G. 3. Alıntı Sözcüklerde:
G. 3. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki alıntı sözcüklerde başta, ortada ve sonda birincil veya ikincil
olarak kullanılan bir ünsüzdür.
G. 3. 1. 1. Başta:
Örnek: gektar (hektar Rus. gektar < Frs. hectare), general (general Rus. general <
Lat.), geniy (deha Rus. geniy < Lat.), geoġrafiya (coğrafya Rus. geoġrafiya < Yun.),
geologiya (jeoloji Rus. geologiya < Yun.), gerb (bayrak, arma Rus. gerb < Pol.), gevhar
(cevher Ar. cevher), gidrologiya (hidroloji Rus. gidrologiya < Frs. hydrologie), gimn (marş
Rus. gimn < Yun.), gimnaziya (lise Rus. gimnaziya < Yun.), gimnastiqa (jimnastik Rus.
gimnastiqa
< Yun.), gipnoz (hipnoz Rus. gipnoz < Frs. hypnose), gipoteza (hipotez Rus.
75
Ahmet Buran, agm., s. 292.
59
gipoteza
< Frs. hypothΧse), gips (alçı Rus. gips < Yun.), gir (terazi taşı; gülle Rus. girya),
gitara (gitar Rus. gitara < İsp.), gripp (grip Rus. gripp < Frs. grippe), gübürnatır (vali Rus.
ġ
ubernator
), güdök (düdük Rus. ġudoq), gül (çiçek Far. ġul), gülamya (gezinti Rus. ġulyanie),
gülgün (kırmızıya çalan Far. ġulġÿn), güloyron (genç yaşta ölen Far. ġul-vìrān), gülüstön
(güzel yer, gülistan Far. ġul-istān), gülçambar (çelenk Far. ġul-çenber), gündöö (ele veya
ayaklara vurulan köstek Far. künd), gürpüröpkö (gruplaştırma Rus. ġruppirovqa), greçiha
(kara buğday, Arnavut darısı Rus. greçiha), giya ~ qıya (bitki Far. giyāh), göş (et Far. ġuşt).
Kullanıldığı Durum:
gV- durumunda yaygın olarak kullanılır: gektar (hektar Rus. gektar < Frs. hectare),
gimn (marş Rus. gimn < Yun.), gimnaziya (lise Rus. gimnaziya < Yun.), gips (alçı Rus. gips <
Yun.), gir (terazi taşı; gülle Rus. girya), gübürnatır (vali Rus. ġubernator), güdök (düdük Rus.
ġ
udoq
), gül (çiçek Far. ġul), gülamya (gezinti Rus. ġulyanie), gülgün (kırmızıya çalan Far.
ġ
ulġÿn
), güloyron (genç yaşta ölen Far. ġul-vìrān), gülüstön (güzel yer, gülistan Far. ġul-
istān
), gülçambar (çelenk Far. ġul-çenber), gürpüröpkö (gruplaştırma Rus. ġruppirovqa), giya
(bitki Far. giyāh), göş (et Far. ġuşt).
gC- durumunda kullanılır: greçiha (kara buğday, Arnavut darısı Rus. greçiha), grek
(Yunan Rus. grek), gripp (grip Rus. gripp < Frs. grippe).
G. 3. 1. 2. Ortada:
Örnek: begemot (su aygırı Rus. begemot), venger (Macar Rus. venger), begene
(başka, ayrı, yabancı Far. bì-gāne), iglan (ilan Ar. ièlān), eger (eğer, belki Far. eger), bacıger
(tavsiye alan Far. bāc-gìr), birgöbör (hüküm, karar Rus. priġovor), cagene (yalnız, tek, yegâne
Far. yegāne), cadıgöy (sihirbaz Far. cādÿ-ġuy), cañgel ~ ceñgel (orman Far. cengel), cañgüdö
(mağaza öncüsü Çin. çcan = öncü, lider; ġuy = mağaza, dükkan), ciger (ciğer Far. ciger),
ecigey (bir çeşit peynir Moğ. eezgey), kinege (kitap Rus. qniġa), kürögön
76
(“Moğol damadı”
anlamında bir özel ad Moğ. ġurġan), lager’ (kamp Rus. lager’ < Alm.), legen ~ ilegen (tabak;
leğen Far. legen), legilek (leylek Far. legleg), leksikologiya (leksikoloji Rus. leksikologiya <
Yun.), logiqa (mantık Rus. logiqa < Yun.), añgeme (toplanma; yığılma, anlatı, söylenti Far.
hengāme
), añgi (eşek aygırı Far. hengì ), añgire (acele etmek Far. hengār), argen (müzik aleti
Rus. argen < Yun.), örgöö (düğün obası Kırg. - Moğ.), sañgi (taş, taştan yapılmış Far. sengì ),
signal (sinyal Rus. signal < Alm.), şilige (bir koşum aleti, kayış Rus. şleya), şirge (buzağı ya
da tayın süt emmesini engelleyen burun takısı Moğ.), şügür (şükür Ar. şuqr), tañger
76
Bu sözcük Timur (1336-1405)’un bir ünvanıdır.
60
(bembeyaz bir şeker türü Dung. toñ = şeker, ġuar = unsur, üye), tilgirem (telgraf Rus. teleġraf
< Yun.), türgön (tez, çabuk Moğ. turgen), ötögön (ayı Moğ. ötögö), zanger ~ zañker (yeşil
boya Far. zenkār), zañgi (Çin Kırgızlarında halk hakimi Moğ. zangi), zañgi (zenci Ar. zencì ),
zerger (kuyumcu, usta Far. zerger), bezergen (tüccar Far. bāzergān).
Kullanıldığı Durum:
-VgV- durumunda kullanılır: begemot (su aygırı Rus. begemot), begene (başka, ayrı,
yabancı Far. bì-gāne), bacıger (tavsiye alan Far. bāc-gìr), cagene (yalnız, tek, yegâne Far.
yegāne
), cadıgöy (sihirbaz Far. cādÿ-ġuy), ciger (ciğer Far. ciger), ecigey (bir çeşit peynir
Moğ. eezgey), dariger (bilinen, belli Far. derkār), darıger (doktor Far. dārÿger), döögör
(cesur, atılgan Far. dìvkerdār), lager’ (kamp Rus. lager’ < Alm.), legen ~ ilegen (tabak; leğen
Far. legen), legilek (leylek Far. legleg), leksikologiya (leksikoloji Rus. leksikologiya < Yun.),
logiqa (mantık Rus. logiqa < Yun.), şügür (şükür Ar. şuqr), ötögön (ayı Moğ. ötögö),
vegetatsiya (bitkilerin büyüme dönemi Rus. vegetatsiya < Lat.).
-VgV durumunda nadiren kullanılır: kinege (kitap Rus. qniġa), şilige (bir koşum aleti,
kayış Rus. şleya).
VgV- durumunda kullanılır: eger (eğer, belki Far. eger).
-Cg- durumunda yaygın olarak kullanılır: venger (Macar Rus. venger), birgöbör
(hüküm, karar Rus. priġovor), cañgel ~ ceñgel (orman Far. cengel), cañgüdö (mağaza öncüsü
Çin. çcan = öncü, lider; ġuy = mağaza, dükkan), çeñgel (pençe, çengel Far. çenġāl), dargöy
(eşik Far. der-gāh), dörgö (amir, reis Moğ. darġa), dargümön (şüphe Far. der-gomān),
algebra (cebir Rus. algebra < Ar. cebr), mañgi ~ bañgi (uyuşturucu kullanan Far. bengì ),
şirge (buzağı ya da tayın süt emmesini engelleyen burun takısı Moğ.), bezergen (tüccar Far.
bāzergān
), zanger (yeşil boya Far. zenkār), zañgi (Çin Kırgızlarında halk hakimi Moğ. zangi),
zañgi (zenci Ar. zencì ), zerger (kuyumcu, usta Far. zerger), tañger (bembeyaz bir şeker türü
Dung. toñ = şeker, ġuar = unsur, üye), tilgirem (telgraf Rus. teleġraf < Yun.), türgön (tez,
çabuk Moğ. turgen), añgeme (toplanma; yığılma, anlatı, söylenti Far. hengāme), añgi (eşek
aygırı Far. hengì ), añgire (acele etmek Far. hengār), argen (müzik aleti Rus. argen < Yun.),
örgöö (düğün obası Kırg. - Moğ.), sañgi (taş, taştan yapılmış Far. sengì ).
