Eylül 2016 İstanbul/Türkiye



Yüklə 6,61 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə42/59
tarix18.01.2017
ölçüsü6,61 Mb.
#5811
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   59

Gıj Gıj Dede

Celâl sıfatı üzere olduğunda ejderha gibi gıjıldadığı için Gıj Gıj Dede den-

diğini Evliya Çelebi nakletmektedir.

59

3.2. Devlet Adamlarıyla Karşılaşmalarıyla İlgili Anlatılar

Geyikli Baba

Orhan Gazi, dervişleri teftiş ederken Turgut Alp, Orhan Bey’e Uludağ’da 

geyiklerle  yaşayan  Geyikli  Baba’dan  bahseder.  Bunun  üzerine  Orhan  Gazi, 

kimin müridi olduğunu sordurur. Geyikli Baba, Seyyid Ebu’l-Vefâ tarikinden 

olduğunu söyler. Orhan Gazi, dervişe gelmesi teklifinde bulunursa da Geyikli 

Baba gelmediği gibi Orhan Bey’in gelmesini de istemez. Bunun sebebi sorul-

duğunda uygun zamanın gözetilmesi gerektiğini, o zaman duasının makbul 

olacağını söyler. Çok sonra bir gün bir çınar dalı koparan Geyikli Baba, bu 

dalı  Orhan  Bey’in  sarayının  avlusunun  iç  yanına  dikti.  Orhan  Gazi  yanına 

geldiğinde uğur olarak diktiğini, kavak ağacı durdukça dervişlerin duasının 

Osmanlı sülalesine makbul olacağını söyler.

60

 



Pîrî Baba

Pirî Dede, kadınlar hamamında kadınları keseler ve sabun sürer. Bu sırada 

da  çocuklarının  erkek  veya  kız  olacağını  söyler.  Bunun  üzerine  bazı  kişiler 

II. Murad’a giderek Dede’yi şikâyet ederler. Padişah, Pîrî Dede’yi öldürmek 

için hamama gelir ve onu peştemal kuşanmış görür. Ona yaptığı işi sorun-

ca. Dede, Peygamberin hizmetkârı olduğunu, o kadınlardan doğacak kişilerin 

âlim zâtlar olacağını onlara seyislik ettiğini, gerekirse hamama değil, duvara 

bile girebileceğini söyleyerek, hamamın duvarına girer. II. Murad hâlâ niye-

tinden vazgeçmeyince ona Izmir’in kâfirler tarafından alındığını gidip kurtar-

masını söyler. Bu sırada da iki beyaz mermeri kopararak hamur gibi yoğurur 

ve birini Izmir’i fethetmesi için II. Murad’a, diğerini gelecekteki Istanbul’un 

fethi müjdesini vererek Şehzade Mehmed’e verir.

61

Emirci Sultan

Sivas  valisi  Osman  Paşa,  Emirci  Sultan’ın  ününü  duyup  onu  ziyaret  et-

mek ister. Kabul edilince yola çıkar, köye yakın bir mevkide hazırlık yapmaları 

için tekrar adam yollar. Ancak Emirci Sultan def çalmaktadır. Tencerede biraz 

yemek ve bir çuval arpası vardır. Osman Paşa, askerleriyle birlikte gelir. Ten-

59

  Evliya Çelebi, Seyahatnâme, 5, s. 36.



60

  Âşıkpaşaoğlu Tarihi, haz. A. Nihal Atsız, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 1985, ss. 

50-51.

61

  Evliya Çelebi, Seyahatnâme, 2, s. 206.



Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 481


ceredeki yemek tüm askerlere, arpa da atlara verilir tükenmez. O gece Paşa 

rüyasında valiliği bırakıp Emirci Sultan’ın müridi olduğunu görür ve sabah 

kalkınca valilikten istifa ile Emirci Sultan’ın müridi olur.

62

Bayezid-i Bistâmî

Zile’de zalimliğiyle ünlü Kör Kadı isimli bir kadı varmış. Hanımıyla birlik-

te kaleye çıkıp seyir yapacağından sokağa çıkma yasağı ilan eder. Bayezid, evi-

nin önündeki çeşmeden abdest alırken, askerler gelip içeri girmesini söylerler 

ve dipçikle başına vururlar. Bunun üzerine o, “Kabağın sahibi bilir” deyince 

çıkan bir rüzgâr, Kör Kadı’nın eşini kaleden aşağı atar. Kör Kadı da bayılır. 

Ayılınca eşinin öldüğünü görür ve dili tutulur. Bu işin Bayezid’den olduğunu 

askerlerden öğrenince, onun yanına giderek bundan böyle halka iyi davrana-

cağını söyler. Bayezid’in duasıyla dili çözülür.

63

3.3. Gaza ile İlgili Anlatılar

Sarı Saltuk

Saltuknâme’de ayrıntılı olarak geçen

64

 Sarı Saltuk’un maceraları Evliya Çe-



lebi tarafından da kısaltılarak nakledilmektedir: Sarı Saltuk’u Rumeli’ye yedi 

yüz erenle Ahmed-i Yesevî gönderir. Görevi Sarı Saltuk isimli bir papazı ve 

ejderhayı öldürmeye gönderir. Bunların ikisini de Ahmed-i Yesevî’nin verdiği 

tahta kılıçla öldürür. Lehistan’a gidip buradaki Lipka Tatarlarını Müslüman 

yapar. Bunlarla çeşitli yerlere seferler düzenler. Moskova’ya kadar gidip Heş-

dek Tatarlarından da çok sayıda kişinin Müslüman olmasını sağlar.

65

3.4. İrşad ve Hilafetle İlgili Anlatılar

Hacı Bektaş

Menâkıb-ı  Hacı  Bektaş-ı  Velî’de  ayrıntılı  olarak  anlatılan  Hacı  Bektaş’ın 

Ahmed-i Yesevî’ye bağlanması ve Anadolu’ya gönderilmesiyle ilgili menkıbe-

ler


66

, Evliya Çelebi’de de özetlenerek verilmiştir.

67

62

  Ocak, agm, s. 140.



63

  Yardımcı, agb, ss. 554-555. 

64

  Ebu’l-Hayr-ı Rûmî, Saltuknâme, I-II-III, haz. Şükrü Haluk Akalın, Ankara: Kültür Bakanlığı, 



1987,  1988,  1990;  olayların  özeti  için  ise  bkz.  Kemal  Yüce,  Saltuk-nâme’de  Tarihî,  Dinî  ve 

Efsanevî Unsurlar, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, 1987, ss. 331-379.

65

  Evliya  Çelebi,  Seyahatnâme,  1,  s.  353;  daha  ayrıntılı  bir  varyant  için  bkz.  Evliya  Çelebi, 



Seyahatnâme, 2, ss. 72-75.

66

  Menâkıb-ı Hacı Bektaş-ı Velî “Vilâyet-nâme”, haz. Abdülbâki Gölpınarlı, Istanbul: Inkılâp Kitabevi, 



1990.

67

  Evliya Çelebi, Seyahatnâme, 2, s. 24-26.



482  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî



Emirci Sultan

Emirci Sultan, yanında bir müridi olduğu hâlde Anadolu’ya gelir ve Key-

kâvus kalesi yakınında konaklar. Rüyasında Ahmed-i Yesevî yakınlardaki bir 

köy halkının misafirleri öldürdüğünü bu halkı irşad etmesini söyler. Emirci 

ve müridi köye gider. Emirci, onları da diğer yolcular gibi öldürüp öldürme-

yeceklerini sorar. Köylüler de nereden bildiklerini sorunca, öküzlerinin söyle-

diğini ifade eder. Köylüler ispat isteyince, öküzlere sorar. Onlar da dile gelip 

tasdik ederler. Bunun üzerine tüm köy halkı müslüman olur. Emirci Sultan da 

“Keçikıran” isimli bu köye yerleşip zaviyesini kurar.

68

Bayezid-i Bistâmî

Zile’ye  yeni  gelen  Bayezid,  işçi  tutar  ve  evine  götürür.  Sabah  namazın-

dan sonra işe başlanacağını söyler, ardından zikir çekildikten sonra der, sonra 

Kur’an  okunduktan  sonra  işe  başlayabileceklerini  söyler.  Öğle  vakti  geldi-

ğinden yemek yenir. Bu sefer öğle namazını kılalım, der. Gün bitince işçileri 

evlerine  yollar,  yevmiyelerinin  çalıştığını  yarın  gelmelerini  söyler.  Bir  hafta 

böyle devam eder. Paralarını verecekken işçiler parayı kabul etmezler ve onun 

müridi olmak isterler.

