Penelopia



Yüklə 0,55 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə8/29
tarix20.11.2023
ölçüsü0,55 Mb.
#165568
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   29
Penelopia - Margaret Atwood

Kısacık bacaklar,
d yordum ç mden, hem de
en etk ley c anlarda b le. Yakışık almıyordu böyle düşünmek
-önems z ve saçmaydı, gülünecek b r şey- ama unutmayın henüz on
beş mdeyd m.
Yara İz
Böylece b r et paket g b Odysseus’a tesl m ed lm şt m.
Unutmayın, altına sarılı b r et paket . B r tür yaldızlı kan muhalleb s .
Bu benzetme çok kaba geleb l r s ze. B zler n ete çok önem
verd ğ n de ekleyey m - soylu sınıfın en çok yed ğ şeyd r et; et, y ne
et, yalnızca kızartmasını yerler: b z m zamanımızda yüksek mutfak


kültürü yoktu. Az kalsın unutuyordum, yanında ekmek de olurdu,
yassı ekmek, s z n anlayacağınız bol bol ekmek ve küplerce şarap.
Ayrıca acay p meyvelerle sebzeler de vardı, ama k mse şarkılarda
bunlardan söz etmed ğ nden, adlarını h ç duymamış olab l rs n z.
Tanrılar da en az b z m kadar et sterlerd ; ama b zden ala ala
yalnızca kem k ve yağ alırlardı - o da Prometheus’un bas t el
çabukluğu sayes nde; neğ n b r torba dolusu şe yaramaz parçasını
y yanları d ye ancak budala b r ne yutturab l rd n z, ama Zeus
kanardı; bu da tanrıların b z nandırmak sted kler n n ters ne o kadar
akıllı olmadıklarını göstermekteyd .
Artık öldüğüme göre bunu d le get rmemde b r sakınca yok. Daha
önceden göze alamazdım. Tanrılardan b r n n ya d lenc ya esk b r
dost ya da yabancı b r kılığında ne zaman s ze kulak kabartacağını
b lemezs n z. Onların varolduğundan kuşku duyduğum zamanlar
olduğu doğru. Fakat sağ olduğum yıllarda r ske g rmeyecek kadar
d kkatl davranırdım.
Düğünümde yok yoktu - yağları cızırdayan yığınlarca et, tutam
tutam kokulu ekmek, test ler dolusu yıllanmış şarap. Konukların
oracıkta güm d ye patlamamaları şaşırtıcıydı, öyle tıka basa
doldurmuşlardı k m deler n . İler de yaşadığım deney mlerden
öğrend ğ me göre, kend ceb n zden karşılamadığınız y yeceklerle
dolu b r sofra kadar oburluğu körükleyen b r şey yoktur.
O günlerde eller m zle yerd k. Ha b re kem r r, uzun uzun ç ğnerd k,
ama böyles daha y yd , konuklardan b r canınızı sıkarsa, böğrüne
saplayacak çatal ya da bıçak bulamazdınız. Yarışmanın ardından
yapılan her düğünde yen lg n n etk s yle buruk b rkaç k ş mutlaka
olurdu; ama başarı gösteremeyen tal plerden h çb r ben m
düğünümde sorun çıkarmadı. Daha çok pazarlık ett kler atı kaçırmış
k mseler g b davranıyorlardı.
Şarap çok sertt , bu nedenle pek çok k ş kafayı buldu. Babam Kral
İkar os b le sarhoş olmuştu. Tyndareos le Odysseus’un ona b r oyun
oynadıklarından kuşkulanmıştı, h le yaptıklarından neredeyse
em nd , ancak bunu nasıl yapab ld kler n b r türlü ortaya
çıkaramıyordu; öfkes burnundaydı, öfkelend kçe daha çok ç yor ve
oradak ler n dedeler ne sövüp sayıyordu. Gelgelel m o b r kraldı,
k mse kafa tutmadı.


Odysseus kafayı bulmuyordu. Ağzına çk sürmeden çok ç yor
zlen m yaratmakta ustaydı. Sonradan, b r erkeğ n aklı varsa, balta
ya da kılıç g b , her an kullanmaya hazır ve tet kte tutmalı, ded bana.
B r tek aptallar çt kler çk yle böbürlen rler, d ye bel rtt . K m daha çok
çecek d ye yapılan yarışlar savrukluğa ve z h nsel yetenekler n
kaybına yol açardı, düşman da böyle anlarda saldırıya geçerd .
Ben sorarsanız, ağzıma tek lokma b le koyamadım. Çok
gerg nd m. Yaşmağımın arkasına g zlenm ş, Odysseus’a bakmaya
b le cesaret edem yordum. Üstümü kat kat örten yaşmağımı
kaldırdığı, harman m çıkarıp kuşağımı çözdüğü ve pırıltılı urbama
el n soktuğu an düş kırıklığına uğrayacağını adım g b b l yordum.
Ama ne o ne başkası vardı bana bakan. Herkes n gözü, ağzı
kulaklarına vararak tek b r erkeğ b le atlamadan sağına soluna
gülücükler dağıtmakla meşgul olan Helena’daydı. Her b r ne, g zl den
g zl ye yalnızca ona âşık olduğunu h ssett ren b r gülümsemes vardı.
Doğrusu herkes n gözünün Helena’da olması ş me gel yordu,
böylece k mse ben mle lg lenm yor, t tred ğ m , sıkıntılı hal m
görmüyordu. Yalnızca gerg n değ ld m, korkuyordum da. H zmetç ler
n ced r beyn m n et n yemey -gel n odasına g rer g rmez- sabanın
toprağı yarması g b k ye ayrılacağımı, canımın çok yanacağını ve
bunun ne kadar onur k nc olduğunu anlatmayı ş ed nm şlerd .
Anama gel nce, düğüne katılmak üzere yunus g b yüzmeye b r
sürel ğ ne ara verm şt , ancak buna gerekt ğ kadar sev nmem şt m.
Buz mav s g ys s ne bürünmüş babamın yanı başında tahtta
otururken ayaklarının altında küçük b r su b r k nt s oluşmuştu.
H zmetç kızlar ben g yd r rken kısa b r konuşma yapmıştı, fakat o
zaman bana yaran dokunacağını düşünmem şt m. Ded kler
b lmeceden farksız sözlerd ; hoş Na ades’ler her zaman dolambaçlı
değ ller m yd ?
Şöyle dem şt anam:

Yüklə 0,55 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   4   5   6   7   8   9   10   11   ...   29




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin