Önerme XVII, önerme sonucu 1 ve 2, scolie.
- a) Tanrının mutlak
hürlüğü mutlak bir üreticiliktir (productivité) ; O gerektirilmezliktir. Çünkü
O kendi kendini gerektirmenin sonsuz gücüdür. Bunu Friedrichs’in şu
Dissertation unda
arayınız: Der Substanzbegriff Spinozas (Greifswald, 1896).
Bu nokta hakkında orada dikkate değer gelişmeler bulacaksınız. Ayrıca
Wenzel’in şu eserine de bakın: Die Weltanschauung Spinozas (Leipzig, 1907).
b) Sayfa 18, satır 59: “Ne zihin ne irade Tanrının tabiatına ait değil
dir”. Bu kelimelere, insanlar söz konusu olduğu zaman, verilen anlamda,
ne zihin ne irade diyoruz. Bir insan iki ya da birçok hareket tarzını kavrar
ve onlardan birini seçer ya da seçtiğini zanneder. Onların göz önüne
alınışındaki yüklem ne olursa olsun, tavırlar tanrısal varlığın aynı dere
cede ve içten zorunlu bütün gerektirmeleridir. Tanrı şeyleri kavradığı
(tasarladığı) için meydana getirmez ve meydana getirdiği için tasarlamaz;
meydana getirmek ve tasarlamak onda bir ve aynı şeydir.
c) Sayfa 59, satır 32: İlgisiz (indifférent) bir Tanrı. Önerme 33’ün ikinci
scolie’sinde ilgisiz Tanrı hakkındaki bu Descartes’çı kavrama Spinoza
tekrar dönecek ve onun iyilik amacı ile etki yapan (tesir eden) bir Tanrı
kavramına göre kendi görüşünden daha az farklı olduğunu gösterecektir
(subratione boni).
Spinoza’nın hükmüne göre, gayeciler Tanrının hürriye
tini tamamen yıkmaktadırlar; Descartes onu kavrayış tarzında tastamam
sonuçlarına sadık olmayacak durumdadır (inconséquent). Her seçmede,
seçenin kendisinde eksik olan bir şeyi istemesi bakımından, daima bir
eksikliği gerektirdiği için, Tanrı seçmez. Tasarlanabilir ki, ilham saatlerin
de, gerçekten yaratıcı olan bir sanatçı hiçbir gaye peşinde değildir ve
seçmez. Fakat hür olarak, yani kendisindeki meydana getirme zorunluluğu
sayesinde meydana getirir.
300 ETİKA
d)
Sayfa 61, satır 32 ve 33: Tanrısal ve insani zihin, Gökyüzü işareti
olan Köpekle, havlayan hayvandan ibaret köpek gibi birbirlerine benzer
ler. (Pensées Métaphysiques, II ch. XI.)
Önerme XII. - in aquales partes kelimeleri - ki kanıtlamanın sonun
dan bir önceki satırında bulunmaktadır. - ilk bakışta insanı şaşırtıyor. Bu
eşit parçalara bölüş neden? M. Dantzenberg çeviride aquales kelimesinin
kaldırılmasını teklif ediyor. Gebhardt’a göre Spinoza’nın akıl yürütmesi
böyle olacaktır: Eğer cevher bölünebilseydi, eşit parçalara bölünmeli idi.
Halbuki bu eşit parçalara bölünüş tasarlanamaz; öyle ise hiçbir bölüm
mümkün değildir.
Önerme XVIII. - İçkin neden kavramı için Heereboord’un zikredilen
yazısına bakın.
Önerme XlX’dan XXIX’a kadar. - Etika’nın bu parçasında, önce
yüklemlerinden her biri göz önüne alınan Tanrının ezeliliği ilkesi konul
muştur; ondan sonra bu ilkeden çıkan tavırlara ait sonuçlamalar açıklan
mıştır.
Önerme XXI, XXII, XXIII. - a) Tanrının ya da Tanrı yüklemlerinin
ezeliliğinde ilk sonuç bazı tavırların varlığının belirsiz surette sürekliliğidir.
(Yani bunlar sonsuz zihin yahut hareket ve sükûn gibi, yüklemlerinden
birinde göz önüne alınan Tanrının Tabiatından doğrudan doğruya çıkan
tavırlardır). Her ne kadar Spinoza bu önermenin bildirilişinde ve nitekim
kanıtlamanın sonuna doğru “ezeli” kelimesini kullanıyorsa da, bana öyle
geliyor ki sonsuz tavırlar ezelidirler değil de daima mevcutturlar, demek
daha doğru olur. Varlığın ezeliliği asıl yalnız cevhere ve sıfatlara (yüklem
lere) aittir ki orada öz ve varoluş (zat ve vücut) birbirine karışır. Sonsuz
tavırların özü varlığı kuşatmaz (önerme 24) ; ve bu varoluş (varlık) bunun
sonucu olarak cevherin varoluşu ile aynı derecede ezeli değildir; onun baş
langıcı ve sonu yoktur. Görülecektir ki, önerme 22 ve 23’ün bildirilişinde
“ezeli” kelimesi artık yer almıyor (Bkz. Pensées Métaphysiques, II, ch. I).
b) Eğer yukarda söylenenler doğru ise, hafif bir uygunsuzlukla, çoğu
kere ezeli denen sonsuz tavırlar için bkz. Lettres, 64, 66 ve 74: Court
Traité,
I, ch. IV. Birincisinde Spinoza örnek olarak Tanrı tarafından doğ
rudan doğruya meydana getirilen sonsuz tavırları veriyor. (Bu sonsuz zihin
Tanrıda var olan ve onda hepsi doğru, yani açık ve seçik olan fikirlerin
bütünüdür). Etika II, önerme 32, ikinci örnek: Uzamda, hareket ve sükûn;
vasıtalı olarak meydana gelen sonsuz tavırlara örnek olarak, sonsuz tarzda
NOTLAR 301
değişikliğe uğrasa da, daima aynı kalan bütün evren yüzünü veriyor. Bun
dan sonra okuyucuyu bölüm II, önerme 14’ten önce gelen Lemma 7’nin
scolie’sine gönderiyor. Victor Delbos’la birlikte (Le spinozisme, Paris 1916,
s. 60 ve 61) düşünce alanında bu bütünsel evrenin yüzüne karşılık olan
vasıtalı sonsuz tavrının bölüm V, önerme 40’ın scolie’sine göre ezeli tavır
lar diye tasarlanmış ruhların bütün (mecmuu) olduğu kabul edilebilir.
74’üncü mektupta Tanrısal bilgelikten söz ederken (yani sonsuz zihin
den söz ederken) Spinoza Court Traité’de olduğu gibi, Tanrı ile insan
arasında bulanıklık yaptıkları için eleştirdiği Hıristiyanları bu bulanıklığa
düşüren “Tanrının ezeli oğlu” terimini kullanıyor. Tanrının bu ezeli oğlu,
kendisinde yalnızca başka insanlardan fazla tanrısal bilgelik görünmekte
olan Isa (Jésus-Christ) değildir.
Dostları ilə paylaş: |