Kullanıldığı Durum:
-Vñ durumunda kullanılır: cañ (savaş, kavga Çin.), cıñ (560 gramlık ölçü birimi Çin.),
daarıñ (yüksek dereceli kişi Çin. da = büyük, cen = kişi), ġañġuñ (kahraman, yiğit Çin. ġuan
= ünlü, ġun = külhanbeyi; avare), qoşañ (bir yemek türü Çin.), olpoñ (vergi, haraç Kırg. -
Moğ.), ılañ (aksak, çolak Far. leng), palañ (bir eyer takımı, palan Far. pālān), popoloñ
(boydan yarılmış kalasın yarısı; içinden çıkılmaz durum Rus. popolam), opoñ (değirmen
Moğ. mofan = değirmen), vañ (prens Çin.), zañ (örf, adet; kanun Moğ.).
ñ. 3. 2. Özellikler:
ñ. 3. 2. 1. Ortada:
Arapça, Farsça ve Rusça’dan alıntı sözcüklerde birincil olarak iç seste “-ñ-” kullanımı
yoktur.
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-ñ-” türemesi görülür: luñtuñ (askeri vali Çin. du =
büyük + tun = yönetme), üñkür-nañkir (Münker-Nekir Ar. münker nākir).
142
Bazı alıntı sözcüklerde iç sesteki “-ñ-” ünsüzünün “-z-” sesine değiştiği görülür: aş-
puzul (yemek satılan dükkan Kırg. – Çin. puñi = dükkan).
ñ. 3. 2. 2. Sonda:
Farsça’dan Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde son ses “-ñ” korunur:
badırañ (salatalık Far. bādreñ), çañ (bir müzik aleti Far. çeng), ılañ (aksak, çolak Far.
leng),mañ (uyuşturucu madde Far. beng), ireñ ~ ırañ ~ rañ (renk, görünüm Far. reng), tañ
(zor durum, darlık Far. teng).
Arapça ve Rusça’da “ñ” ünsüzü olmadığından bu dillerden Kırgız Türkçesine girmiş
olan alıntı sözcüklerde birincil olarak “ñ” ünsüzü yoktur.
Diğer dillerden Kırgız Türkçesine girmiş olan bazı alıntı sözcüklerde son ses “-ñ”
korunur: buduñ-çañ (boy savaşı Kırg. – Çin. çañ = savaş, kavga), qañ (birleştirme, lehim yeri
Çin. – Moğ. ġañ = delik, yarık), mampañ (bölge yöneticisi derecesindeki bir unvan Çin. min
= el, halk; vañ = devlet memuru), zuñtuñ (devlet yöneticisi Çin. tszun = lider, tuñ = yönetme).
Bazı alıntı birleşik sözcüklerde ilk sözcüğün son sesinde “-ñ > -n” değişimi görülür:
ban-duulu (büyük davul Çin. – Ar. bañ-ùabl), san-qazına (zenginlik Moğ. – Ar. señ-òazìne).
P - p (П-п)
P. 1. Tanım:
Ses değeri Türkiye Türkçesi ile aynı olan bu ünsüz; ton bakımından tonsuz, çıkış yeri
bakımından çift dudak, çıkış şekli bakımından süreksiz bir ünsüzdür. Hava yolu bakımından
da ağız ünsüzüdür. Sesin oluşumu şöyle açıklanır: “Ötümsüz ‘p’ sesinin çıkarılmasında
kapanma iki dudak arasında olur, alt çene biraz aşağıya doğru sarkar, dil ses çıkarma işlemine
katılmaz ve ses telleri titreşime geçmez.”
145
“p” ünsüzü sözcük ve hece sonlarında daha baskılı, soluklu bir şekilde çıkar. Bunun
sebebi şöyle açıklanır: “Bunun niçin böyle olduğunun sebebini kapanma fonemlerinin
oynaklanma biçiminde aramak gerekir. Gerçekten bu fonemlerin oynaklanmasında, yukarıda
da bahsettiğimiz gibi, kapanmanın açılması ile birlikte, kapanma yerinin arkasında toplanan
ve sıkışan nefes anî olarak dışarıya itilir. İşte, ardından başka fonem gelmeyen veya bir kesinti
ile biten kelime veya hece sonlarında bu fonemin soluklu olduğu hissini uyandıran bu keyfiyet
olsa gerek.”
146
145
Nevin Selen,
age., s. 77.
146
Necip Üçok,
age., s. 41.
143
P. 2. Türkçe Sözcüklerde:
P. 2. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki Türkçe sözcüklerde ortada ve sonda birincil veya ikincil olarak
kullanılan bir ünsüzdür.
P. 2. 1. 1. Başta: Kullanılmaz.
S.G.Clauson, P.Aalto gibi bazı dilcilere göre Altay dillerinde olduğu gibi Türkçede de
birincil olarak “p” yoktur, Türkçedeki sözcük başındaki “p-”, “b-”den gelişen ikincil bir sestir.
A.V.Gabain, beş farklı ağız tespit ettiği Eski Türkçede Brahmi ağzında ön seste çoğunlukla
‘p-’nin hakim olduğunu belirtmektedir. W.Bang da Eski Türkçede bazı ağızların kelime
başında ‘b-’ yerine ‘p-’ ye sahip bulunduğunu ve dolayısıyla bunun bir ağız özelliği olduğunu
belirtmektedir.
147
A.M.Şçerbak ise, Ana Türkçede söz başında “b-” ünsüzünün bulunmadığını
kabul ettiğinden ön ses “b-” yerine “p-” ünsüzünü tercih etmiş ve birincil olan “p-” nin Ana
Türkçenin geç devirlerinde cümle vurgusu etkisiyle ötümlüleşerek “b-” olduğunu, “p- > b- >
m-” değişiminin yerleşerek Türk dillerinde “b- ~ m-” nin ortaya çıktığını düşünür. Kuzeydoğu
Türk lehçelerinde bu “b-” nin yeniden ötümsüzleşerek “p-” ye döndüğünü, bu sebeple bugün
Hakas, Şor ve Çuvaş Türkçeleri dışındaki lehçelerde “p-” ünsüzü ile başlayan kelimelerin
alıntı olduğunu ifade eder.
148
Türkçede sözcük başında “p-” ünsüzünün birincil olarak bulunup bulunmadığı
hakkında farklı görüşlerin olduğu görülür. Ancak Kök Türkçede olduğu gibi Kırgız Türkçesi
yazı dilinde de Türkçe sözcüklerde ön ses “p-” kullanımı yoktur.
P. 2. 1. 2. Ortada:
Örnek: öpkö (akciğer), capayı (yabani), çılpaq (çapak), kirpik (kirpik), çıpçañ (tam
olarak), çapan (ceket, elbise), elpek (hızlı, çevik), qaptoo (kaplamak), çapçuu (eşinmek),
qapalanuu (üzülmek), çılpaqtoo (çapaklamak), tüptöö (çapalamak), tapşıruu (yapmak; emanet
etmek).
Kullanıldığı Durum:
-VpV- durumunda kullanılır: cıpar (misk), çapan (ceket, elbise), capıraq ( ∼ calbırak)
(yaprak), topuraq (toprak), köpürö (köprü), capayı (yabani).
-VpV durumunda kullanılır: töpö (tepe).
VpV durumunda kullanılır: apa (anne).
147
Ercan Alkaya,
age., s. 85.
148
Filiz Kılıç,
agt., s. 144.
144
-pC- durumunda kullanılır: çıpçañ (tam olarak), öpkö (akciğer), topta- (toplamak),
qapta- (kaplamak), çapça- (eşinmek), tüptö- (çapalamak), tapşır- (yapmak; emanet etmek).
-Cp- durumunda kullanılır: elpek (hızlı, çevik), arpa (arpa), kirpi (kirpi), kirpik
(kirpik), körpö (kuzu derisi; küçük dar yorgan), çolpon (çolpan, Zühre yıldızı), çılpaq
(çapak).
P. 2. 1. 3. Sonda:
Örnek: çalap (ayran), ep (yetenek), köp (çok), sap (sap, tutacak; dize), tüp (kök, dip),
cip (ip), çöp (ot).
Kullanıldığı Durum:
-Vp durumunda kullanılır: cip (ip), sap (sap, tutacak; dize), köp (çok), cap-
(kapatmak, örtmek), qap- (kapmak; ısırmak, dişlemek).
-Cp durumunda kullanılır: alp (kahraman).
Vp durumunda kullanılır: ep (yetenek).
P. 2. 2. Özellikler:
P. 2. 2. 1. Ortada:
Eski Türkçede iç seste yer alan bazı “-p-” seslerinin korunduğu görülür: arpa ( < arpa
DLT I-123; DTS 53), kirpiç ( < kerpiç DTS 301) (kerpiç), kirpi ( < kirpi DLT I-415; DTS
309) (kirpi), kirpik ( < kirpik DLT I-478; DTS 309) (kirpik), köpürö ( < köprüg EUTS 78;
köprük DTS 317) (köprü), topuraq ( < topraq DLT I-15; DTS 575) (toprak), apa ( < apa DTS
47 ‘büyük kız kardeş’) (anne), cıpar ( < yıpar DLT I-327; DTS 267) (misk, güzel koku), öpkö
( < öpke DLT I-128; DTS 387) (akciğer; dargınlık), şıpıruu ( < sipir- EUTS, 136)
(süpürmek), tapşıruu ( < tapçur- DLT II-175) (teslim etmek, emanet etmek).
Eski Türkçede iç seste yer alan bazı“-p-” seslerinin “-b-” sesine değiştiği görülür:
tebüü ( < tepik DLT I-27; DTS 552) (tekme; tepme), kebek ( < kepek DLT I-390) (kepek),
töbö ( < töpö OTG 255; töpü DTS 580) (tepe), cibek ( < yipek KTS, 324) (ipek), köbük ( <
köpük OTG 248; köpük ~ köpik DTS 317) (köpük), cabışuu ( < yapış- DLT III-70; DTS 236)
(yapışmak), tabınuu ( < tapın- DLT II-240; DTS 534) (tapınmak; hizmet etmek).
Eski Türkçede iç seste yer alan bazı “-p-” seslerinin “-m-” ye değiştiği görülür:
teminüü ( < tepin- DLT II-140; DTS 552) (tepinmek).
Eski Türkçede iç seste yer alan bazı “-p-” seslerinin düştüğü görülür: cuqa ( < yupqa
DLT II-294; DTS 281) (ince).
145
“p” ünsüzü, ünlü ile başlayan bir ek aldığında iki ünlü arasında kalan “–p-” ünsüzü
tonlulaşarak “-b-” sesine dönüşür: çabuul ( < çap-uul) (baskın), tabışmaq ( < tap-ışmaq)
(bilmece), köböytüü ( < köp-öytüü) (çoğaltmak; çarpmak), tebelöö ( < tep-ele-öö). Özellikle
“p” ünsüzü ile biten bir sözcüğün mastar eki aldığında tonlulaşarak “b” sesine dönüşümü
sıkça görülen bir değişimdir: qol çabuu ( < çap-uu) (alkışlamak), tabuu ( < tap-uu) (bulmak),
sebüü ( < sep-üü) (serpmek).
-pC- durumunda diğer ünsüzlerle birlikte aynen korunan “-p-” ünsüzü (öpkö, topta-),
“-r-” ünsüzü ile kullanıldığında (-pr-) iki ünsüz arasında ünlü türemesinin oluştuğu (-pVr-)
görülür: topuraq (toprak), köpürö (köprü).
P. 2. 2. 2. Sonda:
Eski Türkçede son seste yer alan bazı “-p” seslerinin korunduğu görülür: köp ( < köp
DLT I-319; DTS 317) (çok, bol), alp ( < alp DLT I-41; DTS 36) (kahraman, yürekli, yiğit; iri
ve çok uzun boylu kişi), tüp ( < tüp DLT III-119; DTS 598) (kök, dip), cip ( < yıp I-158; DTS
267) (ip), sap ( < sap DLT III-145; DTS 485) (sap, tutacak; dize), cap- ( < yap- DTS 235)
(kapattı, örttü), qaptı ( < qap- DTS 420) (kaptı).
“-p” ile biten zarf fiil eki ünlü ile başlayan yardımcı fiil ile beraber telaffuz
edildiğinde “-p > -b > -w” değişimi oluşur. Bu, yazı diline yansımaz: kütüw atat (< kütüp atat
< kütüp catat) (bekliyor), süylöw atat (< süylöp atat < süylöp catat) (söylüyor), cazıw aldı (<
cazıp aldı) (yazdı).
149
“-p” ile biten sözcükler “-p” zarf fiilini alırken sözcüğün sonundaki “-p” ünsüzü önce
“b” ye, daha sonra “-w” ünsüzüne dönüşür ve ardından düşerek uzun ünlü oluşturur:
150
çaap
(< çawıp < çap + ıp) (vurup), taap (< tawıp < tap + ıp) (bulup).
P. 3. Alıntı Sözcüklerde:
P. 3. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki alıntı sözcüklerde başta, ortada ve sonda birincil veya ikincil
olarak kullanılan bir ünsüzdür.
P. 3. 1. 1. Başta:
Örnek: paana ~ maana (bahane, sığıntı Far. bahāne), payda (belli, açık Far. peydā),
payiz (faiz Ar. fā’iż ), pal (fal Ar. fāl), palaz (palas, küçük dokuma kilim Far. pelās), palan
149
“Güney ağızlarında uzun ünlülerin bulunduğu kelimelerin yerine diftonglu şekillerin kullanıldığı
görülür: tirüw ~ tirüü, sow ~ soo, elüw ~ elüü (Filiz Kılıç,
agt., s. 66).
150
Ahmet Buran,
agm., s. 292.
146
(falan Ar. fulān), palañ (bir eyer takımı, palan Far. pālān), palata (kamara Rus. palata),
palvan (pehlivan Far. pehlevān), palitsey (polis Rus. palitsey < Alm.), paloo (pilav Far. pelāv,
pilāv
), pan (fen Ar. fenn), panar (fener Rus. fonar’ ), panetike (fonetik Rus. fonetiqa), pandi ~
pant (öğüt Far. pend), panca ~ manca (beş parmak, pençe Far. pence), parbana ~ parvana
(lamba etrafında dönen kelebek, pervane Far. pervāne), paranda (kuş Far. perende), parz ~
parız (farz Ar. farø), parzant ~ perzent (çocuk Far. ferzend), parq (fark Ar. farq), parq (park
Rus. parq < İng.), parlament (parlamento Rus. parlament < Alm.), parman (ferman Far.
fermān
), pars (Fars Far. fārs), pasılke (posta kolisi Rus. posılqa), patpiske (imzalı makbuz
Rus. podpisqa), pende (kul Far. bende), pitir (fitir Ar. fiùra), popoloñ (boydan yarılmış
kalasın yarısı; içinden çıkılmaz durum Rus. popolam), poroşoq (toz deterjan Rus. poroşoq),
pööş (kurnaz, şeytan Ar. fāóiş), profsoyuz
151
(sendika Rus. profsoyuz), pahta (pamuk Far.
paòte
), pañsat (beş yüz insanı yöneten kişiye verilen bir unvan adı Far. pānãad), paysa (50
grama yakın bir ağırlık ölçüsü Far. payse).
Kullanıldığı Durum:
pV- durumunda yaygın olarak kullanılır: padışa (padişah Far. pādşāh), pay (ayak Far.
pāy
), payġambar (peygamber Far. peyġām-ber), payda (fayda Ar. fā’ide), payda (belli, açık
Far. peydā), panar (fener Rus. fonar’ ), panetike (fonetik Rus. fonetiqa), pandi ~ pant (öğüt
Far. pend), panca (beş parmak, pençe Far. pence), pintuza ~ puntozı (nohut unundan erişte
Dung. fıntozı; fın = nişasta, tozı = çubuk), pir (yaşlı Far. pìr), pitir (fitir Ar. fiùra), piyada
(piyade Far. piyāde), poroşoq (toz deterjan Rus. poroşoq), pööş (kurnaz, şeytan Ar. fāóiş),
pañsat (beş yüz insanı yöneten kişiye verilen bir unvan adı Far. pānãad).
pC- durumunda nadiren kullanılır: plyus (artı Rus. plyus < Lat.), priġovor (karar,
hüküm, sözleşme Rus. priġovor), problema (problem Rus. problema < Yun.), profsoyuz
(sendika Rus. profsoyuz).
P. 3. 1. 2. Ortada:
Örnek: alippe (alfabe Ar. elif-bā), apaz (söz, ifade Ar. lafô), apat (afet Ar. āfet),
apendi (efendi; Nasrettin Hoca Yun.), apiyim (afyon Ar. āfyÿn), apız (hafız Ar. óāfiô),
aşlampu (nohut unundan yapılan bir yemek Kırg. – Çin. lañfu = nohut unu), çapar (örme
duvar Far. çeper), dapa (defa, kez Ar. defèa), depkir (tekbir Far. tekbìr), depter (defter Far.
defter
), mampar (hamurlu ve bol etli bir yemek Dung.), moysoput (ak saçlı, ihtiyar Far. safìd-
muy
), naapa (iki tekerlekli araba Çin. mapı, maapa), napat (ölme, yok olma Far. nā-bÿd),
151
Bu sözcük Rusça “professional’nıe soyuzı (mesleki birlik)” nın kısaltmasıdır.
147
nampay (arkadaş, dost, yakın Far. hem-pāy), napaqa (nafaka Ar. nafaqa), sapsañke (yulaf
Rus. ovsyanqa), sarpay (erkek kaftanı Far. ser-pāy), sarpeñke (iyi cins renkli bez Rus.
sarpinqa
), serepçile (dikkatle bakmak Moğ. saravçlah), sopu (sofu Ar. ãÿfì ), ıspat (ispat Ar.
iåbāt
), ıstıqpar (istiğfar, tövbe Ar. istiġfār), şalpar (şalvar Far. şelvār), şapaat (şefaat Ar.
ş
efāèat
), şapke (şapka Rus. şapqa), şapqat (şefkat Ar. şefqat), şopur (şoför Rus. şofyör < Frs.
chauffeur
), şıypañ (pamuk tarlasındaki bir yanı açık örtme Çin.), şıpa ~ şıpaa (şifa Ar. şifā’),
taypa ~ taypı (tayfa, zümre Ar. ùā’ife), topon (tufan Ar. ùÿfān), taşpiş (telaş, endişe Ar.
teşviş
), ozuypa (vazife Ar. vaôìfe), zampar (kara kış Ar. zemherìr), zıyapat (ziyafet Ar.
øiyāfet
), zirapa (yaraşır, güzel Ar. ôarìfe), zulpuqor (Zülfikar Ar. õu-fiqār).
Kullanıldığı Durum:
-VpV- durumunda yaygın olarak kullanılır: boporos (sigara Rus. papirosa < Pol.),
caarapiya ~ cuġrapiya (coğrafya Ar. cuġrāfiya), capaa (cefa Ar. cefā), çapar (örme duvar
Far. çeper), deputat (milletvekili Rus. deputat < Lat.), keperet (kefâret Ar. keffāret), kepil
(kefil Ar. kefìl), kepin ~ kemin (kefen Ar. kefen), kepiç (kışlık bot Far. kefş), keremapam
(gramofon Rus. ġrammofon < Frs. ġramophone), köpös ~ köpöş (satıcı Rus. qupets), qapas
(kafes Far. qafes), qapilet (gaflet Ar. ġaflet), qapital (sermaye, para Rus. qapital < Frs. –
İng.), qapitan (kaptan; yüzbaşı Rus. qapitan < Frs.), qapız (hafız Ar. óāfiô), qapır (kâfir Ar.
qāfir
), qlapan (supap Rus. qlapan < Alm.), qıyapat (kıyafet Ar. qiyāfet), oqqupatsiya (işgal
Rus. oqqupatsiya < Lat.), munapıq (münafık, iki yüzlü Ar. munāfiq), musapır (misafir Ar.
musāfir
), napat (ölme, yok olma Far. nā-bÿd), ırapıs (reps kumaşı Rus. reps), sapar (sefer,
yolculuk Ar. sefer), sapat ~ sıpat ~ supat (sıfat, vasıf Ar. ãifat), separator (sütten kaymağı
ayıran makina Rus. separator < Lat.), tanapis (tenefüs, dinlenme Ar. teneffus), zapas (tedbir;
yedek Rus. zapas), zıyapat (ziyafet Ar. øiyāfet).
-VpV durumunda nadiren kullanılır: dapa (defa, kez Ar. defèa), lupa (mercek Rus.
lupa
< Frs.), naapa (iki tekerlekli araba Çin. mapı, maapa), arapa (arefe Ar. èarefe), şıpa
(şifa Ar. şifā’).
VpV- durumunda yaygın olarak kullanılır: apaz (söz, ifade Ar. lafô), apat (afet Ar.
ā
fet
), apendi (efendi; Nasrettin Hoca Yun.), aport (yanağı kırmızı elma çeşidi Rus. aport),
apiyim (afyon Ar. āfyÿn), apız (hafız Ar. óāfiô), opaa (vefa, iyilik Ar. vefā’), opat ~ opot ~
apat ~ upat (vefat, ölüm Ar. vefāt), opera (opera Rus. opera < Lat.), opoñ (değirmen Moğ.
mofan
= değirmen), opuz ~ opus (icra, haciz Rus. opis’), opuza (korkutma Far. pābÿsì ),
üpükö (buzağı derisinden bot Rus. opoyqa), ıpılas (iflas; pis; murdar Ar. iflās), epos (destan
Rus. epos < Yun.).
148
V pV durumunda kullanılır: üpü (bağışlama, af Ar. èafv).
-C p- durumunda yaygın olarak kullanılır: aşla mpu (nohut unundan yapılan bir yemek
Kırg. – Çin. lañfu = nohut unu), cı mpañ (hapis, hücre Çin. tszyan’ = hapis, fan’ = suçlu),
ġo spital’ (hastane Rus. ġ ospital’ < Frs.), ġo spodin (bey Rus. ġ ospodin), ke mpir (yaşlı Far.
kem-pìr
), ke mpiske (değiştirme Rus. qonfiskatsiya), ke mput (bonbon şekeri Rus. qonfetı),
qale mpir (kırmızı toz biber Yun. – Far.), qo rpus (gövde Rus. qorpus), qu lpu (kilit Far. qufl),
la mpa (lamba Rus. lampa), la mpük (siyah, parlak bir kumaş Rus. nanbuq), o lpoñ (vergi,
haraç Kırg. - Moğ.), ü lpöt (ülfet, dostluk Ar. ulfet), ma mpazi ~ mo mpoziy (bir çeşit akide
şekeri Rus. monpans’e < Frs.), ma mpañ (bölge yöneticisi derecesindeki bir unvan Çin. min =
el, halk; vañ = devlet memuru), ma mpar (hamurlu ve bol etli bir yemek Dung.), i mperializm
(emperyalizm Rus. imperializm < Lat.), na mpay (arkadaş, dost, yakın Far. hem-pā y), ra spiske
(imzalı makbuz Rus. raspisqa), sa rpay (erkek kaftanı Far. ser-pā y), sa rpeñke (iyi cins renkli
bez Rus. sarpinqa).
- pC- durumunda kullanılır: a psala ~ a psana (efsane Far. efsā ne), a psun (efsun Far.
efsÿn
), a pta (hafta Far. hefte), a pteqa (eczane Rus. apteqa < Yun.), a ptiek ~ a pteek (Kuran’ın
yedide biri; devrim öncesi mekteplerde bir okuma yöntemi Far. heft-yek), i ptidai (başlangıç,
ilk Ar. ibtidā ’ì ), ı ptar (iftar Ar. ifùā r), gi pnoz (hipnoz Rus. gipnoz < Yun.), qa pqan (kapan
Moğ. havhan), qa psalañ (koru, bahçe Far. ā bsā lā n), qa ptaġay (yabani deve Moğ. havtġ ay),
şa pke (şapka Rus. ş apqa), şa pqat (şefkat Ar. ş efqat), ta psir (tefsir Ar. tefsìr), ta ptiş (teftiş Ar.
teftìş
).
- pC durumunda kullanılır: gi ps (alçı Rus. gips < Yun.).
Dostları ilə paylaş: |