Genelde her toplumda,duygusal dengesizlik gösteren bir çok


dd- Satma, satıĢa arzetme, satın alma, parasız



Yüklə 4,8 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə12/28
tarix21.04.2017
ölçüsü4,8 Kb.
#15082
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   28

dd- Satma, satıĢa arzetme, satın alma, parasız    
 
          
devretme, devralma 
 
aaa- Satma, satıĢa arzetme, satın alma 
 
UyuĢturucu 
maddelerin 
bedeli 
karĢılığında 
bir 
baĢkasına 
mülkiyetinin  devredilmesi  satma,  satıĢ  için  hazırlık  hareketlerini 
gösteren  davranıĢlara  satıĢa  arzetme,  bedeli  karĢılığı  uyuĢturucu 
maddeyi  devralmaya  satın  alma  denir.  Bu  eylemler  TCK.nun  403/5  inci 
maddesi  gereğince  suç  sayılmıĢtır.  Bu  eylemlerin  bir  defa  yapılmıĢ 
olması  yeterlidir.  Satan,  satıĢa  arzeden  veya  satın  alanın  bu  iĢi 
meslek  edinmiĢ  olmasınada  gerek  yoktur.  Esasen  bu  durum  cezayı 
ağırlaĢtıran bir neden sayılmıĢtır. 
 
TCK.nun  403/5  inci  maddesinde  öngörülen  uyuĢturucu  madde  satma 
eyleminin yurt içinde yapılmıĢ olması gerekmektedir. ġayet satma eylemi 
yurt  içinden  yurt  dıĢına  yapılmıĢ  ise  ihraç,  yurt  dıĢından  yurt  içine 
yapılmıĢ ise ithal suçu meydana gelir (296). 
 
UyuĢturucu  maddelerin  ticaret  maksadıyla  bulundurulması  ve  satıĢ 
için  hazırlık  hareketini  gösteren  davranıĢlar  yapılması  satıĢa arzetme 
sayılır.  Örneğin,  eroinleri  çok  küçük  jilatin  ka-ğıtlarına  bölerek 
turistlerin    olduğu  mevkide  elinde  çok  sayıda  eroin  ile  Ģüphe  üzerine  
yakalanan sanığın suçu icrai hareketlerin yapılmıĢ olması ve turistlere 
satma amacına  yönelik olmasından  
   
(295) KURT,  s.42,  Bkz. aynı konuda GÜNAL,  s.91 
(296) KURT,  s.42 
 

dolayı
  uyuĢturucu    maddelerden  eroini  satıĢa  arzetmektir  (297). 
Y.  10.  CD.,  21.5.1992  T.  ve  5557/6015  sayılı  kararında:"Kenevir 
bitkisinin  sap  ve  yapraklarının  ufalanarak  toz  esrar  haline 
getirilmesi basit bir iĢlem olup esrar imal etme sayılmadığından 
bahisle 
sanığın 
eyleminin 
esrarı 
satıĢa 
arzetme 
olarak 
nitelendirilip  TCK.nun  403.  maddesinin  5.  fıkrasına  göre  hüküm 
kurulmasına" karar vermiĢtir (298). 
 
UyuĢturucu madde satma suçunda, maddenin alıcıya geçmesi ile 
suç  tamamlanmıĢ  olur.  Ancak  satma  eylemine  iliĢkin  icrai 
hareketlere  giriĢilmesine  rağmen  madde  alıcının  eline  geçmemiĢ 
ise,  eylem  tam  ve  eksik  teĢebbüs  sayılmayıp  satıĢa  arz 
niteliğinde  kabul  edilerek,  tamamlanmıĢ  bu  eylem  sebebi  ile 
failin cezalandırılması yoluna gidilmelidir.  
 
UyuĢturucu  madde  satınalma  suçunun  oluĢması  için  failin 
maddeyi  bu  iĢin  ticaretini  yapmak  amacı  ile  satın  almıĢ  olması 
gerekmektedir.  UyuĢturucu  maddenin  satın  alınması  eyleminde  alan 
kiĢinin  bunu  ticaret  maksadı  ile  satın  aldığına  dair  bir  kanıt 
elde  edilememiĢ  maddenin  miktarı  içmek  maksadı  ile  alındığı 
yolundaki  savunmayı  doğrular  nitelikte  ise,  eylem  uyuĢturucu 
madde kullanma suçunu oluĢturur (299). 
 
Satma,  satıĢa  arzetme  veya  satın  alma  suçunda  uyuĢturucu 
maddenin  cinsinin  veya  miktarının  suçun  oluĢumu  yönünden  bir 
etkisi  yoktur.  1  veya  2  gr.  uyuĢturucu  maddenin  satılması  veya 
satıĢa arzedilmesi ile satın alınması durumunda dahi suç meydana 
gelir.  Ancak  suçun  oluĢumu  için  maddenin  uyuĢturucu  madde 
olduğunun  ve  kullanmaya  elveriĢli  olup  olmadığının  uzman 
bilirkiĢi raporu ile saptanması zorundadır. ġayet sırf  
(297) ERGEN,  s.49 
(298) YKD,  c.18,  y.1992, sy.9,  s.1472 
(299) KURT, s.43 
 

maddenin  azlığı  nedeni  ile    uyuĢturucu  madde  olup  olmadığı 
anlaĢılamıyor  veya  maddenin  uyuĢturucu  madde  olmadığı  uzman 
bilirkiĢi  raporu  ile  belirlenmiĢ  ise,  bahse  konu  suç  oluĢmaz 
(300). 
 
Aynı  Ģahsa  kısa  sürelerle  birden  fazla  uyuĢturucu  madde 
satma eyleminde TCK.nun 80.maddesinin tatbiki gerekir(301). 
 
bbb- Parasız devretme, devralma 
 
UyuĢturucu    maddenin  mülkiyetinin  ücretsiz  olarak  el 
değiĢtirmesidir.  Kanun  koyucu  uyuĢturucu  maddenin  toplumda 
yarattığı  tehlikeleri  gözönünde  tutarak  maddenin  yayılmasını 
önleyici  her  türlü  iĢleme  engel  olmayı  amaçlamıĢtır.  Bu  nedenle  
uyuĢturucu  maddenin  ücretsiz  devredilmesi  dahi  yasaklanmıĢtır 
(302).  
 
Devir  iĢleminin  bir  kez  yapılması  suçun  oluĢumu  için 
yeterlidir.  Aynı  Ģahsa  birden  fazla  devir  kısa  sürelerle 
gerçekleĢmiĢse  TCK.nun  80.  maddesinin  tatbiki  gerekir.  DeğiĢik 
kiĢilere  ayrı  ayrı  zamanlarda  uyuĢturucu  madde  devredilmesi 
durumunda, devredilen kiĢi sayısınca suç meydana gelir. 
 
UyuĢturucu  madde  devretme  suçunda  suçun  tamam  olması  için 
maddenin devralanın eline geçmiĢ olması gerekmektedir. Devir için 
gerekli icrai hareketlere baĢlanmıĢ fakat madde devralacak kiĢiye 
herhangi bir engel nedeni ile teslim edil- 
 
(300) "5.CD.,  4.3.1980,  504/712",  KURT,  s.42 
(301)  "Sanığın,  30.5.1989  tarihinde  alıcı-ajanlara  191,100gr.  eroini  satmasından  sonra  narkotik  Ģube  yetkililerinin 
talimatı doğrultusunda kendisi ile iliĢkiyi kesmeyen ve altı gün kadar kısa bir süre sonra temasa geçen aynı Ģahıslara 
diğer Ģahıslarla teĢekkül oluĢturarak 11.6.1989 günü 499,74 gr. ağırlığındaki ikinci parti  uyuĢturucu maddeyi satması 
eylemlerini  müstakil  iki  suç  oluĢturmayıp  aynı  kasıt  altında  ve  kısa  fasıla  ile  iĢlediği  gözetilerek  müteselsil  tek 
teĢekkül  suçu  teĢekkül  edeceği  düĢünülmeden  yazılı  Ģekilde  hüküm  kurulması  bozmayı  gerektirmiĢtir".  (5.CD.,  
30.1.1991, 4336/300),  ERDURAK,  s.648-649 
(302) "Sanıklardan Abdullah'ın kendisinde bulunan esrar maddesini bir sigaraya sararak parasız dahi olsa mülkiyet ve 
intifaını müstakilen diğer sanıklara devretmesinin esrar suçu niteliğinde olduğu........", (5.CD., 18.3.1986,  588/1297), 
ERDURAK,  s.646 
 

memiĢ  ise,  eylem  teĢebbüs  aĢamasında  kalmıĢ  sayılarak  TCK.nun  
61. ve 62. marddesi tatbik edilmelidir (303).  
 
Satma,  satıĢa  arzetme  ve  devretme  suçlarında  teĢebbüsün 
kabul  edilmesi  mümkün  değildir.  Çünkü  suçun  yapıcı  hareketlerine 
baĢladıktan  sonra  teĢebbüs  sözkonusu  olacaktır.  Halbuki  satıĢa 
arzetme, 
ticari 
amaçla 
bulundurma, 
satıĢ 
suçunun 
yapıcı 
davranıĢları  olup  cezalandırılmıĢtır.  Bu  nedenle  teĢebbüs 
sözkonusu  olmayacaktır.  Pazarlık  edip  avans  vermek  sadece 
hazırlık  hareketi  olup  elveriĢli  vasıtayla  cürmün  iĢlenmesine 
baĢlanmadığından  eksik  teĢebbüs  olarak  kabul  edilemiyecektir 
(304). 
 
ee- Sevk ve nakil 
 
UyuĢturucu  maddenin  ve  faydalanılmasının  bir  baĢkasına 
devredilmek  amacıyla  bir  yerden  diğer  bir  yere  götürülmesi  veya 
taĢınmasıdır.  Sevk  veya  nakil  suçunun  oluĢabilmesi  için  maddenin 
bir  baĢkasına  devredilmek  amacı  ile  götürülmesi  veya  taĢınması 
gerekmektedir.  ġayet  sanığın  uyuĢturucu  maddeyi  bir  baĢkasına 
devretmek  amacı  yoksa  örneğin  kendi  ihtiyacı  için  naklediyorsa, 
sevk veya nakletme suçu oluĢmayıp, bulundurma suçu meydana gelir. 
Buna karĢılık sanık bir baĢkasına verilmek üzere uyuĢturucu madde 
naklederken hareket halinde bir vasıtada yakalanmıĢ ise, nakletme 
suçu oluĢur. 
 
Naklin  kısa  veya  uzun  mesafeli  olmasının  bir  önemi  yoktur 
(305). Yine naklin ücretli veya ücretsiz olmasının  
(303) KURT,  s.44 
(304) BAKICI, s.1581 
(305)  "Sanıkların  suç  konusu  maddeyi  Suriye'den  Hollanda'ya  sevki  için  aralarında  anlaĢtıkları  ve  bu  maddeyi 
suriye'den  Türkiye'ye  getirdikleri,  Ġstanbul'da  bir  gece  kaldıktan  sonra  Hollanda'ya  gitmek  üzere  havaalanına 
geldikleri  sırada  zabıtaca  yapılan  aramada  maddenin  üzerlerinde  elde  edildiği  anlaĢılmıĢ  olmasına  göre    sanıkların 
amacının yurda uyuĢturucu ithali veya yurttan uyuĢturucu ihracı olmadığı, Türkiye'nin sadece bir güzergahtan ibaret 
kalmıĢ  bulunduğu  ve  maddenin  yurt  içinde  satıldığı  veya  satılmaya  kalkıĢıldığı  hususunda  da  herhangi  bir  kanıt 
mevcut  olmadığına  göre,  eylemin  yurt  içinden  eroin  nakletmekten  ibaret  kaldığının    gözetilmemesi  bozmayı 
gerektirmiĢtir." (5.CD.  19.3.1986,  6737/1339), ERDURAK,  s.646
 

da  önemi  yoktur.  Sanığın  sevk  ve  naklettiği  maddenin  uyuĢturucu 
madde olduğunu bilmesi gereklidir (306). 
 
Nakletme  suçunda  teĢebbüsün  olup  olmadığı  yazarlar  arasında 
tartıĢılagelmiĢtir. Günay, sadece eksik teĢebbüsün mümkün olduğu, 
tam  teĢebbüsün  mümkün  olmadığı  görüĢündedir(307).  Kurt  da  Günay 
gibi sadece eksik teĢebbüsün mümkün olduğu kanaatindedir (308). 
 
Bu  tür  suçlarda  teĢebbüs  nedeniyle  cezanın  indirilmesi 
gerekmediğini,  özel  daire  de  22.6.1983  gün,  905/2468  sayılı 
kararla hüküm altına almıĢtır (309). 
 
5.CD.nin  20.10.1982  T.  ve  3147/3613  sayılı  kararında: 
"Cezaevinde  bulunan  kardeĢine  esrar  getiren,  ancak  gardiyanlarca 
yapılan  aramada  ele  geçmesi  nedeniyle  kendisine  ulaĢtıramıyan 
sanığın  teĢebbüs    derecesinde  kaldığı"nın  kabul  edilemiyeceği 
belirtilmiĢtir (310). 
 
ff- Alım satım ve tedarike aracı olma 
 
TCK.nun  403/5.  maddesine  göre,  uyuĢturucu  maddelerin  alınıp 
satılmasına  veya  her  ne  suretle  olursa  olsun  tedarikine  aracı 
olanlar  asli  fail  gibi  cezalandırılmaktadır.  Her  ne  suretle 
olursa olsun tabiri ile kanun "menfaat" unsurunu gözönüne almadan 
her  Ģekli  ile  aracı  olmayı  ceza  sorumluluğu  altına  almıĢtır 
(311). 
 
Aracı  mal  üzerinde  tasarrufta  bulunmayıp,  satıĢın  yapıcı 
davranıĢlarına  karıĢmamaktadır.  Alıcı  ile  satıcıyı  tanıĢtırma 
gibi  eylemlerde  bulunmaktadır.  Aksi  taktirde  suçun  niteliği 
değiĢmektedir.  UyuĢturucu  maddeyi  satıcıyla  birlikte  getirip 
alıcıya  teslimde,  pazarlığa  katılmada,  tartılmasına  yardımcı 
olmada,  parasını  satıcı  adına  tahsil  etmede,  tanıdığında  esrar  
olduğunu söyleyip, satıcıyla satmaya çalıĢmak teĢekkül  
________________ 
(306) KURT,  s.46 
(307) GÜNAL, s.101 
(308) KURT,  s.47 
(309) BAKICI,  s.1580 
(310) YKD,  c.9,  y.1983,  sy.1,  s.128 
(311) Nejat ÖZÜTÜRK,  Türk Ceza Kanunu Şerhi ve Tatbikatı,  c.2,  Ankara 1966,   s.514 

 halinde satıĢ suçunu oluĢturacaktır. Yargıtay 5.CD'nin 23.3.1983 
T.  643/1031  sayılı  kararında  "birlikte  içmek  için  diğer  sanığın 
verdiği parayla 620 miligram esrar alıp geldikten sonra birlikte 
yakalanmalarında,  esrar  üzerindeki  tasarrufun  mülkiyet  ve 
intifaının  müstakilen  devrolunması  sözkonusu  olmayıp  birlikte 
içme  amacına  dönük  bulunduğu  ve  bu  itibarla  esrar  tedarikine 
vasıta  olmak  suçunun  manevi  öğesinin  oluĢmadığı  gözetilmeden  bu 
suçlardan  cezalandırılmasına  karar  verilmesi"  yasaya  aykırı 
bulunmuĢtur (312). 
 
gg- Bulundurma 
 
Kanun  koyucu  uyuĢturucu  maddelerin  kullanmak  için  yeterli 
miktardan  fazla  bulundurulmasını  baĢkasına  uyuĢturucu  madde 
teminine  yönelik  eylem  kabul  ederek  cezalandırma  yolunu  tercih 
etmiĢtir. 
 
TCK'nun  403/5.  maddesinde  açıklanan  uyuĢturucu  madde 
bulundurma  suçunun  oluĢabilmesi  için,  bulundurulan  maddenin 
baĢkalarına  temin  amacı  ile  örneğin:  satma,  satıĢa  arzetme  veya 
devretmek  amacı  ile  bulundurulmuĢ  olması  gerekmektedir.  Sanığın 
bu  kastının  tesbitinde  uyuĢturucu  maddenin  miktarı  önem  taĢır. 
Hangi  miktarda  uyuĢturucu  maddenin  bulundurulmasının  baĢkalarına 
temin 
amacına 
yönelik 
olduğunun 
tesbitinin 
mahkemelerce 
çözümlenmesi  gerekmektedir.  Yargıtay  içtihatlarına  bakıldığında 
bu konuda kesin bir kıstasın olmadığı görülür (313). 
__
_____________ 
(312) BAKICI, s.1580 
(313) KURT,  s.47 
          "Sanığın diğer sanık Ali'ye satıĢ için örnek (numune) vermesi ve  evinde yakalanan eroinin 962 gram olması, 
bu  maddeyi  satmak  amacıyla  bulundurduğunu  gösterir"  (5.CD.,    15.6.1983,    1927/2345),    YKD,    c.10,    y.1984,  
sy.10,    s.1597  "Sanıkların  birlikte  kaldıkları  evde  uyuĢturucu  madde  satıldığının  haber    alınmasıyla,  güvenlik 
kuvvetlerince,  burada  ve  yeni  taĢındıkları  meskende  yapılan  aramada  ele  geçen  1330  adet  tabletten  uyuĢturucu 
maddeler kapsamına alınan Hipnoseden ve Rehynol haplarının toplam 1,876 gram uyuĢturucu madde ihtiva ettiğinin 
Adli  Tıp  Kurumu  raporu  ile  açıklanmıĢ  olması  nedeniyle  miktarın  çokluğu  ihbarın  mahiyeti  karĢısında,  eylemlerin 
teĢekkül  oluĢturarak  satmak  maksadıyla  uyuĢturucu  madde  bulundurmak  niteliğinde  olduğunun  gözetilmemesi, 
bozmayı gerektirmiĢtir". (5.CD.,  6.2.1991,  5430/511),  ERDURAK,  s.649
 

 
Bulundurulan uyuĢturucu maddenin baĢkalarına temin amacı ile 
bulundurulduğunun  kesin  deliller  ile  kanıtlanması  gerekir.  Bu 
konuda  sadece  ajan  veya  muhbirin  ifadesi  yeterli  değildir. 
Mahkeme  gerektiğinde  zabıt  düzenleyicileri  de  dinleyerek, 
bulundurulan  madde  miktarınıda  dikkate  alarak  tüm  delilleri 
değerlendirip  uyuĢturucu  maddenin  hangi  amaçla  bulundurulduğunu 
tespit  etmelidir.  Toplanan  delillere  göre  sanığın  uyuĢturucu 
maddeyi  baĢkalarına  temin  amacıyla  bulundurduğu  anlaĢıldığında, 
TCK'nun  403/5.  maddesi,  kendi  ihtiyacı  için  bulundurduğu 
yolundaki  savunmanın  aksi  ispatlanmıyor  ve  bulundurulan  madde 
miktarı  da  savunmasını  doğuruyor  ise,  TCK'nun  404/2.  maddesinin 
uygulanması yoluna gidilmelidir(314).  
_______________ 
(314) KURT,  s.48 
          "Olay  tutanağında;  "önceden  alınan  bir  haberin  değerlendirilmesi"  sonucu  pusu    kurularak  sanığın  elindeki 
çantada bulunan 825 gram esrar maddesiyle  yakalandığının açıklanmasına, sanık aĢamalarda 20-30 yıldan beri esrar 
içtiğini  ısrarlı bir biçimde savunmasına, esrarın istenildiği anda temin edilemiyeceği, bir Ģahsın yılda yaklaĢık bir kilo 
esrar tüketebileceği de nazara alınarak, sanığın bir yıllık ihtiyacını karĢılayacak miktardaki esrarı satmak maksadıyla 
bulundurduğunu gösteren hiçbir delil uygun olmayan gerekçelere yer verilerek yazılı Ģekilde esrar ticareti yaptığının 
kabulü ile hükümlendirilmesi, bozmayı gerektirmiĢtir". (5.CD.,  30.5.1989,  2948/2939),  ERDURAK,  s.647 
 
 "Türkiye'den Almanya'ya dönmekte olan sanığın Yugoslavya-Macaristan arasındaki sınır kapısında yapılan 
aramada,  özel  otosunun  motor  bölümünde  460  gram,  50  santigram  ağırlığında  esrar  yakalanmıĢtır.  Objektif  bir 
değerlendiriĢte, esrar satıĢı ve ticareti yaptığı belirlenemeyen sanığın, suç konusu esrarı kendi ihtiyacı için çalıĢtırdığı 
yere  götürdüğünü  kabulde  zorunluluk  bulunmaktadır.  Esasen  sanık  esrar  kullandığını  ve  bu  amaçla  arabasına 
koyduğunu  kabul  etseydi,  kendisine  uygulanacak  madde  TCK'nun  404/2.  maddesiydi.  Sanık  tüm  cezalardan 
kurtulmak  amacıyla  suç  konusu  esrarın  arabasına  baĢkaları  tarafından  konulmuĢ  olabileceğini,  kendisinin  esrar 
kullanmadığını ileri sürdü diye sanığı, TCK'nun 403/1-2.  maddesiyle cezalandırmak onun asıl eylemini değil ikrarda 
bulunmamasını  cezalandırmak  anlamında  bir  uygulamaya  yolaçacağından  kabul  edilemez"  (CGK,    28.6.1982,    5-
271/315),  ÖZEL,  s.719-720
 

 
4- Suçun Manevi Unsuru 
 
a- Genel olarak 
 
UyuĢturucu  madde  temin  suçlarında  suçun  oluĢması  için,  "genel 
kast"  yeterli  olup,  baĢkaca  herhangi  bir  saik  ve  maksat  aranmamıĢtır. 
Bu  tür  suçlar  kasti  suçlar  olduğundan,  taksirli  Ģekli  kanunumuzda 
öngörülmemiĢtir.  Manevi  unsurun  gerçekleĢmesi  için  failde  ruhsatsız 
veya  ruhsata  aykırı  olarak  imal,  ithal,  ihraç  veya  kullanma  dıĢında 
satma,  alma,  bulundurma,  nakletme,  devretme  iradesinin  bulunması 
yeterlidir (315). 
 
Doktrinde,  uyuĢturucu  madde  kullananların  satıĢ  ve  devretme 
gayesi  olmaksızın  acıma,  arkadaĢlık,  baskı  yada  sürekli  rahatsız 
edilmekten kurtulma amacıyla yanıltılarak karĢılıksız olarak bir miktar 
uyuĢturucu  madde  vermeleri  halinde  temin  suçunun  manevi  unsuru 
gerçekleĢmediğinden  sadece  kullanma  suçundan  cezalandırılmalarının 
hakkaniyete daha uygun olacağı ileri sürülmektedir. 
 
Sanığın  bir  sigaralı  esrarı  birlikte  içmek  maksadıyla  sararak 
arkadaĢına  vermesi  halinde,  amaç,  birlikte  içmek  olup,  uyuĢturucu 
maddenin  mülkiyetinin  müstakilden  devri  sözkonusu  olmadığından  temin 
suçu  oluĢmayıp,  TCK'nun  404/2.  maddesinin  uygulanacağı  yargıtay 
5.CD'nin  24.11.1966  T.  ve  3511/3426  sayılı  kararında  açıklanmıĢtır 
(316). 
 
ġiddet  sebebine  ait  hususta  düĢülecek  fiili  bir  hata  sonucu 
bilmeme  veya  yanılma  hali  de  gözönünde  bulundurulmalıdır.  UyuĢturucu 
maddenin  eroin,  kokain,  baz  morfin  veya  morfin  olduğunda  düĢülen  hata 
gözönünde bulundurulmalı ve Ģiddet sebebi uygulanmamalıdır (317). 
 
b- Ġftira Amacıyla UyuĢturucu Madde Bulundurma  
 
   Eyleminde Manevi Unsur 
 
Kanunun  UyuĢturucu  madde  suçları  için  ağır  cezalar  ön-görmüĢ 
olması nedeniyle, toplum içinde bazı kiĢilerin, sırf düĢmanlık veya öç 
alma amacıyla baĢkalarına bu suçu iĢlediği
  
(315) KURT, s.48 
(316) BAKICI,  s.1579 
(317) GÜNAL,  s.104 

iddiası  ile  iftira  etme  eylemlerine  baĢvurduklarına  sıkça 
rastlanmaktadır.  Genelde  iftirada  bulunan  kiĢi  temin  ettiği 
uyuĢturucu  maddeyi  düĢmanının  evine  veya  kullandığı  bir  eĢyasına 
ondan  habersiz  bırakmakta,  ardından  güvenlik  güçlerine  ihbarda 
bulunarak,  düĢmanın  uyuĢturucu  madde  suçundan  cezalandırılması 
amacını  gütmektedir.  Evine  ve  eĢyalarına  habersizce  uyuĢturucu 
madde  konulan  kimsenin  suç  kastı  yoktur.  Bu  nedenle,  uyuĢturucu 
madde  bulundurma  suçundan  cezalandırılması  düĢünülemez.  Çünkü 
madde  kendi  iradesi  ve  bilgisi  dıĢında  konmuĢtur.  Ancak  bu 
hususun kesin kanıtlarla kanıtlanması gerekir (318). 
 
BaĢkasına  iftira  amacıyla  uyuĢturucu  madde  bulunduranlar 
için  TCK'nun  hangi  maddesi  uygulanacaktır?  Bu  konuda  Günal, 
TCK'nun 285. maddesinin uygulanması gerektiği görüĢündedir (319). 
Bakıcı'ya  göre;  bu  durumda  TCK'nun  285  ve  296.  maddelerinin 
uygulanması  olanaksızdır.  TCK'nun  296.  maddesi,  baĢkasına  ait 
uyuĢturucu  maddenin,  o  maddenin  mülkiyeti  ve  kazancı  ile  ilgisi 
bulunmaksızın  saklanmasında,  örneğin,  suçunun  ortaya  çıkmamasını 
sağlamak  için  babanın  oğluna  ait  esrarı  gizlemesinde  tatbik 
edilecektir (320). 
 
Ergen'e  göre;  UyuĢturucu  madde  ile  iftira  atılması  halinde 
TCK'nun 
403. 
maddesinde 
yeralan 
uyuĢturucu 
devredilmesi 
oluĢmaktadır.  UyuĢturucu  madde  cinsi  eroin,  kokain,  morfin  veya 
baz morfin ise ceza 403/6 ile artırılacaktır (321). 
 
TCK'nun  285.  maddesinin  uygulanacağına  iliĢkin  Yargıtay 
5.CD'nin  21.9.1961  T.  2727/3616  sayılı  ve  benzer  kararlarından 
vaz geçilmiĢtir. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2.4.1973 T. 80/317 
sayılı kararında  TCK'nun  403. maddesinin  
_______________ 
(318) KURT,  s.49 
(319) GÜNAL,  s. 
(320) BAKICI,  s.1578 
(321) ERGEN, s.106 
 

uygulanacağı  kabul  edilmiĢtir.  Yargıtay  5.CD'nin  10.11.1983  T. 
3060/3747  sayılı  kararında  "sanığın  iftira  etmek  amacıyla 
H.A.'nın  evindeki  çiçek  saksısının  içine  suç  konusu  esrarı 
koyduğu, oluĢa uygun Ģekilde kabul edildiği halde 403/3-4 maddesi 
(3756  SK'la  403/5-6  olmuĢtur)  yerine  404/2.  maddesi  gereğince 
cezalandırılması"  yasaya  aykırı  bulunmuĢtur.  Yerel  mahkemenin 
iftira  amacıyla  esrar  bulundurmaktan  TCK'nun  403/3-4.  maddesiyle 
kurduğu  mahkumiyet  hükmü  anılan  dairenin  7.2.1984  T.  4675/333 
sayılı ilamı ile onanmıĢtır. Aynı dairenin 9.6.1983 T. 2180/2226 
sayılı  kararında  iftira  amacının  devir  suçunu  engellemiyeceği 
belirtilmiĢtir (322). 
 
5- Cezayı Etkileyen Sebepler 
 
a- Para Cezasının Tayini 
 
TCK'nun  403.  maddede  hürriyeti  bağlayıcı  cezalardan  ayrı 
olarak "nisbi para cezası" da öngörülmüĢtür. Buna göre, yakalanan 
uyuĢturucu maddenin her gram ve küsürü için 50.000 TL para cezası 
hesaplanmak  suretiyle  hükmedilecek  para  cezası  belirlenecektir. 
Nisbi  para  cezaları  TCK'nun  mevkii  meriyetine  vaz'ına  müteallik 
825  sayılı  kanunun  20.  maddesinde  tanımlanmıĢtır.  Buna  göre; 
"miktarı  belli  bir  nisbet  dairesinde  ve  olaya  göre  azalıp, 
çoğalabilir  nitelikte  bulunan  para  cezası  nisbi  nitelikte  kabul 
edilmektedir.  TCK'nun  403.  maddesindeki  ağır  para  cezası  bu 
tanıma uymakta ve nisbi para cezası niteliğinde bulunmaktadır. Bu 
durum yargıtay kararlarında da vurgulanmıĢtır (323). 
_______________ 
(322) BAKICI, s.1578 
(323)  "Nisbi  para  cezaları  misli  arttırmaya  tabi  tutulmamıĢtır.  TCK'nun  403/3-4  (yeni  403/5-69  maddesinde 
öngörülen ağır para  cezası nisbi nitelik taĢır". (5.CD., 10.10.1989,  2884/4504),    İKİD,    y.1990,  sy.350,  s.6987; 
Ayrıca bkz. 5.CD.,  8.3.1990,  557/1292,  İKİD,  y.1990,  sy.353,  s.7175 "14.12.1988 tarihinde meriyete giren 3506 
sayılı  kanunla  TCK'na  eklenen  ek  m.1'de,  misli  para  cezalarının  maddede  gösterilen  misli  arttırmalara  tabi  
bulunmadığı  açıklanmıĢtır.  Ve  mezkür  kanunun  10.  maddesi  ile  3435  sayılı  kanun  ilga  edilmiĢ  bulunmasına  göre, 
TCK 403/3 maddesindeki nisbi para cezasının arttırıma tabi tutulması isabetsizdir". (5.CD., 28.6.1990,  1877/3522 
ABKD,  y.1991,  sy.6,  s.46),  Ayrıca bkz. "CGK, 20.11.1989,  5-287/356",  M. Uygun vd. 2. kitap,  s.202 

 
TCK'nun  19.  maddesi  uyarınca  nisbi  para  cezalarının  yukarı 
sınırı yoktur. Bu nedenle, ele geçirilen uyuĢturucu madde miktarı 
ne kadar fazla olursa olsun, miktara göre sınırsız olarak kanunda 
öngörüldüğü Ģekilde her gram ve küsürü için 50.000 lira hesabıyla 
ağır para cezasına hükmedilmelidir (324).  
 
UyuĢturucu madde miktarının hesaplanmasında "saf" uyuĢturucu 
madde  hesaba  katılır.  Bu  nedenle,  uyuĢturucu  madde  olmayan 
yabancı maddeler "niĢai" madde, uyuĢturucu olmayan, karıĢtırılmıĢ 
maddelerin arınması, torba ağırlığı vs. çıkarılması suretiyle saf 
uyuĢturucu  madde  miktarı  belirlenmelidir.  Miktar  hakkında 
tereddüt varsa bunun giderilmesi Ģarttır. 
 
Para  cezası  her  sanık  için  ayrı  ayrı  hükmedilir,  para 
cezasına  sanıkların  müteselsilen  mahkum  edilmesi  doğru  değildir 
(325). 
 
Yüklə 4,8 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   8   9   10   11   12   13   14   15   ...   28




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin