Konuşma metinleri ve biLDİRİ Özetleri Kİtabi



Yüklə 6,44 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə57/73
tarix03.02.2017
ölçüsü6,44 Mb.
#7521
1   ...   53   54   55   56   57   58   59   60   ...   73

Gereç ve Yöntem:
Merkezimize Nisan 2009-Ocak 2012 tarihleri arasında başvuran 
neoadjuvan  kemoterapi  sonrası  cerrahi  uygulanan  lokal  ileri 
evre meme kanserli hastalar retrospektif olarak incelenmiştir.  
Hastalarda  patolojik  tam  yanıt  tanımı  cerrahi  sonrası  rezidü 
tümör ve metastatik lenf nodu olmaması şeklinde yapılmıştır. 
Demografik  veriler,  tümör  boyutu,  grad,  evre,  estrogen, 
progesterone,  HER2  durumu,  kemoterapi/endokrin  tedavi 
hikayeleri  ve  tedavi  yanıt  durumları  hastalardan  ve  hastane 
kayıtlarından öğrenilmiştir.
Bulgular:
Ortanca  yaşı  52.4  (aralık  24-72)  olan  117  hasta  analiz  edildi. 
95  hasta  taksan  içeren  tedaviler  alırken,  22  hasta  taksan 
içermeyen  tedaviler  alıyordu.  Taksan  içeren  tedavi  alan  24 
hastada patolojik tam yanıt elde edilirken, taksan içermeyen 
tedavi alan 1 hastada patolojik tam yanıt elde edildi (%25.3 vs. 
%4.0, p<0.05).
Sonuç:
Neoadjuvan  sistemik  tedavi  uygulanan  lokal  ileri  evre  meme 
kanserli  hastaların  %81.1’İ  taksan  içeren  kemoterapiler 
alıyordu.  Neoadjuvan  taksan  içeren  rejimler  ile  patolojik 
tam  yanıt  oranlarında  anlamlı  artış  saptandı.  Bu  bulgularla 
neoadjuvan  sistemik  kemoterapi  uygulanan  hastalara  taksan 
içeren tedavilerin patolojik tam yanıt oranlarında ve dolayısıyla 
sağkalımda artışa katkı sağladığı anlaşılmaktadır.
EP-222
NEOADJUVAN ANTRASİKLİN İÇEREN KEMOTERAPİ 
UYGULANAN LOKAL İLERİ EVRE MEME KANSERİ 
HASTALARINDA PATOLOJİK TAM YANIT ORANLARI
FURKAN SARICI , MUSTAFA SOLAK , TANER BABACAN , ZAFER 
ARIK , KADRİ ALTUNDAĞ  
 
HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ, ONKOLOJİ ANABİLİM 
DALI
Amaç:
Lokal  ileri  evre  meme  kanserinde  ilk  tedavi  seçeneği 
kemoterapidir.  Neoadjuvan  sistemik  tedavi  uygulanan 
meme kanseri hastalarında patolojik tam yanıt elde edilmesi 
durumunda  rezidü  tümörü  olan  hastalara  oranla  sağkalım 
avantajı elde edilmektedir. Bu çalışmada neoadjuan antrasiklin 
içeren  sistemik  kemoterapi  alan  meme  kanseri  hastalarında 
patolojik tam yanıt oranlarını belirlemeyi amaçladık.
Gereç ve Yöntem:
Merkezimize Nisan 2009-Ocak 2012 tarihleri arasında başvuran 
neoadjuvan  kemoterapi  sonrası  cerrahi  uygulanan  lokal  ileri 
evre meme kanserli hastalar retrospektif olarak incelenmiştir.  
Hastalarda  patolojik  tam  yanıt  tanımı  cerrahi  sonrası  rezidü 
tümör ve metastatik lenf nodu olmaması şeklinde yapılmıştır. 
Demografik  veriler,  tümör  boyutu,  grad,  evre,  estrogen, 
progesterone,  HER2  durumu,  kemoterapi/endokrin  tedavi 
hikayeleri  ve  tedavi  yanıt  durumları  hastalardan  ve  hastane 
kayıtlarından öğrenilmiştir.
Bulgular:
Ortanca yaşı 52.4 (aralık 24-72) olan 117 hasta analiz edildi. 89 
hasta antrasiklin içeren tedaviler alırken, 28 hasta antrasiklin 
içermeyen  tedaviler  alıyordu.  Antrasiklin  içeren  tedavi  alan 
24  hastada  patolojik  tam  yanıt  elde  edilirken,  antrasiklin 
içermeyen tedavi alan 1 hastada patolojik tam yanıt elde edildi 
(%27.0 vs. %3.6, p<0.005).
Sonuç:
Neoadjuvan  sistemik  tedavi  uygulanan  lokal  ileri  evre  meme 
kanserli  hastaların  %76.0’  sı  antrasiklin  içeren  kemoterapiler 
alıyordu.  Neoadjuvan  antrasiklin  içeren  rejimler  ile  patolojik 
tam  yanıt  oranlarında  anlamlı  artış  saptandı.  Bu  bulgularla 
neoadjuvan  sistemik  kemoterapi  uygulanan  hastalara 
antrasiklin  içeren  tedavilerin  patolojik  tam  yanıt  oranlarında 
ve dolayısıyla sağkalımda artışa katkı sağladığı anlaşılmaktadır.
EP-223
MEME KANSERİNDE HİSTOPATOLOJİK ÖZELLİKLER VE 
MOLEKÜLER SINIFLAMA İLE İLİŞKİSİ
NUR ŞENER , NURGÜL YAŞAR , DİNÇER AYDIN , RAMAZAN YILDIZ , 
TANER KORKMAZ , ÖZLEM ERCELEP , SİNEMİS YÜKSEL , ASLIHAN 
GÜVEN MERT , UMUT KEFELİ , EMRE YILDIRIM , MEHMET 
ALİUSTAOĞLU , ALPASLAN MAYADAĞLI , MAHMUT GÜMÜŞ  
 
DR. LÜTFİ KIRDAR KARTAL EAH
Amaç:
Meme kanseri farkli morfolojik ve moleküler özellikler gösteren 
heterojen  bir  hastalıktır.Bu  çalışmamızda  meme  kanserinin 
histopatolojik  özellikleri  ile  moleküler  sınıflama  arasındaki 
ilşkiyi araştırmayı amaçladık.
Gereç ve Yöntem:
Kliniğimizde takipte olan 1503 meme kanseri hastasının verileri 
histopatolojik ve moleküler özellikler açısından değerlendirildi. 
Histopatolojik özellikler ile moleküler özellikler  arasındaki ilişki 
araştırıldı.
Bulgular:
Hastaların % 65’i endokrin duyarlı, % 22’si her2 pozitif % 13’ü 
ise  üçlü  negatif  hastalardan  oluşmakta  idi.  İnvaziv  lobuler 
kanser tanılı hastalar, düşük gradlı hastalar ve lenfatik invazyon 

242
saptanmayanlar daha çok endokrin duyarlı grupta idi (p=0001, 
0.000,  0.027  sırasıyla).  Diğer  histopatolojik  özellikler  ile 
endokrin duyarlılık arasında istatistiksel ilişki saptanmadı. Her2 
pozitifliği ile yüksek grad, lenfatik ve vasküler invazyon varlığı 
ve  nodal  tutulum  arasında  anlamlı  ilişki  mevcuttu  (p=0.000, 
0.003,  0.021,  0.002  sırasıyla).  Diğer  histopatolojik  özellikler 
ile  her2  durumu  arasında  ilişki  saptanmadı.  Üçlü  negatiflik 
ile  patolojik  tanı,  yüksek  grad  ve  perinöral  invazyon  yokluğu 
arasında  anlamlı  bir  ilişki  mevcuttu  (p=0.050,  0.000,  0.001 
sırasıyla).  Üçlü negatiflik ile vasküler invazyon varlığı, lenfatik 
invazyon varlığı, t evresi ve nodal durum arasında istatistiksel 
bir ilişki saptanmadı.
Sonuç:
Klinikopatolojik  özelliklerin  yanısıra  moleküler  alt  tiplerin 
bilinmesi,  meme  kanserini  daha  iyi  anlamamıza  yol  açmakta 
ve  meme  kanserine  bakışımızı  ve  tedavi  seçeneklerini 
belirlememize katkıda bulunmaktadır.
EP-224
MEME KANSERLİ HASTALARDA DEPRESYON, ANKSİYETE, 
BENLİK VE CİNSEL FONKSİYON BOZUKLUKLARININ 
DEĞERLENDİRİLMESİ
AYŞEGÜL KARGI 
1
, ARZU DİDEM YALÇIN 
2
, AHMET BÜLENT 
KARGI 
3
, MELİKE CEYLAN BALCI 
1
, HASAN HÜSEYİN POLAT 
2
 
 

MEDİCAL ONKOLOJİ KLİNİĞİ, DENİZLİ DEVLET HASTANESİ, 
DENİZLİ 

ALERJİ VE KLİNİK İMMUNOLOJİ KLİNİĞİ EĞİTİM VE 
ARAŞTIRMA HASTANESİ, ANTALYA 

GÖĞÜS CERRAHİSİ KLİNİĞİ, MEDİCALPARK HASTANESİ, 
ANTALYA 

PSİKİYATRİ KLİNİĞİ, DENİZLİ DEVLET HASTANESİ 

HALK SAĞLIĞI ANABİLİM DALI, CUMHURİYET ÜNİVERSİTESİ, 
SİVAS
Amaç:
Meme kanseri tedavisi alan hastalarda eşlik eden psikolojik ve 
cinsel fonksiyon bozukluklarının prevalansını araştırmaktır.
Gereç ve Yöntem:
Çalışma,  Denizli  Devlet  Hastanesi  Onkoloji  Kliniğinde  meme 
kanseri  teşhisi  alan,  çeşitli  evredeki  evli  50  kadın  üzerinde 
yapıldı.  Tüm  olguların  demografik  bilgileri  kaydedildikten 
sonra  aydınlatılmış  onamları  alındı.  Beck  depresyon  ve 
Anksiyete ölçümü, Rosenberg benlik saygı ölçeği, Golombok-
Rust cinsel doyum ölçeği testleri uygulandı. Sonuçlar istatistik 
testlerle değerlendirildi.
Bulgular:
Yaş  ortalamaları  44,30±7,26  yıldı.  Olguların  %58’i  40-49  yaş 
grubunda; %64’ü ev hanımı olup %64’ü ilkokul ve altı eğitimli 
idi.  Yine  araştırma  grubundakilerin  %28’i  psikiyatrik  tedavi 
görmekteydi.  Hastaların  %  40’ı  tedavi  gerektirecek  düzeyde 
depresyon,  %26  hastada  ise  ileri  derecede  anksiyete  tespit 
edildi. Yalnızca % 2 hastada Rosenberg testi ile benlik saygısının 
azaldığı gösterildi. Cinsel işlevi gösteren Golombok-Rust Cinsel 
Doyum  Ölçeğine  göre  hastaların  %  10’unda  ileri  derecede 
cinsel  doyum  bozukluğu  görüldü.  SCL  90-R  testine  göre  de 
hastaların  %  32’sinde  hastayı  huzursuz  ve  tedirgin  eden 
psikolojik bozukluk tespit edildi. Hastaların yaş, eğitim düzeyi, 
menapoz durumu ile karşılaştırmalı testler uygulandı.
Sonuç:
Kadının cinsel kimliğinin önemli bir parçası olan memenin kaybı, 
psikososyal  morbiditeye  neden  olmaktadır.  Kanserin  kendisi 
kadar  tedavide  kullanılan  ilaçların  yan  etkileri  –sözgelimi  saç 
dökülmesi  gibi-  hastaların  beden  ve  ruh  sağlıklarını  olduğu 
kadar  cinsel  fonksiyonlarını  da  ciddi  ölçüde  etkilemektedir. 
İnsanların  pek  çoğu  kanser  tedavisinin  ardından  cinsel 
yaşamlarının sona erdiğini düşünmektedir. Hekimler de kanser 
tedavisinde yalnızca hastalığa odaklanmaktadırlar. Uygulanan 
cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hormonal tedavilerin yan 
etkileri,  hastalık  seyrinde  görülen  depresyon  ve  anksiyete, 
cinsel hayatı psikolojik yönden olumsuz etkiler, yaşam kalitesini 
düşürür.  Kanser  tedavisinde  amaç,  sağkalımı  artırmak  kadar 
yaşam kalitesini de düzeltmektir.
EP-225
TANI ANINDA METASTATİK MEME KANSERLİ HASTALARDA 
SAĞKALIMI ETKİLEYEN FAKTÖRLER
ÜMMÜGÜL ÜYETÜRK 
1
, BURÇİN BUDAKOĞLU 
2
, İBRAHİM 
TÜRKER 
3
, KAAN HELVACI 
2
, ÖZLEM SÖNMEZ 
2
, ÜLKÜ 
YALÇINTAŞ ARSLAN 
2
, BERNA ÖKSÜZOĞLU 
2
 
 

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ, İÇ 
HASTALIKLARI AD,BOLU 

ANKARA ONKOLOJİ EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ,TIBBİ 
ONKOLOJİ KLİNİĞİ,ANKARA 

TRABZON NUMUNE EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ,TIBBİ 
ONKOLOJİ KLİNİĞİ,TRABZON
Amaç:
Meme  kanseri  klinik  ortaya  çıkış,  radyografik  karakteristik, 
patolojik  özellikler  ve  biyolojik  davranışlar  bakımından  farklı 
grupları  içeren  heterojen  bir  hastalıktır.  Metastatik  meme 
kanserinde  de,  klinik  seyir  ve  prognoz,  tümörün  özelliklerine 
göre  farklılıklar  gösterebilmektedir.  Primer  tümörünün 
intrensek genetik heterojenitesi bu farklılıklardan sorumludur. 
Bu yüzden tümörün genel karakteristik özellikleri prognoz ve 
sağkalım üzerinde önemlidir.
Gereç ve Yöntem:
01.09.2007-31.05.2011  tarihleri  arasındaki  hasta  verileri 
retrospektif olarak analiz edilerek tanı anında metastatik meme 
kanserli hastaların demografik özellikleri değerlendirildi.
Bulgular:
Toplam 2478 meme kanseri vakasından tanı anında metastatik 

TIBBI
ONKOLOJI
KONGRESI
243
olan  102’si(%4.1)  çalışmaya  alındı.  Ortanca  yaş  50  (26-90) 
yıldı. Hastaların %58.8’i postmenapozaldi. En sık histolojik alt 
grup %89.2 ile invaziv duktal karsinomdu. % 57,8 ile hastaların 
çoğunun  histolojik  grade’i  3  idi.  %76.5  (78  hasta)  hormon 
reseptörü pozitif iken %42.2 (43 hasta) HER2 pozitifti.
Metastaz bölgelerine göre hastalar değerlendirildiğinde; %20 
visseral,  %42  izole  kemik  ve  yumuşak  doku,  %37  hastada 
ise  kombine  metastaz  mevcuttu.  Reseptör  negatif  ve  HER2 
pozitif hasta grubu en fazla visseral metastazlı hasta grubunu 
oluşturuyordu.
Ortanca  progresyonsuz  sağkalım  (PSK)  30  aydı  (Şekil  1).  PSK 
üzerine  hormon  reseptör,  HER2  durumunun  ve  metastaz 
bölgesinin anlamlı etkisi mevcuttu. Ortanca genel sağkalım(GSK) 
66 ay olarak hesaplandı(Şekil 2). GSK üzerine hormon reseptör 
negatifliği, HER2 reseptör pozitifliği ve  viseral organ metastazı 
olmasının olumsuz etkisi olduğu izlendi. Uygulanan tedavilerin 
GSK süresi üzerine etkili olduğu  (p=0.01), 76 ayla kemoterapi 
alanların  en  uzun,  23  ayla  kemoterapi-hedefe  yönelik  tedavi 
alanların  en  kısa  GSK  süresine  sahip  olduğu  bulundu.  PSK 
ve  GSK  üzerine  yaşın,  menapoz  durumunun,  ECOG,  tümör 
histolojisi ve gradının etkisi olmadığı görüldü (Tablo 1).
Sonuç:
Çalışmamızdaki  tanı  anında  metastatik  meme  kanserli 
hastalarda tümörün reseptör özelliklerinin, metastaz yerinin, 
uygulanan  tedavilerin  hem  progresyonsuz  hem  de  genel 
sağkalım üzerine etkili olduğu bulundu.
Değişken
PSK(p değeri)
GSK(p değeri)
Yaş
0.2
0.2
Menapoz Durumu
0.09
0.9
ECOG Performans Durumu 0.07
0.4
Tümör Histolojisi
0.6
0.6
Tümör Grad
0.2
0.7
Hormon Reseptör Durumu 0.006*
0.04*
HER2 Reseptör Durumu
0.04*
0.04*
Kombine Reseptör Durumu 0.01*
0.21
Viseral Organ Metastazı
0.02*
0.01*
Kemik-Yumuşak Doku Me-
tastazı
0.004*
0.03*
Uygulanan Tedavi
0.03*
0.01*
Tablo 1: Progresyonsuz ve Genel Sağkalım Üzerine Etki Eden 
Faktörler (*İstatistik olarak anlamlı)
EP-226
BEYİN METASTAZI GELİŞİMİ SONRASINDA ANTİ-HER2 TEDAVİ 
SEÇİMİNİN SAĞKALIM ÜZERİNE ETKİSİ
ÜLKÜ YALÇINTAŞ ARSLAN 
1
, İBRAHİM TÜRKER 
2
, KAAN 
HELVACİ 
1
, ÜMMÜGÜL ÜYETÜRK 
3
, BURÇİN BUDAKOĞLU 
1

ONUR EŞBAH 
1
, AHMET ŞİYAR EKİNCİ 
1
, ÖZNUR BAL 
1
, ÖZLEM 
UYSAL SÖNMEZ 
1
, BERNA ÖKSÜZOĞLU 
1
 
 

DR.ABDURRAHMAN YURTASLAN ANKARA ONKOLOJİ EĞİTİM 
VE ARAŞTIRMA HASTANESİ 

TRABZON NUMUNE HASTANESİ 

ABANT İZZET BAYSAL ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ
Amaç:
HER2(+)  meme  kanserinde  beyin  metastazı  (BM)  yüksek 
oranda gözlenir. Bu çalışmada anti-HER2 tedavi ajanlarının BM 
sonrası sağkalıma etkisinin değerlendirilmesi amaçlandı
Gereç ve Yöntem:
Kliniğimizde  2005-2011  yılları  arasında  izlenmiş  82  HER2(+) 
BM’li meme kanserli kadın hastanın kayıtları retrospektif olarak 
gözden geçirildi. BM sonrası lapatinib ile kapasitabin (LK) ve/
veya  trastuzumab  ile  kemoterapi  (TK)  almış  olan  31  hastada 
BM ile sağ kalıma etki eden faktörler değerlendirildi.
Bulgular:
Ortanca yaş 44 (27-65) idi. BM sonrası ortanca izlem 15 (1-51) 
aydı. İzlem süresinde 19 hasta ölmüştü. BM sonrası 13 hasta 
ilk sıra olarak TK (ortanca 6 kür; 2-14), 18 hasta LK (ortanca 9 
kür;1-26) tedavisi almıştı. BM sonrası anti-HER2 tedavi almamış 
hastalar ile kıyaslandığında anti-HER2 tedavi almış olmak  sağ 
kalımı anlamlı olarak iyileştirmişti: ortanca 6 (2.5-9.4) aya karşın  
16  (12.2-19.8)  ay  (p<0.0001).  İlk  sıra  LK  ile  progresyonsuz 
sağkalım TK kolundan daha uzun saptandı  (ortanca 7 aya [aralık: 
4-10]  karşın  3  ay  [1.3-4.7],  p=0.005).  Ancak  iki  kemoterapi 
grubu arasında BM sonrası toplam sağkalım açısından anlamlı 
fark yoktu (ortanca 21 aya karşın 16 ay, p=0.709). Yedi hasta 
BM sonrası 2 ayrı anti-HER2 tedavi almıştı ve bu grup bir sıra 
tedavi alan hastalarla kıyaslandığında sağ kalım sonuçları daha 
iyiydi (p=0.055).
Sonuç:
anti-HER2  tedavi  ajanları  BM  sonrası  sağkalım  sonuçlarını 
iyileştirmiştir.  Trastuzumab  ve  lapatinib  içeren  tedavilerin 
ardışık kullanımı ile bu süre daha da uzatılabilir.
EP-227
KOLON KANSERİNDE SİSTEMİK İNFLAMATUAR YANIT
SEVİL GÖKTAŞ 
1
, MUSTAFA YILDIRIM 
1
, MUSTAFA YILDIZ 
1

ARSENAL SEZGİN ALİKANOĞLU 
2
, DİNÇ SÜREN 
2
 
 

ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ, TIBBİ ONKOLOJİ 
KLİNİĞİ  

ANTALYA EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ, PATOLOJİ 
KLİNİĞİ
Amaç:
Nötrofil  Lenfosit  Oranı  (NLO)  sistemik  inflamatuar  yanıtın 
göstergelerinden birisidir. NLO’nun bir çok kanserde pronostik 
faktör olduğu gösterilmiştir. Çalışmamızda NLO’nun kolorektal 
kanserli  hastalarda  diğer  prognostik  faktörlerle  ilişkisi 
incelenecektir.
Gereç ve Yöntem:
2008-2010  yılları  arasında  Antalya  Eğitim  ve  Araştırma 
Hastanesi  Tıbbi  Onkoloji  Kliniğinde  histopatolojik  olarak 
doğrulanmış  kolon  kanserli  hastalar  çalışmaya  alınmıştır.NLO 
absolute nötrofil sayısının absolut lenfosit sayısına bölünmesi 
ile elde edildi. NLO ≥5 durumunda sistemik inflamatuvar yanıt 
olarak değerlendirildi.
Bulgular:
Çalışmaya  26’sı  (%36,6)  kadın,  45’i  erkek  toplam  71  hasta 

244
alındı. Sistemik inflamatuar yanıt 45 hastada (%63,4) negatif 
olarak  değerlendirilirken  26  hastada  (%36,6)  pozitif  olarak 
değerlendirildi. Hastalarda lenfovasküler invazyon 49 hastada 
(%69), perinöral invazyon 26 hastada (%36,6), lenfositik yanıt 
19  hastada  (%26,4)  saptandı.  Sistemik  inflamatuar  yanıt  ile 
lenfovasküler  invazyon  ve  perinöral  invazyon  arasında  ilişki 
saptanmadı.(p:0,179,  p:0,243)  lenfositik  yanıt  ile  sistemik 
inflamatuar  yanıt  arasında  sınırda  anlamlı  ilişki  saptandı. 
(p:0,052)
Sonuç:
Sistemik  inflamatuar  yanıt  ile  kolon  kanserinde  prognostik 
faktörler arasında anlamlı ilişki göstermemize karşın  sistemik 
inflamatuar  yanıtın  bu  konudaki  rolünü  belirlemek  için  
diğer  sistemik  inflamatuar  yanıt  göstergeleri  ile  çalışmaların 
yapılması gerektiğini düşünüyoruz.
EP-228
İLERİ YAŞ MEME KANSERİNDE TÜMÖR BİYOLOJİSİ VE KLİNİK
ŞEYDA GÜNDÜZ , HASAN ŞENOL COŞKUN , MÜKREMİN UYSAL, 
SEMA SEZGİN GÖKSU , MURAT TATLI , DENİZ ARSLAN , HAKAN 
BOZCUK , MUSTAFA ÖZDOĞAN , BURHAN SAVAŞ 
 
AKDENİZ ÜNİVERSİTESİ TIP FAKÜLTESİ TIBBİ ONKOLOJİ BİLİM 
DALI
Amaç:
Meme kanseri yaşla birlikte artan sıklıkta karşımıza çıkmaktadır. 
İleri  yaş  grubunda  meme  kanserinin  tümör  biyolojisini 
saptamak  bu  yaş  grubundaki  kliniği  belirlemede  önemlidir. 
Çalışmamızda Akdeniz Üniversitesi Hastanesinde takip edilen 
70  yaş  üstü  tanı  alan  hastaların  tümör  özellikleri  ve  tedavi 
yaklaşımları incelendi.
Gereç ve Yöntem:
Akdeniz  Üniversitesi  Hastanesi  Tıbbi  Onkoloji  kliniğinde  70 
yaş  üstü  meme  kanseri  tanısı  konulan  hastaların  dosyaları 
retrospektif olarak tarandı.
Bulgular:
Taranan 150 hasta dosyasının yetmiş yaş üstü meme kanseri 
olan toplam 33 hastanın verileri değerlendirildi. Ortalama yaş 
74,7  (70-84)  bulundu.  Hastaların  %69.7’sine  evre  I  ve  II’de, 
%21.2’si evre III’de, %9.1’ine evre IV’de tanı konulduğu görüldü. 
Otuzüç  hastamızın  25’inde(%75.  8)  hormon  reseptörleri 
pozitifken,  hormon  reseptörü  ve  cerbB2  negatif  olan  (üçlü 
negatif) grup 6 kişi (%27.3) olarak belirlendi (Tablo 1). 
Tablo 1: 70 yaş üste meme kanserli hastaların hormon 
reseptör ve cerbB2w
               ekspresyonu           
 
Negatif(%)
 
                 cerbB2
 
Total
Pozitif(%)
 
Hormon
reseptörü
Negatif(%)
27.3
18.2
24.2
Pozitif (%)
64
36
75.8
Total
66.7
33.3
 
 Sonuç:
Dünyada tanı konulan meme kanserli vakaların üçte bir oranını 
ileri yaş kadın hastalar oluştururken, bu oran gelişmiş ülkelerde 
%40’ı  bulabilmektedir.  Genellikle  meme  kanseri  yaşlı  kadın 
hastalarda  daha  yavaş  seyirlidir.  Hormon  reseptör  (ER  ve/ 
veya  PR)  pozitifliği  genç  hastalara  göre  daha  sıkken,  Her  2 
reseptör aşırı ekspresyonu daha nadirdir. Yaşlı meme kanserli 
hastalarda üçlü negatif grup %12.4 oranında görülürken bizim 
hastalarımızda %27.3 oranında görüldü.
Yaşlı  hastalarda  meme  kanseri  tanısı  daha  ileri  evrede 
belirlenirken, bizim hasta popülasyonumuzda büyük çoğunluğu 
erken evrede tanı alan hastalardır.
Yaşlı hastalarda tedavi stratejileri net olarak belirlenmemiştir. 
Tedavi yaklaşımları bu yaş grubunda öncelikli olarak hastanın 
performans durumuna ek hastalıklarına ve tümör biyolojisine 
göre karar vermek gerekmektedir.
EP-229
BEYİN METASTAZI OLAN MEME KANSERLİ VAKALARDA 
SİSPLATİN-GEMSİTABİN KOMBİNASYONUNUN ETKİNLİĞİ
LÜTFİYE DEMİR 
1
, IŞIL SOMALI 
2
, AHMET ALACACIOĞLU 
1

ÇİĞDEM ERTEN 
1
, YÜKSEL KÜÇÜKZEYBEK 
1
, ALPER CAN 
1

AHMET DİRİCAN 
1
, VEDAT BAYOĞLU 
1
, MURAT AKYOL 
1

MUSTAFA OKTAY TARHAN 
1
 
 

İZMİR ATATÜRK EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ, TIBBİ 
ONKOLOJİ KLİNİĞİ 

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ, ONKOLOJİ ENSTİTÜSÜ
Amaç:
Beyin  metastazı  olan  meme  kanseri  hastalarında  Cisplatin-
Gemsitabin  kombinasyonunun  etkinlik  ve  tolerabilitesinin 
değerlendirilmesi
Gereç ve Yöntem:
2003-2011 yıllarında beyin metastazlı meme kanseri tanısıyla 
Cisplatin 30 mg/m

d1-8 ve Gemsitabin 1000 mg/m2 d1-8 (21 
günde bir) rejimi uygulanmış olan 18 hasta retrospektif olarak 
değerlendirildi.
Bulgular:

TIBBI
ONKOLOJI
KONGRESI
245
Medyan  tanı  alma  yaşı  46  (33-64yaş)  ,  beyin  metastazı 
saptanma  yaşı    49(37-66)  saptandı.  Tüm  hastaların  ECOG 
performans skoru <2 idi. 7 hastada soliter, 11 hastada multipl 
parankimal  metastaz  vardı.  Metastazektomi  yapılabilen 
hasta  sayısı  7  (%  38.9)  idi.  Hastaların  %  83.3’ü  (n=15)  beyin 
metastazından sonra 1. basamakta bu rejimi aldılar. Medyan 
6 kür (2-20kür) kemoterapi aldılar.  Doz redüksiyonu %56’sında 
yapıldı.  En  önemli  neden  uzamış  nötropeni  ve  lökopeniydi. 
Grade  III/IV  nötropeni  oranı  %33.3,  trombositopeni  sadece 
grade  II  düzeyinde  ve  %  16.7,  ciddi  emezis  (grade  III)  bir 
hastada görüldü (%5.6),  nöropati en fazla grade I/II düzeyinde 
(%33.3)  ve  3  kürden  fazla  kemoterapi  alanlarda  görüldü. 
İki  hastada    (%11.1)    grade  I  nefropati  gelişmesi  nedeniyle 
Cisplatin  kesilmek  zorunda  kalındı.  İki  hastada  ise  4.  Kürden 
sonra gelişen ototoksisite nedeniyle verilemedi. Hasta başına 
medyan Cisplatin dozu 355 mg (alması gereken dozun %63.8),  
medyan Gemsitabin dozu 16600 mg (alması gereken dozun % 
82.1) saptandı. Hastaların beyin metastazından sonra medyan 
genel sağkalım süresi 18.8 ay (8.8-28.7) saptandı.  Medyan PFS 
6.6 ay (4.2-9 ay, %95 CI) saptandı. Subtiplere göre etkinlik analizi 
yapıldığında  HR(-)HER2(-)  (triple  negatif)  grupta  medyan  PFS  
9.2 ay, HR(-)HER2(+)grupta  3.8 ay, HR(+)HER2(-) grupta 6.6 ay, 
HR(+)HER2(+)  grupta  ise  5.2  ay  saptandı.  Multipl  parankimal 
metastazı  olanlarda  medyan  PFS  3.2  ay  saptanırken    ≤  2 
parankimal metastazı olanlarda medyan PFS 7.2 ay saptandı. 
Yüklə 6,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   53   54   55   56   57   58   59   60   ...   73




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin