Konuşma dilinde alıntı sözcüklerde iç ses “-n-” ünsüzünün “-ñ-” ünsüzüne değiştiği
görülür:
138
bañke (banka Rus. banq), tañke (tank Rus. tanq < İng. tanq). Ancak, imlada
sözcüklerin Rusça şekilleri yazılır. Bu değişimin imlada gösterildiği örnekler de vardır:
bardeñke (tekli silah Rus. berdanqa), cañgel ~ ceñgel (orman Far. cengel), çeñgel (pençe,
çengel Far. çenġāl), çoyuñke (dökme demirden bir yemek aracı Rus. çuġunqa), dañza ~
dañsa (sıra yazılan kâğıt; Çin’in temel kanunu Çin. dan’tszı), keñsalar (kalem odası Rus.
qantselyariya < Pol.), keñiz (cimri, pinti Far. kenes), qoñur (sakin, yavaş Moğ. honġor),
pañsat (beş yüz insanı yöneten kişiye verilen bir unvan adı Far. pānãad), sañgi (taş, taştan
yapılmış Far. sengì ), sañza (bir ekmek türü Dung. syan’tszı), zañgi (Çin Kırgızlarında halk
hakimi Moğ. zangi), zañgi (zenci Ar. zencì ), zañker (yeşil boya Far. zenkār).
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste –n- > -l- değişimi görülür: apsala (efsane Far. efsāne).
Bazı alıntı sözcüklerde –n- > -m- değişimi görülür: durucma (milis, asker Rus.
drujina), gülamya (gezinti Rus. ġulyanie), şumqar (sungur Moğ. şonhor).
138
T. K. Ahmatov – S. Ömüralieva,
age., s. 64.
135
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-n- > -d-” değişimi görülür: dandır ~ tandır (tandır
Far. tennÿr).
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-n- > -t-” değişimi görülür: dastaniya (soruşturma
Rus. doznanie).
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-n-” ünsüzünün düştüğü görülür: çatıraş (satranç Far.
ãadrenc), ġaltek (tekerlek Far. ġalùānek), mampazi ~ mompoziy (bir çeşit akide şekeri Rus.
monpans’e < Frs.).
Alıntı sözcüklerde iç seste “-nn-” ikiz ünsüzünün tekleştiği görülür: davernes
(vekâletname Rus. doverennost’ ), qına (kına Ar. óinnā).
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-n-” ünsüzünün türediği görülür: sancıra (şecere Ar.
ş
ecere
).
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste –nC- durumunda iki ünsüz arasında ünlü türemesi
görülür: qaniyek (konyak Rus. qon’yaq).
N. 3. 2. 3. Sonda:
Arapça ve Farsça’dan Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde son ses “-n”
korunur: balan (falan Ar. fulān), otan ~ batan (vatan Ar. vaùan), boston (bostan Far. bÿstān),
buşayman ~ buşman (pişman Far. peşìman), caasın (Yasin suresi Ar. yāsin), ceksen
(benzeyiş, tek oluş, yeksan Far. yeksān), çandan (oldukça, çok, o kadar Far. çendān), darçın
(tarçın Far. dārçìn), dastan (destan Far. destān), gülgün (kırmızıya çalan Far. ġulġÿn),
gülüstön (güzel yer, gülistan Far. ġul-istān), ken (maden kuyusu Far. kān), kerben (kervan
Far. qārbān), kerden (boyun Far. gerden), qayırdin ~ qayrıdin (başka dinden olan Ar. ġayr-
dìn), qun (kan Far. òÿn), maydan (meydan Ar. meydān), mayin (yumuşak; zayıf Ar. mehìn),
momun ~ muqmin (mümin Ar. mu’min), apsun (efsun Far. efsÿn), sayran (seyran, gezinti Ar.
seyrān), saqun (sakin Ar. sākin), asman (gökyüzü Far. āsmān), şaymerden (şahmerdan,
yiğitlerin piri Far. şāhì merdān), taqmin (tahmin Ar. taòmìn), ayban (hayvan Ar. óayvān),
azan (ezan Ar. eõān), zıyan (ziyan, zarar Far. ziyān), zobun (güçsüz, zayıf Far. zebÿn).
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde son ses “-n” korunur:
balqon (balkon Rus. balqon < Frs. balcon), veteran (eski asker; emekli, emektar Rus.
veteran), ġarnizon (garnizon Rus. ġarnizon < Frs.), ġospodin (bey Rus. ġospodin), ġrajdan
(vatandaş Rus. ġrajdan), ġrammofon (gramofon Rus. ġrammofon < Frs. ġramophone),
keresin (gaz yağı Rus. kerosin), okean (okyanus Rus. okean < Yun.), qanton (kanton Rus.
qanton < Frs.), qapitan (kaptan; yüzbaşı Rus. qapitan < Frs.), qarantin (qarantina Rus.
qarantin < Frs.), qardoon (sınırları belli yol, kordon Rus. qordon), qlapan (supap Rus. qlapan
136
< Alm.), qocayın (sahip, yönetici Rus. hozyain < Far.), qombayn (kombine tarım makinası
Rus. qombayn < İng.), limon (limon Rus. limon < Yun.), maġazin (mağaza Rus. maġazin <
Frs. maġasin), partizan (çete savaşçısı Rus. partizan), ratsion (porsiyon Rus. ratsion < Alm.),
vitamin (vitamin Rus. vitamin < Frs. vitamine), ekzamen (sınav Rus. ekzamen < Lat.), eşelon
(askeri nakliye Rus. eşelon).
Diğer dillerden Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde son ses “-n” korunur:
bulaġasun (Balasagun Kalm. – Moğ. balġsın < bolġos = şehir), bulġun (samur Kalm. – Moğ.
bulġın), burqan (Tanrı, yaratıcı; tapılan put Moğ. burhn), cañcun (askeri lider, genaral Çin.
tszyan
= yönetim, takım; tszyun’ = asker), çaġaan (bembeyaz Moğ. tsaġan), çen (rütbe,
unvan; omuzluk Çin. syan), çeen (in, mağara Moğ. içeen), duban (bölge Çin. duan), duudun
~ dürdün (bir Çin ipek türü Çin. dau = ipek, duan = parlak), qapqan (kapan Moğ. havhan),
lañman ~ ılañman (etli bir çorba türü Dung. lenmyan; len = soğuk, myan = un), lohan (yaşlı
Dung. lohan; la = yaşlı; han = kişi, insan), mıtan (mayasız aş; kalın pirinç çorbası Çin. mi =
pirinç, tan = çorba), şilen ~ şileen (Hanın halka verdiği yemek, şölen Moğ. şölön), taran (ekin
Moğ. taran), türgön (tez, çabuk Moğ. turgen), oyen (büyük, kahraman Moğ. noyön), zubun
(100 Kalm. zuun).
Bazı alıntı sözcüklerde son seste “-n > -m” değişimi görülür: cam-bı (kaynaştırılmış,
birleştirilmiş değerli gümüş Çin. yuan = birleştirilmiş gümüş + bao = değerli), cım-pañ
(hapis, hücre Çin. tszyan’ = hapis + fan’ = suçlu), çigrim (kumlu keçi derisi Rus. şaġren’ ),
keremapam (gramofon Rus. ġrammofon < Frs. ġramophone), mam-pañ (bölge yöneticisi
derecesindeki bir unvan Çin. min = el, halk + vañ = devlet memuru), apiyim (afyon Ar.
ā
fyÿn).
Bazı alıntı sözcüklerde “-n > -r” değişimi görülür: cubar-mek (gençken ölen Far.
cevān-merg).
Alıntı sözcüklerde “-n > -ñ” değişimi görülür: cañ-güdö (mağaza öncüsü Çin. çcan =
öncü, lider + ġuy = mağaza, dükkan), cañ-cun (askeri lider, genaral Çin. tszyan = yönetim,
takım + tszyun’ = asker), cım-pañ (hapis, hücre Çin. tszyan’ = hapis + fan’ = suçlu), daarıñ
(yüksek dereceli kişi Çin. da = büyük + cen = kişi), düñ (toptan Çin. dun), ġañ-ġuñ
(kahraman, yiğit Çin. ġuan = ünlü + ġun = külhanbeyi; avare), qapsalañ (koru, bahçe Far.
ā
bsālān), lañ-man ~ ılañ-man (etli bir çorba türü Dung. lenmyan + len = soğuk, myan = un),
luñ-tuñ (askeri vali Çin. du = büyük + tun = yönetme), opoñ (değirmen Moğ. mofan =
değirmen), zuñ-tuñ (devlet yöneticisi Çin. tszun = lider + tuñ = yönetme).
Bazı alıntı sözcüklerde son seste “-n” türemesi görülür: cosun (nizam, kaide Moğ.
yosi
), ötögön (ayı Moğ. ötögö), zalun (yiğit Kalm. zalu).
137
Bazı alıntı sözcüklerde son seste “-n” düşmesi görülür: dürbü (dürbün Far. dÿr-bìn),
qoolu (sözlü Ar. qavlen).
ñ (ң)
ñ. 1. Tanım:
Ses değeri Türkiye Türkçesi ile aynı olan bu ünsüz; ton bakımından tonlu, çıkış yeri
bakımından art damak, çıkış şekli bakımından akıcı bir ünsüzdür. Hava yolu bakımından da
geniz ünsüzüdür. Türkçenin tarihi dönemlerinde ve çağdaş lehçelerinde, ağızlarında görülen
bir ünsüzdür. “Yumuşak damak n’si” olarak da tanımlanan bu ünsüzün oluşumu sırasında
dudaklar açıktır, dil ucu “n” den daha geridedir.
139
Dilin ön kıyısı alt kesici dişlere dayanır,
dilin arka sırtı yumuşak damağa doğru kalkar ve ağız boşluğunu kapatarak, soluğun burun
boşluğundan çıkmasını sağlayıp, sesi genizleştirir.
140
Ses oluşurken ses telleri de titreşir.
Birlikte kullanıldığı ünlülere göre ince (ön) ve kalın (art) şekilleri bulunur:
141
İ
nce: ceñe (yenge), teñir (Tanrı), teñ (eşit) v.b.
Kalın: oñoy (kolay), çoñoyuu (büyümek), añ (av) v.b.
Bu ünsüz, Kök Türkçeden beri kullanılagelmiştir. İ. Batmanov, “ñ” ünsüzünün Kök
Türkçede ayrışmaya başladığını kabul eder ve “-ñız”, “-ġız” şekillerinin yan yana
kullanılmasını buna bağlar. S. Çağatay ise “ñ” ünsüzünün oluşum bakımından kapanmalı
damak fonemlerine (g, ġ, k, q) yakın olmasından dolayı “G” ünsüzü ile bazen değiştiğini
savunur.
142
ñ. 2. Türkçe Sözcüklerde:
ñ. 2. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki Türkçe sözcüklerde ortada ve sonda birincil veya ikincil olarak
kullanılan bir ünsüzdür.
ñ. 2. 1. 1. Başta: Kullanılmaz.
ñ. 2. 1. 2. Ortada:
139
Necip Üçok,
age., s. 57.
140
Nevin Selen,
age., s. 91.
141
Ömer Demircan,
age., s. 48; Nevin Selen, age., s. 92.
142
Filiz Kılıç,
agt., s. 261.
138
Örnek: keñeş (meclis, konsey), ceñe (yenge), oñoy (kolay), teñtuş (dost, ahbap), teñir
(Tanrı), ceñil (hafif), qoñşu (komşu), eñsöö (arzulamak), çoñoyuu (büyümek), eñkeyüü
(meyletmek), şañgıroo (çangırdamak), çıñıruu (çığlık atmak), ceñiş (zafer).
Kullanıldığı Durum:
-VñV- durumunda kullanılır: ceñil (hafif), köñül (gönül), qoñur (konur, koyu
kahverengi, kestane rengi), doñuz (domuz), keñeş (meclis, konsey), teñir ( ~ teñiri) (Tanrı),
çıñır- (çığlık atmak), çoñoy- (büyümek), ceñiş (zafer).
VñV- durumunda kullanılır: oñoy (kolay).
-VñV durumunda kullanılır: cañı (yeni; taze; biraz önce, demin), ceñe (yenge).
-ñC- durumunda kullanılır: üzöñgü (üzengi), mañgi ( ~ meñgi) (ebedi), ıñġay (uygun,
elverişli durum), qoñşu (komşu), teñtuş (dost, ahbap), tıñşa- (dinlemek, duymak, kulak
vermek), eñkey- (meyletmek), şañgıra- (çangırdamak), eñse- (arzulamak).
ñ. 2. 1. 3. Sonda:
Örnek: ceñ (yen), çoñ (büyük), añ (zihin), bulçuñ (adale), öñ (beniz), teñ (eşit), miñ
(bin), muñ (keder, üzüntü), calañ (sadece), bozoñ ( tepecik), toñuu (donmak), eñ (en).
Kullanıldığı Durum:
-Vñ durumunda kullanılır: calañ (yalın, yalnız, tek; çıplak), soñ (sonra), miñ (1000),
iriñ (irin), muñ (üzüntü, keder), tereñ (derin), çoñ (büyük), toñ- (donmak).
Vñ durumunda kullanılır: añ (zihin), öñ (beniz), eñ (en).
ñ. 2. 2. Özellikler:
ñ. 2. 2. 1. Ortada:
Eski Türkçe bazı sözcüklerde kullanılan iç ses “-ñ-” ünsüzü Kırgız Türkçesinde de
korunmuştur: teñir ~ teñiri ( < teñri DLT I-53; DTS 544) (Tanrı), cañı ( < yañı DLT I-376;
DTS 234) (yeni; taze; biraz önce, demin), mañgi ∼ meñgi ( < meñgü DLT I-44; DTS 341;
beñgü DTS 94) (ebedi), köñül ( < köñül DLT I-152; DTS 315) (gönül), qoñur ( < qoñur DLT
III-363) (koyu kahverengi, kestane rengi), oñoy ( < oñay DTS 367) (kolay), doñuz ( < toñuz
DLT I-304; DTS 575) (domuz), keñeş ( < keñeş DTS 299) (meclis, konsey), ceñe ( < yeñge
ETG 310; DTS 256) (yenge), ceñil ( < yeñil DTS 256) (hafif), qarañġı ( < qarañġu ~ qarañqu
DTS 424) (karanlık), deñiz ( < teñiz DLT I-100; DTS 552) (deniz), tıñşoo ( < tıñla- DLT III-
403; DTS 568) (dinlemek; duymak), cañıluu ( < yañıl- DTS 234) (yanılmak).
Eski Türkçede iç seste yer alan “-ñ-” ünsüzünün Kırgız Türkçesinde bazı örneklerde “-
y-” ünsüzüne değiştiği görülür: müyüz ( < miñiz EUTS 88; müñüz ~ müyüz EUTS 90; müñüz
139
DLT I-504; müyüz DTS 352) (boynuz), köynök ( < köñlek DLT III-350; DTS 315) (gömlek;
kadın elbisesi).
Eski Türkçede iç seste yer alan “-ñ-” ünsüzünün Kırgız Türkçesinde bazı örneklerde “-
ġ-” sesine değişimi görülür: calġız ( < yalñus DLT I-333; yalıñus ~ yalñus OTG 258; yalañuz
DTS 227; calγuz DTS 640) (yalnız, tek).
Eski Türkçede iki ünlü arasında kalan “-ñ-” ünsüzünün Kırgız Türkçesinde bazı
örneklerde düştüğü ve ikincil uzun ünlü oluşturduğu görülür:
143
söök ( < süñük, siñük ETG
295; söñük DTS 511) (kemik), caaq ( < yañaq DLT III-376; DTS 233) (yanak; bazı
nesnelerin yan yüzü), eek ( < eñek DLT I-135) (çene; alt dudak).
Eski Türkçede iç seste yer alan “-ñ-” ünsüzünün Kırgız Türkçesinde bazı örneklerde “-
m- ~ -n-” ünsüzüne değiştiği görülür: tırmaq ~ tırnaq ( < tırñaq DLT I-134; DTS 569; tırıñaq
~ tırañaq DTS 569) (tırnak).
ñ. 2. 2. 2. Sonda:
Eski Türkçe bazı sözcüklerde kullanılan son ses “-ñ” ünsüzü Kırgız Türkçesinde de
korunmuştur: oñ ( < oñ DTS 367) (sağ), tereñ ( < teriñ EUTS 153; DTS 554) (derin), miñ ( <
miñ DLT I-243; biñ DTS 101; miñ DTS 344) (1000), muñ ( < muñ DLT III-33; DTS 350)
(üzüntü, keder), iriñ ( < iriñ DLT I-135) (irin), calañ ( < yalañ OTG 258; DTS 227) (yalın,
sadece; çıplak), añ ( < añ + çı “avcı” EUTS 11; DTS 46) (av hayvanı), soñ ( < soñ DLT III-
357; DTS 508) (sonra), qalıñ ( < qalıñ OTG 245; DTS 412) (mihir), öñ ( < öñ ‘renk’ DLT I-
41; DTS 385) (beniz, renk), tañ ( < tañ DLT I-170; DTS 532) (tan vakti; şaşırma), teñ ( < teñ
DLT III-355; DTS 551) (denk, eşit), toñuu ( < toñ- DLT III-391; DTS 575) (donmak).
Eski Türkçe bazı sözcüklerde kullanılan son ses “-ñ”, Kırgız Türkçesinde “-n”
ünsüzüne dönüşmüştür: qayın ( < qayıñ DLT I – 32; DTS 404) (kayın ağacı), anın ( < anıñ
DLT I-27) (onun).
Kırgız Türkçesinde şart kipinin iyelik kökenli şahıs eklerinden ikinci tekil ve ikinci
çoğul şahıs çekiminde de “ñ” ünsüzü görülür: oqusañ (‘okusan’ 2. Tekil Şahıs), süysöñör
(‘sevseniz’ 2. Tekil Şahıs). Aynı çekimin daha nezaketli söylenişinde de görülür: oqusañız
(‘okusanız’ 2. Tekil Şahıs), süysöñüzdör (‘sevseniz’ 2. Tekil Şahıs).
144
ñ. 3. Alıntı Sözcüklerde:
143
Ahmet Buran,
agm., s. 292.
144
Şart çekimi için Krş.: Cahit Başdaş - Abdülmukaddes Kutlu,
age., s. 95; Hülya Kasapoğlu Çengel,
age., s. 240.
140
ñ. 3. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki alıntı sözcüklerde ortada ve sonda birincil veya ikincil olarak
kullanılan bir ünsüzdür.
ñ. 3. 1. 1. Başta: Kullanılmaz.
ñ. 3. 1. 2. Ortada:
Örnek: añgire (acele etmek Far. hengār), üñkür-nañkir (Münker-Nekir Ar. münker
nākir
), bardeñke (tekli silah Rus. berdanqa), cañgel ~ ceñgel (orman Far. cengel), cañgüdö
(mağaza öncüsü Çin. çcan = öncü, lider; ġuy = mağaza, dükkan), cañcal (kavga, tartışma Çin.
– Far.), cañcun (askeri lider, genaral Çin. tszyan = yönetim, takım; tszyun’ = asker), carmañke
(fuar Rus. yarmarqa < Pol.), çeñgel (pençe, çengel Far. çenġāl), çoyuñke (dökme demirden
bir yemek aracı Rus. çuġunqa), dañza ~ dañsa (sıra yazılan kâğıt; Çin’in temel kanunu Çin.
dan’tszı
), dañq (ünvan, nam Far. < Çin.), diñse (makamı, idareyi tasdikleyen taş Çin.),
küñütay (güzel, yakışıklı Moğ. hunutay = güzel), luñtuñ (askeri vali Çin. du = büyük; tun =
yönetme), ılañman ~ lañman (etli bir çorba türü Dung. lenmyan; len = soğuk, myan = un),
meñdubana (ilaç yapımında da kullanılan bir bitki türü Far. bengì-dìvāne), pañsat (beş yüz
insanı yöneten kişiye verilen bir unvan adı Far. pānãad), sañgi (taş, taştan yapılmış Far. sengì
), sañza (bir ekmek türü Dung. syan’tszı), sarpeñke (iyi cins renkli bez Rus. sarpinqa),
suñduñ (askeri unvan Çin.), şañşuur (birleşik altın Çin.), şañıya (nahiye müdürü Çin.),
şırañqana ~ şirinqana ~ şirinqama (bahşiş Far. şirin = tatlı, qame = dilek), tañger (bembeyaz
bir şeker türü Dung. toñ = şeker, ġuar = unsur, üye), zañker (yeşil boya Far. zenkār).
Kullanıldığı Durum:
-VñV- durumunda yaygın olarak kullanılmaz: küñütay (güzel, yakışıklı Moğ. hunutay
= güzel), keñiz (cimri, pinti Far. kenes), qoñur (sakin, yavaş Moğ. honġor), şañıya (nahiye
müdürü Çin.).
-Cñ- durumunda kullanılmaz.
-ñC- durumunda yaygın olarak kullanılır: aycañcuñ (komutan, lider Çin.), añgeme
(toplanma; yığılma, anlatı, söylenti Far. hengāme), bardeñke (tekli silah Rus. berdanqa),
cañgel ~ ceñgel (orman Far. cengel), cañgüdö (mağaza öncüsü Çin. çcan = öncü, lider; ġuy =
mağaza, dükkan), carmañke (fuar Rus. yarmarqa < Pol.), çeñgel (pençe, çengel Far. çenġāl),
çoyuñke (dökme demirden bir yemek aracı Rus. çuġunqa), dañza ~ dañsa (sıra yazılan kâğıt;
Çin’in temel kanunu Çin. dan’tszı), lañman ~ ılañman (etli bir çorba türü Dung. lenmyan; len
= soğuk, myan = un), mañgi ~ bañgi (uyuşturucu kullanan Far. bengì ), sarpeñke (iyi cins
141
renkli bez Rus. sarpinqa), su ñduñ (askeri unvan Çin.), şa ñşuur (birleşik altın Çin.), za ñgi
(Çin Kırgızlarında halk hakimi Moğ. zangi).
- ñC durumunda nadiren kullanılır: da ñq (ünvan, nam Far. < Çin.).
ñ. 3. 1. 3. Sonda:
Örnek: budu ñ-ça ñ (boy savaşı Kırg. – Çin. çañ = savaş, kavga), badıra ñ (salatalık
Far. bā dreñ), caysa ñ (boyun lideri Moğ.), ca ñ (savaş, kavga Çin.), cuca ñ (lider Çin.), cımpa ñ
(hapis, hücre Çin. tszyan’ = hapis, fan’ = suçlu), cı ñ (560 gramlık ölçü birimi Çin.), ça ñ (bir
müzik aleti Far. çeng), daarı ñ (yüksek dereceli kişi Çin. da = büyük, cen = kişi), dü ñ (toptan
Çin. dun), ġañġu ñ (kahraman, yiğit Çin. ġ uan = ünlü, ġ un = külhanbeyi; avare), qa ñ (ev
içerisindeki sıcak bir kısım Çin.), qa ñ (birleştirme, lehim yeri Çin. – Moğ. ġ añ = delik, yarık),
qapsala ñ (koru, bahçe Far. ā bsā lā n), qoşa ñ (bir yemek türü Çin.), luñtu ñ (askeri vali Çin. du
= büyük; tun = yönetme), olpo ñ (vergi, haraç Kırg. - Moğ.), ıla ñ (aksak, çolak Far. leng),
mampa ñ (bölge yöneticisi derecesindeki bir unvan Çin. min = el, halk; vañ = devlet memuru),
ma ñ (uyuşturucu madde Far. beng), pala ñ (bir eyer takımı, palan Far. pā lā n), popolo ñ
(boydan yarılmış kalasın yarısı; içinden çıkılmaz durum Rus. popolam), opo ñ (değirmen
Moğ. mofan = değirmen), ire ñ ~ ıra ñ ~ ra ñ (renk, görünüm Far. reng), sarsa ñ (sayıklama Far.
ser-sā m
), şa ñ (azamet, ihtişam Çin.), şıypa ñ (pamuk tarlasındaki bir yanı açık örtme Çin.), ta ñ
(zor durum, darlık Far. teng), va ñ (prens Çin.), za ñ (örf, adet; kanun Moğ.), zuñtu ñ (devlet
yöneticisi Çin. tszun = lider, tuñ = yönetme).
Dostları ilə paylaş: |