini değiştirmek kelimenin anlamını tamamen değiştirir. Örneğin BSL’de “isim(name)” ve “öğleden sonra(afternoon)” kelimeleri aynı el şekli ve hareketini içerir fakat farklı yerlerde gösterilir.
İşaret Afazi’sine ilişkin vakalar çok nadirdir fakat 56 yaşındaki işitme engelli Charles işaret afazisine örnektir. İşitme engelli olarak doğmuştur (born to hearing patients). 54 yaşında sol tarafına inme inmiştir ve sol posterior frontal ve parietal (muhtemelen temporal) bölgeleri zarar görmüştür. BSL kullanmaktadır, ama inme’den sonra ciddi şekilde anomik olmuştur. Çok fazla semantik hata yapmaya başlamıştır, örneğin tünel yerine tren ve köprü işaretlerini yapar. Ayrıca, kelimenin harflerini parmak hareketleri yoluyla anlatırken de hatalar yapmaya başlar (örneğin ‘bus’ kelimesini b-o-s şeklinde gösterir). Ama görsel yetenekleri görece bozulmamış olarak kalmıştır, jestlerdeki yeteneği (bu özellik 3 işitme engelli hastayla karşılaştırılmıştır).
Charles’ın bu durumuna ilişkin açıklamalar;
Charles’ın bu durumuna ilişkin açıklamalar;
İşaretlerin jestlere göre motor açıdan daha karmaşık olduğu bu yüzden de daha zor olduğu şeklindedir (işaret oluşturmanın daha zor olduğu).
Ama Charles, işaretlerdeki karmaşıklıkla aynı seviyedeki jestlerin anlamını da hareketlerle oluşturabilmekteydi. Jestleri çok ayrıntılıydı – diş fırçalamayı jestlerle anlattığında diş macunu tüpünü tutuğunu, sıktığını, diş fırçasını aldığını, çeşmeyi açtığını, dişlerini fırçaladığını vs. ayrıntılı gösteriyordu.
Charles vakası, işaret ve jestlerin altında yatan nörol mekanizmanın farklı olabileceğini düşündürmüştür.
GURBET SILA KESKİN
06010577
YAZIDAN SESE ÇEVİRME
Beynin ortografinin(yazılı kelime) fonolojiye(seslendirilen kelime)çevrilmesinde işlev gören bölgelerinin haritasını çıkarmak için birçok çalışma yapılmış,okuma/kelimelerin görülmesi ve resimlerin adlandırılması/görülmesi,uydurma sözcük,düzenli ve düzensiz sözcüklerin okunması esnasında kaydedilen faaliyetler karşılaştırılmıştır.
Uydurma ve düzenli sözcüklerin okunuşu arasında yapılan karşılaştırma ön korteksin sol iç tarafında ve oksipito temporal kortekste yüksek faaliyet gözlenmiştir,sessiz harf dizilerine bakarak okuma yapılırken de aynı hareketlilik gözlemlenmiştir
Uydurma sözcükler ve düzensiz olarak hecelenen kelimelerin okunması esnasında ön girusun sol iç tarafında,düzenli sözcük ve harf dizilerinin okunması esnasında oksipito temporal korteks ve dış sol orta temporal girusta yüksek faaliyet gözlemlenmiştir.
ANLAMLANDIRMA
Peterson’un çalışmaları ile frontal korteksin sol prefrantal aşağı kısmı semantik(anlam bilim) ile ilişkilendirilmişse de,aslında semantik süreçlerdeki rolü,bu bölgenin fonolojik işlem gerektiren görevler esnasında da aktif olduğunun tespiti ile tartışılır hale gelmiştir.Dolayısıyla sadece semantik süreçlerde faaliyete geçen bölgeler ile sadece fonolojik süreçlerle faaliyete geçen bölgeleri ayırabilmek oldukça zor olacaktır.
Prefrontal bölgelerin semantik ve fonolojik süreçlerdeki rolünü ayırt etmek üzere tasarlanmış çalışmalardan birinde katılımcılara semantik ve fonolojik süreçler içeren bir takım görevler verilmiştir.Bu çalışma sol prefrontal korteksteki alanlar arasında fonksiyonel bir ayrım olduğunu ortaya çıkarmıştır.Buna göre daha ön bölgelerin semantik sınıflandırma ile daha arka frontal bölgelerin ise fonolojik süreçlerle ilişkili olduğu anlaşılmaktadır.Bu araştırma Mcdermott ve meslektaşlarınca yapılan çalışmalarla da desteklenmiştir.
ANLAMLANDIRMA
Sol alt frontal korteks yazılı kelimelere tepki veren-sol alt temporal ve sol arka alt parietal korteksler dahil-semantik sistemin bir parçası olarak tanımlanmıştır.Bu bölgelerin tek tek bağlantısız kelimelere kıyasla cümlelere daha aktif tepki verdiği ve tek tek bağlantısız cümlelere kıyasla hikayelere olan tepkinin daha fazla olduğu ve böylelikle sol alt frontal korteksin arka bölgelerden semantik bilgilerin alınmasını kontrol ederek belirleyici rol üstlendiğini görülmektedir.
Pugh ve meslektaşları alfabetik okuma becerisinin altında yatan 3 kortikal devre belirlemiştir.Sessiz okuma ve adlandırma sırasında aktif olan çok yüksek frekanstaki sözcüklerden ziyade düşük frekanstaki sözcükler ve uydurma kelimeler ile ilgilenen ön devre,alt frontal girus etrafında yer almaktadır.Bu ön sistem normal okuma gelişimini desteklemek için ön dorsal devre ile birlikte hareket ediyor gibi görünmektedir.