Önerme XIII’ün ardından gelen aksiyomlar, lemmalar, tanımlar
ve postulatlar.
- Spinoza’nın fizik ve fizyolojisi bu az sayıdaki önermele
rin içindedir. Hiç değilse filozofun zorunlu olduğuna hükmettiği fizik ve
fizyolojinin bu bölümü bu önermelerde bulunmaktadır. Onlar tabiatıyla
Descartes’in bu konudaki önermeleriyle karşılaştırılacaktır; bunun için
özel olarak, Spinoza’nın kendisinin Descartes’çı Mekaniğin ilkeleri hak
kında Descartes’a dair kitabında verdiği açıklamalara bakınız; açıklayıcı
notlar (cilt I, s. 552 ve sonrası) başvurulacak bazı eserleri zikrediyor.
Etika’nın bu bölümünde bulunan temelli kavram “fert” kavramıdır.
İnsanın bedeni, tabiatta var olan her varlığın bedeni veya cismi gibi, ferdi
NOTLAR 31 1
bir varoluşa, Spinoza’nın nicelik bakımından tanımlamayı aradığı kendine
vergi bir şekle ve öze sahiptir. Bu “canlı” cisim veya beden (önerme 13’ün
scolie’si) bir makine değildir; Spinoza mekanisttir, fakat Descartes’tan
başka türlü bir mekanisttir ve onun mécanisme’i bir nevi animisme'i red
detmez. (Bunun için önerme 35’e ait nota bakın). Tekil varlığın asıl özü
olan, kendini korumak için yapılan çaba (Etika III, önerme 7), hiçbir
güçlüğü olmadığı için değil, kelimenin âdi anlamı ile orada güç halinde
bir şeyin gelişmesi olduğu için, o aynı zamanda hem bölünemez surette
fikirler doğurucudur, hem de asıl bedenin doğurucusudur. (Bölüm V,
önerme 39’un scolie’sine bkz.). Fakat, bir yandan bir fikir ortaya çıktığı
zaman, onun sonuçları da oradan çıkar. Düşünen varlık kendi etkin ta
biatı ile Tanrı gibi kendiliğinden fikirler doğurucu tabiatı ile vardır (bölüm
I, önerme 17’ye ait nota bkz.) ; onun kendiliğindenliği, otomatizmi (Spino
za’nın bu kelimeye “Zihin Reformu”nda verdiği anlamda, 46) yalnız için
de bulunduğu bağlılığın baskısı altındadır; onu sonsuzca aşan kendi başına
akılla kavranamaz bir hakikatin parçalarından ibaret oldukları için, fikir
leri yalnız hakiki metodu gütmeye elverişli olduğu zaman, birbirlerini
doğurmaksızın birbiri ardından gelirler. (Önerme 40’m 2’nci scolie’sinde
ordine ad intellectum
denildiği gibi) ; asla sırf pasif olmasa bile, o çok eksik
olarak düşündüğü şeyin nedenidir (duyuyor, hayal ediyor), öte yandan
ve birinci duruma paralel olarak, onun bedeni korumak için çabası her
an dışardan beden üzerine yapılan ve bazen ona elverişli bazen onun
aksine olan etkilerle hesap edilmelidir. Yalnız kısmen onun özü ile açıkla
nabilen bedenin değişmeleri ve oluş tarzları serisi buradan ileri gelir. Bede
nin hali her an canlının asıl nedenselliği ile (yani onun devam etme ça
bası ile) dış nedenler arasında meydana gelen bir nevi çatışmadan doğar.
Spinoza’da adeta ontogénèse’e (ferdî oluş kanununa) ait bazı modem teori
lerin önceden duyulması hali görülüyor. (Bunun için Léon Brunschvicg’in
“Spinoza et ses contemporains"
adlı üçüncü makalesindeki dikkate değer
gözlemlere bakınız: Revue de Métaphysique et de Morale, Septembre, 1906).
Önerme XlV’ten XlX’a kadar. - Bu önermelerde daha önce konul
muş ilkelerin sonuçları çıkarılmıştır: şuur olgusunun tabiatı veya bugünkü
kullanışa daha uygun bir dil ile söylemek istersek, duyusal tasavvurun
tabiatı da açıklanmıştır (imaginari tasarlama kavramını belirtir; dış algı
contemplatio
da denen bir imaginatio’dur) ; en sonra belleme gücünün (hafı
zanın) tabiatı, daha doğrusu, fikirler çağrışımının tabiatı da açıklanmıştır.
312 ETİKA
Nihayet bizim bedeni ancak duyarak ya da hayal ederek yani bulanık bir
tarzda idrak edebileceğimiz de gösterilmiş veya ispat edilmiştir.
Dostları ilə paylaş: |