M - m (М-м)
M. 1. Tanım:
Ses değeri Türkiye Türkçesi ile aynı olan bu ünsüz; ton bakımından tonlu, çıkış yeri
bakımından çift dudak, çıkış şekli bakımından akıcı bir ünsüzdür. Hava yolu bakımından da
geniz ünsüzüdür. Oluşurken çift dudak bir kapanma yapar. Dil ucu ve dil sırtı hareketsiz kalır;
dil sırtı sonradan gelen ünlünün durumuna geçmeğe hazır halde bulunur. Damak perdesi
alçalmıştır. Oluşum esnasında ses telleri de titrer.
121
“m” ünsüzünün iki üyesi olduğu kabul edilir. Birincisi çift dudakla oluşan “m”, diğeri
de “v” ünsüzünden önce kullanılan ve alt dudak, üst dişlerle çıkarılan “m” sesidir.
122
Ancak
Kırgız Türkçesinde alt dudak, üst dişlerle çıkarılan “m” sesi yoktur. Kırgız Türkçesinde tüm
“m” ünsüzleri çift dudakta oluşur. Dudakların durumu bakımından da ünlülere uyar.
Şema şeklinde gösterecek olursak:
121
Necip Üçok,
age., s. 56.
122
Ömer Demircan,
age., s. 76.
115
Başta
Ortada
Sonda
Düz
miñ (bin)
emgek (iş)
ayrım (başka)
m
Yuvarlak
murda (önce)
tömön (aşağı)
toqum (koşum)
M. 2. Türkçe Sözcüklerde:
M. 2. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki Türkçe sözcüklerde başta, ortada ve sonda birincil veya ikincil
olarak kullanılan bir ünsüzdür.
M. 2. 1. 1. Başta:
Örnek: mömö (yemiş), mee (akıl, beyin), müçö (ek; üye), moyun (boyun), müyüz
(boynuz), muz (buz), muzoo (buzağı), matıruu (banmak), mençiktöö (benimsemek), muunuu
(boğulmak), mööröö (böğürmek).
Kullanıldığı Durum:
mV- durumunda kullanılır: men (ben), mee (akıl, beyin), mömö (yemiş), mañgi ( ∼
meñgi) (ebedi), miñ (1000), moyun (boyun), muñ (üzüntü, keder, can sıkıntısı), müyüz
(boynuz), murun (burun), muz (buz), muzoo (buzağı), mıqın (yan, böğür), min- (binmek).
M. 2. 1. 2. Ortada:
Örnek: kotormo (çeviri), tömön (aşağı), tamçı (damla), ösümdük (bitki), çımın
(sinek), emgek (iş), semirtüü (beslemek), cumşartuu (çapalamak), burmaloo (çarpıtmak),
çiymelöö (çızıktırmak), cumşaktoo (yumuşatmak), külümsüröö
123
(gülümsemek).
Kullanıldığı Durum:
-VmV- durumunda kullanılır: tuman (sis, pus), temir (demir), semiz (şişman, yağlı),
qımız (kımız), caman (kötü, fena, berbat; bozuk; çocuk), tamır (kök; damar; dost), kümüş
(gümüş), qumursqa (karınca), tamaq (yiyecek; boğaz, gırtlak), çımın (sinek), tömön (aşağı).
VmV- durumunda kullanılır: emes (değil), emese (öyleyse).
VmV durumunda kullanılır: emi (şimdi, artık).
-mC- durumunda kullanılır: emne (ne), qamçı (kamçı), tamġa (harf; damga; işaret),
emgek (emek, iş, çalışma; gayret, çaba), tumşuq (hayvan burnu, gaga), tamçı (damla),
ösümdük (bitki), cumşart- (çapalamak)
123
Ahmet B. Ercilasun, Türkçe’de Benzerlik Bildiren +m Morfemi,
Dil Araştırmaları Dergisi, C. 1,
Sayı: 1, Güz 2007, s. 9-20.
116
-Cm- durumunda kullanılır: kotormo (çeviri), tegirmen (değirmen), qıyma (kesilmiş,
kıyılmış; kemik çürümesi), çaqmaq (çakmak), tüymö (düğme), cıyırma (yirmi), burmala-
(çarpıtmak), çiymele- (çızıktırmak).
M. 2. 1. 3. Sonda:
Örnek: basım (basınç), mayram
124
(bayram), bıçım (biçim), ayrım (başka), çım
(kesek, çürümüş bitki kökleri), em (ilaç), suġum (gür ormanla örtülü basık mahal), toqum
(koşum), kömüü (gömmek), cumuu (yummak).
Kullanıldığı Durum:
-Vm durumunda kullanılır: qum (kum), cüzüm (üzüm), toqum (eğerin altına serilen
ve atın terini alan keçe; eyer takımı), tam (kerpiçten ya da balçıktan yapılan duvar; yerleşik
ev), carım (yarım), basım (basınç), mayram (bayram, bıçım (biçim), ayrım (başka), çım
(kesek, çürümüş bitki kökleri), cum- (gözlerini yummak; yumruk yapmak).
Vm durumunda kullanılır: em (ilaç), em- (emmek).
M. 2. 2. Özellikler:
M. 2. 2. 1. Başta:
Eski Türkçe sözcük başındaki “m-” sesi korunur: mına ( < muna DTS 348) (işte),
mışıq ( < mişkiç DTS 345) (kedi), miñ ( < miñ DLT I-243; biñ DTS 101; miñ DTS 344)
(1000), men ( < min DLT I-60; ben DTS 94) (ben), monçuq ( < monçuq DLT I-475; DTS
346) (boncuk), muñ ( < muñ DLT III-33; DTS 350) (üzüntü, keder, kaygı), mañgi ∼ meñgi (
< meñgü DLT I-44; DTS 341; beñgü DTS 94) (ebedi), mee ( < meyi DTS 340; meñä DTS
341; meñi) (akıl, beyin), müyüz ( < miñiz EUTS 88; müñüz ~ müyüz EUTS 90; müñüz DLT
I-504; müyüz DTS 352) (boynuz), minüü ( < mün- DLT II-30; bin- DTS 100; min- DTS 344;
mün- DTS 353) (binmek).
M. 2. 2. 2. Ortada:
Eski Türkçedeki iç ses “m-” korunur: tuman ( < tuman DLT I-139) (sis, pus), temir ( <
temür DLT I-42; DTS 551) (demir), semiz ( < semiz OTG 252; DTS 495) (şişman), qımız ( <
qımız DLT I-365; DTS 444; qumuz DTS 466) (kımız), caman ( < yaman DLT III-30; DTS
231) (kötü), camġır ( < yamġur DLT III-38; DTS 225) (yağmur), tamır ( < tamar ~ tamur
124
“Bayram” sözcüğü için Bkz.: Ahmet Buran, “Kelime, Kavram Alanı ve Kelime Ailesi Bakımından
Türkçe’de Bayram”,
Makaleler (Yay. Haz. Ercan Alkaya - S. Kaan Yalçın - Murat Şengül), Turkısh
Studies Publication, Ankara 2008, s. 261-268.
117
~tamır DLT I-362; tamar DTS 529; tamır DTS 530; tamur 531) (kök; damar; dost, dünür),
kümüş ( < kümüş DLT I-165; DTS 326) (gümüş), tamaq ( < tamġaq DLT I-33; DTS 530)
(yiyecek; boğaz, gırtlak), qamçı ( < qamçı DLT I-417; DTS 415) (kamçı), tamġa ( < tamġa
DLT I-424; DTS 530) (damga, işaret; harf), çaqmaq ( < çaqmaq I-469; DTS 140) (çakmak),
tüymö ( < tügme DLT I-433; DTS 595) (düğme), tegirmen ( < tegirmen DLT I-369; DTS
548) (değirmen), cumuş ( < yumuş DLT III-12; DTS 280; yumış DTS 279) (iş), emi ( < emdi
DTS 172; emti DTS 173) (şimdi, artık), cıyırma ( < yigirme ~ yigirmi DLT III-48; yegirmi
DTS 253) (yirmi), cumşaq ( < yumşaq DLT II-74; DTS 279) (yumuşak).
Ünlüler ile tonlu ünsüzlerden sonra ünlü uyumlarına uygun olarak “–ma/-me”
olumsuzluk eki ve “-mı/-mi” soru eki “-ba-/ -be-, -bo-/-bö-, -bu-/-bü-” ye dönüşür: surabayt
(sormuyor), cazbay (yazmadan), körbösö (görmese), oşondoybu? (öyle mi?), bolobu? (olur
mu?).
125
Tonsuz ünsüzlerden sonra ünlü uyumlarına uygun olaarak “–ma/-me”
olumsuzluk eki ve “-mı/-mi” soru eki “-pa-/-pe-, -po-/-pö-, -pu-/-pü-” ye dönüşür: ayt + mas >
ayt + pas (söylemez), emes + mi > emes + pi (değil mi?), uç + mayt + mı > uç + payt + pı
(uçmuyor mu?) v.b.
126
M. 2. 2. 3. Sonda:
Eski Türkçe sözcük sonundaki “-m” sesi korunur: qum ( < qum DLT I-197; DTS 465)
(kum), tam ( < tam DLT I-153; DTS 529) (kerpiçten ya da balçıktan yapılan duvar; yerleşik
ev), kim ( < kim DTS 307) (kim), carım ( < yarım DLT III-19; DTS 241) (yarım), cüzüm ( <
üzüm DLT I-75; DTS 631) (üzüm), cumuu ( < yüm- ~ yum- DLT III-64; DTS 278)
(yummak), ulam ( < ulam DTS 608) (devamlı, sürekli), emüü ( < em- DLT I-169; DTS 172)
(emmek), kömüü (< köm- DLT II-27) (gömmek).
M. 3. Alıntı Sözcüklerde:
M. 3. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki alıntı sözcüklerde başta, ortada ve sonda birincil veya ikincil
olarak kullanılan bir ünsüzdür.
M. 3. 1. 1. Başta:
125
Ahmet Buran, “Olumsuzluk Ekinin (-ma) Türk Lehçelerindeki Sesbilgisi Görüntüsü Üzerine Bir
Değerlendirme”,
Makaleler (Yay. Haz. Ercan Alkaya - S. Kaan Yalçın - Murat Şengül), Turkısh Studies
Publication, Ankara 2008, s. 311.
126
Ahmet Buran,
agm., s. 311.
118
Örnek: maanek (himaye, sığınma Far. penāh), maani (mana, anlam Ar. maènā),
maaşıq (maşuk, sevilen Ar. maèşÿq), maġrıp ~ maġrip (batı Ar. maġrib), maza (tat; meze Far.
meze
), mazaq ~ mazake (mizah, şaka Ar. mizāó), mazap (mezhep Ar. meõheb), mazar
(ziyaret, mezar Ar. mezār), mazin (müezzin Ar. mu’eõõin), maydan (meydan Ar. meydān),
mayin (yumuşak; zayıf Ar. mehìn), mayor (subay Rus. mayor < Lat.), maynap (çayırlık Far.
pāyìn-āb
), maqtanuu (övünmek Moğ.), maqul (uygun Ar. maèqÿl), maquluq (mahluk Ar.
maòlÿq
), maqşar ~ mahşar (mahşer Ar. maóşer), malaam (merhem Ar. merhem), malaqay
(şapka Kal. – Moğ. mahla, malġay), mamil ~ mamili (siyah çayın düşük kalitelisi Rus.
famil’nıy
), mampazi ~ mompoziy (bir çeşit akide şekeri Rus. monpans’e < Frs.), mampañ
(bölge yöneticisi derecesindeki bir unvan Çin. min = el, halk; vañ = devlet memuru), mampar
(hamurlu ve bol etli bir yemek Dung.), mañ (uyuşturucu madde Far. beng), mantuu (mantı
Dung. mantou = buharda pişen), mar (yılan Ar. mār), maraz ~ meres (hastalık Ar. maraø),
mardan (yiğitçe Far. merd-āne), marcan (mercan Far. mercān), marqum ~ marqun (merhum
Ar. meróÿm), mart (mert, erkek Far. merd), martaba (mertebe Ar. mertebe), martişke
(örümcek maymun Rus. martışqa).
Kullanıldığı Durum:
mV- durumunda yaygın olarak kullanılır: maani (mana, anlam Ar. maènā), maaşıq
(maşuk, sevilen Ar. maèşÿq), mayor (subay Rus. mayor < Lat.), maynap (çayırlık Far. pāyìn-
ā
b
), maqabbat ~ mahabbat (muhabbet Ar. maóabbet), malaqay (şapka Kal. – Moğ. mahla,
malġay
), mandalin (mandolin Rus. mandolina < İtl.), mandat (belge, kart; manda Rus.
mandat
< Lat.), mandil (mendil Far. mendìl), mañ (uyuşturucu madde Far. beng), mañgi
(uyuşturucu kullanan Far. bengì ), mantuu (mantı Dung. mantou = buharda pişen), mar (yılan
Ar. mār).
mC- durumunda kullanılmaz.
M. 3. 1. 2. Ortada:
Örnek: meyman (mihman, misafir Far. mihmān), bıssımılda (bismillah Ar. bismillah),
ümüt (ümit Far. umìd, ummìd), ımcan ~ nımcan (zayıf, yarım can Far. nìm-cān), imla ~ ımla
~ ımıla
127
(imlâ Ar. imlā’), umaç (buğday unundan yapılan bir bulamaç türü Far. ommāc),
bayġambar (peygamber Far. peyġām-ber), camaat ~ camaġat (cemaat, topluluk Ar. cemāèat),
camal (cemal, güzellik Ar. cemāl), cambı (kaynaştırılmış, birleştirilmiş değerli gümüş Çin.
yuan
= birleştirilmiş gümüş, bao = değerli), carmaq (Çin’in ortası delik demir parası Çin.),
127
1920’li yıllarda kullanılan bir terimdi.
119
carmañke (fuar Rus. yarmarqa < Pol.), cımpañ (hapis, hücre Çin. tszyan’ = hapis, fan’ =
suçlu), cubarmek ~ cubarimbek (gençken ölen Far. civān-merg), durucma (milis, asker Rus.
drujina
), duşman (düşman Far. duşmān), kemput (bonbon şekeri Rus. qonfetı), kemin (kefen
Ar. kefen), keremapam (gramofon Rus. ġrammofon < Frs. ġramophone), qırman (harman Far.
òirmen
), qırmızı (kırmızı Ar. qirmizì ), payeme (manzum, şiir Rus. poema), parlament
(parlamento Rus. parlament < Alm.), parman (ferman Far. fermān), oromol (başörtüsü Far.
rÿy-māl
), salamat (selamet Ar. selāmet), samolyot (uçak Rus. samolyot), samoor (semaver
Rus. samovar), samın (sabun Far. ãābÿn), samıq (süngü Rus. zamoq), şumbul (Çin idari
memurlarından biri Çin.), şumqar (sungur Moğ. şonhor), şturma (hücum Rus. şturm), şırman
(sütle yapılan bir ekmek türü Far. şìr-nān), taqmin (tahmin Ar. taòmìn), tecemel (anne sütü
emmeden büyüyen çocuk Moğ. tedcaml).
Kullanıldığı Durum:
-VmV- durumunda yaygın olarak kullanılır: bıssımılda (bismillah Ar. bismillah),
çemodan (valiz Rus. çemodan), camıyat ~ camiyat (cemiyet Ar. cemèiyyet), coomart (cömert
Ar. cevān-merd), cumuruyat (cumhuriyet Ar. cumhÿriyyet), çaman (geniş otlaklı arazi Far.
çemen
), demonstratsiya (gösteri Rus. demonstratsiya < Lat.), doqument (doküman Rus.
doqument
< Lat.), dargümön (şüphe Far. der-gomān), familiya (soyad Rus. familiya < Lat.),
keremapam (gramofon Rus. ġrammofon < Frs. ġramophone), kelemiş (tarla faresi Far. kelāq
= bozkır, mÿş = fare), qamır (hücre, kamara Rus. qamera < Lat.), qamır (hamur Ar. òamìr),
qomandir (komutan Rus. qomandir), seminar (seminer Rus. seminar < Frs. séminaire),
tecemel (anne sütü emmeden büyüyen çocuk Moğ. tedcaml), zumurut (zümrüt Ar.
zumurrud
), tsement (çimento Rus. tsement).
-VmV durumunda nadiren kullanılır: camı ~ cımı (hepsi, bütünü Ar. cemìè), cuma
(Cuma Ar. cumèa), dayıma (daima Ar. dā’imā), dalay lama (lamaların büyüğü Tib. dalay =
büyük, lama = din görevlisi), duma (meclis Rus. duma), qooma (iyi mi? Çin. homa), naama
(nağme Ar. naġme), naama (name, yazı; eser Far. nāme), añgeme (toplanma; yığılma, anlatı,
söylenti Far. hengāme), payeme (manzum, şiir Rus. poema).
VmV- durumunda kullanılır: amanat (emanet Ar. emānet), ameba (amip Rus. ameba
< Lat.), amir (komutan, amir Ar. āmir, amir) amir (emir Ar. emìr), ıman ~ iman (iman Ar.
ìmān
), imarat (imaret Ar. èimāret), ömür (ömür Ar. èumr), ümöt (ümmet Ar. ummet), ümüt
(ümit Far. umìd, ummìd), emotsiya (heyecan Rus. emotsiya < Frs.), umaç (buğday unundan
yapılan bir bulamaç türü Far. ommāc), emigrant (siyasi mülteci Rus. emigrant).
-Cm- durumunda yaygın olarak kullanılır: meyman (mihman, misafir Far. mihmān),
tormoz (fren Rus. tormoz), busurman (Müslüman Ar. muslim + Far. -ān), buşayman ~
120
buşman (pişman Far. peşìman), carmaq (Çin’in ortası delik demir parası Çin.), carmañke
(fuar Rus. yarmarqa < Pol.), çoqmor (kılıç Far. şemşìr), darman (derman Far. dermān),
durucma (milis, asker Rus. drujina), duşman (düşman Far. duşmān), admiral (amiral Rus.
admiral
< Frs. amiral), ferma (çiftlik Rus. ferma), rahmat (rahmet; teşekkür Ar. raómet),
kelme (kelime-i tevhid Ar. kelime), qaarman (kahraman Far. qahramān), qarmüştök (kirpi
Far. òār-püşt), qosmodrom (uzay üssü Rus. qosmodrom < Yun.), qurman (kurban Ar.
qurbān
), qırman (harman Far. òirmen), qırmızı (kırmızı Ar. qirmizì ), qızmat (hizmet Ar.
òidmet
), aqmaq (ahmak Ar. aómaq), lañman ~ ılañman (etli bir çorba türü Dung. lenmyan;
len
= soğuk, myan = un), norma (kural; oran, norm Rus. norma < Lat.), arman (arzu, istek,
hayal Far. armān), armiya (ordu Rus. armiya < Frs.), şturma (hücum Rus. şturm), şırman
(sütle yapılan bir ekmek türü Far. şìr-nān), taqmin (tahmin Ar. taòmìn).
-mC- durumunda yaygın olarak kullanılır: ambal (bir bölgenin lideri Moğ.), amfiteatr
(anfitiyatro Rus. amfiteatr < Yun.), imperializm (emperyalizm Rus. imperializm < Lat.),
ımtıqan (imtihan Ar. imtióān), bayġambar (peygamber Far. peyġām-ber), bomba (bomba
Rus. bomba < Yun.), cambı (kaynaştırılmış, birleştirilmiş değerli gümüş Çin. yuan =
birleştirilmiş gümüş, bao = değerli), cemşit (Cemşit Far. cemşìd), cumla (cümle Ar. cumle),
domna (maden fırını Rus. domna), gimnaziya (lise Rus. gimnaziya < Yun.), gimnastiqa
(jimnastik Rus. gimnastiqa < Yun.), gülamya (gezinti Rus. ġulyanie), kümböz (kümbet Far.
ġ
unbed
), kemsel (pamuk astarlı palto Rus. qamzol < Alm.), qombinat (kombine Rus.
qombinat
< Lat.), nampay (arkadaş, dost, yakın Far. hempāy), zambirek (küçük top, zenberek
Far. zenbÿrek).
M. 3. 1. 3. Sonda:
Örnek: cetim (yetim Ar. yetìm), aalım (alim Ar. èālìm), badam (badem Far. bādām),
ım ~ nım (nem Far. nem), ubayım (kuruntu, endişe, vehim Ar. vehm), caannam ~ cahannam
(cehennem Ar. cehennem), çigrim (kumlu keçi derisi Rus. şaġren’ ), çırım (uyuyakalma Far.
çort
), daam (aş, yemek Ar. ùaèām), davam (devam Ar. devām), dayım (daima Ar. dā’imā),
dem (nefes Far. dem), dıram (dirhem Ar. dirhem), dalim (su verilmeyen ekin Far. deym), düm
(kuyruk Far. dom), ġaşım (sinir, öfke, hışım Far. òişm), aġzam (yüksek dereceli Ar. èaôam),
kelem (kelâm Ar. kelām), keremapam (gramofon Rus. ġrammofon < Frs. ġramophoneqadim
(eski Ar. qadìm), qayım (başka bir şeyin yerine geçen, var olan Ar. qā’im), qam (çiğ, ham
Far. òām), qırım ~ hrom (krom Rus. hrom < Yun.), naam (nam Far. nām), pim (keçe çizme
Rus. pim), apiyim (afyon Ar. āfyÿn), ippodrom (hipodrum Rus. ippodrom < Yun.), rayım
(acıma, esirgeme Ar. raóm), aram (haram Ar. óarām), urum (Rum Ar. rÿm), salam (selam Ar.
121
selā m
), isi m (isim Ar. ism), ustu m (sütun Far. sutÿn), şaġda m (mutlu etme Far. şā dā n), şa m
(lamba, mum Ar. ş em), şari m (kötü, ayıp, utanma Ar. ş erm), şarı m (kanun, nizam Ar. ş erìèat),
tama m (sonuç, bitiş Ar. tamā m), tasli m (teslim Ar. teslìm), tilgire m (telgraf Rus. teleġ raf <
Yun.), tuqu m (tohum Far. tuòm), zayı m (istikraz, ödünç Rus. zayöm), zalı m ~ zali m (zalim
Ar. ôā lim), zamza m (zemzem Ar. zemzem), zulu m (zulüm Ar. ôulm).
Dostları ilə paylaş: |