Summary
There is no single definition of morality valid for all times and places .
As is known, Immanuel Kant, regarded as a major figure and the turning point for
moral principles in the Western philosophy.
Under this assumption, the principle of Kant's moral action determines not the
moral content but the emphasis in the moral proposition.It's not a secret that Kant
quoted this proposition
in question, from Spinoza.On the other hand, prominent thinker of the Frankfurt
School, Walter Benjamin ,transferred the same philosophical impact from Kant, to
the left-wing political philosophy.
"Action, that is comply with the norms of morality, is not enough! Principle of
action,should also be made for moral norms !"
This study will draw attention to the connection of ethics with religion.
In this respect, Spinoza's Jewish and Kant's "Christian" cleric personalities does not
surprise people.
Interestingly,even though these moral criteria entered in Western Philosophy in
17-18 Century; feeding from hadiths of Hz. Muhammad all that exists in teachings
and practice of Eastern Philosophy since time immemorial.
“Deeds are according to intentions!"
I must admit ,it was Chalabi Hamdullah from Bektashi dargah who first warned
me about it.During the defense of Shariah court in Tokat 1832, Chalabi, passed the
same measures referring of course not from Kant; but Haci Bektas-i Veli.
Today, we say that morality determined by the time and place but also in all
religions, thoughts, countries, and at times there is a generally accepted principles
of morality!
"Morally good it is not enough that it should conform the need to be done for
good!"
81
Türk İslam Dönemi’nde Minyatür Sanatının Sağlık
Alanındaki Yansımaları
Miniature Art’s Implications on Health Area in the Turkish
Islamic Period
Miray ARSLAN*, Sevgi ŞAR*, Bilge SÖZEN ŞAHNE**
*Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Tarihi ve Eczacılık
İşletmeciliği AD, 06100, Tandoğan-Ankara
e-mail:msevuktekin@ankara.edu.tr ,
e-mail:sevgisar98@gmail.com
**Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Eczacılık İşletmeciliği AD,
06100, Sıhhiye-Ankara
e-mail:bilgesozen@yahoo.com
Özet
Latincede kırmızı ile boyamak anlamına gelen “minium” sözcüğünden
türetilmiş olan minyatür, yazma eserlerde anlatılan olayları görselleştirmek üzere
yapılan kitap resimleri olarak tanımlanmaktadır. Antik Çağ’dan günümüze kadar
pek çok farklı alanda minyatür sanatının örneklerini görmek mümkündür.
İslam kültür çevresine giren Türk toplumlarının minyatür sanatı, genel olarak
Uygur kültüründen etkilenmiş ve Selçuklular zamanında yaygınlaşmıştır. Selçuklu
minyatürlerinin Anadolu'ya yayılmasıyla birlikte ise ilk Türk-İslam minyatür
üslûbu doğmuştur. İslam minyatürlerinin bilinen en eski örneklerine XII. ve XIII.
asırlarda rastlanmıştır. Türk minyatür resminin bağımsız olarak geliştiği en karak-
teristik dönem olan Osmanlı döneminde resimli tarih kitapları çoğunlukta olmakla
birlikte edebiyat, kozmografya, tıp, astroloji, coğrafya ve benzer içerikli minyatürlü
kitaplar üretilmiştir.
Minyatür sanatının Türk İslam dönemindeki uygulamalarına bakıldığında bu
alandaki en önemli eserin Şerafeddin Sabuncuoğlu’nun Cerrahiyyetü’l-Haniyye
adlı eseri olduğu görülmektedir. Bu eserde yer alan minyatürler dışında başka
yazma eserlerde de doğum, sünnet, tedavi yöntemleri, hastalıklar gibi birçok tıbbi
konu ile ilgili değişik minyatürlere rastlanmaktadır.
Bu çalışmada Türk İslam Dönemi minyatür sanatı ve sağlık alanındaki minyatür
örnekleri incelenerek konu çeşitli yönleriyle tartışılacaktır.
Summary
Miniature is derived from the word "minium" in Latin that means paint with
red, is described as book photos which visualize the events in manuscripts. From
ancient times to the present day, it is possible to see examples of miniature art in
many different areas.
Miniature art’s of Turkish society which entering the Islamic culture environment
has been influenced by the Uighur culture and has spread in Seljuk times. With the
spread of the Seljuk miniature in Anatolia, the first Turkish-Islamic miniature style
was born. The oldest known examples of Islamic miniatures have been found in the
XIIth and XIIIth centuries. Ottoman period is the most characteristic period in
which Turkish miniature paintings developed independently and in this era
although the majority of illustrated history books, books with miniatures in the field
of literature, cosmography, medicine, astrology, geography, and in similar content
were produced.
When looking at the miniature art’s practice in the Turkish-Islamic period, the most
important work in this area seems to be Şerafeddin Sabuncuoğlu’s
Cerrahiyyetü’l-Haniyye. Except from the miniatures in this work, different minia-
tures related to many medical issues such as birth, circumcision, treatment methods,
diseases are found in manuscripts.
In this study, miniature art of the Turkish Islamic period and miniature samples in
the health field will be examined and the subject will be discussed in several
aspects.
Tıp’ta ve Genelde Ahlâki Olmanın Ortak Ölçütü Var mı?
Nazım BERATLI
- Dr.Girne Amerikan Üniversitesi. Sağlık Bilimleri Fakültesi. Hemşirelik
Okulu. Öğretim Görevlisi.
e-mail:beratli@yahoo.com
Özet
Bütün zamanlar ve mekânlar için geçerli bir tek ahlâk tanımı yoktur denilir.
Bilindiği gibi batı felsefesi, İmmanuel Kant’ı özellikle ahlâk konusunda,
bir dönüm noktası olarak kabul eder. Bu kabulün altında, Kant’ın eylemin şeklinin
değil, içeriğinin ahlâki olması ile ilgili önermesi yatır. Kant’ın söz konusu öner-
meyi, Spinoza’dan aktardığı, bir sır değil. Öte yandan, Frankfurt Okulu
düşünürlerinden Walther Benjamin’in de İmmanel Kant’tan aktararak, aynı öner-
meyi, sol felsefeye de aktardığını biliyoruz: “ Eylemin ahlâk normuna uyması,
yetmez! Ahlâk normu için yapılmış olması da gerekir!”
Bu çalışma, ahlâk felsefenin dinlerle bağlantısına dikkat çekecektir.
Bu bakımdan, Spinoza’nın Musevi, Kant’ın ise “ İsevi” din adamları
olmaları, insanı şaşırtmıyor.
İlgi çekici olan, Batı Felsefesi’ne 17-18. Yy’larda giren bu ahlâki
ölçütünün, Hz. Muhammet’in hadisleri arasından beşleyerek, doğu felsefesinde çok
daha eskiden beri var olmasıdır. “Ameller, niyetlere göredir!”
İtiraf etmeliyim ki bu konuda beni uyaran, Bektaşi postnişini Hamdullah
Çelebi olmuştur. 1832’de Tokat Şer’i mahkemesindeki savunması esnasında,
Çelebi aynı ölçüyü, elbette Kant’tan değil, Hacı Bektaş-ı Veli’den aktararak
söylemiştir.
Günümüzde ahlâkın zaman ve zemine göre belirlendiğini söylüyoruz ama
bütün dinler, düşünceler, ülkeler ve zamanlarda genel kabul gören bir ahlâk ilkesi de
vardır!
“Ahlâki olan, iyi olandır! Ama bu yetmez, iyi için de yapılmış olması
gerekir!”
Summary
There is no single definition of morality valid for all times and places .
As is known, Immanuel Kant, regarded as a major figure and the turning point for
moral principles in the Western philosophy.
Under this assumption, the principle of Kant's moral action determines not the
moral content but the emphasis in the moral proposition.It's not a secret that Kant
quoted this proposition
in question, from Spinoza.On the other hand, prominent thinker of the Frankfurt
School, Walter Benjamin ,transferred the same philosophical impact from Kant, to
the left-wing political philosophy.
"Action, that is comply with the norms of morality, is not enough! Principle of
action,should also be made for moral norms !"
This study will draw attention to the connection of ethics with religion.
In this respect, Spinoza's Jewish and Kant's "Christian" cleric personalities does not
surprise people.
Interestingly,even though these moral criteria entered in Western Philosophy in
17-18 Century; feeding from hadiths of Hz. Muhammad all that exists in teachings
and practice of Eastern Philosophy since time immemorial.
“Deeds are according to intentions!"
I must admit ,it was Chalabi Hamdullah from Bektashi dargah who first warned
me about it.During the defense of Shariah court in Tokat 1832, Chalabi, passed the
same measures referring of course not from Kant; but Haci Bektas-i Veli.
Today, we say that morality determined by the time and place but also in all
religions, thoughts, countries, and at times there is a generally accepted principles
of morality!
"Morally good it is not enough that it should conform the need to be done for
good!"
82
Türk İslam Dönemi’nde Minyatür Sanatının Sağlık
Alanındaki Yansımaları
Miniature Art’s Implications on Health Area in the Turkish
Islamic Period
Miray ARSLAN*, Sevgi ŞAR*, Bilge SÖZEN ŞAHNE**
*Ankara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Eczacılık Tarihi ve Eczacılık
İşletmeciliği AD, 06100, Tandoğan-Ankara
e-mail:msevuktekin@ankara.edu.tr ,
e-mail:sevgisar98@gmail.com
**Hacettepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, Eczacılık İşletmeciliği AD,
06100, Sıhhiye-Ankara
e-mail:bilgesozen@yahoo.com
Özet
Latincede kırmızı ile boyamak anlamına gelen “minium” sözcüğünden
türetilmiş olan minyatür, yazma eserlerde anlatılan olayları görselleştirmek üzere
yapılan kitap resimleri olarak tanımlanmaktadır. Antik Çağ’dan günümüze kadar
pek çok farklı alanda minyatür sanatının örneklerini görmek mümkündür.
İslam kültür çevresine giren Türk toplumlarının minyatür sanatı, genel olarak
Uygur kültüründen etkilenmiş ve Selçuklular zamanında yaygınlaşmıştır. Selçuklu
minyatürlerinin Anadolu'ya yayılmasıyla birlikte ise ilk Türk-İslam minyatür
üslûbu doğmuştur. İslam minyatürlerinin bilinen en eski örneklerine XII. ve XIII.
asırlarda rastlanmıştır. Türk minyatür resminin bağımsız olarak geliştiği en karak-
teristik dönem olan Osmanlı döneminde resimli tarih kitapları çoğunlukta olmakla
birlikte edebiyat, kozmografya, tıp, astroloji, coğrafya ve benzer içerikli minyatürlü
kitaplar üretilmiştir.
Minyatür sanatının Türk İslam dönemindeki uygulamalarına bakıldığında bu
alandaki en önemli eserin Şerafeddin Sabuncuoğlu’nun Cerrahiyyetü’l-Haniyye
adlı eseri olduğu görülmektedir. Bu eserde yer alan minyatürler dışında başka
yazma eserlerde de doğum, sünnet, tedavi yöntemleri, hastalıklar gibi birçok tıbbi
konu ile ilgili değişik minyatürlere rastlanmaktadır.
Bu çalışmada Türk İslam Dönemi minyatür sanatı ve sağlık alanındaki minyatür
örnekleri incelenerek konu çeşitli yönleriyle tartışılacaktır.
Summary
Miniature is derived from the word "minium" in Latin that means paint with
red, is described as book photos which visualize the events in manuscripts. From
ancient times to the present day, it is possible to see examples of miniature art in
many different areas.
Miniature art’s of Turkish society which entering the Islamic culture environment
has been influenced by the Uighur culture and has spread in Seljuk times. With the
spread of the Seljuk miniature in Anatolia, the first Turkish-Islamic miniature style
was born. The oldest known examples of Islamic miniatures have been found in the
XIIth and XIIIth centuries. Ottoman period is the most characteristic period in
which Turkish miniature paintings developed independently and in this era
although the majority of illustrated history books, books with miniatures in the field
of literature, cosmography, medicine, astrology, geography, and in similar content
were produced.
When looking at the miniature art’s practice in the Turkish-Islamic period, the most
important work in this area seems to be Şerafeddin Sabuncuoğlu’s
Cerrahiyyetü’l-Haniyye. Except from the miniatures in this work, different minia-
tures related to many medical issues such as birth, circumcision, treatment methods,
diseases are found in manuscripts.
In this study, miniature art of the Turkish Islamic period and miniature samples in
the health field will be examined and the subject will be discussed in several
aspects.
Tıp’ta ve Genelde Ahlâki Olmanın Ortak Ölçütü Var mı?
Nazım BERATLI
- Dr.Girne Amerikan Üniversitesi. Sağlık Bilimleri Fakültesi. Hemşirelik
Okulu. Öğretim Görevlisi.
e-mail:beratli@yahoo.com
Özet
Bütün zamanlar ve mekânlar için geçerli bir tek ahlâk tanımı yoktur denilir.
Bilindiği gibi batı felsefesi, İmmanuel Kant’ı özellikle ahlâk konusunda,
bir dönüm noktası olarak kabul eder. Bu kabulün altında, Kant’ın eylemin şeklinin
değil, içeriğinin ahlâki olması ile ilgili önermesi yatır. Kant’ın söz konusu öner-
meyi, Spinoza’dan aktardığı, bir sır değil. Öte yandan, Frankfurt Okulu
düşünürlerinden Walther Benjamin’in de İmmanel Kant’tan aktararak, aynı öner-
meyi, sol felsefeye de aktardığını biliyoruz: “ Eylemin ahlâk normuna uyması,
yetmez! Ahlâk normu için yapılmış olması da gerekir!”
Bu çalışma, ahlâk felsefenin dinlerle bağlantısına dikkat çekecektir.
Bu bakımdan, Spinoza’nın Musevi, Kant’ın ise “ İsevi” din adamları
olmaları, insanı şaşırtmıyor.
İlgi çekici olan, Batı Felsefesi’ne 17-18. Yy’larda giren bu ahlâki
ölçütünün, Hz. Muhammet’in hadisleri arasından beşleyerek, doğu felsefesinde çok
daha eskiden beri var olmasıdır. “Ameller, niyetlere göredir!”
İtiraf etmeliyim ki bu konuda beni uyaran, Bektaşi postnişini Hamdullah
Çelebi olmuştur. 1832’de Tokat Şer’i mahkemesindeki savunması esnasında,
Çelebi aynı ölçüyü, elbette Kant’tan değil, Hacı Bektaş-ı Veli’den aktararak
söylemiştir.
Günümüzde ahlâkın zaman ve zemine göre belirlendiğini söylüyoruz ama
bütün dinler, düşünceler, ülkeler ve zamanlarda genel kabul gören bir ahlâk ilkesi de
vardır!
“Ahlâki olan, iyi olandır! Ama bu yetmez, iyi için de yapılmış olması
gerekir!”
Summary
There is no single definition of morality valid for all times and places .
As is known, Immanuel Kant, regarded as a major figure and the turning point for
moral principles in the Western philosophy.
Under this assumption, the principle of Kant's moral action determines not the
moral content but the emphasis in the moral proposition.It's not a secret that Kant
quoted this proposition
in question, from Spinoza.On the other hand, prominent thinker of the Frankfurt
School, Walter Benjamin ,transferred the same philosophical impact from Kant, to
the left-wing political philosophy.
"Action, that is comply with the norms of morality, is not enough! Principle of
action,should also be made for moral norms !"
This study will draw attention to the connection of ethics with religion.
In this respect, Spinoza's Jewish and Kant's "Christian" cleric personalities does not
surprise people.
Interestingly,even though these moral criteria entered in Western Philosophy in
17-18 Century; feeding from hadiths of Hz. Muhammad all that exists in teachings
and practice of Eastern Philosophy since time immemorial.
“Deeds are according to intentions!"
I must admit ,it was Chalabi Hamdullah from Bektashi dargah who first warned
me about it.During the defense of Shariah court in Tokat 1832, Chalabi, passed the
same measures referring of course not from Kant; but Haci Bektas-i Veli.
Today, we say that morality determined by the time and place but also in all
religions, thoughts, countries, and at times there is a generally accepted principles
of morality!
"Morally good it is not enough that it should conform the need to be done for
good!"
83
Lohusa Sultan (Rahime Kadın) Türbesi
The Tomb of Lohusa Sultan or Rahime Kadın
Ahmet Doğan ATAMAN
Kanlıca Hekimler sitesi no:45
34810 İstanbul
e-mail:drataman@hotmail.com
Özet
Bildirinin konusu Beyoğlu Mezarlığı sınırları içinde yer alan Lohusa Sultan ya da
Rahime Kadın Türbesi’dir. Bu türbe mezarlığın en eski yapıtlarından biridir. Halk
arasında Lohusa Kadın Türbesi olarak da bilinen Meyyitzade Türbesi, ölümünden
sonra mezarında doğum yapan bir kadına aittir. Günümüzde bu türbeyi çocuğu
olmayan kadınlar ziyaret etmektedirler.
Summary
The topic of this bulletin is the tomb of Lohusa Sultan or Rahime Kadın, which is
within the borders of the Beyoğlu cemetery. This shrine is one of the oldest surviv-
ing structure of the cemetery. Meyyitzade Tomb is popularly known as the Tomb of
Puerperal Women, who was giving birth after her death. Nowadays, women without
children are visiting this shrine.
Tıp’ta ve Genelde Ahlâki Olmanın Ortak Ölçütü Var mı?
Nazım BERATLI
- Dr.Girne Amerikan Üniversitesi. Sağlık Bilimleri Fakültesi. Hemşirelik
Okulu. Öğretim Görevlisi.
e-mail:beratli@yahoo.com
Özet
Bütün zamanlar ve mekânlar için geçerli bir tek ahlâk tanımı yoktur denilir.
Bilindiği gibi batı felsefesi, İmmanuel Kant’ı özellikle ahlâk konusunda,
bir dönüm noktası olarak kabul eder. Bu kabulün altında, Kant’ın eylemin şeklinin
değil, içeriğinin ahlâki olması ile ilgili önermesi yatır. Kant’ın söz konusu öner-
meyi, Spinoza’dan aktardığı, bir sır değil. Öte yandan, Frankfurt Okulu
düşünürlerinden Walther Benjamin’in de İmmanel Kant’tan aktararak, aynı öner-
meyi, sol felsefeye de aktardığını biliyoruz: “ Eylemin ahlâk normuna uyması,
yetmez! Ahlâk normu için yapılmış olması da gerekir!”
Bu çalışma, ahlâk felsefenin dinlerle bağlantısına dikkat çekecektir.
Bu bakımdan, Spinoza’nın Musevi, Kant’ın ise “ İsevi” din adamları
olmaları, insanı şaşırtmıyor.
İlgi çekici olan, Batı Felsefesi’ne 17-18. Yy’larda giren bu ahlâki
ölçütünün, Hz. Muhammet’in hadisleri arasından beşleyerek, doğu felsefesinde çok
daha eskiden beri var olmasıdır. “Ameller, niyetlere göredir!”
İtiraf etmeliyim ki bu konuda beni uyaran, Bektaşi postnişini Hamdullah
Çelebi olmuştur. 1832’de Tokat Şer’i mahkemesindeki savunması esnasında,
Çelebi aynı ölçüyü, elbette Kant’tan değil, Hacı Bektaş-ı Veli’den aktararak
söylemiştir.
Günümüzde ahlâkın zaman ve zemine göre belirlendiğini söylüyoruz ama
bütün dinler, düşünceler, ülkeler ve zamanlarda genel kabul gören bir ahlâk ilkesi de
vardır!
“Ahlâki olan, iyi olandır! Ama bu yetmez, iyi için de yapılmış olması
gerekir!”
Summary
There is no single definition of morality valid for all times and places .
As is known, Immanuel Kant, regarded as a major figure and the turning point for
moral principles in the Western philosophy.
Under this assumption, the principle of Kant's moral action determines not the
moral content but the emphasis in the moral proposition.It's not a secret that Kant
quoted this proposition
in question, from Spinoza.On the other hand, prominent thinker of the Frankfurt
School, Walter Benjamin ,transferred the same philosophical impact from Kant, to
the left-wing political philosophy.
"Action, that is comply with the norms of morality, is not enough! Principle of
action,should also be made for moral norms !"
This study will draw attention to the connection of ethics with religion.
In this respect, Spinoza's Jewish and Kant's "Christian" cleric personalities does not
surprise people.
Interestingly,even though these moral criteria entered in Western Philosophy in
17-18 Century; feeding from hadiths of Hz. Muhammad all that exists in teachings
and practice of Eastern Philosophy since time immemorial.
“Deeds are according to intentions!"
I must admit ,it was Chalabi Hamdullah from Bektashi dargah who first warned
me about it.During the defense of Shariah court in Tokat 1832, Chalabi, passed the
same measures referring of course not from Kant; but Haci Bektas-i Veli.
Today, we say that morality determined by the time and place but also in all
religions, thoughts, countries, and at times there is a generally accepted principles
of morality!
"Morally good it is not enough that it should conform the need to be done for
good!"
84
Avanzade Mehmed Süleyman ve Sağlıkla İlgili Eserleri
Avanzade Mehmed Süleyman and His Works on Health
M.Bedizel AYDIN*
Seda KALYONCU**
Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü,
Bilim Tarihi Anabilim Dalı, Sakarya
baydin@sakarya.edu.tr
Yüksek Lisans Öğrencisi, Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Felsefe Bölümü, Sakarya
seda_kalyoncu@hotmail.com
Özet
Telif ve tercüme eserleriyle bilim, sağlık, kültür ve edebiyat hayatımızda önemli
bir yeri olan Avanzade Mehmed Süleyman (1871-1922), Darülfünun Tıp Fakültesi
Eczacı Mektebinden mezundur.
Öğrenciliğinden itibaren çeşitli gazete ve dergilerde değişik konularda makaleleri
yayımlanmış; mezuniyetinden sonra da sürdürdüğü bu çalışmaların yanısıra
Musavver Terakki, Afiyet, Güzel Prenses gibi dergilerin yayın yönetmenliğini
üstlenmiş; ilk kadın yıllığı olan Nevsal-i Nisvan’ı çıkarmış; ayrıca tıbbi konulardan
folklora, askerlikten tarihe, sihirbazlıktan rüya tabirine, yemek tarifinden astrolo-
jiye, edebiyattan dile kadar çok çeşitli alanlarda telif - tercüme eserler kaleme
almıştır.
Sağlıkla ilgili olarak Mide Hastalıkları, Tifüs ya da Lekeli Humma gibi eserlerin
yanısıra kadın, erkek ve gençleri ilgilendiren cinsel sağlık konuları üzerinede
yazmıştır: Kadın Hastalıklarından Seyelan-ı Ebyaz, Meme Hıfzüssıhhası, Kısır
Kadınlar, Yalnız Erkeklere Mahsus Adem-i İktidar, Bel Soğukluğu, Gençlerde
İstimna Bi’l-Yed, Ergenlik; Gençlere Mahsus Hastalıklar bunlardan bazılarıdır.
Ayrıca Rehber-i Muamelat-ı Zevciye, Yeni, Mükemmel, Son Rehber-i İzdivac,
Alman Usuliyle Çocuk Yetiştirmek gibi evlilik ve aileyle ilgili kitaplar da kaleme
almıştır. Kadın ve kadın sağlığı bilhassa üzerinde durduğu bir konudur. Bu sebeple
doğrudan kadın sağlığını ilgilendiren tıbbi konuların yanında Kızlara ve Hanımlara
Jimnastik gibi kadın sağlığına dolaylı olarak temas eden eserleri de bulunmaktadır.
Avanzade bu eserleriyle, o dönemde rahat konuşulamayan konular üzerinde
aydınlatıcı tıbbi bilgiler vererek halkı eğitmeye çalışmıştır.
Bu tebliğde Avanzade Mehmed Süleyman’ın bilhassa sağlık alanındaki eserleri
değerlendirilerek bu alanda yapmış olduğu katkılar üzerinde tespit edilmeye
çalışılacaktır.
Dostları ilə paylaş: |