hh- Fiilin memuriyet vazife ve nüfuzunu suistimal
suretiyle iĢlenmesi
TCK'nun 406. maddesinin 2.fıkrası uyuĢturucu madde temin
suçlarının memuriyet vazife ve nufuzunun suistimali suretiyle
memur ve müstahdemler tarafından iĢlenmesi halinde cezanın üçte
bir oranında arttırılmasını hükme bağlamıĢtır.
Örneğin, cezaevinde görevli gardiyanın, hükümlüye esrar
temin etmesi halinde TCK madde 403/5 ile tayin edilecek ceza TCK
406/2. maddesiyle arttırılacaktır (345).
Bunun gibi, CGK'nun bir kararında, cezaevinde tutuklu ve
hükümlülere satmak maksadı ile yanında uyuĢturucu madde (olayda
esrar) bulunduran Jandarma eri hakkında TCK 406/2. fıkrasının
uygulanması gerektiğine karar verilmiĢtir (346). Böyle bir Ģiddet
sebebinin öngörülmesinden amaçlanan, sayılan kimselerin suçun
iĢlenmesinde sahip oldukları kolaylığın ve suçun yaygınlaĢmasının
önlenmesidir (347).
_______________
(345) ERGEN, s.65; Buna iliĢkin bir yargıtay kararı Ģöyledir: "Görevli gardiyan olan sanığın esrar tedarikine vasıta
olarak suçunu memuriyet ve nüfuzunu kötüye kullanmak suretiyle iĢlediği anlaĢılmasına göre hakkında TCK'nun
406/2. maddesinin tatbiki gerekir". (5. CD., 26.12.1980), ĠÇEL/YENĠSEY, Karşılaştırmalı ve uygulamalı Ceza
Kanunları, 3.b., Ġstanbul 1990, s.895
(346) (CGK, 4.7.1966, 337/2293), ġ.ġANAL, S.AYDINÖZ, notlu ve içtihatlı Türk Ceza Kanunu, Ġstanbul 1979,
s.454, Bu fıkranın uygulanmasına iliĢkin bir yargıtay kararı Ģöyledir: "Sanık bekçi, memuriyet görevi dıĢındaki baĢka
karakola mevcutluyu teslim edip görevi sona erdikten sonra o karakol nezarethanesinde önceden tanıdığı bir kimseye
esrar temin edip özel müsade alarak nezarethanede verirken yakalanmıĢtır.
Sanık bu karakolda görevli bulunmadığına ve yetkili memurların müsadesiyle nezarethaneye girmiĢ
olmasına göre, esrar temin etmesinin görevle ilgili olduğu ve memuriyet nüfuzunu kötüye kullandığı sözkonusu
olamaz. Bu nedenlerle TCK'nun 406/2. maddesiyle cezanın arttırılması doğru değildir". (5. CD., 26.6.1974,
2387/3122), YKD, c.1, y.1975, s.6, s.126
(347) ERGEN, s.65
ıı- Neticenin ağırlığı
TCK'nun 407. maddesine göre iĢlenen suçtan "dolayı
Ģahısların hastalanması veyahut yara ve berelenmesi gibi sıhhatçe
bir arıza" veya "ölüm" vukuunda ceza arttırılacaktır.
"Ölüm" vukuunda verilen ceza daha önce ölüm cezası olarak
öngörülmüĢken 21.11.1990 tarih ve 3679 sayılı kanunla ölüm cezası
"müebbet ağır hapis cezası" olarak değiĢtirilmiĢtir.
Örneğin, satmak maksadıyla uyuĢturucu maddelerden eroin
bulunduran sanık, alıcıya bir miktar numune eroin verir ve alıcı
eroinin kalitesini anlamak için fazla miktarda kullanarak
hastalanırsa veya ölürse ceza arttırılacaktır (348).
Burada neticeye iliĢkin bir Ģiddet sebebi sözkonusu
olduğundan failin kastı sadece uyuĢturucu maddelerin teminine
yönelik olmamalıdır. Fail bu ağır neticeleri de istemiĢ ise artık
Ģiddet sebebinden değil kasıtlı adam öldürme veya müessir fiilden
sözedilmek gerekir. Her ne kadar imal, ithal, ihraç suçları
bakımından da bu Ģiddet sebebi uygulanabilecek ise de ancak
faille netice arasında "nedensellik" bağını kurmak pek mümkün
olmayabilecektir(349).
ii- UyuĢturucu madde kullanılmasını kolaylaĢtırmak
TCK 404/1'e göre "özel bir yer sağlayarak veya baĢka suretle
bir kimsenin uyuĢturucu madde kullanmasını kolaylaĢtıranlar"ın
cezaları arttırılacaktır.
Bu hükümde kanunun amacının hem baĢkasına uyuĢturucu maddeyi
temin ve hemde kullanılmasını kolaylaĢtıran kimseyi daha fazla
cezaya çarptırmak olduğu söylenebilir (350).
Maddedeki özel yerden maksat: UyuĢturucu maddeyi ko-laylıkla
kullanmaya elveriĢli herhangi bir yerdir. Bu yerin özel veya
genel,açık veya kapalı olmasının önemi yoktur. Bu
(348) ERGEN, s.65
(349) GÜNAL, s.130
(350) EREM, s.182, ERGEN, s.67
yer sanığa ait ve baĢkalarının müsamahasından istifade ile
kullanılabilen yerde olabilir. Tedarik edilen yerin sadece
uyuĢturucu madde kullanılmasına tahsis edilmiĢ olması da Ģart
değildir (351). Celp etme, tedarik edilen yeri tahsis etme
imkanına sahip kiĢi tarafından yapılmalıdır (352).
Bu sanık hakkında da saik aranmaz. Failde "menfaat saiki"ne
olayların çoğunda rastlanabilirse de suç "özel kast"a gerek
göstermemektedir (353).
jj-UyuĢturucu maddeleri on sekiz yaĢını bitirmeyen
küçükler veya aklen malül olanlara veya müptelalara
vermek
Kanun koyucu TCK 404/1'de uyuĢturucu maddeleri on sekiz
yaĢını belirtmeyen küçüklere ve aklen malül olanlara veya
uyuĢturucu madde müptelalarına veren kimseleri daha ağır ceza
sorumluluğu altına almıĢtır.
Kanunda yeralan on sekiz yaĢın suçun iĢlendiği anda
bitirilmemiĢ olması gerekmektedir. Bu nedenle yargılama sırasında
hakim kendisine uyuĢturucu madde verilen küçüğün nüfus kaydını
getirterek suç tarihinde 18 yaĢını doldurup doldurmadığını tespit
etmelidir (354).
Kendisine uyuĢturucu madde verilen kimsenin aklen malül olup
olmadığının alınacak tıbbi bir raporla tesbiti gerekir. Aklen
malüliyet halinin, TCK 46 ve 47. maddelerinde öngörülen Ģekilde
olması gerek değildir. "Görülür şekilde" aklen malu-liyetin
anlaĢılabilir biçimde olması yeterlidir (355). Ayrıca aklen malül
kiĢiye uyuĢturucu madde veren failin onun bu durumunu bilmesi
cezanın arttırılması için gereklidir (356).
_______________
(351) KURT, s.63, ERGEN, s.67
(352) ERGEN, s.67
(353) EREM, s.182
(354) KURT, s.64
(355) GÜNAL, s.129
(356) KURT, s.64,
Cezanın ağırlaĢtırılarak hükmedilmesinde diğer bir husus
"iptila" halidir. Buradaki iptilanın TCK'nun 404. maddesinin 4.
fıkrasında öngörüldüğü Ģekilde olması gerekmemektedir. UyuĢturucu
madde temin edilen kiĢinin alıĢkanlık derecesinin bulunduğunun
anlaĢılabilir olması yeterli kabul edilmelidir (357).
c- Cezayı ortadan kaldıran veya hafifletici sebepler
aa- Cezayı ortadan kaldıran sebepler
TCK'nun 405/1. maddesi gereğince, uyuĢturucu madde temin
suçlarına iĢtirak etmiĢ kimse, resmi makamlar tarafından haber
alınmadan önce durumu ve suç ortaklarını ve uyuĢturucu
maddelerin saklandığı veya imal edildiği yerleri merciine haber
vererek bunların yakalanmalarını veya elde edilmelerini
kolaylaĢtırırsa ceza verilmez.
Buna göre uyuĢturucu madde temin suçlarında cezadan muaf
tutulabilmek için;
- UyuĢturucu madde temin suçuna iĢtirak edilmiĢ olması
gerekir. Zaten uyuĢturucu madde temin suçlarına iĢtiraki
sözkonusu olmayan bir kimsenin sorumluluğundan bahsedilemez(358).
Erem; "Bu hüküm her halde suçu, iĢtirake müsait haller
içindir. Bu itibarla uyuĢturucu maddeyi belki bulundurmakta
iĢtirak mümkün ise de kullanmakta iĢtirak mümkün olmamak gerekir"
demektedir (359).
Özütürk ise; "Fikrimizce bu fıkra hükmü yalnızca cürme
iĢtirak eden kimseler hakkında uygulanabileceği zannı hasıl
olmakta ise de; kanun ve ceza hukuku bakımından iĢtirak bahse
konu olmaksızın iĢtirakın tazammum ettiği anasır dıĢında ihbarın
maksada
uygun
netice
verilebileceği
de
gözden
uzak
tutulmamalıdır. Bilfarz, içici bulunan bir kimsenin mahsus yer
tedariki ile uyuĢturucu maddeyi temin ve içenleri yakalatmıĢ
olması
halinde,
baĢkalarının
fiiline
iĢtirak
bahse
konu
olmamakla birlikte hareketi cezadan
(357) GÜNAL, s.129
(358) GÜNAL, s.131
(359) EREM, s.186
muafiyeti istilzam
etmelidir." demekte ve iĢtirakın geniĢ manada
anlaĢılmasının kanun amacı bakımından yerinde olduğu görüĢünü ileri
sürmektedir (360).
Kanun koyucunun bu hükmü koymasındaki amacın, uyuĢturucu madde
suçlarını ortaya çıkarma ve suç faillerinin yakalanmaları ve
cezalandırılmalarının
sağlanması
olduğu
gözönüne
alındığında,
kanaatimizce iĢtirakın geniĢ manada ele alınması gerekir.
- Ġhbarın resmi makamlara onların haber almalarından önce
yapılmıĢ olması gerekir. Resmi makamlardan maksat 1918 sayılı
Kaçakçılık Kanununun 2 ve 3. maddelerinde belirtilen kaçakçılık
olaylarını takip, araĢtırma ve yasaklama ve kaçakçılığı ihbar ile
hükümlü olan memurlardır. Bundan baĢka her suç hakkında koğuĢturmayı
yönetmekle görevli olan savcıları da bu ihbarın yapılmıĢ olması "resmi
makamlar"a yapılmıĢ sayılacaktır (361).
Ġhbarın cürüm resmi makamlar tarafından henüz öğrenilmeden
yapılmıĢ olması zorunludur. Aksi halde cezadan muaf tutma mümkün
değildir. Bu durumda Ģartları mevcutsa, cezayı hafifletici durum
sözkonusu olur.
- Ġhbarda suç ortaklarının ve uyuĢturucu maddelerin saklandığı
veya imal edildiği yer bildirilmelidir. Kanunda ihbarda bildirilmesi
istenen hususlar açıklanırken "ve" kelimesi kullanılmıĢtır. Ancak kanun
amacı dikkate alındığında bu hususlardan sadece birisinin bildirilmiĢ
olmasınında yeterli olacağını kabul etmek gerekir (362).
bb- Cezayı hafifletici nedenler
aaa- Suçun ortaya çıkmasına yardım
TCK 405. maddesinin son fıkrası uyarınca cürümün meydana
çıkmasına hizmet ve yardım eden kimsenin cezasında yarı oranda indirim
yapılacaktır.
Sanığın uyuĢturucu maddeyi aldığı yeri veya kendisine ait
olsa bile bulunduğu yeri suç haber alındıktan sonra, koğuĢturma
safhasında bildirmiĢ ve meydana çıkmasına hizmet
_______________
(360) Nejat ÖZÜTÜRK, Türk Ceza kanunu Şerhi ve Tatbikatı, c.2, Ankara 1966, s.545
(361) GÜNAL, s.131
(362) KURT, s.66
etmiĢ ise, yine cezasından indirim yapılabilecektir(363). UyuĢturucu
madde ticareti yaptığına dair ihbar yapılarak gözetlemeye (tarassut)
alınan sanığın üzerinde, iĢyerinde veya evinde yapılan aramada herhangi
bir suç teĢkil edebilecek uyuĢturucu madde ele geçmemesine rağmen
suçunu ikrar etmiĢse, suçunun ortaya çıkmasına yardım ve hizmette
bulunmuĢ sayılacaktır (364).
Suçun haber alınmasından sonra, sanık uyuĢturucu madde satarken
yakalanmıĢ ve kalan bir miktar uyuĢturucu maddenin yerini göstererek
ele geçirilmesini sağlamıĢsa bu indirimden yararlanması sözkonusu
değildir (365).
Bu ve bundan sonraki Ģıktaki indirim sebebi hakimin takdirine
kalmıĢtır. Ancak gerekçesi gösterilmek suretiyle uygulanıp uygulanmama
nedeni tartıĢılmalıdır (366).
bbb- Suç ortaklarının yakalanmasına yardım
Ġhbar üzerine evinde yapılan aramada uyuĢturucu madde bulunan
sanığın bunu aldığı kiĢiyi söyleyerek o Ģahsın yakalanmasını ve
uyuĢturucu maddenin ele geçmesini sağlamıĢ olması durumunda, TCK'nun
405 son maddesi uyarınca cezasından indirim yapılacaktır (367).
(363) GÜNAL, s.134. "Sanık açıkca ikrar etmek suretiyle suçunun ortaya çıkmasında ve nitelendirilmesinde hizmet
ve yardımda bulunduğu cihetle hakkında TCK'nun 404/son (Yeni 405/2) maddesinin uygulanması gerekir". (5. CD.,
29.5.1990, 735-2956), ABKD, y.2 (1990), sy.3, s.42
"Satmak amacıyla esrar bulunduran sanık, suçu haber alındıktan sonra olsa bile, uyuĢturucu maddeyi
sağladığı kiĢiyi veya uyuĢturucu maddenin bulunduğu yeri bildirmekle, suçlunun ve suça konu maddenin ele
geçirilmesine, dolayısıyla genel kamu esenliğini korumaya yönelik uyuĢturucu madde temin suçuyla mücadeleye
katkıda bulunmuĢ olduğundan olaydaki konumu TCK'nun 64. ve 65. maddelerinde açıklanan biçimde iĢtirak
koĢullarında olmasa bile, hakkında TCK'nun 404/son maddesinin uygulanması gerekir". (CGK., 22.10.1990, 5-
231/250), M. UYGUN, V. SAVAġ, S. MOLLAMAHMUTOĞLU, Ceza Genel Kurul Kararları (1988, 1989,
1990, 1991), Ankara 1991, s.207
(364) ERGEN, s.70
(365) Sanığın fazla miktarda esrarla yakalandıktan sonra, daha az miktarda esrarın yerini göstermekle suç niteliğinin
değiĢik ve aleyhe olarak belirlenmesine veya suçun subutuna yönelik bir hizmet ve yardımda bulunduğu
söylenemeyeceğinden, olayda TCK'nun 404/son maddesinin uygulama yeri bulunmamaktadır". (CGK, 4.2.1991, 5-
363/4), M. UYGUN vd., 2. kitap, s.207
(366) BAKICI, s.1585
(367) "Satma için bulundurdukları esrar ile yakalanan sanıkların; esrarı satın aldıkları kiĢinin adını verdiklerine göre,
TCK 404/son maddesinden yararlanıp yararlanmıyacaklarının kararda tartıĢılması gerekir". (5. CD., 14.3.1984,
244/1027) İKİD, y.24 (1986), sy.283, s.698
"Sanık, kendilerine eroini satan kiĢinin adını, satın almada aracılık yapan kiĢinin ise ismini, eĢgal ve
mesleğini ve iĢyerinin bulunduğu yeri belirttiğine göre; bu Ģahıslar hakkında ne gibi iĢlem yapıldığı, emniyet kayıtları
da incelettirilmek suretiyle araĢtırılarak, yasal bir iĢlem yapılmıĢsa sonucuna göre sanık hakkında TCK 404/son
(Yeni 405/son) maddesinin uygulanmasına yer olup olmadığının tartıĢılması gerekir". (CGK, 27.10.1986, 5-
283/463), M. UYGUN vd., s.88
Sanığın ismini verdiği kiĢide uyuĢturucu madde yakalanmamıĢ
ise, onun hakkındaki davanın sonucunun beklenmesinde yarar
vardır. Çünkü; sanık sırf cezadan indirim imkanından yararlanmak
amacıyla suçsuz olan kiĢilerinde isimlerini vermiĢ olabilir. Bu
nedenle sanığın isimlerini verdiği kiĢilerin hakkındaki dava
sonucuna göre hareket edilmelidir. Ġsimleri verilen kiĢilerin
davasının baĢka mahkemede görülmesinin önemi yoktur. Dava
neticesi mahkemeden sorulmalıdır. ġayet isimleri verilen kiĢiler
yargılandıkları uyuĢturucu madde suçundan mahkum olmuĢlarsa, bu
fıkra
uygulanmalıdır.
Ġsmi
verilen
suç
ortakları
delil
yetersizliğinden beraat ederse, sanığın ceza indiriminden
yararlanması mümkün değildir (368).
Ġsmi verilen kiĢilerin isimleri esasen güvenlik güçle-rince
bilinmekte ise veya daha önce yakalanmıĢ kiĢilerin isimleri
bildirilmiĢ ise ceza indirimi sözkonusu olmayacaktır(369).
_______________
(368) KURT, s.68
"Sanığın savunmasında esrarı satın aldığını söylediğinin bu suçtan beraatine karar verildiği halde, sanığın
cezasından indirim yapılması yasaya aykırıdır". (5. CD., 1.2.1983, 5136/288), KURT, s.68
(369) KURT, s.68, Ayrıca bkz. "5. CD., 29.11.1974, 4240/4608", YKD, c.1, y.1975, sy. 11, s.111
B. UyuĢturucu Madde Kullanma Suçları
1-) Suçun hukuki konusu
UyuĢturucu
madde
kullanma
suçları
TCK
404.
maddede
öngörülmüĢtür. Kanunumuzun sistematiğinden "uyuĢturucu madde
kullanılmasının yasaklanması"nda himaye edilmek istenen hukuki
değerin "genel sağlığı koruma" ve kamu esenliği olduğu
söylenebilir (370).
UyuĢturucu maddeyi "kullanma" ve "kullanma maksadı ile
bulundurma"da
yasa
koyucu
"tehlike
veya
mefruz
tehlike"
bulunduğunu ve kamu esenliğine yöneldiğini kabul etmiĢ olabilir.
Tehlikenin uyuĢturucu madde kullanana doğrudan doğruya etkisini
gösterecek bir tehlike olması Ģart değildir. UyuĢturucu madde
kullanılmasında bu maddenin cinsi ve sertlik derecesi gözönünde
bulundurulmadan, gerek kiĢiye ve gerekse, topluma yönelmesi
muhtemel bir "tehlike" var kabul edilmiĢtir. KiĢinin uyuĢturucu
maddeye alıĢkanlığının "iptila" derecesine varması halinde
cezalandırılmasında yarar görülmemiĢtir (371).
Cezalandırma halkasında, kullananın cezalandırılması, son
halka olmakla beraber, belkide baĢlangıçtır. Zira aslında kanunun
koyduğu çeĢitli suçlarla önlemek istediği husus, bu maddenin
kullanılmasıdır
(372).
Tıbbi
amaçlar
dıĢında
uyuĢturucu
maddelerin kullanılması kiĢi sağlığına dolayısıyla genel sağlığa,
topluma tehlike arzettiği gibi uyuĢturucu madde kullanma
dolayısıyla ve bu kullanmanın sebep olduğu suçların iĢlenmesiyle
bir sosyal tehlikeye daha imkan verileceği öne sürülmektedir.
Böylece, toplum, uyuĢturucu madde kullanılmasının yasaklanmasıyla
kullananların iĢleyebilecekleri suçlara karĢıda himaye edilmiĢ
olacaktır (373).
______________
(370) Bkz. UyuĢturucu madde temin suçları "suçun hukuki konusu", ayrıca bkz. GÜNAL, s.145 ve KURT, s.187
(371) KURT, s.187, GÜNAL, s.145
(372) DÖNMEZER, s.193
(373) GÜNAL, "uyuşturucu ve tutku...", s.146
2- Fail
Suç faili herhangi bir "kimse"dir. YaĢ, cinsiyet, hatta
kiĢisel niteliği (Doktor, eczacı, veteriner) ne olursa olsun
herkes bu suçun faili olabilir. Cezai ehliyeti ve sorumluluğu
etkileyen "genel hükümler"e göre ortaya çıkabilecek durumlar
hariçtir (374).
Failin,
uyuĢturucu
maddeyi
ilk
defa
kullanan
kimse
olmasıyla, alıĢkanlık haline getirdiğinden dolayı kullanan olması
arasında da herhangi bir fark yoktur.
UyuĢturucu madde kullanma suçunun faili, bu maddenin
müptelası olması halinde, tedavi edilip cezalandırılmayacaktır.
Fail tek kiĢi olabileceği gibi, birden fazla Ģahıslarda
uyuĢturucu madde kullanma suçunu iĢleyebilirler(375).
Temin suçlarında bazı meslek mensubu olma veya fail
sayısının birden fazla olması cezayı ağırlaĢtıran sebeplerden
olmasına karĢın kullanma suçlarında failin herhangi bir meslek
grubundan olması veya sayısının fazlalığı önem taĢımamaktadır
(376).
3- Maddi unsur
a- Genel olarak
TCK 404. maddesinin ikinci bendine göre "uyuĢturucu
maddeleri
kullananlarla
bu
maksatla
bulunduranlar"
cezalandırılmaktadır. Böylece uyuĢturucu maddeleri kullanmak veya
bu amaçla bulundurmak "uyuĢturucu madde kullanma" suçunun maddi
unsurunu oluĢturmaktadır (377).
Suçun oluĢumu için bulundurma ve kullanma eylemlerinin
birlikte gerçekleĢmesi gerekmeyip, sadece kullanma veya bu amaçla
bulundurma halinde suç tamamlanmıĢ olacaktır.
UyuĢturucu madde temin suçlarında uyuĢturucu maddenin cinsi,
cezaya etkili olmasına karĢın, kullanma suçlarında
_______________
(374) GÜNAL, s.149
(375) GÜNAL, s.150
(376) KURT, s.188
(377) GÜNAL, s.150
maddenin cinsinin önemi yoktur. Kullanılan veya bu amaçla
bulundurulan maddenin uyuĢturucu madde olması suçun oluĢumu için
yeterlidir. Ayrıca suçun oluĢumunda maddenin kullanma Ģeklininde
önemi yoktur. Ġster yutularak, isterse sıvı halde içilerek veya
iğne ile vücuda verilmesi, sigara Ģeklinde kullanılması arasında
kanun koyucu bir fark gözetmemiĢtir(378).
b- Kullanmak amacı ile uyuĢturucu madde bulundurmak
UyuĢturucu
madde
kullanabilmek
için
önce
bu
amaçla
uyuĢturucu maddenin temin edilmiĢ olması gerekir. Bu temin etme
sırasında, uyuĢturucu maddeyi satın alırken kiĢinin yakalanmıĢ
olması durumunda, TCK 403. maddenin mi yoksa TCK 404/2'nin mi
uygulanacağı doktrinde tartıĢılmalıdır. Günal bu durumda TCK 403.
maddenin
5.
bendindeki
"satın
alma"
suçunun
oluĢacağı
kanaatindedir (379). Bakıcı ve Kurt ise uyuĢturucu maddenin
kullanmak amacı ile satın alınmasında, sanığın asıl gayesinin
kullanmak
olduğundan,
eylemin
TCK
404/2.
maddesine
göre
uyuĢturucu madde kullanma suçunu oluĢturacağını savunmaktadırlar
(380).
Bizde bu son görüĢe katılıyoruz. Zira nasıl ki ticaret amacı
ile uyuĢturucu madde bulunduranla Ģahsi kullanma maksadıyla
bulunduran bir tutulmuyorsa uyuĢturucu maddeyi Ģahsi kullanımı
için alanı da temin suçu iĢleyenle bir tutmamak gerektiği
düĢüncesindeyiz.
Yargıtay uygulaması da bu doğrultudadır. 5. Ceza Dairesinin
27.10.1982
tarih
ve
3177/3731
sayılı
kararında
Ģöyle
denilmektedir: "Her iki sanık, beyanlarında suç konusu esrarı
içmek maksadıyla satın aldıklarını bildirmiĢ ve bu savunmalarının
aksini gösterir ve esrarın ticaret maksadı ile satın alındığına
dair herhangi bir delil elde edilemediğine göre, sanıkların
TCK'nun 404/2. maddesine göre 403. maddesiyle cezalandırılması
yasaya aykırıdır."(381).
_______________
(378) KURT, s.189
(379) GÜNAL, s.152
(380) BAKICI, s.1586, KURT, s.189, Aynı görüĢ için bkz. ERGEN, s.80
(381) KURT, s.189
Kullanmak amacıyla uyuĢturucu madde bulundurmak uyuĢturucu
madde kullanmaya hazırlık hareketi niteliğindedir. Bu hareket
TCK'nun 404. maddesinin 2.bendinde suç olarak kabul edilmemiĢ
olsaydı; "hazırlık hareketleri cezalandırılmaz" ilkesine dayalı
olarak, cezalandırmayacaktı ya da TCK 403. maddesinin 5. bendine
göre daha ağır bir ceza ile cezalandırılmıĢ olacaktı.
UyuĢturucu madde bulundurmak "tıbbi bir gereklilik ve izne
dayalı olmaksızın kullanmak maksadıyla bulundurmak" Ģeklinde
olmalıdır. Doktorun gerek gösterdiği tedavi amacı dıĢında kiĢisel
gereksinimleri için kiĢinin uyuĢturucu maddeyi bulundurması
kullanmak için bulundurma suçunu meydana getirir (382).
Kullanmak amacıyla uyuĢturucu madde bir yerden satın alınmıĢ
olabileceği gibi fail tarafından ekilerek, mahsulü alınıp,
kurutulup toz haline getirmek veya imal etmek suretiyle de temin
edilmiĢ olabilir (383).
UyuĢturucu madde bulundurmakla suçlanan kiĢinin, bu madde
özelliği hakkında bilgi sahibi olması gereklidir. Aksi halde
örneğin;
bir
baĢkası
iftira
amacıyla
uyuĢturucu
maddeyi
habersizce sanığın elbisesine veya evine koymuĢ ise, bu husus
ispatlandığı takdirde sanığa ceza verilmesi mümkün değildir.
Bulundurulan uyuĢturucu madde çok az olduğu takdirde, bunun
kullanılmaya elveriĢli olup olmadığının Adli Tıp Kurumundan
sorulması gerekmektedir. ġayet madde kullanılmaya elveriĢli
değilse, suç oluĢmaz. Sanığın maddenin ele geçme-
_______________
(382) GÜNAL, s.152, "UyuĢturucu madde olduğu Adli Tıp raporu ile tespit edilen GASTRO-GONNTTE adlı ilacı
keyif vermesi amacıyla vücuduna zerk eden sanığın eylemi kullanmak maksadı ile uyuĢturucu madde bulundurmak
suçunu oluĢturur". (5. CD., 5.3.1982, 620/690), ÖZEL, s.317
(383) GÜNAL, s.153
"Sanık aĢamalarda esrar satmadığını, bahçesinde yetiĢtirdiği hint kenevirinden elde ettiği esrarı içmek için
bulundurduğunu ve esrar içtiğini savunmuĢ, adı geçenin esrar ticareti yaptığına dair delil bulunmadığı gözetilmeden
esrar içmekten cezalandırılması yerine TCK'nun 403/3-4. maddeleri ile hüküm tesisi yasaya aykırı" (5. CD.,
31.12.1987, 4734/8161), KURT, s.189
mesi için imha etmesi durumunda Adli Tıp Kurumuna sevk edilerek
uyuĢturucu reaksiyonu olup olmadığı araĢtırılacaktır (384).
Sanıkta yakalanan madde uyuĢturucu madde değilse, sanığın
uyuĢturucu madde kullandığını söylemesi mahkumiyet için yeterli
olmaz. Yargıtay da "sanıkta yakalanan ve emanete kayıtlı maddenin
yapılan analizinde esrar ve diğer uyuĢturuculardan olmadığı,
bitkisel mahiyette ve Ģeker ile karıĢık "vanilya tozu" olduğu
Adli Tıp raporu ile saptanmıĢ bulunmasına rağmen sanığın esrar
kullandığını söylemesini" mahkumiyet nedeni yapan mahkeme
kararını yasaya aykırı bulmuĢtur (385).
Dostları ilə paylaş: |