ç. 3. 1. 1. Başta:
Örnek: şçit (siper Rus. şçit), şçyötqa ~ işçötkö (fırça Rus. şçyötqa).
Kullanıldığı Durum:
ş
çV- durumunda kullanılır: şçit (siper Rus. şçit).
ş
çC- durumunda kullanılır: şçyötqa (fırça Rus. şçyötqa).
Ş
ç. 3. 1. 2. Ortada:
Örnek: pamoşçnik ~ mömöştük (yardımcı Rus. pamoşçnik), oşçuşçeniye (duygu, his
Rus. oşçuşçeniye).
Kullanıldığı Durum:
-VşçV- durumunda kullanılır: oşçuşçeniye (duygu, his Rus. oşçuşçeniye).
VşçV- durumunda kullanılır: oşçuşçeniye (duygu, his Rus. oşçuşçeniye).
-şçC- durumunda kullanılır: pamoşçnik (yardımcı Rus. pamoşçnik).
Ş
ç. 3. 1. 3. Sonda:
Örnek: borşç (borş çorbası Rus. borşç), pamoşç (yardım Rus. pamoşç).
197
Ercan Alkaya,
age., s. 95.
227
Kullanıldığı Durum:
-Vşç durumunda kullanılır: pamoşç (yardım Rus. pamoşç).
-Cşç durumunda kullanılır: borşç (borş çorbası Rus. borşç).
Ş
ç. 3. 2. Özellikler:
Ş
ç. 3. 2. 1. Başta:
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde ön ses “şç-” korunur:
ş
çit (siper Rus. şçit), şçyötqa (fırça Rus. şçyötqa).
Bazı alıntı sözcüklerde ön seste görülen “şç-” ünsüzü “s-” ünsüzüne dönüşmüştür:
sıpçı (kerpeten Rus. şçiptsı).
Bazı alıntı sözcüklerin ön sesinde görülen “şç-” ünsüzünün sözcük başında ünlü
türemesi oluştuğunda ayrı iki ünsüze dönüştüğü görülür: işçötkö (fırça Rus. şçyotqa).
Ş
ç. 3. 2. 2. Ortada:
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde iç ses “-şç-” korunur:
pamoşçnik (yardımcı Rus. pamoşçnik).
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste görülen “-şç-” ünsüzü “-ş-” ünsüzüne dönüşmüştür:
mömöştük (yardımcı Rus. pomoşçnik).
Ş
ç. 3. 2. 3. Sonda:
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde son ses “-şç” korunur:
borşç (borş çorbası Rus. borşç), pamoşç (yardım Rus. pamoşç).
Bazı alıntı sözcüklerde son seste görülen “-şç’ ” ünsüzü “-ş” ünsüzüne dönüşmüştür:
zayımpomoş (karşılıklı yardım Rus. vzaimopomoşç’ ).
228
III. BÖLÜM
ÜNSÜZ OLAYLARI
1. ÜNSÜZ UYUMU
Kelimelerin eklerle genişletilmesi sırasında, tonlu ünsüzlerden ve ünlülerden sonra
tonlu, tonsuz ünsüzlerden sonra ise genellikle tonsuz ünsüzlerin gelmesine dayanan
uyumdur.
198
Kırgız Türkçesi, genel Türkçe’deki tonluluk-tonsuzluk uyumuna uyarak,
ünlülerden veya tonlu ünsüzlerden sonra tonlu, tonsuz ünsüzlerden sonra ise tonsuz ile
başlayan ekler alır. Bu uyum yapım ve çekim eklerinde çok sağlam bir şekilde korunur.
1. 1. Tonluyla Biten Kelimeler:
Ünlülerle veya tonlu ünsüzle biten sözcüklere gelen yapım veya çekim ekleri yine
tonlu ünsüzle başlar: aarı-lar (arılar), adam-dın (adamın), al-bay (almayarak), al-ġan (aldı),
avtor-du (yazarı), ay-doo (sürmek), aytar-bız (söyleriz), baarı-ñar (hepiniz), baqtısız-dıq
(bahtsızlık), bilesiñ-bi (biliyor musun?), biz-din (bizim), bol-ġon (oldu), booruñ-da
(bağrında), can-ġa (cana), cay-loo (yayla), cer-deş (hemşehri), cer-ge (yere), col-doş
(yoldaş), cür-dük (yürüdük), eer-düü (eğerli), el-der (eller), gül-dör (çiçekler), ırıl-doo
(hırlamak), ır-lar-day (şarkılar gibi), köçö-dön (köşeden), köl-dö (gölde), körün-güs
(görünmez), küy-düröö (yaktırmak), öçür-güç (silgi), öl-gön (öldü), ölüm-dön (ölümden),
ösüm-dük (bitki), puşkin-din (Puşkin’in), qal-dı (kaldı), qal-ġan (kaldı), qız-dar-ġa (kızlara),
qol-donuu (kullanmak), sız-ġıç (cetvel), suular-day (sular gibi), süy-düm (sevdim), taarın-ba
(darılma), tur-ġuz-duruu (kaldırmak), tuu-ġan-bız (kardeşiz), üy-dö (evde), üy-dün (evin)
v.b.
1. 2. Tonsuzla Biten Kelimeler:
Tonsuz ünsüzle biten sözcüklere gelen yapım veya çekim ekleri yine tonsuz ünsüzle
başlar: almaş-tıruu (karıştırmak), balaket-ter (felaketler), baş-too (başlamak), bış-qan
(olgunlaştı), böbök-tör (bebekler), caş-pız (genciz), caş-tı (genci), cırt-tı (yırttı), coluq-tu
(karşılaştı), coop–tu (cevabı), cumuş-qa (işe), cürök-tü (yüreği), çıq-qan (çıktı), esep-töö
(hesaplamak), et-ti (eti), kitep-ten (kitaptan), kök-tön (gökten), küç-tüü (güçlü), nemets-tin
(Almanın), öç-pöy (sönmeden), öç-tü (söndü), öp-türüü (öptürmek), öt-pöy (geçmeden), qış-
198
Zeynep Korkmaz,
Gramer Terimleri Sözlüğü, TDK Yay., Ankara 1992, s. 163.
229
qa (kışa), qış-too (kışlamak), qorq-po (korkma), soġuş-tun (savaşın), süt-töy (süt gibi),
taratut-tuu (tereddütlü), tartip-tüü (tertipli), tart-qan (çekti), taş-tay (taş gibi), tep-kiç
(basamak), tınç-tık (huzur), toluq-pu (dolu mu?), turmuş-tu (hayatı), tüş-tük (güney), uç-poo
(uçmamak), uruş-pa (vuruşma), ütük-töö (ütülemek) v.b.
1. 3. Ünsüz Uyumunun Bozulması:
Kırgız Türkçesinde “ç” tonsuz ünsüzü ile başlayan ekler bu uyumu bozar: adam-ça
(insan gibi), balan-ça (falanca), can-çıq (cep), caşıl-ça (sebze), çapan-çan (paltolu), em-çek
(meme), kırġız-ça (Kırgızca), kiyim-çan (giyimli), muzoo-çar (buzağı), oquu-çu (öğrenci),
oy-çul (düşünür), iştöö-çü (çalışan), oyun-çuq (oyuncak), özüm-çö (kendimce), qıtay-ça
(Çince), sıyloo-çu (hürmet gösterirdi), süy-çü (severdi), taarın-çaq (darılan), tatar-ça
(Tatarca), tüyün-çök (bohça) v.b.
Sıra sayı eki Kırgız Türkçesinde ünsüz uyumunu bozar: bir-i-nçi (birinci), eki-nçi
(ikinci), üç-ü-nçü (üçüncü), tört-ü-nçü (dörtüncü), beş-i-nçi (beşinci), altı-nçı (altıncı), ceti-
nçi (yedinci), segiz-i-nçi (sekizinci), toġuz-u-nçu (dokuzuncu), on-u-nçu (onuncu) v.b.
İsimden isim yapma eki +ke, +qay / +key, +tay/+toy ekleri de ünsüz uyumuna
girmeyen eklerdir: ece-ke (ablacık), ata-ke (babacık), bala-key (çocukcağız), kiçine-key
(küçücük), aġa-tay (biradercik), ceñe-tay (yengecik).
199
Tonlu ünsüzlerden sonra gelen aitlik eki ünsüz uyumunu bozar: bıltır-qı (geçen yılki),
bügün-kü (bugünkü), kün-kü (gündüzki), tün-kü (geceki), murun-qu (önceki), soñ-qu (sonki)
v.b.
-dır/-dir, -dur/-dür fiilden fiil yapma eki, “-l” ünsüzü ile biten bazı fiillere “t” li
eklenir: öl-tür- (öldürmek), tol-tur- (doldurmak), kal-tır- (bırakmak).
200
2. ÜNSÜZ DEĞİŞMELERİ
Kırgız Türkçesindeki ünsüz değişmelerinin bir bölümü kalıcı, bir bölümü ise
kullanıma bağlı olduğu için geçici değişmelerdir.
2. 1. Tonlulaşma:
İki ünlü arasında kalındığında ya da tonlu ünlü komşuluğunda “ç, k, q, p, s, t, ù”
ünsüzlerinin tonlulaşmaya uğrayarak “ç > c, k > g, q > ġ, p > b, s > z, t > d, ù > d” biçiminde
değişikliğe uğradıkları görülür.
199
Hülya Kasapoğlu Çengel,
age., s. 84-85.
200
Hülya Kasapoğlu Çengel,
age., s. 85.
230
2. 1. 1. ç > c
Türkçe Sözcüklerde:
Kırgız Türkçesinin tonlulaşma eğilimi dolayısıyla iki ünlü arasında kalan “-ç-”
ünsüzünün “-c-” ünsüzüne değiştiği görülür. Ancak bu değişim yaygın değildir: ece ( < eçe
DLT I-86) (abla).
2. 1. 2. k > g
Türkçe Sözcüklerde:
İki ünlü arasında kalan veya tonsuz ünsüz ile komşu durumda olan “k” sesinin
tonlulaşarak “g” sesine değiştiği görülür. Kırgız Türkçesinde oldukça sık görülen tonlulaşma
olaylarından biridir.
Konuşma dilinde sözcük başı “k-” nin “g-” sesine değiştiği görülür. Ancak bu değişim
yazı dilinde gösterilmez: kökürök > gögürök (göğüs), kiyin > giyin (sonra), küzgü > güzgü
(ayna), köçmö > göçmö (göçebe), kekirtek > gegirtek (boğaz), kögüş > gögüş (mavimsi), köl
> göl (göl).
Konuşma dilinde “k-” ile başlayan kelimeler, kendilerinden önceki sözcüğün
ünlülerinden veya “l, m, n, ñ, r, y, w, z” seslerinden sonra “g-” sesine değişir. Ancak bu
değişim yazı dilinde gösterilmez: üygö kirüü kerek > üygö girüü gerek (eve girmek gerek),
men ketem (men getem) (ben gidiyorum).
Eski Türkçede kelime içinde yer alan “-k-” sesi, Kırgız Türkçesinde tonlulaşarak “-g-”
ünsüzüne dönüşmüştür: egin ( < ekin DLT I-78; DTS 168) (ekin; hububat veren bitkiler),
segiz ( < sekiz ~ sekkiz DLT I-365; sekiz DTS 494; OTG 252) (sekiz), çegirtke ( < çekürge
DLT I-490; DTS 143) (çekirge), ögüz ( < öküz DLT I-59; DTS 383; ögüz DTS 382) (öküz),
tügöl ( < tükel DLT I-60; DTS 595) (bütün, tam olarak, tamamıyla), egiz ( < ikkiz DLT I-
143; ekiz DTS 168) (ikiz).
Kırgız Türkçesinde sözcük sonunda bulunan ve ünlü ile başlayan bir ek aldığında iki
ünlü arasında kalan “-k-” ünsüzü, “-g-” ünsüzüne dönüşür. Bu değişim yazı dilinde de
gösterilir: önügüü (< önük-üü) (gelişmek), kögörüü (< kök-er-üü) (göğermek), cürögüm (<
cürök-üm) (yüreğim), çögüü (< çök-üü) (batmak, çökmek).
Kırgız Türkçesinde sözcük sonunda bulunan “-k” ünsüzünden sonra ünlü ile başlayan
bir sözcük geldiğinde iki ünlü arasında kalan “-k” ünsüzü “-g” ünsüzüne dönüşür. Bu değişim
yazı dilinde gösterilmez, konuşma dilinde görülen bir ses olayıdır: kök eken > kög eken
(maviymiş), kök ele > kög ele (maviydi), kerek eken > kereg eken (gerekliymiş).
231
Alıntı Sözcüklerde:
Bazı alıntı sözcüklerin ön sesinde “k- > g-” değişimi görülür: dari-ger (bilinen, belli
Far. der-kār), gündöö (ele veya ayaklara vurulan köstek Far. künd).
Bazı alıntı sözcüklerin iç sesinde “-k- > -g-” değişimi görülür: zanger (yeşil boya Far.
zenkār).
2. 1. 3. q > ġ
Türkçe Sözcüklerde:
Bazı örneklerde Eski Türkçe’deki “q” ünsüzünün “ġ” ünsüzüne değiştiği görülür: aġız-
( < aqıt-) (akıtmak), saġın- ( < saqın-) (özlemek).
201
Tonsuz “q” ünsüzü iki ünlü arasında kaldığında veya tonlu ünsüzlerle komşu
olduğunda tonlulaşarak “ġ” sesine değişir. Ancak, az da olsa bu tonlulaşma kuralına aykırı
sözcükler vardır: oquu (okumak), çaqıruu (çağırmak) v.b.
Türkçe sözcüklerde sözcük sonunda yer alan “-q” ünsüzü, ünlü ile başlayan bir ek
aldığı zaman “-ġ-” ünsüzüne döner. Bu değişim yazı dilinde de gösterilir. Ancak bu değişim
sonucunda oluşan “-ġ-” sesi, konuşma dilinde sızıcılaşarak “-γ-” şeklinde telaffuz edilir:
qulaγım ( < qulaġım < qulaq-ım) (kulağım), çıγabız (< çıġabız < çıq-abız) (çıkacağız),
coluγuu ( < coluġuu < coluq-uu) (karşılaşmak), qızıγuu ( < qızıġuu < qızıq-uu) (ilgi duymak),
çıγıp ( < çıġıp < çıqıp) (çıkıp).
Alıntı Sözcüklerde:
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-q- > -ġ-” değişimi görülür: naġıra ~ naġara (davul Ar.
naqāre), sadaġa (sadaka Ar. ãadaqa), taġdır (takdir Ar. taqdìr).
2. 1. 4. p > b
Türkçe Sözcüklerde:
Kırgız Türkçesinde tonlulaşma eğilimi olarak tonsuz “p” ünsüzü iki ünlü arasında
kaldığında tonlulaşarak “b” sesine değişir.
Eski Türkçede iç seste yer alan bazı“-p-” seslerinin Kırgız Türkçesinde “-b-” sesine
değiştiği görülür: tebüü ( < tepik DLT I-27; DTS 552) (tekme; tepme), kebek ( < kepek DLT
201
Nurgül Moldalieva,
Köktürkçeden Kırgız ve Türkiye Türkçesine Fiiller: Ses ve Anlam Bilgisi
Bakımından Bir Karşılaştırma, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ankara 2002, s. 24.
232
I-390) (kepek), töbö ( < töpö OTG 255; töpü DTS 580) (tepe), cibek ( < yipek KTS, 324)
(ipek), köbük ( < köpük OTG 248; köpük ~ köpik DTS 317) (köpük), cabışuu ( < yapış- DLT
III-70; DTS 236) (yapışmak), tabınuu ( < tapın- DLT II-240; DTS 534) (tapınmak; hizmet
etmek).
“p” ünsüzü, ünlü ile başlayan bir ek aldığında iki ünlü arasında kalan “–p-” ünsüzü
tonlulaşarak “-b-” sesine dönüşür: çabuul ( < çap-uul) (baskın), tabışmaq ( < tap-ışmaq)
(bilmece), köböytüü ( < köp-öytüü) (çoğaltmak; çarpmak), tebelöö ( < tep-ele-öö). Özellikle
“p” ünsüzü ile biten bir sözcüğün mastar eki aldığında tonlulaşarak “b” sesine dönüşümü
sıkça görülen bir değişimdir: qol çabuu ( < çap-uu) (alkışlamak), tabuu ( < tap-uu) (bulmak),
sebüü ( < sep-üü) (serpmek).
Alıntı Sözcüklerde:
Rusça’dan alıntı sözcüklerdeki sözcük başı “p-” sesi bazı örneklerde “b-” sesine
değişir: batınıs ~ batunus (yüzeysel tabak Rus. podnos), besir ~ bezir (yazıcı Rus. pisar’),
birgöbör (hüküm, karar Rus. priġovor), bolotunay ~ bolotnay (beyaz kumaş, bez Rus.
polotno), boporos (sigara Rus. papirosa < Pol.), boştoo (posta Rus. poçta), bödüröt
(üstlenmek, taahhüt etmek Rus. podryad), badıbot (büyük kase Rus. podvoda).
Farsça’dan alıntı sözcüklerdeki sözcük başı “p-” sesi bazı örneklerde “b-” sesine
değişir: bolot (çelik, polat Far. pÿlād), böçök (kabuk Far. poçì ), bul (para, pul Far. pÿl),
buşayman ~ buşman (pişman Far. peşìman).
2. 1. 5. s > z
Türkçe sözcüklerde:
Kırgız Türkçesinde yaygın değildir. Bu yönüyle Kırgız Türkçesi; Sibirya Tatar
Türkçesi, Altay ve Hakas Türkçesi’nden farklılık gösterir.
202
Türkçe kelimelerde konuşma
dilinde az da olsa görülen bir tonlulaşma olayıdır: qıs ( < qız), tus ( < tuz), cazdıq ( < castıq).
Alıntı Sözcüklerde:
Çok yaygın olmamakla birlikte bazı alıntı sözcüklerde “s > z” tonlulaşması
görülebilmektedir.
Bazı alıntı sözcüklerde ön seste “s- > z-” değişimi görülür: zaar (seher Ar. seóer), zoor
(sahur Ar. saóur).
202
Ercan Alkaya,
age., s. 154.
233
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-s- > -z-” değişimi görülür: bezir ~ besir (yazıcı Rus.
pisar’), cazat (ceset Ar. cesed), mampazi ~ mompoziy (bir çeşit akide şekeri Rus. monpans’e
< Frs.), opuza (korkutma Far. pābÿsì ), zil (nesil, esas, menşe Ar. nesl).
Bazı alıntı sözcüklerde sözcük sonunda “-s > -z” değişikliği olur: abaz (heves Ar.
heves), namız ~ namıs (namus Ar. nāmÿs), keñiz (cimri, pinti Far. kenes), qoroz (horoz Far.
òorÿs), qıyazı (kıyaslama Ar. qiyās), palaz (palas, küçük dokuma kilim Far. pelās), panız
(fanus Ar. fānÿs), opuz (icra, haciz Rus. opis’).
2. 1. 6. t > d
Türkçe Sözcüklerde:
“t > d” tonlulaşması Kıpçak Türkçesi’nin ayırt edici bir özelliği olmadığı için Kırgız
Türkçesinde de yaygın olarak görülmez.
203
Bazı örneklerde Eski Türkçedeki sözcük başı “t-”nin “d-”ye değiştiği görülür: deñiz (
< teñiz DLT I-100; DTS 552) (deniz), de- ( < ti-, te- ETG 299; te- DTS 545) (demek), darı (
< tarıγ (DLT, IV-577; DTS 537) (darı; ekin; tane).
Eski Türkçe ettirgenlik eklerindeki “–t-” ünsüzü Kırgız Türkçesinde ünlülerden ve
tonlu ünsüzlerden sonra “-d-” ünsüzüne değişir. Ancak bu değişim “-l-” tonlu ünsüzünden
sonra gerçekleşmez: qondur- (< qontur-) (kondurmak), urdur- (< urtur-) (vurdurmak), candır-
(< yantur-) (yandırmak), celdir- (< yeltür-) (yeldirmek), cügündür- (< yüküntür-) (yükündür-
).
204
Alıntı Sözcüklerde:
Bazı alıntı sözcüklerin ön sesinde “t- > d-” değişimi görülür: dandır (tandır Far.
tennÿr), dene (vücut Far. tene), depkir (tekbir Far. tekbìr), dodo (yığın, küme Far. tÿde), duñ-
çu (çevirmen, tercüman Çin. –Kırg. tuñ = bildirme + çu), daġar (büyük toprak kap Far. taġār).
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-t-” ünsüzünün “-d-” ünsüzüne değiştiği görülür:
şabdalı ~ şabdaalı (şeftali Far. şeftālÿ).
203
Ercan Alkaya,
age., s. 153.
204
Nurgül Moldalieva,
agt., s. 25.
234
2. 1. 7. ù > d
Alıntı Sözcüklerde:
Bazı alıntı sözcüklerin ön sesinde “ù- > d-” değişimi görülür: daarat (temizlenme Ar.
ùahā ret), daam (aş, yemek Ar. ùaèā m), dabıl ~ dabul (davul Ar. ùabl), delebe (dileme,
isteme, talep Ar. ùaleb).
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-ù -” ünsüzünün “-d-” ünsüzüne değiştiği görülür:
qaba dır ~ qabatır (endişe, kaygı Ar. òavā ùır).
2. 2. Tonsuzlaş ma:
Kırgız Türkçesinin ayırt edici özelliği olan tonsuzlaşma, daha çok “b > p, c > ç, d > t,
g > k, g > q, ġ > k, ġ > q, z > s” biçiminde görülür.
2. 2. 1. b > p
Türkçe Sözcüklerde:
Art arda gelen kelimelerde birinci kelime tonsuz bir sesle bitiyorsa ve ikinci kelime
tonlu “b-” ile başlıyorsa, ikinci kelimenin başındaki ünsüz de tonsuz karşılığı olan “p-” sesine
dönüşür. Ancak bu ses değişimi geçici bir değişmedir: aq baş > aq paş (ak baş), kök börü >
kök pörü (gök börü), bat ber > bat per (çabuk ver).
205
Eski Türkçe sözcüklerde iç seste bulunan “-b-” ünsüzünün bazı örneklerde “-p-”
ünsüzüne değiştiği görülür: ca pa + yı ( < ya ba DTS 221) (yabani).
Sözcük içerisindeki “-b- > -p-” değişimi, tonsuzla biten sözcüklerin birinci çoğul şahıs
eki alması durumunda görülür: bilip + biz > bilip piz (bilmişiz), coq + buz > coq puz (yokuz),
emes + biz > emes piz (değiliz).
Ortada kullanılmış olan “-b-” ünsüzünden sonra ünlü veya “-r-”, “-l-” akıcı ünsüzleri
gelmemişse bu ses “-p-” olarak söylenir. Örneğin: ca pdıq ( < ca bdıq) (cihaz).
Alıntı Sözcüklerde:
Alıntı sözcüklerdeki sözcük başı “b-” sesi bazı örneklerde “p-” sesine değişir: paana
(bahane, sığıntı Far. bahā ne), pende (kul Far. bende). Bu değişim birleşik sözcüklerde, ikinci
sözcüğün ön sesinde görülür: bay- paq (çorap Far. – Türk. pay-bāġ), alip- pe ~ alipbe (alfabe
Ar. elif-bā), na- pat (ölme, yok olma Far. nā -bÿd).
205
Hülya Kasapoğlu Çengel,
Dostları ilə paylaş: |