Önerme XXV ve önerme sonucu.
- Önceki notun önerme 24’ten
sonra gelen açıklama ve bu önermeden ve onun sonucundan özlerin eze
liliği ve onların ezeli düşüncedeki bağlantıları çıkarılabilir. Spinoza, beşinci
bölümde ruhun ebediliği teorisini ve üçüncü bilgi tarzını kuracağı ilkeyi
burada ortaya koyuyor: Etika, V, önerme 22’den 32’ye kadar.
Önerme XXVI’dan XXIX’a kadar.
- a) Bu önermeler, bazı tavırla
rın varlığını önce mümkün olarak tasarlanan ve zihni bazı özlerin fikirle
rini teşkil etmeye çağıran duyusal tasarı üzerine dayanmış tikel şeylerin
302
ETİKA
bilimine temel görevi görüyorlar (Mektup 10). Vakaa zorunlu olan şeyin,
birbirlerini sonsuza kadar gerektiren şeylerin zincirlenmesinde bariz yeri
vardır. Buradan çıkarılamaz ki biz her şeyi bilebilelim (Mektup 32; bura
da Spinoza okuyucuyu 30’uncu mektuba gönderiyor) ya da var olduğunu
sandığımız her şey gerçekten var olsun. Buradan çıkarılamaz ki, bizde ve
bizim dışımızda meydana gelir gibi görünen ve bizim haklarında ancak
bulanık ve sakat bir fikrimiz olan her şeyin ezelden beri Tanrı tarafından
istenmiş olarak göz önüne alınması gereksin; bu bizim kendimizde yok
etmeye çalıştığımız bilgisizliği Tanrıya yormak (Tanrıda görmek) olacaktır.
Spinoza’nın akılcılığı (rationalisme) verilmiş diye kabul edilen her gerçeğin
ezeli bir hakikat olduğuna inanmaya hazır bazı bilginlerin rationalisme'i
değildir. O asla tembelliğe ve tevekküle eğilimi olan bir fatalisme değildir.
O etkin bir ahlaki reform doktrinidir. O fiili ile hükmiyi (gerçekte olanla
güçte olanı) özdeş kılmaz; hayatı sürünücü bir duruma koyan ve insanı
insan için katlanılmaz kılan edilgileri (passion) haklı çıkarmaz, meşrulaştır
maz.
Fakat açıklamayı ararken onları ortadan kaldırmaya çalışır ki, bu büs
bütün farklı bir şeydir: yanlış olarak iyi olduğuna inandığınız şey için
isterseniz ölünüz, ben doğru için yaşamak isterim! İşte Spinoza’nın yurttaş
larına hitap ettiği dil aşağı yukarı bu idi. (Mektup 30).
b) Bana birçok yorumlayıcılar, bir içkinlik felsefesinin ilkesine göre
Tanrı ile sonlu tikel şeyler arasında ne gibi bir ilişki olduğunu yanlış
anlamışlar gibi geliyor; bir kısmına göre Spinoza bu tikel şeyleri Tanrının
sonsuz ve ezeli tabiatından sonuçlamak iddiasında idi; Spinozacılığın objesi
asla bu değildi; sonlu şeyler, önerme 28’in açıkça gösterdiği gibi, birbirle
rinden sonuçlanırlar; bu anlamda ve yalnız bu anlamda onlar Tanrı tara
fından meydana getirilmişlerdir. Başka yorumlayıcılar, diyelim Martineau
(A Study of Spinoza, London, 1895, s. 209) sonlu bir şeyin başka bir şeyi
meydana getirirken ona nasıl sonu gelemeyecek olan ezeli bir özü sağla
dığını (can secure it) soruyorlar; soru bence yanlış konulmuştur: 1. Eğer
sonlu bir şey sürede başka bir şeyi meydana getirirse (bir babanın oğlunu
meydana getirdiği gibi) bu İkincinin özü birinciye bağlı değildir, (önerme
17’nin scolie’si s. 65) ; 2. Hakikatte kavranan sonlu bir şeyin varlığı (varolu
şu) -özü gibi— sonsuzu içine alır, çünkü bütün başkalarına bağlıdır (her
ne kadar nasıl olduğunu bilmiyorsak da) ve bundan dolayı bu şey Tanrı
nın bir tavrı ya da bir duygulanışıdır (Deus quatenus).
NOTLAR 303
Dostları ilə paylaş: |