69

3.5. Hayvanlara Tesir Etmekle İlgili Anlatılar



Geyikli Baba

Orhan Gazi ile gazaya gittiğinde geyiğe bindiği, geyiklerden oluşmuş bir 

sürüsü olduğu, yükünü de geyiğe yüklediği kaydedilmektedir.

70

 Yine bu bağ-



lamda Uludağ’da hep geyiklerle bir arada yaşadığı rivayet edilir.

71

3.6. Nesnelere Tesir Etmekle İlgili Anlatılar



Pîrî Baba

Bir gün hamamda otururken müşteriler hamamın terlemesinden dolayı-

sıyla sırtlarına soğuk su damlalarının düşmesinden şikâyet ederler. Pîrî Baba, 

parmağıyla tavana işaret eder. Ya hamam terleme, der. O gün bugün hamam 

terlemez.

72

Pîrî Baba

Pîrî Baba’nın tellak olarak çalıştığı hamamın külhancısı hastalanmış. Ha-

mam sahibi de tasalanmış, çünkü külhancı bulmak zor iş. Pîrî Baba, patro-

68

  Ocak, agm, s. 139.



69

  Yardımcı, agb, s. 554.

70

  Evliya Çelebi, Seyahatnâme, 2, s. 31.



71

  Âşıkpaşaoğlu Tarihi, s. 50.

72

  http://www.yeniufukgazetesi.net/yazarlar.php?yazarid=57&yaziid=51 (10. 08. 2016)



Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 483


nuna sen git kırk gün evinde dinlen, hamama sakın gelme, demiş. Hamam 

sahibi çok anlamasa da evine gitmiş. Pîrî Baba her günün gelirini patronun 

evine getiriyormuş, hamamın bacasından dumanlar çıktığını, işlerin yolunda 

gittiğini;  ama  hamama  hiç  odun  taşınmadığını  gören  patron  meraklanmış. 

Otuz dokuzuncu gün artık dayanamamış, otuz dokuz da bir kırk da bir, gi-

deyim, demiş. Hamama gelince bir de bakmış ki koca külhan tek mum ile 

ısınmakta.  O  sırada  Pîrî  Baba  gelmiş,  otuz  dokuz  gün  bekledin  de  bir  gün 

mü bekleyemedin? Eğer sabretseydin hamam 40. Gün kudretten gelen sıcak 

suyla işleyecekti, demiş.

73

3.7. Manevî Otorite Sahiplerinin Karşılaşmasıyla İlgili Anlatılar



Geyikli Baba-Abdal Musa

Abdal Musa, kor olmuş ateşi pamuğun içine koyup Geyikli Baba’ya gön-

derir. Geyikli Baba da ona süt gönderir. Bunun anlamı Geyikli Baba’nın vahşi 

geyiklerin sütünü sağıp onları at gibi kullanmasıdır.

74

Pîrî Baba-Çoban Baba

Pîrî Baba ile Çoban Baba kardeştir. Çoban Baba, elinde mendile sağdığı 

sütle onu ziyarete gelir. Mendili duvardaki çiviye asar. Pîrî Baba ise ayakkabı 

tamircisidir. Sohbet ederlerken, bir kadın gelir, ayakkabısını çıkarır. Mendil-

deki süt damlamaya başlar. Pîrî Baba, “Kendine gel kardeş. Kendine gel. Dağ 

başında herkes ermiş olur, iş burada olmaktır.” Çoban Baba mendilini alıp 

tekrar dağda koyun gütmeye başlar.

75

4. İnanç ve Uygulamalar

Türkiye  genelindekine  paralel  olarak  yukarıda  adını  verdiğimiz  ziyaret 

yerlerinden  bugün  mevcut  olanlara  hemen  her  istek  için  gidilmektedir.  Bu 

mekânlarda ziyarete hazırlık safhasında öncelikle üç Ihlâs ve bir Fatiha suresi 

okunmaktadır.  Böylece  velinin  ruhaniyeti  ziyaretçinin  varlığından  haberdar 

edilmektedir. Hem Fatiha hem de Ihlâs surelerinin Kur’an-ı Kerim’in en fazi-

letli surelerinden sayılması

76

 bu seçimde etkili olmuştur.



73

  http://www.yeniufukgazetesi.net/yazarlar.php?yazarid=57&yaziid=51 (10. 08. 2016)

74

  Evliya Çelebi, Seyahatnâme, 2, s. 31; daha ayrıntılı bir varyantı için bkz. Turyan, age, s. 21-22.



75

  http://www.yeniufukgazetesi.net/yazarlar.php?yazarid=57&yaziid=51 (10. 08. 2016)

76

  Arif  Pamuk,  Resûlullâh’ın  Dilinden  Sûrelerin  Esrârı,  Hikmeti  ve  Fazileti,  Istanbul:  Pamuk 



Yayıncılık, 1985, ss. 176-177.

484  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî

Her çeşit istek için mezarı mevcutken Horoz Baba’da

77

 ve bugün Pîrî Ba-



ba’da

78

 mum yakılır.



Mezarı  ortadan  kaybolmadan  önce  her  türlü  istek  için  Horoz  Baba’da 

Kur’an-ı Kerim okuma adanırmış.

79

Muhtelif istekler için Pîrî Baba’da



80

 taş yapıştırılır.

Her sene mahsulden sonra Pîrî Baba türbesi ziyaret edilir, bir sonraki sene 

mahsulün iyi olması için dua edilir.

81

Pîrî Baba türbesinin önündeki büyük ayakkabının Pîrî Baba tarafından ya-



pıldığına inanılır ve ziyaretçiler tarafından cin çarpması sonucu oluşan has-

talıkların tedavisi amaçlı kullanılır. Işlem şöyle gerçekleşir; hastanın her tara-

fına bu ayakkabıyla hafifçe vurulur. Böylece cinlerin çıkarılacağına inanılır.

82

Pîrî Baba türbesindeki geyik boynuzları ağrıyan yere üç kere sürülür. Buna 



afsunlama adı verilir.

83

Pîrî Baba’nın türbesinde bir tekne ve yanında da bir süpürge vardır. Ziya-



rete gelenler, çocuklarını bu teknenin içine yatırıp dualarla süpürürler. Kendi-

si de bir sanatkâr olan Pîrî Baba’nın himmetiyle çocuklarının iyi bir sanatkâr 

olacağına, aynı zamanda kötü huylardan arınıp iyi huylu ve çalışkan olacağına 

inanırlar.

84

Pîrî Baba’nın türbesine çocuk isteğiyle gelen kadınlar evlerinden getirdik-



leri ipi önce okuyarak sandukanın baş ve ayak kısmına sürerler. Daha sonra 

ip bele bağlanır, başka bir kadının yardımıyla sandukanın etrafında “Allahım 

muradımı ver” diyerek yedi kez dolanılır.

85

 



Evliya Çelebi, Pîrî Baba’nın keramet gösterdiği hamamın ziyaretgâh oldu-

ğunu kaydetmektedir. Insanlar, duvara girdiği yerdeki nişanı ve iki mermer 

beyaz ekmeği görmeye gider. Bu hamamı ziyaret eden hastalar şifa bulur.

86

Evliya Çelebi, Şeyh Nusret tekesinin önündeki büyük ve eski dut ağacı-



nın bir yanının çürük olduğunu, bu çürük taraftan koparılan ağaç kıymığının 

77

  Bayrı, age, s. 154.



78

  http://www.yeniufukgazetesi.net/yazarlar.php?yazarid=57&yaziid=51 (10. 08. 2016)

79

  Bayrı, age, s. 154.



80

  http://www.yeniufukgazetesi.net/yazarlar.php?yazarid=57&yaziid=51 (10. 08. 2016)

81

  http://www.yeniufukgazetesi.net/yazarlar.php?yazarid=57&yaziid=51 (10. 08. 2016)



82

  Özdoğan, agt, s. LXXXIII.

83

  Özdoğan, agt, s. LXXXIII.



84

  http://www.yeniufukgazetesi.net/yazarlar.php?yazarid=57&yaziid=51 (10. 08. 2016)

85

  Özdoğan, agt, s. LXXXIII.



86

  Evliya Çelebi, Seyahatnâme, 2, s. 207.



Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 485


hummaya iyi geldiğini söylemekte, yüzyıllardır insanların bu çürük taratan 

kıymık aldıkları hâlde ağaçta bir eksilme olmadığını yazmaktadır.

87

 Humma 


hastaları bugün de türbeyi ziyaret etmektedir.

88

Şeyh Nusrettin türbesi etrafında yedi defa dolandırılan çocukların erken 



yürüyeceğine inanılmaktadır.

89

Sonuç

Çalışmamızda Anadolu’da Yesevî geleneğiyle ilişkilendirilen on beş ziya-

ret yeri incelenmiştir. Bunlardan biri türbe (Baba Sultan), üçü mezar (Horoz 

Dede, Davut Baba, Pertevî Sultan) olmak üzere, dördü günümüze ulaşama-

mıştır. Haklarında da Evliya Çelebi’nin Seyahatnâmesi dışında bir kaynağa rast-

layamadık.

Mevcut olan ziyaret yerlerinin önemli bir kısmı bugün de faal ve kült alanı 

olma  özelliğini  sürdürmektedir.  Nitekim  yukarıda  sadece  bir  kısmı  verilen 

uygulamalar bu durumu yeterince göstermektedir.

Bu ziyaret yerlerinin Yesevîlik’le ilgisi noktasında birtakım nispeten yeni 

folklorik  oluşumlar  da  söz  konusudur.  Örneğin  bu  yatırlar  hakkında  inter-

nete bilgi yükleyen kişinin Evliya Çelebi’yi yegâne kaynak olarak göstermesi 

durumunda yazılı bilgi, sanal ortama geçmekte, oradan da tekrar sözlü or-

tamda paylaşılmaktadır. Dolayısıyla bugünün halk bilimcisi, “halk”tan der-

lediği bilginin hiçbir zaman “gerçek sözlü” bilgi olduğunu bilemez. Açıkçası 

“gerçek sözlü bilgi”nin çok uzun zamandır var olmadığını bildiğimize göre, 

halkbilimciler için “ikincil sözlü kültür çağı”nın yeni bilgi üretme ve paylaş-

ma kapasitesi ne kadar önce fark edilirse o kadar hızlı uyum sağlama imkânı 

ortaya çıkacaktır. 



KAYNAKÇA

AKTAN,  Ali,  Künhü’l-Ahbâr’a  Göre  Hoca  Ahmed  Yesevî  ve  Anadolu’daki  Hali-

feleri”, Yesevîlik Bilgisi, haz. Cemal KURNAZ, Mustafa TATCI, Ankara: Milli Eğitim 

Bakanlığı Yayınları, 2000, ss. 476-486.



Âşıkpaşaoğlu Tarihi, haz. A. Nihal ATSIZ, Ankara: Kültür ve Turizm Bakanlığı Ya-

yınları, 1985.

BAYRI, Mehmet Halit, İstanbul Folkloru, Istanbul: A. Eser Yayınları, 1972.

BICE, Hayati, Pîr-i Türkistan Hoca Ahmed Yesevî, Istanbul: Insan Yayınları, 2011.

87

  Evliya Çelebi, Seyahatnâme, 3, s. 146-147.



88

  Yardımcı, age, s. 559.

89

  Yardımcı, age, s. 559.



486  

Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî

DOĞANBAŞ, Muzaffer, “Amasya Yöresi Alevi Ziyaretgâhları”, Türk Kültürü ve Hacı 

Bektaş  Dergisi,  17  (2001),  (http://www.hbvdergisi.gazi.edu.tr/index.php/TKHBVD/

article/view/401/393).

Ebu’l-Hayr-ı Rûmî, SaltuknâmeI-II-III, haz. Şükrü Haluk AKALIN, Ankara: Kültür 

Bakanlığı, 1987, 1988, 1990.

Evliya Çelebi b. Derviş Mehemmed Zıllî, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, 1, haz. Ro-

bert DANKOFF, Seyit Ali KAHRAMAN, Yücel DAĞLI, Istanbul: Yapı Kredi Yayınları, 

2011.

Evliya Çelebi b. Derviş Mehemmed Zıllî, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, 2, haz. Zeke-



riya KURŞUN, Seyit Ali KAHRAMAN, Yücel DAĞLI, Istanbul: Yapı Kredi Yayınları, 

2011.


Evliya Çelebi b. Derviş Mehemmed Zıllî, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, 3, haz. Seyit 

Ali KAHRAMAN, Yücel DAĞLI, Istanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2011.

Evliya Çelebi b. Derviş Mehemmed Zıllî, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, 9, haz. Yücel 

DAĞLI, Seyit Ali KAHRAMAN,  Robert DANKOFF,  Istanbul: Yapı Kredi Yayınları, 

2011.

FAROQHI,  Suraiya,  “Osmanlı  Imparatorluğunda  Bir  Kent  Ereninin  Hikayesi 



Merzifonlu Piri Baba”, çev. Harun YILDIZ, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Veli Dergisi, 18 

(2001) (http://www.hbvdergisi.gazi.edu.tr/index.php/TKHBVD/article/view/419).

GÜZEL, Abdurrahman, Abdal Mûsâ Velâyetnâmesi, Ankara: Türk Tarih Kurumu ya-

yınları, 1999.

KAHRAMAN,  Arzu,  Anadolu  Erenleri  ve  Anma  Törenleri,  Istanbul:  Can  Yayınları, 

2003.


KAPLANOĞLU, Raif, Bursa Yer Adları Ansiklopedisi, Istanbul: Bursa Ticaret Borsası 

Kültür Yayınları, 1996.

MÉLIKOFF,  Irène,  Hacı  Bektaş  Efsaneden  Gerçeğe,  çev.  Turan  Alptekin,  Istanbul: 

Cumhuriyet Kitapları, 1998.



Menâkıb-ı Hacı Bektaş-ı Velî “Vilâyet-nâme”, haz. Abdülbâki GÖLPINARLI, Istanbul: 

Inkılâp Kitabevi, 1990.

NOYAN, Bedri, Hacı Bektaş’ta Pîrevi ve Diğer Ziyaret Yerleri, Izmir: Ticaret Matbaa-

cılık, [1964].

OCAK, Ahmet Yaşar, “Emirci Sultan ve Zaviyesi”, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fa-

kültesi Tarih Enstitüsü Dergisi, IX (1978), ss. 129-208.

OCAK,  Ahmet  Yaşar,  Osmanlı  İmparatorluğu’nda  Marjinal  Sûfîlik  Kalenderîler  (XIV-



XVII. Yüzyıllar), Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1999.

OCAK, Ahmet Yaşar, Sarı Saltık Popüler İslâm’ın Balkanlar’daki Destanî Öncüsü, Anka-

ra: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2002.


Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 487


ÖZDOĞAN, Rahime, Amasya’da Adak Yerleriyle İlgili Halk Anlatıları, Samsun: On 

Dokuz Mayıs Üniversitesi Sos. Bil. Ens. Yayımlanmamış Yüksek Lisans tezi, 2006.

ÖZTÜRK, Eyüp, Velilik ile Delilik Arasında İbnu’s-Serrâc’ın Gözünden Muvelleh Derviş-

ler, Istanbul: Kitap Yayınevi, 2013.

PAMUK, Arif, Resûlullâh’ın Dilinden Sûrelerin Esrârı, Hikmeti ve Fazileti, Istanbul: 

Pamuk Yayıncılık, 1985.

SERIN,  Rahmi,  Maneviyat  Bahçesinin  Gülleri  İstanbul  Evliyaları  ve  Sahabe  Kabirleri

Istanbul: Pamuk Yayıncılık, 1998.

ŞAHIN, Ibrahim, “Evliya Çelebi’nin Günümüz Izmir Il Sınırları Içinde Kullandı-

ğı Güzergâh ve Seyahatnâmede Buna Dair Sorunlar”, Kent ve Seyyah: Evliya Çelebi’nin 

Gözüyle  İzmir  ve  Çevresi  -Makaleler-,  III,  ed.  Metin  EKICI,  Turan  GÖKÇE,  Izmir:  Ege 

Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, ss. 81-136.

TEKIN, Mehmet, Hatay Evliyalarından Bayezid-i Bestami, Antakya: Kültür Ofset Ba-

sımevi, 1994.

TURYAN, Hasan, Bursa Evliyaları ve Tarihi Eserleri, Istanbul, Hünkar Ofset, 1997.

YARDIMCI, Ilhan, Evliyâları ve Âbideleri ile Şehirler Sultanı Bursa, Istanbul: Uludağ 

Yayınları, 2005.

YARDIMCI, Mehmet, “Zile’de Yatırlar ve Ziyaret Yerleri ile Ilgili Inanışlar Uygu-

lamalar Menkıbeler”, 1. Uluslararası Türk Dünyası Eren ve Evliyaları Kongresi Bildirileri

Ankara: Ervak Yayınları, 1998, ss. 543-564.

YÜCE,  Kemal,  Saltuk-nâme’de  Tarihî,  Dinî  ve  Efsanevî  Unsurlar,  Ankara:  Kültür  ve 

Turizm Bakanlığı Yayınları, 1987.

ULUDAĞ, Süleyman, Bâyezid-i Bistâmî mad., DİA5, ss. 238-241.

http://www.yeniufukgazetesi.net/yazarlar.php?yazarid=57&yaziid=51  (10.  08. 

2016)


Hoca Ahmed Yesevî’nin Düşüncelerinin  

Hint Alt Kıtasındaki İzleri



Hammet ARSLAN

Giriş

Türk-Islâm tasavvufunun en önemli şahsiyeti sayılan Hoca Ahmed Yesevî 

(1093-1166),  günümüzde  Kazakistan’da  bulunan  Çimkent  şehrinin  doğu-

sundaki Sayram kasabasında doğmuştur.

1

 Ahmed Yesevî, kendi adıyla anılan 



bir tarikatın da kurucusu kabul edilir. Yesevî ilk eğitimini Türkistan olarak 

da bilinen Yesi’de almış, sonraki eğitimini de döneminde Islâm dünyasının 

belli başlı kültür merkezlerinden biri olan Buhara’da sürdürmüştür. Ahmed 

Yesevî’nin  tasavvufa  Şeyh  Arslan  Baba’nın  ve  Türkistan  Hâcegânından  Yu-

suf  Hemedânî’nin  manevi  rehberliğinde  girdiği  bilinmektedir.  Yesevî,  Türk 

olmasından  ötürü,  Islâm  öncesi  eski  adetlerini  korumuştur.  Yesevî’nin  di-

ni-tasavvufi düşüncesi Türkçe konuşan insanlar arasında çok etkili biçimde 

yayılmıştır.  Ahmed  Yesevî’nin  düşüncelerinin,  ayrıca,  civardaki  diğer  inanç 

mensupları üzerinde de etkili olduğu bilinmektedir.

Ahmed Yesevî’nin düşünce ve inançlarının Hint alt kıtasına girişinde Ti-

mur’un Hindistan seferinin önemli bir etkisinin olduğu kabul edilebilir. Ye-

sevî dervişlerin ve müritlerinin Hint topraklarına gidişi Yesevî etkisinin böl-

gedeki gücünü arttırmıştır. Yesevî’nin fikirlerinin sadece Müslümanlar değil 

aynı zamanda Kabir ve Guru Nanak gibi Hint mistikleri üzerinde izler bırak-

tığı düşünülmektedir. Ahmed Yesevî’ye verilen “Pir-i Türkistan” ismi de Sih 

gurularının düşüncelerini etkileyen bir örnek kabul edilir. Biz bu bildirimizde 

(i) Hoca Ahmed Yesevî’nin düşüncelerinin tarihsel olarak hangi yolla Hint 

alt  kıtasına  ulaştığını  (ii)  Hint  alt  kıtasında  nasıl  yayıldığını  (iii)  onun  gö-

*  Doç. Dr., Dokuz Eylül Üniversitesi Ilahiyat Fakültesi, Izmir.

1

  Yesevi’nin hayatı için bkz., Kemal Eraslan, “Ahmed Yesevi”, DİA, II/159-161



Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî 

 489


rüşlerinin hem Hint mistik şiirleri hem de Sih düşüncesi içerisindeki izlerini 

karşılaştırmalı olarak ortaya koymaya gayret edeceğiz.



I- Ahmed Yesevî’nin Hint Alt Kıtasına Yönelik Kerametleri

Ahmed  Yesevî’nin,  yaşarken  yazdığı  hikmetlerinin  yanı  sıra  ölümünden 

sonra da birçok keramet gösterdiği ifade edilmektedir. Tarih ve menkıbe ki-

taplarına,  onun  sayısız  kerametlerinden  sadece  birkaç  tanesinin  geçebildiği 

belirtilir.

2

  Biz burada Ahmet Yesevî’nin Hint alt kıtasıyla ilgili olarak yaşar-



ken ifade buyurduğu ve ölümünden sonra gerçekleşen bazı kerametlerinden 

bahsetmek istiyoruz.



Yüklə 6,61 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   38   39   40   41   42   43   44   45   ...   59




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin