161
gastrulasında, normalde göze gelişen belirli bir bölge vardır.
Bu doku embriyodan
çıkarılır ve özel bir besin çözeltisi içine konulursa, düzensiz bir hücreler kütlesine
gelişir.
Diğer yandan, bu doku diğer bir kurbağa embriyosunun diğer bir parçasına
aktarılırsa, işlevsel bir göz olmasa da, tanınabilir bir göze gelişir. Bu dokunun biraz
fazlalığı, aktarılan dokudan işlevsiz göz gelişmemiştir.
Bunun yerine, aktarılan doku,
olağan durumda göz yapılarına gelişmede gözün bir parçası olmayacak bazı çevre
dokulara neden olmuştur.
Bu deney, bir dokunun komşu dokuların farklılaşmasını
etkileyebildiğini göstermiştir.
Gelişen embriyonun belirli kısımlarının
bitişik hücrelerin gelişimini etkileyen
organizerler
olarak ödev yaptığı bulunmuştur. Organizerlerin diğer yapının farklılaşmasına
neden olduğu işleme
embriyonik indüksiyon
denir. İndüksiyonun hangi mekanizma ile
ya
pıldığı henüz bilinmemektedir. Hücre teması da büyük olasılıkla önemli olmaktadır.
Gelişme ilerledikçe, organizerler, bir şekilde ve belli zamanlarda hücrenin kalıtsal
materyalini etkinleştiren parçalarını etkilerler ve böylece bu hücrelerin farklılaşma yönünü
belirliyor olabilirler.
İÇSEL VE DIŞSAL GELİŞME
17-
6 Suda Dışsal Gelişim
Embriyo
gelişimi, organizma türüne bağlı olarak, anne vücudunun içinde ya dışında
olmaktadır. Gelişimin meydana geldiği yere bağlı olarak, embriyonun bazı temel
gereksinimleri
vardır. Bu gereksinimler
beslenme, uygun sıcaklık,
oksijen sağlama ve
atıkların uzaklaştırılması yollarıdır
. Sucul hayvanların pek çoğunda döllenme ve gelişim
dışsal olarak suda meydana gelmektedir. Suda gelişen embriyoların beslenmesi,
yumurtada
depo edi
len yumurta sarısı ile karşılanır.
Çiftleşme ve döllenme çoğunlukla
yılın özel bir bölümünde meydana geldiğinden, genç bireyin
gelişimi uygun çevre
koşullarının güvencesi altındadır.
Temel gereksinimlerden oksijen çevresindeki sudan
embriyoya, atıklar embriyodan suya difüze olur.
Sucul hayvanların çoğunda, yavru bakımı çoğunlukla çok az ya da hiç yoktur.
Bununla
birlikte, bazı balıklar gelişmekte olan yavrularının belirli bir miktarına bakım sağlarlar.
Örneğin, dişi dikenceler yumurtalarını gözedir ve bol oksijen sağlamak amacıyla
embriyonun etrafında su akıntısı oluştururlar. Bazı balıklar “ağız üreticileridir”, bu
balıklarda döllenmiş yumurta açılıncaya kadar anne babadan birinin ağzında taşınır. Suda
gelişen türün varlığını sürdürmesi çoğunlukla çok büyük miktarlarda yumurtanın
üretilmesine ve döllenmesine bağlı olmaktadır. Yumurtaların pek çoğu yenir ya da diğer
yollarla yok edilir ve her bir eşleşmede başlangıçtaki miktarın çok küçük bir yüzdesi
hayatta kalır.