1.1.3. Ahmed-i Yesevî ve Motivasyon
Motivasyon, yani şevk kişinin amaçlarına ulaşmak için kendini, duyguları-
nı harekete geçirerek hedefe odaklanıp eyleme geçmesidir. Motivasyonda bir
idealin olması gerekir, kişi ideallerinin gösterdiği hedefe doğru eyleme geçer.
14
Hoca Ahmed, age., s.49.
604
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
Tembellik, atalet kişiyi amaçlarından alıkoyar, hiçbir şey kendiliğinden sonuç-
lanmaz, birey şevk ve heyecan kazanarak amaçları için eyleme geçer.
“Bireyin kendini motive edebilmesi dışarıdan yapılan bir etkinin ürünü değil,
yapabileceğine inanç ve başarma isteği ile kendi içinde yarattığı doğal bir gü-
düdür. Birey içindeki başarı güdüsünü ortaya çıkarabilir, olumlu düşünebilir,
inisiyatif kullanabilir ve sorumluluk alabilirse yani olumlu duygularını harekete
geçirebilirse içsel motivasyonunu sağlayabilecektir.”
15
Ahmed-i Yesevî çevresindeki ve sonraki çağlardaki insanları şevklendir-
mede son derece yüksek bir işlev sağlamıştır. Islamî ilkelerin henüz tam ola-
rak bilinmediği zamanlarda o insanları anlayabilmiş, onları yeni bir hayata
yönlendirmek, önce Allah’a kul olmayı sonra da toplumsal hayatta hak hukuk
içinde yaşatmak için bitmez tükenmez bir motivasyon örneği sergilemiştir.
Hep iyiye doğruya, kulluğa teşvik eder, hakka adalete, merhamete davet eder.
1.1.3.1. Ahmed-i Yesevî ve Başarı Yönelimi
Duygusal zekâda başarmak en önemli hedeflerdendir. Önündeki engeller
kişi için zorluktur, aşmak için zorlanır, üzülür ve ümitsizliğe düşer. Bu itibarla
başarmak arzusunun gereğini yerine getirmek için çaba içine girer.
Ahmed-i Yesevî ibadet etmeyi kulluk vecibesi olarak görür ve ibadete
önem verir, ayrıca onun için ağlamak da önemlidir, çünkü ağlamak duygu-
ların yansımasıdır, kişi toplumsal hayatta merhamet duymalıdır, insanlara
acımalıdır, daha da önemlisi belalara direnç göstermelidir, çünkü belâlar ve
musibetler Hak’tan gelmektedir.
Kul Hâce Ahmed tâat kıl yığlamaknı âdet kıl
Belâ kelse tâkat kıl Hak’dın bolur Hâce Ahmed
Kul Hâce Ahmed ibadet eyle, ağlamağı âdet eyle
Belâ gelse tâkat kıl Hak’tan olur Hoca Ahmed
16
15
Psk. Dr. Ayşegül Önk Eray, “Duygusal Zeka Nedir?”, aynapd.com.tr›?p=342.
16
Hoca Ahmed, age., s.47.
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
605
1.1.3.2. Ahmed-i Yesevî ve İyimserlik
Iyimserlik hayata olumlu bakabilmek, zorluklara karşı gelebilmektir. In-
san duygularıyla iyimser veya karamsar olabilir. Düşüncesi ne kadar güçlü
olsa da kişi zorlukları aşamaz. Duygular, düşünceye eylem gücü kazandırır.
Duygusal zekâ, iyimserliği başarının önemli bir etkeni olarak benimser, iyim-
serlikle kararan hayat aydınlanır, engeller aşılır.
Ahmed-i Yesevî temelde iyimser bir mutasavvıf olarak onu sevenlerine,
dinleyenlerine ümit aşılar. Aşağıdaki mısralarda “muhabbet denizi” imge ola-
rak zorlukları çağrıştırır; ama o, dalgıç olup denizin derinliklerinde “mari-
fet cevheri”ni istemekte ve denizin korku veren derinliklerinden o cevheri
çıkarmayı göze almaktadır. “Tûbâ dalları” da Cennet’e erişmenin uzak bir
sembolü olsa bile Yesevî o dallara kuşlar gibi kanat çırparak konmayı arzu
etmektedir. Arka plânda son derece güçlü bir iyimserlik duygu olarak kişiye
dinamizm kazandırmaktadır.
Muhabbetni deryaside gavvâs bolup
Marifetni gevherini gevherini algum kelür
Tarikatnı meydaıda pervâz kılıp
Ul tubi darahtige kongum kelür
Muhabbetin deryasında dalgıç olup
Marifetin cevherini alasım gelir
Tarikatin meydanında kanat çırpıp
O Tubâ dallarına konasım gelir
17
1.2. Ahmed-i Yesevî ve Sosyal Yetkinlikler
Sosyal bilinç bireyin içinde yaşadığı sosyal çevreyi ve toplumu tanıyarak
onlarla ilişki kurmasıdır. Kişi bilinç kazanarak kendisini tanıdıktan sonra sos-
yal hayatın içine girmeye niyetlenir, onu da tanıması gerekir. Bu da bilinç
sorunudur, kişi sosyal hayatın içinde de bilinç kazanarak sosyal hayatı yakın-
dan tanır, sosyalleşmeye başlar, bilinçli şekilde ilişki kurar, sosyal beceriler
kazanır.
Ahmed-i Yesevî Yesi’de babası Ibrahim Şeyh, Arslan Baba’dan ilk tahsilini
aldıktan sonra Yusuf Hemedânî’den Islam’ın zahirî ve batınî ilimlerini öğ-
renmiş ve onunla birlikte Türkistan’ın çeşitli şehirlerinde dolaşmıştır. Onun
17
Hoca Ahmed, age., s.67.
606
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
vefatından sonra da önce Buhara’da irşat görevini yürütmüş ve ardından Ye-
si’ye gelerek vefat tarihi olan 1166 tarihine kadar insanları aydınlatmıştır.
Dolayısıyla onun hayatı bir modeldir, önce kendini tanıma ve sonra da sosyal
bilinç aşamaları olmak üzere iki husus dikkate değerdir. Bütün Türkistan,
Anadolu, Rumeli ve Balkan coğrafyaları onun hikmetlerindeki fikirlerle ve
onlarca müritleri vasıtasıyla aydınlanır. Neydi onun başardığı hususlar? O,
özellikle çağımızın duygusal zekâ değerleri denilen değerleri, kendi çağında
değer mertebesine çıkarmış ve bunları Hikmetlerinde yaygın hale getirmiştir.
1.2.1. Ahmed-i Yesevî ve Empati
Empati, kişinin çevresindeki insanları anlamak için kendisini onun yerine
koyarak onlara yaklaşmasıdır. Insan toplum içinde sempati, antipati ve empa-
ti duymak olmak üzere üç konumdadır. Sempati ve antipati iki zıt konumdur
ve kişi için kolay iki duruştur. Empati hem karşısındakini anlama hem de ona
yardım edebilme çabasıdır ve çok zor bir duruştur. Insanın duygularını yorar,
acıma hissi ve yardım etme iradesi her zaman mümkün olmadığından kişi
kendini tüketebilir.
Aşağıdaki hikmette ona göre, münafıklık Islamiyet’in çok kötü gösterdiği
bir durumdur, yanlış bir yoldur. O, münafıklığı bile doğrudan hedef almaz ve
o kişileri aşağılamaz, onlara sert sözlerle ithamda bulunmaz, empati yoluyla
hallerine acır ve onlar gibi de olmak istemez:
Münâfıklar yürürler yürürler fısk u fücur kılurlar
Haram şüphe yiyürler korkup yığlar Hâce Ahmed
Münâfıklar yürürler, fısk ve fücur kılarlar
Haram şüphe yerler korkup ağlar Hâce Ahmed
18
1.2.1.1. Ahmed-i Yesevî ve Başkalarını Geliştirmek:
Kişinin birlikte yaşadığı aynı toplum mensuplarının ihtiyaçlarını fark edip
onları becerileri ölçüsünde geliştirmesi de duygusal zekâ özelliğidir. Bu özel-
lik, bir yöneticinin yönlendirme ve yol gösterme becerilerinin temelini oluş-
turur. Ahmed-i Yesevî ibadete çağrıda bulunmak için emir kipi yerine onları
geliştirecek söylemleri kullanır. Seher vakti kalkıp Allah’ın adını anmanın
yani namaz kılmanın baldan tatlı bir davranış olduğunu söyler. Kişi farkında
18
Hoca Ahmed, age., s.47.
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
607
olmadan aşk ateşiyle seher vakti kalkar, iman nurunu yakar ve ruh kuşunu
uyandırır. Bu başkalarını bir geliştirme tarzıdır.
Ne huş tatlık Hak yâdı seher vakti bolğanda
Baldın suçuk Hû atı seher vakti bolğanda
Seher vaktı tuğranlar cannı fedâ kılğanlar
Işk otıda küygenler seher vaktı bolğanda
Seher vaktı huş sâat turğanga bolğay râhat
Açılur devlet saâdet seher vaktı bolğanda
İman şemin yandursanğ ruh kuşunı küydürseng
Hudâyınga sığınsang seher vakti bolğanda
Ne hoş tatlık Hakk yâdı seher vakti olanda
Baldan tatlı Hû adı seher vakti olanda
Seher vaktı kalkanlar canı fedâ eyleyenler
Aşk ateşinde yananlar seher vakti olanda
Seher vakti hoş sâat, kalkana olur râhat
Açılır devlet, saâdet seher vaktı olanda
İman nurunu yandırsan, ruh kuşunu tutuştursan
Allah’ına sığınsan seher vaktı olanda
19
1.2.1.2. Ahmed-i Yesevî ve Hizmete Yönelik Olmak
Sosyal hayatta karşılık beklemeksizin bir çıkar gütmeksizin hizmet etmek,
duygusal zekâ bağlamında sosyal bilinçtir. Kişi tam bir feragat ile sırf iyilik
uğruna hizmet etmekten memnun kalır ve mutluluk duyar. Ahmed-i Yesevî
sosyal bilinç denilen bu kavrama her zaman bir değer olarak vurgu yapar,
çileli ve sıkıntılı hayat sürmenin kötü olmadığını söyler, iyi insanlara hiz-
met etmenin manevi değerini hatırlatır. Esasen Islamiyet sosyal hayatı çok
önemser, iyilik etmenin faziletini her zaman teşvik eder, çünkü din sosyal
hayatta bilinçlenmeyi ve bilinçlendirme kazandırmayı emreder; iyiliği, iyilik
etmeyi, doğruluğu sürekli önerir. Ahmed-i Yesevî, Yesi’de yaşadığı süreçte
çevresindeki göçebe Türklere merhamet duymuş, hizmet etmiş, sosyal bilinç
kazandırmak için teşvik etmiştir:
19
Hoca Ahmed, age., s.119.
608
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
Bu dünyada fakirlikni âdet kılgan
Hârlık tartıp meşakkatnı rahat bilgen
Kul Hâce Ahmed yahşılarga hizmet kılgan
Kıyamet kün andag kişi sultan bolur
Bu dünyada fakirliği âdet kılan
Hakirlik çekip meşakkati rahat bilen
Kul Hâce Ahmed iyilere hizmet kılan
Kıyamet günü öyle kişi sultan olur
20
1.2.2. Ahmed-i Yesevî ve Sosyal Beceriler
Kişisel beceri kadar sosyal beceri de önemlidir. Birey kendi yeteneklerini
geliştirerek hayatını kolaylaştırmak için bilgi ile beceriler elde edebilir. Aynı
zamanda sosyal hayatın gereği geniş ölçekte bilgi ve beceriler de elde edebi-
lir. Sosyal beceriler toplumsal fayda sağlar ve insanlık için çok da gereklidir.
Kültürel hayatta herkes herkese muhtaç bir hayat sürdürür. Bu aynı zamanda
bir dayanışma, bir yardımlaşmadır, birinin ürettiğini diğeri tüketebilir ve bu
işbirliği sayesinde sosyal hayat belli bir ahenk içinde sürer:
1.2.2.1. Ahmed-i Yesevî ve İletişim
Birey olarak kişiler karşılıklı şekilde birbirlerini anlama çabasına girerler.
Fikirlerini, görüşlerini karşılıklı şekilde birbirlerine iletirler, uzlaşma sağlar-
lar, çatışmadan dövüşmeden, savaşmadan dünyada yaşarlar. Bu iletişimdir
aynı zamanda…
Ahmed-i Yesevî muhatabıyla iletişim kurmada Belagat ilminin “muktezâ-
yı hâl” yani durumun gereğine göre konuşma ilkesine uygun şekilde davran-
mıştır. Bu çerçevede onun göçebe ve ümmî Türk topluluklarıyla en girift kav-
ramları anlatma noktasında zorlanmadığı ve iletişim kurduğu bilinmektedir.
Duygusal zekânın bu boyutu onun şiirlerinde çok önemlidir ve ikna etmede
çok tercih ettiği bir yoldur. Aşağıda cennet ve cehennem gibi iki dini kavra-
mı anlamada ve hangisinin üstün olduğu konusundaki söylemlerinde dikkat
çekici özellikler vardır. O, bu iki zor kavramı halka anlatmada zorluk çekmez,
iletişim kurmada engelle karşılaşmaz:
20
Hoca Ahmed, age., s.175.
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
609
Behişt duzah talaşur talaşmakda beyan bar
Cennet cehennem çekişir, çekişmekte beyan var
Duzah aytur: Men artuk mende Firavn Hâman bar
Sende Fir’avn bolsa mende Yûsuf Kenân bar
Behişt aytur: Ne dersen sözni bilmey aytursan
Cennet der: Ne dersin sözünü bilmez söylersin
Duzah der: Ben üstün bende Firavun Hâman var
Sende Fir’avun olsa mende Yûsuf Kenân var
21
1.2.2.2. Ahmed-i Yesevî ve Etki Yaratma, Etkileme
Sosyal becerilerden birisi de sosyal hayatta etki yaratma ve kişileri etkile-
medir. Bu bir motivasyon ve işbirliğini geliştirmedir. Ahmed-i Yesevî sadece
dini emir ve yasakları anlatan bir mürşit olmamıştır. O aynı zamanda duygusal
zekâya önem vererek etki yaratmada, istek uyandırmada, heyecan yaratmada
çok mahirdir. Aşağıdaki mısralarda sohbete katılım sağlamak maksadıyla Hz.
Peygamber’in peygamberliğin manevi tacını bir kenara bırakarak arkadaşla-
rıyla sohbet etmesine ve onlara hizmet etmesine telmihte bulunması bir et-
kilemedir. Hz. Peygamber’in insanlara faydalı olmak için böyle bir davranışta
bulunması etki yaratmada bir ölçüdür. O, ashabıyla bulunduğu bir ortamda
kalkıp onlara hizmetçilik yaparken kibri, büyüklenmeyi öldürmüş; eşitliği,
tevazuu teşvik etmiş, toplumsal huzuru sağlamıştır:
Ashâblar murad taptı dervişler sohbetide
Resul’e vahy keldi baştan tacınını aldı
Kibr ü hasedler öler içige manâ tolar
Koptı hâdimlik kıldı dervişler sohbetide
Dostlar murat buldu dervişler sohbetinde
Resul’e vahiy geldi, başından tacını aldı
Kibir ve hasetler ölür içine manâ dolar
Kalktı hizmetçilik yaptı dervişler sohbetinde
22
21
Hoca Ahmed, age., s.182, 183.
22
Hoca Ahmed, age., s.118.
610
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
1.2.2.3. Ahmed-i Yesevî ve Çatışma Çözümü
Duygusal zekâ çatışma çözümüne çok önem vermiştir. Önce çatışma bir
sorun olarak belirlenir, mahiyeti anlaşılır, sonra çözüm yöntemleri aranır,
her sorun aynı yöntemle çözümlenmeyebilir. Düşünce zenginliğiyle sürekli
olarak çözüm için yol ve yöntemler bulunur. Bu yöntemlerde duygu boyutu
ihmal edilmez. Çatışma farklı görüşlerin sonucunda ortaya çıkar, bireysel de
toplumsal da olabilir. Her iki durumda da farklı görüşler kavgaya, mücadeleye
dönüşmeden müzakere edilerek çözülebilir. Sorun çözen kişiler sevilir, herkes
tarafından sayılır, itibar gösterilir.
Ahmed-i Yesevî çağının bilgesidir ve hoca sıfatıyla asırlar boyunca sevilip
sayılmıştır. Divan-ı Hikmet’inde çok çeşitli sorunlara çareler göstermiştir, bil-
gisizlikle mücadele etmiştir. Aşağıdaki mısralarda bireysel bir çatışma yaşa-
dığını eleştirel bir yaklaşımla dile getirir. Bir çatışma yaşar, önce başkasının
değil kendi sufîliğini sorgular, sufilikle kibrin, riyanın, dünya sevgisinin bir
arada olamayacağını ifade eder. Şeklen sufi gibi olsa bile iç dünyasındaki arın-
ma gerçekleşmediği için hakiki Müslüman olamayacağını, asıl Müslüman’ın
iç ve dış ahengiyle bütünleşmesi icap ettiğini telkin eder.
Ey köngül kıldıng günahı hergiz püşeyman bolmadıng
Sofimen deb lâf urup tâlib-i cânân bolmadıng
Hayf ömrüng ötti bir lahza giryân bolmadıng
Sofî-nakş boldung velî hergiz Müsülmân bolmadıng
Ey gönül işledin günah asla pişman olmadın
Sufiyim deyip laf edip yarin tâlibi olmadın
Yazık ömrün geçti bir an ağlayıcı olmadın
Sufî-nakş oldun fakat asla Müslümân olmadın
23
1.2.2.4. Ahmed-i Yesevî ve İşbirliği
Kişinin başka insanlarla ortak amaçlar doğrultusunda işbirliği yapması
duygusal zekânın bir değeri olarak önemlidir. Işbirliği, bencilliği önler, ego-
nun kibrini azaltır, yardımlaşmayı güçlendirir, bir ve birlik olmayı özendirir.
Ahmed-i Yesevî bir hikmetinde dostlarına çağrıda bulunur, birlikte Allah adını
anmayı ve birlikte aydınlığa çıkmayı önerir. Çünkü insanlar bir olup bir araya
geldiklerinde sosyalleşirler, bilmediklerini öğrenirler, bildiklerini öğretirler.
23
Hoca Ahmed, age., s.152.
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
611
Keling dostlar barça turup aytaylık
Yadı bizni yaruklukka tartar ermiş
Yadı birle şuru’ kılgan aşıklarnı
Niyazları kündin künge artar ermiş
Gelin dostlar hep birlikte durup söyleyelim
Zikir bizi aydınlığa çeker imiş
Zikri ile devam eden âşıkların
Niyazları günden güne artar imiş
24
1.2.2.5. Ahmed-i Yesevî ve Liderlik
Liderlik önder olmaktır, insanlara rehberlik ederek onları da hedefe var-
dırmaktır. Toplumların her zaman işlevine göre liderlere ihtiyacı olagelmiştir.
Ahmed-i Yesevî devrinin çok değerli bir lideridir, toplumsal bir misyon yük-
lenmiş ve insanları ikna ederek Allah yolunda iman, ahlak, kulluk, doğruluk,
iyilik kavramlarına yöneltmiş, harekete geçirmiştir. O, çağlar boyunca top-
lumsal lider olarak Türk kültür hayatına eşsiz kazanımlarda bulunmuştur.
Tarikatga şeriatsız kirgenlerni
Şeytan kelip imanını alur ermiş
Uşbu yolnı pirsiz dâva kılganlarnı
Sersan bolup ara yolda kalur ermiş
Tarikata şeriatsız girenlerin
Şeytan gelip imanını alır imiş
İşbu yolu pirsiz iddia eyleyenleri
Şaşkın olup ara yolda kalır imiş
25
1.2.2.6. Ahmed-i Yesevî ve İlişki Kurmak
Duygusal zekânın değerlerinden biri de ilişki kurmak olup bu değer, ki-
şinin aile ve sosyal çevresinde sağlam ilişkiler kurmasını beceri haline ge-
tirebilmesini sağlar. Sosyal hayatta ilişki kurmak esasen zordur; sabır ister,
tahammül göstermeyi icap ettirir. Sevgi ve saygı ekseninde, çıkara ve menfa-
ate dayanmayan ilişkiler kurmak sosyal hayatın en önemli değerlerindendir.
24
Hoca Ahmed, age., s.137.
25
Hoca Ahmed, age., s.140.
612
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
Birey, toplumdaki ilişkileri duygusal boyutta kurar ve sürekli geliştirir. Hz.
Peygamberin ilişki kurmadaki tavsiyeleri ve kendi hayatında bunları davra-
nışa dönüştürerek sünnetler halinde ümmetine esasen emretmesi dikkate
değerdir.
Ahmed-i Yesevî, aşağıdaki Hikmetinde bir yerde değerli insanların bir
araya geldiğini duysa oraya gidip onlara ilmihal denilen ve günlük yaşantı-
yı ilgilendiren bilgileri öğretmek istediğini açıklar. Eğer onların sohbetinden
hoşlanmışsa, kendisini onların arasına katmak ister, o bu duygularıyla son
derece candan ilişkiler içindedir.
Kayu yerde azizlemi cem’i bolsa
Oşal yerde hal ilmini söyleyesim gelir
Alamı sohbetini huşlasam men
Özlimni özlerige katgum kelür
Hangi yerde azizlerin toplantısı olsa
O şu yerde hal ilmini söyleyesim gelir
Onların sohbetinden hoşlansam ben
Özümü özlerine katasım gelir
26
1.2.2.7. Ahmed-i Yesevî ve Gücün Farkında Olmak
Gücün farkında olmak, kişinin, çevresindeki güç sahipleriyle denge kur-
masıdır. Öyle güç sahipleri vardır ki kişi zayıf olduğunu anladığı durumlarda
stratejisini değiştirmelidir. Gücüyle aşamadığı anlarda kişi yöntem değiştir-
melidir. Insan sınırlı bir güce sahiptir, o gücün sınırları ölçüsünde muhata-
bına karşı çıkmayı bilmelidir. Duygusal zekâ kişiye bu karşı çıkmanın yönte-
mini öğretir.
Ahmed-i Yesevî öncelikle kul ile onu yaratan Hâlık-ı Mutlak arasındaki
ilişkiyi bilir. Insan, aklıyla kendisini mahlukatın en güçlüsü görür ve dünya-
yı yönettiği için de haklılığı vardır. O, aşağıdaki söylemlerde canın emanet
olduğunu, insanın mala mülke inanmamasını hatta ünlü zenginlerin sem-
bolü Karun’u, kudretin sembolü Firavun ve Haman’ı, herkesin tanıdığı aşk
kahramanlarından Vâmık’ı, Azrâ’yı, Ferhat’ı, Şirin’i ve Mecnun’u hatırlatır
ve faniliği telkin eder. Bu kahramanlar zahiren ölümsüz gibidirler, her çağda
26
Hoca Ahmed, age., s.69.
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
613
yaşamaktadırlar, insanlar onları hep konuşur, model alır; ama onlar ölüme
mağlup olmuşturlar.
Ey mü’minler tâat kılıp tayanmanglar
Emanettir aziz canga inanmanglar
Dava kılgan Firavn birle Hâman kanı
Vâmık Azra Ferhâd Şirin Mecnun kanı
Ey mü’minler ibadet kılıp dayanmayın
Emanettir aziz cana inanmayın
Dava kılan Firavun ile Hâman hani
Vâmık Azra Ferhâd Şirin Mecnun hani
27
2. Ahmed-i Yesevî ve Duygusal Zekâ Değerleri
Duygusal zekâ değerleri insan için çok gereklidir. Insan, duygularını kon-
trol etmek için çeşitli terbiye sistemlerinden geçmiştir. Akıl insan için ne ka-
dar gerekli ise duygu da o ölçüde gereklidir. Duygunun eğitimine eski zaman-
lardan beri bütün dinler, devletler tarafından önem verilmiş, peygamberler,
filozoflar insanın duygularını denetim altına almaya çalışmışlardır.
Ahmed-i Yesevî’nin bir mürşid-mutasavvıf olarak insan duygularına yöne-
lik bir değerler manzumesi önerdiği bilinmektedir. Asıl önemlisi o bir “hoca”
işleviyle insanları bireysel ve sosyal bakımlardan yetiştirmeyi amaçlamıştır.
Türk kültüründe onun tesis ettiği Yesevîlik tarikatı, Anadolu ve Rumeli’de
bu amaç için tekkeler kurmuş ve Hacı Bektaş-ı Veli başta olmak üzere onlarca
Yesevî dervişi Islam dininin ilkelerini öğretmiştir. Modern zamanların bilim-
sel olarak kanıtladığı “Duygusal Zekâ” aşağıdaki değerlerin insan için sahip
olunmasını önermiştir. Insanlar, söz konusu değerlere sahip olmak ve bu de-
ğerleri kişiliklerinde var etmek durumunda yüksek şahsiyetler olacaklardır.
Faal olmak: Eylem içinde olarak hayatın içine girip sabırla iyiliği hayata
hâkim kılmaktır. Birey düşünür ve düşüncelerini yaşadığı hayatına yansıtmak
ister. Yansıtma eylemi enerjik olmayı gerekli kılar. Özellikle ahlakı, hayata
hâkim kılmak eylemci olmayı gerektirir. Aksiyon denilen eylem sahibi olmak
duygusal zekâ değeridir.
28
27
Hoca Ahmed, age., s.168.
28
Nevzat Tarhan, age, s.197.
614
Geçmişten Geleceğe Hoca Ahmed Yesevî
Ahmed-i Yesevî çağında ve sonrasında başta Hacı Bektaş-ı Veli olmak üze-
re bağlısı olan dervişleri tam eylem insanı olarak yetiştirmiştir. Onlar Türkis-
tan’dan Anadolu ve Rumeli’nin en uzak coğrafyalarına kadar her yerde vatan
tutmuşlar, iman ve aksiyon insanları olarak çevrelerini ihya etmişlerdir.
Ümitli olmak: Ümitli olma insana eylem yapabilme imkânını sağlar. Ha-
yatın önündeki engeller insanın düşüncesini perdeler, sis perdelerinin insa-
nın önünü göstermemesi gibi insan sosyal hayatın sorunlarını algılayamadığı
için çözemez. Ümitlilik ise duygusal zekânın değeri olarak sorunların çözül-
mesinde etkin bir kaynak, bir aydınlıktır. Ümit duygusunun ana kaynağında
ise Allah inancı vardır. Materyalizmin varlığı bir gayya kuyusu gibi görmesine
veya yol açmasına karşılık idealizm, varlığı Allah aşkıyla kanatlandırır. Allah
aşkı ve imanı olan kişi ailesi, toplumu ve insanlık ile sağlıklı ilişkiler kurabilir.
Ahmed-i Yesevî’nin hikmetleri insanlara ümitli olmayı aşılamış ve ondan
istifade eden insanlar o hikmetlerin telkiniyle hayatlarını en zor şartlarda sür-
dürmüşlerdir.
Dostları ilə paylaş: |