Fonolojik bozukluklar gelişimsel disleksinin karakteristik özelliği olsa da edinilmiş fonolojik dislekside nispeten nadir görülür.Gelişimsel disleksideki fonolojik bozukluklar üzerine yapılan çalışmalar sol hemisferin temporal bölgesinde anormal bir gelişim olduğunu göstermekteyse de,bu bozukluktaki kortikal etki hakkında çok az bilgi vardır(Rosenberger 1990;Wood 1991)
YÜZEYSEL VE DERİN DİSLEKSİ
Yüzeysel disleksi:Kelimeleri fiziksel görünüşleri ile tanıyamamaktır.Ancak kelimeler grafem-fonem benzerlik kurallarından yararlanarak tanınabilmektedir.Kişiler düzenli ve mana taşımayan kelimeleri tanıyabilir ancak düzensiz kelimelerde güçlük çeker.Bu bozukluğa sebep olan hasarın kesin yeri bilinmemektedir.
Derin disleksi:Okuma becerisinde ciddi bir hasara işaret eder.Somut adlar,sıklıkla semantik olarak alakalı kelimelerle yer değiştirse de okunabilmektedir.Örn;’dream’ kelimesini okurken kişi ‘sleep’ diyebilir(Coltheart 1980).Soyut isimler çok nadir olarak doğru okunabilmektedir ve grafem-fonem benzerlik kurallarının uygulanamaması kişide derin disleksiyi getirir ve buna bağlı olarak kişiler,telaffuz edilebilir,mana taşımayan kelimeleri okuyamazlar(Patterson ve Matrcel 1977).Coltheart derin disleksinin 12 özelliğini sıralamıştır.
DERİN DİSLEKSİNİN 12 ÖZELLİĞİ
Semantik hatalar
Görsel hatalar(somut kelimelere nazaran soyutlarda daha sık)
Kelime substitusyonları(bir kelime yerine baka benzer kelime kullanmak)
Türetme hataları(beggar kelimesini beg olarak kullanmak)
Yazıdan sözlüksel olmayan şekilde,fonolojiyi algıyabilmede bozukluk
Sözlüksel olarak,yazıdan fonolojiyi algılayamama
Hayal edilebilirliği düşük kelimelerin,hayal edilebilirlikleri yüksek kelimelere nazaran okunması zordur
Fiillerin okunması sıfatlara göre zordur ve sıfatların okunması isimlere göre zordur.
Fonksiyonel kelimelerin okunması,anlamsal kelimelere göre daha zordur.
Spontane yazıda bozukluk
Sözlü STM’de bozukluk
Sesli okuma içeriğine bağlıdır.
DERİN DİSLEKSİ
Derin disleksi genellikle sol hemisferde geniş hasar bulunmasından kaynaklanır.Bu hasar genellikle,global dil bozukluklarına sebep olduğundan,derin disleksiye sebep olan kortikal alanın belirlenmesi güçtür.Derin disleksi ve afazi arasındaki semptom benzerlikleri,bu okuma bozukluklarında şunlar olabileceğini göstermektedir:1)fonolojik çözümlemeden sorumlu serebral alanlardaki lezyonlar 2)kelimelerin görsel algısından sorumlu ve konuşma üretiminden sorumlu mekanizmalar arasındaki kopukluk.
GELİŞİMSEL DİSLEKSİ
Gelişimsel disleksi:Yeterli zekaya ve uygun eğitim fırsatına sahip olunmasına rağmen okumanın öğrenilmesinde zorluk anlamına gelmektedir(Critchley 1973).Çocuklar özellikle de erkekler okumada ciddi gecikmeler gösterir.
Son zamanlarda edinilmiş disleksinin yanısıra gelişimsel disleksi alt grupları belirlenmeye çalışılmaktadır.Bu alt gruplar genel olarak,ya fonksiyonal bozukluklara(Fletcher ve Satz 1985;Bakker 1990) dair toplanan bilgiler ya da gelişimsel disleksisi olan okuyucular ile sonradan edinilen disleksisi olan okuyucular arasındaki benzeşmelerden faydalanarak belirlenir(Seymour 1988;Castles ve Coltheart 1993).Elde edilen sınıflandırmalar genellikle 2 tip gelişimsel disleksi olduğunu ortaya koymuştur.Bunlardan bir tanesi kelimelerin ‘seslendirilişinde’görülen önemli bir eksiklik ile(grafem-fonem çeviri kurallarının uygulanması yoluyla),diğeri de kelimelerin görsel formlarını temel alarak belirleyebilme yeteneğinde hasar ile ayrılmaktadır.Bu 2 sendrom çeşitli adlarla anılmıştır;disfonetik ve disseidetik disleksi(Boder 1973),fonolojik ve yüzeysel/morfemik disleksi(Temple ve Marshall1983,Seymour ve MacGregor 1984) ve P-(algısal) tip ile L-(lingual)tipi disleksi(Bakker 1992).
GELİŞİMSEL DİSLEKSİ
Gelişimsel disleksiyi kısımlara ayırmak yönündeki girişimlere rağmen,birçok delil bu bozukluğun oldukça belirgin ve sürekli olan özelliğinin zayıf fonolojik farkındalık olduğunu gösteremektedir(Stahl ve Murray 1994).Disleksisi olan bireyler,kafiye bulma,kafiye yapma yeteneği,kelimeleri seslere ayırabilme,aliterasyonu ayırt edebilme,sesli tekrar ve sözel adlandırma testlerinde başarısız olmaktadır(Brady 1989;Brunswick 1999;Bryant 1990;Katz 1981;Lundberg 1980;Maclean 1987;Rippon ve Brunswick 2000;Snowling 1986).
GELİŞİMSEL DİSLEKSİ
Disleksideki fonolojik işlemin bir sonucu da sözel hafıza da bozukluktur.Yeterli edebi becerilerin kazanımı,büyük ölçüde,çocuğun hafızasına bağlıdır(Gathercole 1991).Hafıza,sadece ses ve görsel harf şekillerini birleştirme yeteneğinde değil(Hulme 1988) aynı zamanda sözlü kelime hazinesinin ve genel dil becerilerinin gelişiminde de oldukça etkilidir(Ellis ve Large 1988).Fonolojik hafıza gelişimsel dislekside ayrı bir bozukluk kaynağı olarak görülmektedir(Snowling ve Hulme 1989).Disleksisi olan okuyucuların,harf dizileri(Holligan ve Johnston 1988),bağlantısız kelime dizileri(Beech ve Awaida 1992;Brunswick 1999),bir cümledeki kelimeler(Wiig ve Semel 1976) ve rakam dizileri(Mccrory 2000) ile ilgili hafıza ömürleri,iyi okuyucularınkine göre daha azdır.Bu hafıza bozuklukları yazılı uyarıcılarla sınırlı değildir ama dile bağlıdır:yabancı yüzler,soyut tasarılar ve görsel özellikler benzeri hafıza bozukluklarını göstermektedir(Liberman 1982)