-gC- durumunda nadiren kullanılır: iglan (ilan Ar. ièlān), çigrim (kumlu keçi derisi
Rus. şaġren’ ), emigrant (siyasi mülteci Rus. emigrant), signal (sinyal Rus. signal < Alm.).
G. 3. 1. 3. Sonda: Yaygın olarak kullanılmaz.
miting (miting Rus. miting < İng.), aysberg (aysberg Rus. aysberg < Hol.).
61
Kullanıldığı Durum:
-Vg durumunda kullanılmaz.
-Cg durumunda nadiren Rusça’dan alıntılarda kullanılır: miting (miting Rus. miting <
İng.), aysberg (aysberg Rus. aysberg < Hol.).
G. 3. 2. Özellikler:
G. 3. 2. 1. Başta:
Alıntı sözcüklerin ön sesinde bulunan “g-” ünsüzü Türkiye Türkçesi’nde “j-”
ünsüzüne dönüşürken Kırgız Türkçesinde Rusça imlanın etkisiyle korunur: generator
(jeneratör, üreteç Rus. generator < Frs. générateur), geodezi (jeodezi, yer ölçümü Rus.
geodezi
< Frs. géodésie), geoloġ (jeolog, yer bilimci Rus. geoloġ < Frs. géologue), gimnastiqa
(jimnastik Rus. gimnastiqa < Frs. gymnastique).
Bazı alıntı sözcüklerde ön seste “g- > k-” değişimi görülür: kez (105 cm’lik ölçü Far.
gez), kezende (zehirli hayvanlar Far. gezend), kenç (define Far. genc), kerbez (akıllı, bilgili
Far. gürbüz), kerden (boyun Far. gerden), kep (söz Far. gep).
Bazı alıntı sözcüklerde ön seste “g- > q-” değişimi görülür: qıya (ot, bitki Far. giyāh).
G. 3. 2. 2. Ortada:
Arapça ve Farsça’dan Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde iç ses “-g-”
korunur: eger (eğer, belki Far. eger), bacıger (tavsiye alan Far. bāc-gìr), cagene (yalnız, tek,
yegâne Far. yegāne), cañgel ~ ceñgel (orman Far. cengel), ciger (ciğer Far. ciger), dargöy
(eşik Far. der-gāh), darıger (doktor Far. dārÿ-ger), dargümön (şüphe Far. der-gomān), legen ~
ilegen (tabak; leğen Far. legen), legilek (leylek Far. legleg), mañgi ~ bañgi (uyuşturucu
kullanan Far. bengì ), añgeme (toplanma; yığılma, anlatı, söylenti Far. hengāme), añgi (eşek
aygırı Far. hengì ), añgire (acele etmek Far. hengār), sañgi (taş, taştan yapılmış Far. sengì ),
zerger (kuyumcu, usta Far. zerger), bezergen (tüccar Far. bāzergān).
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde iç ses “-g-” korunur:
ideologiya (ideoloji Rus. ideologiya < Yun.), lager’ (kamp Rus. lager’ < Alm.), logiqa
(mantık Rus. logiqa < Yun.), algebra (cebir Rus. algebra < Ar. cebr), magistral’ (ana yol Rus.
magistral’ < Lat.), emigrant (siyasi mülteci Rus. emigrant), argen (müzik aleti Rus. argen <
Yun.), signal (sinyal Rus. signal < Alm.), vegetatsiya (bitkilerin büyüme dönemi Rus.
vegetatsiya < Lat.), gegemoniya (öncül, yönetmenlik, çok güçlü, hâkimiyet Rus. gegemoniya
< Yun.), begemot (su aygırı Rus. begemot), venger (Macar Rus. venger).
62
Diğer dillerden Kırgız Türkçesine girmiş olan birkaç alıntı sözcükte iç ses “-g-”
korunur: ecigey (bir çeşit peynir Moğ. eezgey), türgön (tez, çabuk Moğ. turgen), ötögön (ayı
Moğ. ötögö), zañgi (Çin Kırgızlarında halk hakimi Moğ. zangi).
Alıntı sözcüklerin iç sesinde bulunan “-g-” ünsüzü Türkiye Türkçesi’nde “-j-”
ünsüzüne dönüşürken Kırgız Türkçesinde Rusça imlanın etkisiyle korunur: ġalogen
(“Mendelev”in ortaya koyduğu düzene göre VII. gruba ait olan kimyasal element, halojen
Rus. ġalogen < Frs. halogéne), geologiya (yer bilimi, jeoloji Rus. geologiya < Frs. géologie),
biologiya (biyoloji Rus. biologiya < Frs. biologie).
Bazı Arapçadan alıntılarda “-ع-” sesinin “-g-” sesine değiştiği görülür: iglan (ilan Ar.
ièlān).
Bazı alıntı sözcüklerin iç sesinde “-g- > -y-” değişimi görülür: leylek ~ legilek (leylek
Far. legleg).
Bazı alıntı sözcüklerin iç sesinde “-g- > -k-” değişimi görülür: şakirt ~ şekit (öğrenci
Far. şāgird).
G. 3. 2. 3. Sonda:
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan birkaç alıntı sözcükte son ses “-g”
korunur: miting (miting Rus. miting < İng.), aysberg (aysberg Rus. aysberg < Hol.).
Bazı alıntı sözcüklerin son sesinde “-g > -k” değişimi görülür: cubarmek ~
cubarimbek (gençken ölen Far. cevān-merg), qarik (hasis; cimri Moğ. hereg), leylek ~ legilek
(leylek Far. legleg).
Bazı alıntı sözcüklerin son sesinde “-g > -q” değişimi görülür: saq’ (köpek Far. seg).
Bazı alıntı sözcüklerdeki son ses “-g” düşmüş ve ikincil uzun ünlü oluşmuştur: küü ( <
kög DLT III-131; DTS 311
77
) (vezin, melodi).
78
Ġ
. 1. Tanım:
Ses değeri Türkiye Türkçesi ile aynı olan bu ünsüz; ton bakımından tonlu, çıkış yeri
bakımından art damak, çıkış şekli bakımından süreksiz bir ünsüzdür. Hava yolu bakımından
da ağız ünsüzüdür. “q” ünsüzünün tonlusudur. Mustafa Öner, Türkiye Türkçesindekine göre
daha arkada, küçük dile daha yakın telaffuz edildiği görüşündedir.
79
Türkçe ve alıntı
kelimelerin başında ve ortasında kullanılır. Hece sonu ve kelime sonunda kullanılmaz.
77
Bu sözcük DTS 311’de Çince olarak verilir.
78
Ahmet Buran,
agm., s. 292.
79
Mustafa Öner,
agt., s. 7.
63
Ġ
. 2. Türkçe Sözcüklerde:
Ġ
. 2. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki Türkçe sözcüklerde başta ve ortada birincil veya ikincil olarak
kullanılan bir ünsüzdür.
Ġ
. 2. 1. 1. Başta: Yaygın olarak kullanılmaz.
Örnek: ġana (yine; sadece), ġo (sanırım, herhalde), ġoy
80
(rica anlamında kullanılır).
Kullanıldığı Durum:
ġV- durumunda kullanılır: ġozo (pamuk bitkisi, pamuğun sapı), ġudoq (klakson,
düdük, siren), ġana (yine; sadece).
Ġ
. 2. 1. 2. Ortada:
Örnek: turġun (sakin, ikamet eden), qırġız (Kırgız), tamġa (harf), tuuġan (kardeş).
Kullanıldığı Durum:
-VġV- durumunda kullanılır: tuuġan (kardeş)
-Cġ- durumunda kullanılır: turġun (sakin, ikamet eden), qırġız (Kırgız), ġarġar (bozo
satan kimse), tamġa (harf).
Ġ
. 2. 1. 3. Sonda: Kullanılmaz.
Ġ
. 2. 2. Özellikler:
Ġ
. 2. 2. 1. Ortada:
Eski Türkçede sözcük içerisindeki “-ġ-” ünsüzü korunmuştur: qurġaq ( < qurġaq DTS
467) (kuru), ayġır ( < aδġır DLT I-18; DTS 14) (aygır, damızlık at), calġan ( < yalġan DTS
228) (yalan), ırġoo ( < ırġa- DTS 220) (hareket ettirmek, kımıldatmak), qarañġı ( < qarañġu ~
qarañqu DTS 424) (karanlık), camġır ( < yamġur DLT III-38; DTS 225) (yağmur), tamġa ( <
tamġa DLT I-424; DTS 530) (damga, işaret; harf), cañġaq ( < yaġaq DLT I-90) ( ceviz), qayġı
( < qaδġu DLT I-106; DTS 404) ( kaygı, keder, tasa ), qarġış ( < qarġış DTS 426) (beddua,
lanet), qarġoo ( < qarġa- DTS 426) (beddua etmek, kötü söz söylemek), saġınuu ( < saġın-
DTS 480) (özlemek), oyġonuu ( < oδġur- DTS 362) (uyanmak).
80
“Kele goy = Geliniz. Tura goy = Kalkar mısın. Irday koy = Şarkı söyler misin. Makişti uyaltam
deseniz, orusça ırdap ciberiniz! = Makiş’i utandırmak istiyorsanız, Rusça şarkı söyleyiveriniz!”
(Mustafa S. Kaçalin (Tasarım),
Kırgızca-Türkçe Açıklamalı Sözlük (Kırgız Tilinin Tüşündürmö
Sözdügü), Bişkek 2002 (Yayımlanmamış Çalışma), s. 314).
64
Eski Türkçede iç seste görülen bu ses, Kırgız Türkçesinde eriyerek düşmüş ve ikincil
uzunluk oluşturmuştur
81
: cuuruu ( < yoġur- DTS 270) (yoğurmak), qoon ( < kaġun DLT IV-
250) (kavun), quuruu ( < qaġur- DLT IV-251; qawır- ~ qawur- DTS 438) (kavurmak), buuday
( < buġday DTS 120) (buğday), ooz ( < aġız DLT I-43; aγaz DTS 17; aγız DTS 21) (ağız),
uuz ( < aγuz DLT I-55; DTS 24; oġuz DTS 365) (yavrulayan hayvanın ilk sütü), oor ( < aġır
DLT I-52; aγır DTS 18) (ağır), ooru ( < aġrıγ DLT I-98; aγrıγ DTS 22) (hastalık; ağrı), suuq (
< soġıq ~ soġuq DTS 507) (soğuk), boor ( < baġır DLT I-360; DTS 78) (karaciğer, bağır),
tuura ( < toġru DLT II-80; DTS 571) (doğru), uuru ( < oġrı DLT I-126; DTS 363) (hırsız).
Bazı düşmelerde ise uzunluk oluşmamıştır: oroq (< orġaq DLT I-14) (orak), cala- ( <
yalġa- DLT III-306; DTS 228) (yalamak), tamaq ( < tamġaq DLT I-33; DTS 530) (yiyecek;
boğaz, gırtlak), calbırak ( < yalbırġaq DTS 228; yapurġaq DTS 237) (yaprak), ulaq ( < oġlaq
DTS 363) (oğlak).
Eski Türkçede sözcük içerisinde bulunan “-ġ-” ünsüzü Kırgız Türkçesinde “-y-” sesine
dönüşür: cıyıluu ( < yıġıl- DLT III-80) (toplanmak, birikmek), sıyır ( < sıġır DLT I-364)
(inek, sığır), sıyınuu ( < sıġın- DLT II-152; DTS 502) (saygıyla eğilmek; sığınmak,
güvenmek), ıyladı ( < yıġladı DLT III-309) (ağladı).
Eski Türkçede sözcük içerisinde bulunan “-ġ-” ünsüzü Kırgız Türkçesinde “-q-” sesine
dönüşür: qumursqa ( < qumursġa DTS 466) (karınca), qısqa (< qısġa DLT II-11; DTS 447,
OTG 247) (kısa), çıçqan ( < sıçġan DLT I-75; DTS 502) (fare), qutqaruu ( < qutġar- DLT II-
192; DTS 473) (kurtarmak), ıçqınuu ( < ıçġın- DLT I-254; DTS 216) (kendini zorlamak,
çabalamak; bir yerini kırmak).
Ġ
. 2. 2. 2. Sonda:
Eski Türkçedeki son ses “-ġ” ünsüzü Kırgız Türkçesinde eriyerek düşmüş ve ikincil
uzunluk oluşturmuştur:
82
cıluu ( < yılıġ DLT I-31; DTS 266) (sıcak, ılık), quru ( < quruġ DTS
469) (kuru), oo ( < aġ- DLT I-173) (bir yana sarkmak, ağmak), saa- ( < saġ- DLT II-15; DTS
480) (sağmak).
Eski Türkçedeki son ses “-ġ” ünsüzü Kırgız Türkçesinde bazı örneklerde “-q” sesine
değişmiştir: qıq ( < qıġ DLT III-129) (kuru koyun tezeği, gübre).
Eski Türkçedeki son ses “-ġ” ünsüzü Kırgız Türkçesinde bazı örneklerde “-y” sesine
değişmiştir: sıyuu ( < sıġ- DLT II-15; DTS 502) (sığmak).
81
Ahmet Buran ,
agm., s. 292.
82
Ahmet Buran,
agm., s. 292.
65
Ġ
. 3. Alıntı Sözcüklerde:
Ġ
. 3. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki alıntı sözcüklerde başta, ortada ve sonda birincil veya ikincil
olarak kullanılan bir ünsüzdür.
Ġ
. 3. 1. 1. Baş ta:
Örnek: ġavan’ (liman Rus. ġ avan’ < Hol.), ġaz (gaz Rus. ġ az), ġazavat (din için savaş
Ar. ġ aøavā t), ġazeta (gazete Rus. ġ azeta < İtl. ġ azetta), ġalati (ilginç Ar. ġ alaùì ), ġalereya
(galeri Rus. ġ alereya < İtl.), ġalstuq (kravat Rus. ġ alstuq < Alm.), ġaltek (tekerlek Far.
ġ
alùā nek
), ġañġuñ (kahraman, yiğit Çin. ġ uan = ünlü, ġ un = külhanbeyi; avare), ġarac ~ ġaraj
(garaj Rus. ġ araj < Frs.), ġarantiya (garanti Rus. ġ arantiya < Frs.), ġarbi (asker; savaş Ar.
óarbì
), ġarnizon (garnizon Rus. ġ arnizon < Frs.), ġarnitur (eşya takımı Rus. ġ arnitur < Frs.),
ġastrol’ (turne Rus. ġ astrol’ < Alm.), ġasır (asır Ar. èaãr), ġafu (af Ar. èafv), ġaşım (sinir,
öfke, hışım Far. òiş m), ġvardiya (hassa birlikleri Rus. ġ vardiya < Frs.), ġlobus (küre Rus.
ġ
lobus
< Lat.), ġozo (pamuk; koza Far. ġ ÿze), ġonorar (telif hakkı Rus. ġ onorar), ġorizont
(ufuk Rus. ġ orizont < Yun.), ġospital’ (hastane Rus. ġ ospital’ < Frs.), ġospodin (bey Rus.
ġ
ospodin
), ġradus (derece Rus. ġ radus < Lat.), ġrajdan (vatandaş Rus. ġ rajdan), ġrammofon
(gramofon Rus. ġ rammofon < Frs. ġ ramophone), ġumanizm (humanizm Rus. ġ umanizm <
Lat.), ġunça ~ ġımça ~ ġınça (gonca Far. ġ once), ġupbah (tutuklu yeri Rus. ġ upbah < Alm.
ġ
aupt
vaht), ġuzör (mahalle; küçük pazar Far. ġ uzer), ġanim (ganimetler Ar. ġ anā yem), ġart
(batak, bulanık, tozlu Far. gerd), ġıza (yiyecek, aş Far. ġ aõā ì ).
Dostları ilə paylaş: |