D. Yetki
UyuĢturucu madde suçlarında davaya bakma yetkisi suçun
iĢlendiği yer mahkemesine aittir. Suçun iĢlendiği yer belli
değilse, sanığın yakalandığı yer, Ģayet yakalanmamıĢsa, ikametgah
mahkemesi yetkilidir. (CMUK m.9)
Ġhraç suçunun, yabancı ülkede yakalanma halinde ortaya
çıkmasında, yetkili mahkeme suçun iĢlenmiĢ olduğu Türkiye'yi
terkedilen sınır kapısının bulunduğu yer mahkemesidir (445).
_______________
(444) ERGEN, "a.g.m.", s.371
(445) BAKICI, s.158
E. Yetki UyuĢmazlığı
Davaya bakacak mahkeme yetkisizlik kararı vermiĢ ve
yetkisizlikle davanın intikal ettiği yer mahkemeside yetkili
olmadığına karar vermiĢse, Yargıtay 3. Ceza Dairesi yetkili
mahkemeyi belirler (18.2.1983 tarihli 2797 sayılı Yargıtay kanunu
madde 14 ve CMUK m.18) (446).
F. Yargılama Usulü
2313 sayılı uyuĢturucu maddelerin murakebesi hakkında
kanunun 27. maddesi uyarınca; TCK'nun 403,404,405,406,407 ve 408.
maddelerinde yazılı suçların 1918 sayılı kaçakçılık kanunu
hükümlerine göre takip ve muhakeme olunacağı açıklanmıĢtır.
Kaçakçılık kanununun 58. maddesi ise, yargılamanın yer ve zaman
kaydına bakılmaksızın 3005 sayılı meĢhut suçların muhakemesi
usulüne dair kanun hükümlerine göre yapılmasını öngörmüĢtür. Bu
nedenle TCK'nunda yer alan uyuĢturucu madde suçlarında yargılama
suçüstü hükümlerine göre yapılmalıdır.
Kanun koyucu uyuĢturucu madde suçlarının toplum üzerindeki
olumsuz etkilerini dikkate alarak bu tür suçların çabuk
sonuçlanmasını amaçlamıĢtır. Bu bakımdan TCK'da yer alan
uyuĢturucu madde suçları, diğer genel yargılama hükümlerine dair
suçlarla birlikte bulunamayacağı gibi 3005
______________
(446)
"Suç Bakırköy'de iĢlenmiĢ ve Tosya Asliye Ceza Mahkemesine göre sanığın uyuĢturucu maddeleri
kullanmadaki iptila dolayısıyla Bakırköy akıl ve sinir hastalıkları hastahanesine yatırılmıĢ olması bakımından, tedavi
ve muhafazaya Tosya Asliye Ceza Mahkemesince karar verilmesi gerekir". (5. CD., 17.1.1969, 141/131), KURT,
s.253
"Sanığın üzerine atılan suçun (yurtdıĢına uyuĢturucu madde ihraç etmek) niteliğine, iddianamede olayın
anlatıĢ biçimine, suçu nerde iĢlediği belli olmayan sanığın son defa YeĢilköy Hava Limanında yakalandığının
anlaĢılmasına, CMUK'nun 9/1. maddesi hükmüne ve Edirne 2. Ağır Ceza Mahkemesinin kararındaki gerekçeye göre
yerinde görülmeyen Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 17.1.1984 günlü kararının kaldırılmasına karar
verilmiĢtir". (3. CD., 14.2.1984, 2452-2081), Mahmut GÜLER, Kubilay TAġDEMĠR, Ceza Yargılamaları Usulü,
s.98
sayılı suçüstü hükümlerine tabi bulunan suçlarla birlikte
bakılmasıda mümkün değildir (447). 1918 sayılı kanunun 3.
bendinde sanıkların duruĢma sırasında diğer bir suçu olduğu
anlaĢılsa bile bu halin davaların birleĢtirilmesine sebep
sayılamayacağı ilkesi benimsenmiĢtir (448).
G. Müdahale
UyuĢturucu madde suçlarında Maliye ve Gümrük Bakanlığı'nın
ve suçu ihbar edenin zararı sözkonusu olmıyacağından, açılan kamu
davasına müdahil olarak katılmaları mümkün olmadığı gibi, maddi
ve manevi tazminata da hükmedilmesi mümkün değildir. Bu tür
suçlarda müdahale isteğinin kabulü kararı hukuki değerden
yoksundur(449).
Yargıtay 5.CD., 6.1.1984 gün ve 4300/12 sayılı kararında,
zararı sözkonusu olmayan Maliye ve Gümrük ve Tekel Bakanlığı'nın
müdahil sıfatını almasına kanuni imkan bulunmadığına karar
vermiĢtir.
Yargıtay CGK'nun 21.6.1971 tarih ve 312/235 ile 24.4.1972
gün ve 175/205 sayılı kararlarında Ģikayetçinin
_______________
(447) KURT, s.70; ERGEN, s.114
"2313 sayılı yasanın 27 ve 1918 sayılı yasanın 53. madde hükümleriyle, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun
14.9.1974 tarih ve 5/338-302 sayılı kararı nazara alınmadan uyuĢturucu maddelerden eroin ve morfin nakletmek suçu
ile el bombası ve mermi bulundurmak suçlarının birlikte görülemiyeceği gözetilmeyerek yargılamaya devamla yazılı
Ģekilde hüküm kurulması, yasaya aykırı...". (5. CD., 21.8.1991, 4263/5315), yayınlanmamıştır.
Esrar bulundurmak suçu ile izinsiz silah taĢıma suçuna iliĢkin davalar birlikte görülmez". (5. CD.,
21.8.1979, 2560/2260), YKD, c.6, y.1979, sy.10, s.1428
5. Ceza Dairesi 4.7.1988 tarih ve 1960/5024 sayılı kararında ise uyuĢturucu maddelerden esrar satmak ve
hint keneviri yetiĢtirmek suçlarının birarada görülerek karara bağlanmasını yasalara aykırı bulmuĢtur. (KURT, s.70).
UyuĢturucu madde tedariki veya kullanma suçları ile mesken masuniyetini ihlal suçuda birlikte görülemez. Bkz.
ERGEN, s.114
(448) ERGEN, s.114
(449) KURT, s.70
davaya katılamayacağı ve maddi ve manevi tazminat alamayacağına
karar verilmiĢtir (450).
H. Ajanın Dinlenmesi
UyuĢturucu madde suçlarının ortaya çıkarılmasında "Ajan"
veya "muhbir" diye tanımlanan kiĢilerin büyük yararı ve etkili
rolü görülmektedir. Muhbir değiĢik kimliklerle ve gerçek
hüviyetini gizleyerek, uyuĢturucu maddelerle ilgilenen kiĢilerle
temas kurarak, genelde alıcı kılığına girerek uyuĢturucu madde
kullanan ve ticaretini yapanların yakalanmasını ve maddenin ele
geçirilmesini sağlamaktadır. Ajanların görevlerini yapabilmesi
için suçlulara karĢı inandırıcı olmaları gereklidir.
Suça iĢtirakleri olmayan bu kiĢilerin, yaptıkları görev
nedeniyle kimlik ve adreslerinin gizli kalması, suçluların
saldırılarına hedef bırakılmamaları bakımından önem taĢımaktadır.
Bu nedenle yargılama aĢamasında bu kiĢilerin tanık olarak
dinlenebilmeleri veya kimliklerinin açıklanması ancak onların
rızası ile mümkündür. 1918 sayılı Kaçakçılık kanununun 2. maddesi
uyarınca; kaçak olayları ihbar edenlerin hüviyetleri, rızaları
olmadıkça veya ihbarın mahiyeti, haklarında suç teĢkil etmedikçe
açıklanamaz. Bu bakımdan yargılama sırasında, ajanın dinlenmesi
yolunda bir talepde bulunulduğunda veya mahkemece dinlenmesine
gerek görüldüğünde, öncelikle ajanın kimliğinin açıklanması ve
tanık olarak dinlenmesi hususunda rızası bulunup bulunmadığı
araĢtırılmalı,
Ģayet
yoksa
dinlenmesinden
vazgeçilmelidir.
Yargıtay
ajanın
dinlenmemesini
kaçakçılık
kanununun
2.
maddesindeki yasal dayanak sebebiyle bozma nedeni saymamaktadır.
Ajan dinlenmesine izin vermiĢse, mahkemece dinlenmesi gerekli
görüldüğünde dinlenmelidir (451).
_______________
(450) ERGEN, s.116
(451) KURT, s.71
I. Müsadere
UyuĢturucu madde suçlarında ele geçirilen ve yaptırılan
bilirkiĢi incelemesi sonucu uyuĢturucu olduğu anlaĢılan maddeler
ile imal ve imale kalkıĢma suçunda ele geçen hammaddelerin, araç
ve gereçlerin suçun incelenmesinde kullanılan nakil vasıtalarının
TCK'nun 36. maddesi gereğince müsaderelerine karar verilmesi
gerekir. Bu maddenin ikinci fıkrasında; "kullanılması, yapılması,
taĢınması, bulundurulması ve satılması cürüm ve kabahat teĢkil
eden eĢya bir ceza mahkumiyeti olmasa ve faile ait bulunmasa bile
müsadere olunur." demektedir. UyuĢturucu maddelerin bu fıkrada
bahsolunan eĢyadan sayılması gerektiği konusunda Ģüphe yoktur. bu
nedenle ele geçen uyuĢturucu madde failleri beraat etse dahi,
müstakilen bulundurulması, taĢınması yahut kullanılması suç
teĢkil ettiğinden müsadere kararı verilmelidir.
UyuĢturucu madde suçunda kullanılan vasıtanın müsaderesine
karar verilebilmesi için, sanığa veya suç teĢekkül halinde
iĢlenmiĢ
ise
buna
dahil
kiĢilerden
birine
ait
olması
gerekmektedir. ġayet vasıtanın sahibinin suçla bir ilgisi yoksa,
müsaderesine karar verilemez (452).
UyuĢturucu madde suçlarında 1918 sayılı kanunun 47.
maddesine göre müsadere kararı verilemez (453).
UyuĢturucu madde suçlarında 2313 sayılı kanunun 20, 21 veya
22. maddelerine göre müsadere kararı kararı verilmesi mümkün
değildir.
UyuĢturucu madde konusunda mahkemece esas hükümle birlikte
bir karar verilmemiĢse, CMUK'un 392 ve mütaakip maddeler uyarınca
iĢlem yapılması gerekmektedir.
TCK'nun 408. maddesinde müsadere konusunda özel bir hüküm
getirilmiĢtir. Buna göre; TCK'nun 403. maddesinde
_______________
(452) KURT, s.71
(453) ERGEN, s.116
açıklanan uyuĢturucu maddelerin kullanılmasını kolaylaĢtırmak
için açılan yerlerde mevcut bütün eĢya müsadere olunur. Kanunda
"bütün eĢya" denildiğine göre, sözkonusu yerlerdeki tüm eĢyanın
müsadere olunması gerekmektedir (454).
Bugün Avrupa ülkelerinde kanun koyucunun yeni eğilimi
uyuĢturucu madde kaçakçılarının yasadıĢı uyuĢturucu ticaretinden
elde ettikleri kazançların da müsadere edilmesi yönündedir. Bu
konudaki geliĢmelere mukayeseli mevzuat bölümünde yer vermiĢtik.
Ülkemizde bu konuda yasal bir düzenleme olmadığından, bugün için
uyuĢturucu ticaretinden veya diğer bir suç faaliyetinde elde
edilen kazançların müsaderesi mümkün olmamaktadır. Bu durum,
kanımızca uyuĢturucu kaçakçılarının ödüllendirilmesi gibi bir
sonuç vermektedir. Etkin bir mücadele için bu konudaki yasal
boĢluğun en kısa bir zamanda düzenleme yapılarak doldurulması
gerekmektedir (455).
Ġ. UyuĢturucu Madde Suçlarında Ġadei Muhakeme
Muhakemenin iadesi talebiyle hükmüne itiraz olunan mahkeme
bu talebin kabule Ģayan olup olmadığına karar verir. Muhakemenin
iadesi talebinin kabule Ģayan olup olmadığına dair karar duruĢma
yapılmaksızın verilir (CMUK, m.335).
Temyiz üzerine yargıtayca verilmiĢ olan bir hükmün konusunu
teĢkil
eden
davanın
muhakemesinin
iadesi
istenildiğinde,
muhakemenin iadesine karar vermek yetkisi evvelce hükmü temyiz
edilmiĢ olan mahkemeye aittir. Mahkumun lehine muhakemenin iadesi
sebepleri ise CMUK'nun 327. maddesinde, aleyhine muhakemenin
iadesi sebepleri ise CMUK'nun 330. maddesinde sayılmıĢtır.
Yeniden yapılacak duruĢma neticesinde mahkeme, ya evvelki
hükmü tasdik eder veya iptali ile dava hakkında yeni
(454) KURT, s.72
(455) Örneğin ABD'de uyuĢturucu madde ticaret ile mücadelede müsaderenin etkili bir müeyyide olduğu
bildirilmektedir. Bkz. YENĠSEY, s.190
baĢtan hüküm verir. (CMUK 34)
Devlet Güvenlik Mahkemesinden, topluluk veya teĢekkül
halinde iĢlenmiĢ ve TCK'nun 403. maddesinde yazılı bir suçtan
dolayı verilmiĢ ve temyiz üzerine yargıtaydan geçmiĢ bir davayla
ilgili sanık yararına muhakemenin iadesi istenirse, önce DGM
muhakemenin iadesini kabul edecek veya reddedecektir. DGM
yapılacak duruĢma neticesinde 2 türlü karar verebilir. Önceki
hükmü tasdik edebileceği gibi hükmü iptal ederek dava hakkında
yeni baĢtan hüküm verebilir. Aynı Ģekilde Ağır Ceza Mahkemesinden
verilmiĢ TCK'nun 403. maddesinde yazılı suçlarla ilgili davalara
karĢı da muhakemenin iadesi istenmiĢ olabilir. Asliye Ceza
Mahkemesinden kullanma suçlarına ait verilmiĢ kararlara karĢı da
muhakemenin iadesi istenmiĢ olabilir.
Mahkeme muhakemenin iadesini kabul ederse duruĢma icrasına
karar verir (CMUK 338).
Yeniden verilecek hüküm, muhakemenin iadesi sanık yararına
yapılmıĢsa evvelki hüküm ile tayin edilmiĢ olan cezadan daha ağır
ceza olamaz (456).
Yargıtay
5.CD.
29.6.1988
tarih
ve
1020/4921
sayılı
kararında, iki sanıklı teĢekkül halinde uyuĢturucu madde temini
suçundan TCK'nun 403/3-4-5. maddeleri ile Devlet Güvenlik
Mahkemesince hükümlendirilen sanıklardan birinin cezasının temyiz
üzerine onanmıĢ olması, diğer sanık içinde 404/son madde yönünden
bozulması neticesinde mahkemece, bozmadan sonra dinlenen ajanın
tan ık
olarak
verdiği
ifadesinde,
hakkında
teĢekkülden
mahkumiyeti onanmıĢ olan sanığın kendisine alım için aracılıkta
bulunduğunu beyan etmesiyle, DGM Savcılığının bu sanık için lehe
muhakemenin iadesi isteği kabul edilmiĢ, yeniden yapılan
yargılama biti-minde teĢekkül suçu bireysel aracılık suçuna
dönüĢerek eski hükmün iptali ile bireysel alım satma aracılık
suçundan mahkumiyetine iliĢkin karar yasaya uygun bulunarak
onanmıĢtır (457)
(456) ERGEN, s.109
(457) ERGEN, s.110
J. Yargılama Gideri
Karardan
önce
yapılan
yargılama
giderleri
dökümü
gösterilerek kararda belirtilecektir. Karar verildikten sonra
yapılan giderler ise CMUK'nun 406. maddesi uyarınca yine sanıktan
alınacaktır. Suçun birden fazla sanık tarafından birlikte
iĢlenmesi halinde yargılama gideri sanıklardan dayanıĢmalı
(müteselsil) olarak, birlikte iĢlenmemesi durumunda eĢit olarak
(mütesaviyen) tahsil edilecektir. "Müteselsilen" ve "Mütesaviyen"
sözcüklerinin birarada kullanılması yasaya aykırıdır (458).
K. "Non Bis In Idem" Kuralının Uygulanması
TCK'nun 4 ve 6/son maddesinde konan istisnalar dıĢında, ülke
sınırları dıĢında iĢlenmiĢ ve haklarında yabancı mahkemeler
tarafından bir hüküm verilmesi halinde suçluların yeniden
Türkiye'de yargılanmıyacakları -Non bis in idem kuralı gereğince"
kabul edilmiĢ bulunmaktadır(459).
Gerçi TCK 5. maddede bu konuda bir açıklık yoktur. Doktrinde
ihtilaf
mevcuttur.
Ancak
yargıtay
5.
maddedeki
sükuttan
yararlanarak ve yerinde olarak, 4 ve 6. maddede sayılan suçlar
dıĢında kalan suçlardan dolayı haklarında yabancı ülkede bir ceza
verilmiĢ kiĢilerin Türkiye'de yargılanamayacakları esasını kabul
etmektedir (460).
_______________
(458) BAKICI, s.1591
"UyuĢturucu madde kullanmak suçundan mahkum edilen sanıklar Ġ.D. ve O.A.'nın fiilleri ile uyuĢturucu
madde satmak suçundan mahkum edilen sanık A.A.'nın fiili birbirinden farklı olduğu gibi uyuĢturucu bir madde
kullanmak suçlarının müĢtereken iĢlenen suçlardan olmadığı halde yargılma giderinin sanıklardan müteselsilen
tahsiline karar verilmesi isabetsizdir". (5.CD., 28.6.1990, 1877/3522), ABKD, y.3 (1991), sy.6, s.46
(459) Sadık MOLLAMAHMUTOĞLU-Vural SAVAġ, Yargısal ve bilimsel içtihatlarla Türk Ceza Kanununun
Yorumu, c.1, Ankara 1985, s.155-156
(460) MOLLAMAHMUTOĞLU-SAVAġ, s.156
Bu uygulamayı uyuĢturucu madde suçlarında da görmek
mümkündür. Örneğin yargıtay 10 CD., 22.12.1992 tarih ve
14669/13273
sayılı
kararında:
"Federal
Almanya'da
alıcı
kılığındaki Alman polisi Baum'a ticaret amacıyla bulundurduğu ve
Türkiye'den ihraç etmediği anlaĢılan kokaini sattıktan sonra
yakalanan ve Almanya mahkemesinde hüküm giyen sanık Faruk'un
iĢlediği
suç,
TCK'nun
4.
maddesinde
yazılı
suçlardan
olmadığından,
anılan
yasanın
5.
maddesinde
de
yeniden
yargılanacağı hususunda hüküm bulunmadığından Türkiye'de yeniden
yargılanması "Non bis in idem" kuralı uyarınca mümkün değildir"
demektedir (461).
L. 3842 Sayılı Kanun DeğiĢiklikleri
18.11.1992 tarih ve 3842 sayılı Ceza Muhakemeleri Usulü
Kanunu ile Devlet Güvenlik Mahkemelerinin KuruluĢ ve Yargılama
Usulleri
Hakkında
Kanunun
Bazı
Maddelerinde
DeğiĢiklik
Yapılmasına Dair Kanunla ceza usulünde köklü değiĢiklikler
yapılmıĢtır (461a).
CMUK'nun değiĢik 128. maddesine göre, "yakalanan Ģahıs
bırakılmazsa, yakalama yerine en yakın sulh hakimine gönderilmesi
için gerekli süre hariç 24 saat içinde sulh hakiminin önüne
çıkarılır ve sorguya çıkarılır. Yakalananın talebi halinde müdafi
de sorguda hazır bulunabilir.
Üç veya daha fazla kiĢinin bir suça iĢtiraki suretiyle toplu
olarak iĢlenen suçlarda delillerin toplanmasındaki güçlük veya
fail sayısının çokluğu ve benzeri nedenlerle Cumhuriyet Savcısı
bu sürenin 4 güne kadar uzatılmasına yazılı olarak emir
verebilir. SoruĢturma bu sürede sonuçlandırılmazsa Cumhuriyet
Savcısının talebi ve sulh hakiminin kararı ile 8 güne kadar
uzatılabilir."
________________
(461) YKD, c.19, y.1993, sy.4, s.639
(461a) Bu konuda, 3842 sayılı yasa ile getirilen değiĢiklirlere iliĢkin maddelerin gerekçeleri ve açıklamaları için bkz.
CMUK (3842 sayılı yasa), T.C., Adalet Bakanlığı, seri no:100, Ankara 1993.
Ancak uyuĢturucu madde suçları topluluk veya teĢekkül
halinde iĢlenmiĢse bu hüküm değil 3842 sayılı kanunun 3. maddesi
uygulanacaktır. Buna göre "Devlet Güvenlik Mahkemelerinin
görevine giren suçlarda yakalanan veya tutuklanan Ģahıs,
tutuklama ve yakalama yerine en yakın mahkemeye gönderilmesi için
gerekli süre hariç en geç 48 saat ve toplu olarak iĢlenen
suçlarda en çok 15 gün içinde hakim önüne çıkarılır."
3842
sayılı
kanunun
31.maddesi
"bu
kanunun
4,5,6,7,8,9,10,11,12,14,15,18,19,20 ve 22. madde hükümleri Devlet
Güvenlik Mahkemelerinin görev alanına giren suçlarda uygulanmaz.
Bunlar hakkında 1412 sayılı CMUK'nun bu değiĢiklikten önce
yürürlükte olan eski hükümleri değiĢtirilmeden önceki halleriyle
uygulanır"
hükmünü
amirdir.
Bu
nedenle
yukarıda
sayılan
maddelerde getirilen değiĢiklikler toplu yada teĢekkül halinde
iĢlenen uyuĢturucu madde temini suçlarında uygulanmayacaktır.
UyuĢturucu kaçakçılığı suçları günümüzde terör suçları gibi
insanlığa yönelik suçlar olarak kabul edilmektedir. Ceza
kanunumuzun bu suçlar için ağır cezalar öngörmesinin altında da
bu anlayıĢ yatar. Kanaatimizce uyuĢturucu madde temini suçları
için farklı muhakeme usullerinin kabulü bu suçlarla mücadeleye
etkinlik
kazandıracaktır.
Bu
nedenle
bu
alanda
yabancı
mevzuatlardaki geliĢmeler de incelenip, uyuĢturucu maddelerle
mücadeleye etkinlik kazandıracak yeni ve farklı muhakeme usulleri
tesbit edilerek yürürlüğü konulmalıdır.
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
ADLĠ TIP AÇISINDAN UYUġTURUCU MADDELER SORUNU
1- UYUġTURUCU MADDELER VE ADLĠ TIBBĠ BĠLĠRKĠġĠLĠK
A. Adli Tıp Kurumu
Adalet iĢlerinde görev yapmak üzere Adalet Bakanlığı'na
bağlı Adli Tıp Kurumu kurulmuĢtur (ATK m.1)
Adli Tıp kanununun 2. maddesi; Adli Tıp Kurumuna, mahkemeler
ile hakimlik ve savcılıklar tarafnıdan gönderilen Adli Tıp ile
ilgili konularda bilimsel ve teknik görüĢlerini bildirmekle
yükümlü tutmaktadır.
Adli Tıp Kurumunda beĢ ihtisas kurulu bulunmaktadır (ATK,
m.7). Adli Tıp ihtisas daireleri ise, Morg, Gözlem, Kimyasal
tahliller, Biyoloji, Fizik incelemeler ve Trafik olmak üzere altı
dairedir.
Adli Tıp Kanununun 16. maddesinin d fıkrası uyarınca; "Türk
Ceza Kanununun 403 ve 404. maddelerinde yazılı uyuĢturucu
maddeleri kullanan kimselerin alıĢkanlığı ile ilgili iptila
derecesinin
tayini"
Dördüncü
Ġhtisas
Kurulunun
görevine
girmektedir.
Aynı maddenin e fıkrası BeĢinci Ġhtisas Kurulunun hakkında
bilimsel ve teknik görüĢlerini bildireceği iĢler arasında
"uyutucu ve uyuşturucu maddeleri" de saymaktadır.
17. maddeye göre morg dairesinin görevi: "Mahkemeler ile
hakimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen ceset ve ceset
organları ile canlılara ait dokular ve kıllar üzerinde her türlü
incelemeleri yapmak ve sonucunu bir raporla tespit etmektir."
18. maddede gözlem dairesinin görevi "mahkemeler ve
hakimlerce gözleme tabi tutulmasına karar verilenleri gözleme
tabi tutmak ve gözlem sonucunu bir raporla tespit etmek" olarak
belirtilmiĢtir.
19. maddeye göre Kimyasal Tahliller Dairesinin görevi ise,
"Mahkemeler ile hakimlikler ve savcılıklar tarafından gönderilen
toksikolojik, gıdai, sınai, narkotik, ilaç ve diğer çeĢitli
maddeler ile alkometrik analizler yapmak ve sonucunu bir raporla
tespit etmektir."
Bu daire ve kurulların görev ve çalıĢma usulleri 14 ġubat
1984 tarihli "Adlı Tıp Kurumu Uygulama Yönetmeliği"nde ayrıntılı
biçimde düzenlenmiĢtir (462).
1- UyuĢturucu maddelerin Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi
2313 sayılı UyuĢturucu maddelerin murakebesi hakkında
kanunun uygulanmasına iliĢkin yönetmelik; uyuĢturucu maddelerin
gerek analiz için, gerekse hükmün kesinleĢmesine kadar saklanmak
üzere örnek alınması, tahlil için gönderilmesi, uyuĢturucu
maddelerin zaptı ve imhası, uyuĢturucu madde örneğinin hükmün
kesinleĢmesine kadar saklanması, imhada hazır bulunacak heyetin
kuruluĢu, imhanın ne Ģekilde yapılacağı ve teslim usulü ile
ilgili hususları düzenlemektedir (463).
Zaptolunan uyuĢturucu maddelerden, sözkonusu yönetmelik
hükümlerine göre alınan numunelerin polis narkotik labaratuvarı
veya Adli Tıp Kurumuna yada her ikisine birlikte gönderilmesine
hazırlık soruĢturması sırasında Cumhuriyet Savcılığınca, son
soruĢturma sırasında mahkemece karar verilir (Yönetmeliğin 6.
maddesi). Savcı veya mahkeme uyuĢturucu maddenin kurye veya posta
iĢletmesiyle gönderilmesine karar verecektir. Bu iĢlemler,
Cumhuriyet Savcısının nezaretinde yapılacaktır (m.15).
Önemli uyuĢturucu madde kaçakçılığı olaylarında ele geçen
beĢyüz gramdan fazla uyuĢturucu madde ve mustahzarlar-
_______________
(462) Bkz. Adli Tıp Kanunu ve Uygulama Yönetmeliği, Döner Sermaye Yönetmeliği ve fiyat listesi, kişilere
Dostları ilə paylaş: |