mplanta Karşı Kemik Dokunun Cevabı
Sağlam bir kalçada, eklemden geçen yükler, femur medial korteks yoluyla
distale iletilir. Vücut ağırlığı sadece kemik tarafından taşınırken, total kalça
artroplastisi uygulandıktan sonra yük protez yoluyla kemiğe aktarılarak taşınmaktadır.
Bu durumda protezin yükleri, hangi bölgede kemiğe aktardığı önem kazanmaktadır.
lk üretilen protezlerde yük proksimal medial kortekse oldukca azalan oranlarda
iletilmekteydi. Bu durumda stres shielding meydana gelmektedir. Fizyolojik
stimulusun devamlılığı, kemik kitlesinin korunması ve osteoporozun gelişimini
önlemesi için gereklidir. Büyük çaplı stemler, küçük çaplı stemlere oranla daha fazla
kemik rezorbsiyonuna yol açarlar.
50,98
Kemiğe stres aktarımlarının sonuçlarından biri
kemik hipertrofisidir. Femur proksimalinde spongioz hipertrofi, distalde stemin
ucunda veya çevresinde kortikal hipertrofi olur. Bu nedenle distal kortikal hipertrofi
bir gevşeme belirtisi değildir, sadece yükün distalden kemiğe aktarımı sonucudur.
143
Gelen yüklerin dağılımında protezin distalden sıkı uyumu ve proksimalde
metafizyel doluluk ve distal doluluğun önemi büyüktür. Metafizyel ve distal doluluk
torsiyonel ve vertikal güçlerin etkisini önemli derecede azaltmakta, ayrıca yükün
kemiğe düzenli olarak iletilmesini sağlamaktadır.
Ameliyat sonrası ağrısız bir yaşam için femoral stemde sıkı bir uyum
gereklidir. Poroz, hidroksiapatit ya da press-fit stemlerde amaç proksimal kısmın
kemiğe rijit fiksasyonudur. Distalde istenen elastik fiksasyondur. Böylece femur
proksimalinde uyarıdan yoksun kalma ve bunun sonucu olarak da gelişecek osteopeni
önlenmektedir.
Sementsiz Asetabular Komponentler
Total kalça artroplasti cerrahisinde en önemli avantajlardan birisi sementsiz
asetabular komponentlerde başarılı gelişmelerin olmasıdır. Yaşlı hastalarda sementli
37
asetabular komponentlerin özellikle birinci dekkattan sonra gevşemesi genç hastalarda
ise ilk dekatta gevşemenin olması bu grupta revizyon cerrahisini gerektirmiştir.
72
Sementsiz asetabular kapların çoğu porlu hemisferik yapılı kaplardır. Press-fit
olarak hazırlanan boşluğa sıkıca oturtulan bu kaplarda primer stabiliteyi özellikle
rotasyonel stabiliteyi sağlamak amacı ile peg denilen çıkıntılar, spike denilen dikensi
çıkıntılar veya vidalar eklenmiştir.
Ş
ekil 15: Wasielewski’nin kadran sistemi (Review of orthopaedics, Miller,
2000)
Vida ile kapların stabilitesinin artırılması ile birlikte hızlı ingrowth sağlar,
fakat pelvis içi damar ve sinir yaralanma riski, vida ve kap arasında osteoliz,
polietilene hasar vermesi ve vida kırılması gibi dezavantajları da bulunmaktadır.
70
Wasielewski ve arkadaşları vidaların yerleştirilmesi için güvenli klinik
bölgeleri tariflemişlerdir. S AS ve asetabulumun merkezini birleştiren sanal çizgi ile
pelvisi anterior ve posterior olmak üzere iki kadrana ayrılır. Asetabulum merkezinden
38
bu çizgiye çizilen dik çizgi pelvisi superior ve inferior iki kadrana ayırır. Bunların
birleşiminden asetabulum dört kadrana ayrılır (Şekil 15). Antero-superior kadranda;
eksternal iliak arter ve ven, anteroinferior kadranda; obturator nörovasküler yapılar,
posterosuperior kadranda; superior gluteal nörovasküler yapılar, siyatik sinir ve
posteroinferior kadranda; inferior gluteal nörovasküler yapılar, siyatik sinir, pudendal
damarlar yer alır. Posterosuperior kadran en güvenlisi olup bu bölgedeki kemik güçlü
olduğundan 25 mm üzerindeki vidalar yerleştirilir. Anterosuperior kadran ise en
tehlikeli kadran olup mümkünse buradan kaçınmak gerekir.
157
Exspansion kap adı verilen, sıkıştırılarak asetabulum yatağına oturtulan ve
bunu tutan cihazı çıkardıktan sonra yay gibi genişleyerek dış yüzeyindeki dikensi
çıkıntılar ile kemiğe tutunan asetabular kaplar da kullanılmaktadır.
70,150
Metal kapların içinde kendinden kilitlenen veya vidalanan polietilen
mevcuttur. Bu çok yüksek molekül ağırlıklı polietilenden üretilir. Metal dış kapların
kalınlığı yorgunluk kırığına izin vermeyecek kadar kalın olurken, polietilen
bölümününde 5 mm’nin altındaki kalınlıklarda stresi karşılayamadığından 5mm’den
kalın olması önerilmiştir.
70
Normalde asetabulum transvers aks ile 55° açı yapar.
Asetabular komponentin stabilitesinin en iyi olduğu açı ise 45°’dir. Ancak 35°-55°
arasındaki yerleşimler ve 15°-20° anteversiyon normal kabul edilir. Bu sınırlar
dışındaki yerleşimler öne ve arkaya çıkıklar için predispozan durumlardır. Metal kap
asetabuluma yerleştirilirken superior ve posterioru daha iyi kavrayacak şekilde
yerleştirilir.
Sementsiz femoral komponentler:
Porlu yüzeye sahip protezlerde esas amaç kemiğin büyüyerek protezi tutması
ve biyolojik bir fiksasyonun olmasıdır. Kemiğin porlar içine doğru büyümesi için
cerrahi girişim sırasında stemin primer stabilitesi ve porlu yüzey ile canlı kemiğin tam
teması olması gerekmektedir.
Porlu stemlerin şekilleri, yapıldıkları materyaller, porların yerleşimi ve
büyüklükleri, her protez tipinde farklılıklar göstermektedir. Porlu yapılı protezlerde
iki çeşit materyal kullanılmaktadır. Bunlar titanyum alaşımdan yapılmış, porlu yüzeyi
saf, titanyum lif veya topçuklarla kaplanmış olanlar ve kobalt-krom alaşımından
yapılmış ve aynı alaşımla yüzeyi kaplı olandır. Her iki alaşımında sonuçlarının tatmin
39
edici olduğu ispatlanmıştır. Fakat titanyum yüksek biyolojik uyumluluğu, yüksek
yorulma kuvveti ve düşük elastik modülüsü nedeniyle önerilmektedir.
70
Sementsiz porlu yapılı kalça protezi femoral stemlerinin iki şekli vardır.
Bunlar anatomik ve düz şekillerdir. Anatomik şekilli olanlar metafizer bölümde
arkaya doğru açılanma, distal bölümde ise femoral kanalın eğimine uygun olarak öne
doğru bir açılanma mevcuttur. Anatomik protezler sağ ve sol olarak yapılmaktadır,
genelde uygun derecede anteversiyonda bir boyun bulunmaktadır. Anatomik
protezlerin yerleştirilmesi sırasında femur medullasının, protezin eğimlerinin
girebilmesi için biraz daha fazla oyulması gerekmektedir. Her iki tip protezde de
amaç kemik medullasını optimal düzeyde doldurup, rotasyonel ve aksiyel primer
stabiliteyi sağlamak, kemik protez arasında en geniş alanda temas yüzeyi oluşturarak
en uygun yük dağılımını sağlamaktır.
70,150
Porlar genellikle femoral komponentin 1/3 üst metafizer bölümünde yer
almaktadır. Kemik protez tutunmasının metafizer bölümde olması proksimale gelen
yüklerin daha iyi absorbe edilmesini sağlar. Bu da stemin uzun dönem fiksasyonunu
artırır.
150
Poroz kaplı stemlerde, gevşeme ve diğer sebepler sonucu yapılan
revizyonlarda poroz yüzeyin %10’dan daha azının kemik tarafından kaplandığı
gösterilmiştir.
70
Bu durum araştırmacılarda porlu yüzeyin gerekli olup olmadığı
sorusunu akla getirmiş. Press-fit protezler kemik ve implant arasında makro
kilitlenme amacına yöneliktir. Bu tip implantlarda oluklar ve yivler ile rotasyonel
stabiliteyi karşılarlar. Primer fiksasyonda daha iyidir ancak biyolojik fiksasyon
kapasitesi sınırlıdır.
Son yıllarda biyolojik aktif kalsiyum fosfat seramik materyallerinin kullanımı
artmıştır. Bunlardan, trikalsiyum fosfat ve hidroksiapatit sık kullanılmaktadır. Protez
yüzeyine ince bir tabaka halinde yerleştirilen bu materyaller kemik ile iyi bir uyum
sağlayarak kemiğin içlerine penetrasyonuna olanak verirler. Hidroksiapatit
osteokondüktör etkisi ile iyi bir osteointegrasyon sağlar. Hidroksiapatitin kimyasal
yapısı kemik mineral yapısına yakındır. Temas yüzeylerinde haversian yapıların
direkt olarak hidroksiapatit ile birleştiği gösterilmiş ve arada fibröz yapı, inflamatuar
ve osteoklastik hücreler olmadığı gözlenmiştir.
31
40
2.4.3.Preoperatif Planlama
Ağrılı, ileri derecede hareket kısıtlılığı ve deformite total kalça artroplastisi
gerektiren durumlardır. Sementli protez sistemlerinin uygulandığı hastaların uzun
süreli takiplerinde aseptik gevşeme ve kemik erozyonu gibi geç komplikasyonların
yüksek olması nedeni ile genç ve özellikle aktif hastalarda biyolojik fiksasyon
prensibi ile geliştirilen sementsiz protezlerin kullanılması gerekir. Sementsiz protez
sistemlerinde primer stabilite yeterli kemik stoğunun varlığında mümkün olmaktadır.
Genel olarak sementli ve sementsiz protezlerin endikasyon olarak kullanım
alanları aynı olup, bir hastaya sementli ya da sementsiz kullanılacağına L.Spotorno ve
S.Romagnoli’nin tarif ettiği kriterlerle karar verilir.
142
Bu kriterler femoral komponent için temel alınan dört parametredir;
1)Hastanın cinsiyeti
2)Hastanın yaşı
3)Singh indeksi
4) Morfolojik kortikal indeks
Her parametreye, özelliğine göre puan verilir. Verilen puanların toplamı
femoral komponentin sementi-sementsiz yapılamasına karar vermede yol gösterici
olur.
Cinsiyet: Kırk yaş civarında kemik yoğunluğunda azalma başlar ve menapoza
bağlı hormonal yoksunluk ortaya çıkınca bayanlarda bu hal daha belirgin bir durum
alır.
Yaş: Elli yaş altında olan hemen her olguda sementsiz protez kullanılmalıdır.
Revizyon gerektiğinde protezin çıkarılması daha kolay olmaktadır. Yetmiş yaş
üzerinde ise sementli protez uygulanır.
Singh indeksi: Osteoporoz değerlendirilmesinde Singh tarafından femur
boynu için tanımlanan bir indekstir. Başın ve trokanterik spongiozdaki trabeküler yapı
değişikliklerinin tayinine dayanır. Bu sınıflama da yedi evre tanımlanmıştır(Şekil
16).
24,138
Evre 7: Kemik dansitesi normal ve tüm küçük trabeküller boynu
doldurmuştur.
Evre 6: Ward üçgeni belirgin, baş ve trokanterdeki kemer şeklindeki
trabeküllerle çevrelenmiş.
41
Evre 5: Ward üçgeni boşalmıştır. Aksesuar trabeküller vardır ancak bazı
yerlerde kaybolmuştur.
Evre 4: Aksesuar trabeküller tamamen kaybolmuştur.
Evre 3: Kemer şeklindeki trabeküllerin kısmi kaybı mevcuttur.
Evre 2: Kemer şeklindeki trabeküllerin hemen tamamen kaybı mevcuttur.
Evre 1: Kemer şeklindeki trabeküllerin hemen tamamen kaybı ile birlikte
başın kompresyon trabeküllerinin kısmi kaybı mevcuttur.
Ş
ekil 16: Femur boyun indeksi(Singh)
Özetlersek evre 7 normal femur, evre 6-5 hafif osteoporoz, evre 4-3 şidetli
osteoporoz, evre 2 tensil trabeküllerin tamamen kaybı, evre 1 ek olarak kompresif
trabeküllerin parsiyel kaybı söz konusudur. Evre 7-6-5 de sementsiz protez
endikasyonu, evre 4-3 genç hastalarda sementsiz, yaşlı hastalar ve evre 2-1 de ise
sementli protez uygulanmalıdır.
Morfolojik kortikal indeks:
Femurun standart ön-arka grafilerinde ölçüm yapılmalıdır. Bu grafide
trokanter minör hizasında lateral ve medial dış korteksi birleştiren ve femurun vertikal
aksına dik olan mesafenin (CD), bu çizginin 7 cm distalindeki medüller kanalın
genişliğine(AB) oranıdır. MKI=CD/AB Normalde bu oran 3’den büyük olmalıdır.
Eğer oran 2,3’den küçük ise sementli protez kullanımı düşünülmelidir.
24
(Şekil 17)
42
Ş
ekil 17: Morfolojik kortikal indeks
Yukarıdaki 4 parametrenin incelenmesi ile Spotorno kriterleri ortaya çıkar;
(Tablo 1)
Cinsiyet Puanı
Yaş Puanı
Singh ndeksi
Puanı
MK Puanı
50’nin altı 0
7.evre
0
3’den büyük 0
Erkek
0
51-60
1
6-5.evre
1
3-2.7
1
61-70
2
4-3.evre
2
2.6-2.3
2
Kadın
1
70’in üstü 4
2-1.evre
4
2.3’den
küçük
4
Tablo 1: Spotorno kriterleri
Romatoid artritli hastaya değerlendirmede 1 puan eklenir.
Değerlendirme: 0-4 Puan sementsiz
5 Puan tartışmalı
6 ve üzeri sementli protez
43
Bu duruma göre sementsiz protez genç, Singh indeksi 5-6 ve kemik
morfolojisi uygun hastalarda yapılmalı, diğer hastalara sementli protez yapılmalıdır.
Asetabular komponent için ise sementsiz uygulama hemen hemen bütün pirimer
olgularda mümkündür, ancak ileri derecede displazi ve osteoporoz kontrendikasyon
olarak değerlendirilmelidir.
24
Cerrahi öncesi kalça röntgenogramı değerlendirilmeli, femoral geometri ve
offsetin en iyi belirlenebileceği şekilde kalça 15° iç rotasyonda grafi çekilir, eğer
endikasyonu varsa vertebra ve dizde radyolojik olarak incelenmelidir. Proksimal
femuru gösteren ön-arka pelvis, kalça ve femurun proksimal lateral görüntüleri
istenebilecek asgari radyolojik incelemelerdir. Asetabular komponent tespiti için
yeterli kemik varlığı, ne kadar reamerize edilmesi gerekeceği, kemik grefti gerekip
gerekmeyeceği, ameliyatta kalça çıkarılmasını zorlaştıracak protrüzyon veya osteofit
yapısını ortaya koymak için pelvis grafileri incelenmelidir. Gelişimsel kalça displazili
hastalarda asetabular komponent tespiti açısından yeterli kemik stoğu olup olmadığını
belirlenmesi için pelvis özellikle değerlendirilmelidir. Asetabular defekt için kemik
grefti kullanılması gerekebilir.
Normalde film kaseti ile tüp arasındaki mesafe 100-105 cm ve masanın kasete
olan uzaklığı 5 cm olduğundan ortalama %17-24 arasında bir büyütme olacağı
varsayılır. Şişman ve iri hastalarda kalça eklemini oluşturan kemikler kasetten daha
uzakta olacağından dolayı büyütme biraz daha fazla olacaktır.
Ş
ablondaki asetabulum, röntgendeki asetabulumun subkondral kemiğinin
üzerine getirilir. Asetabulumda’ki kemik miktarına göre derin ya da sığ bir asetabular
komponent seçilir. Asetabular komponentin superolateralinin dışarıda kalmamasına
dikkat edilerek çizgiler birbiri üzerine getirilir. Eğer superolateralde taşma varsa
özellikle inferomedialdeki osteofitlerin iyi temizlenmesine ve kapın medializasyonuna
dikkat etmek gerekir. deal olarak asetabular kapın inferomedialinin gözyaşı
(teardrop) figürü ve transvers asetabular ligament seviyesinde olmasına özen
gösterilmelidir.
Ön arka pelvis filminde ters U şeklinde görülen gözyaşı damlası asetabulumun
medial duvarının inferomedialinde lokalizedir. Bu nokta asetabulumun medial
duvarının kalınlığının saptanmasında, asetabular kapın proksimal ve medial
migrasyonunun incelenmesinde önemli bir referans noktasıdır. Gelişimsel kalça
44
displazili hastalarda superolateralde kemik defekti varsa, asetabular komponentin
uygun pozisyonda ve stabilitede yerleştirilebilmesi için superolateral köşenin blok
kemik grefti ile desteklenmesi gerekebilir.
Femurun ölçümündeki anahtar nokta, artroplastinin yapılacağı kalçada protez
başının uygun seviyede yerleştirilmesini tayin etmektir. Şablon uygun seviyede
yerleştirilmelidir. Yükseğe yerleştirilirse normalden daha geniş, normal seviyenin
altına yerleştirilirse küçük boy protez seçilmiş olacaktır. Ekstremitenin uzatılması
istenmiyorsa, uygun pozisyon şablonun femurun başının merkezine yerleştirilmesi ile
sağlanır. Şayet ekstremitenin uzatılması düşünülüyorsa, bu durumda protez başının
merkezi hastanın femur başının merkezinden uzatma miktarı kadar daha yükseğe
yerleştirilmelidir. Femoral başın istenen uygun yere yerleştirilmesinden sonra femoral
sapın büyüklüğü saptanır. Burada sapın korteks iç tabakasına tam oturup
oturmadığına bakılır. Uygun pozisyonda iken, boyunda yapılacak kesinin seviyesi
röntgen üzerinde hesaplanır. Femur boyun seviyesinin uygun uzunlukta kesilmesinde
yol gösterici iki yöntem vardır. lk olarak femur boynu kesi bölgesinin
intertrokanterik hatta olan uzaklığına, ikinci olarakta trokanter majörün tepesinden
geçen horizontal çizginin femur başına olan vertikal uzaklığına bakılarak femur boynu
kesi seviyesi ayarlanabilir.
Radyografik değerlendirme:
Uygun protez ve büyüklüğünün seçimi, asetabulumun reamerize edilmesi
gereken miktarı, femurun kesilme seviyesi asetabular ve femoral komponentin
pozisyonu ve oriyantasyonu, trokanterik osteotomi, antiprotrüzyon kafes, ring veya
kemik greftine ihtiyaç olup olmadığı bacak uzunluk farklarının ortaya çıkarılması ve
önlenmesi için gerekli planlamalar için radyografiler gereklidir.
Total kalça artroplastisi öncesi ve sonrası, kalça eklemini değerlendirmede en
sık kullanılan ve en faydalı yöntem iyi kalitede çekilmiş düz grafilerdir. Radyografik
değerlendirmede bazı özelliklerin olması gerekir Bunlar sırası ile şunlardır;
1)Yüksek kalitede olmalıdır. Böylelikle femur boynundaki trabeküler yapılar
görülerek osteoporoz şiddetine karar verilir.
138
2)Femur 1/3 üst kısımları, anterior-posterior ve lateral radyografilerde
gözükmelidir.
45
3)Sementsiz komponentlerin preoperatif planlaması ve protezin ölçüsünün
saptanmasında, uygun magnifikasyon skalaları gereklidir. yi kalitede radyografilerde
pelvis üzerindeki bütün anatomik işaretler görülmelidir.
4)Karşılaştırma için her bir takipte radyografilerde aynı özelliklere dikkat
edilmelidir.
Proksimal femur anatomik şekline göre;
1)Trokanterik bölgede medullanın geniş olduğu ve metafize ve isthmus’a
doğru giderek daraldığı borazan şeklinde olan femurlar.
2)Medullanın tamamen silindirik olduğu tip.
3)Gelişimsel kalça displazisinde olduğu gibi displazik olan tip şeklinde üç ayrı
varyasyon gösterir.
Borozan şeklinde olan femurlar sementsiz protezler için ideal endikasyon
olarak kabul edilebilir.
142
Silindirik tipte olanlarda medullanın proksimalinin oyulması
ile bu bölgedeki protezin biyolojik fiksasyonunda rolü olan spongioz kemik kitlesinde
bir azalma meydana gelir. Bu ise protezin ilerideki stabilitesine tesir edeceğinden
dolayı bu tür medullası olan femurlar sementsiz protezler için daha az endikasyonu
bulunur.
Displazik femurlarda kullanılacak protezler özel imal edilmiş ve standart
boylardan daha küçük olmalıdır. Eğer ekstremite boy farkı varsa femoral
komponentin modüler olması da önemlidir. Burada önemli olan femoral komponentin
endosteal geometriye maksimum uyum sağlamasına özen gösterilmesidir.
Kısalığın Ölçülmesi
Planlama için pelvis ön-arka grafisi üzerinde üç hat belirlenir (Şekil 18).
1.Her iki tüber iskiumu birleştirir.
2.Her iki asetabulum çatısını birleştirir.
3. Her iki trokanter minörü birleştirir.
Bunlara göre bacaktaki kısalık ve kısalığın hangi anatomik bölgeden
kaynaklandığı bulunur:
1a.Bu üç çizgi birbirine ve yere paralel olmalıdır.
1b.Eğer asetabulum tavanlarından geçen çizgi ile tuber iskiilerden geçen çizgi
birbirine ve yere paralel ancak, ancak trokanter minörlerden geçen paralel değilse
eşitsizlik ekstremitelere bağlıdır.
46
Ş
ekil 18: Pelvis ön-arka grafide uzunluk farkının ölçülmesi (Kalça Cerrahisi
ve Sorunları R.EGE,1994)
1c. Asetabulum tavanı ve trokanter minörden geçen çizgiler paralel iken tüber
iskiiden geçen çizgi sapma gösteriyorsa pelvik oblisiteye bağlıdır.
1d.Eğer bu üç çizginin hiç biri birbirine paralel değilse eşitsizliğin nedeni
pelvik oblisite ve ekstremitelere bağlıdır.
46
2.4.4.Total Kalça Artroplastisinde Endikasyonları:
Kalçayı ilgilendiren hastalıklarda, total kalça artroplastisi, son ve radikal bir
karar olması nedeniyle oldukça iyi değerlendirilmelidir. Karar verilirken hastalığın
teşhisi, doğal seyri mevcut durumu, hastanın psikolojik durumu, muhtemel yaşam
süresi, yaşı, ekonomik durunu bir bütün olarak ele alınmalıdır. Hastaya uygulanacak
işlemler ayrıntılı olarak anlatılmalı, yapması ve yapmaması gerekenler anlatıldıktan
ve hastanın bunları uygulayıp uygulamayacağı değerlendirildikten sonra karar
verilmelidir.
Hastanın yaşı total kalça artroplastisi kararı vermek için etkili oluyorsa da bazı
patolojilerde göz ardı edilerek genç hastalarda dahi total kalça artroplastisi
uygulanabilmektedir.
45
Ankilozan spondilit (AS) ve romatoid artrit (RA) gibi
hastalıklarda her yaşta uygulanabilmektedir. AS ve RA’li hastalarda diz ve ayak
bileklerinde hareket kısıtlılığı gelişmeden hastaların total kalça protezi ile
47
hareketlendirilmesi daha fazla önem taşır. 30 yaşın altında genç hastalarda, özellikle
kısa yaşam süresinin beklendiği, sistemik hastalıklarla birlikte kalça tutulumu mevcut
ise herhangi bir yaşta uygulanabilir.
Total kalça artroplastisi uygulamasında cerrahiye karar verdiren en önemli
bulgu ağrıdır.
68
Ağrı, hareketle ve istirahatle geçmemeli, hastanın normal yaşamını
sınırlamalı ve giderek artan dozda ağrı kesici kullanmayı gerektirmelidir. Bunun
yanında kalça eklemi hareket kısıtlılığı, stabilite kaybı ve deformite endikasyon
koydurucu diğer kriteler olarak sayılabilir.
24
Total kalça artroplastisi gerektirebilecek bozukluklar şunlardır
1.Artritler
.Romatoid artrit
.Juvenil romatoid(Stil hastalığı)
.Ankilozan spondilit
.Dejeneratif eklem hastalığı(osteoartrit)
Primer
Sekonder
Femur başı epifiz kayması
Gelişimsel kalça displazisi
Koksa plana (Perthes-Calve-Legg)
Paget hastalığı
Travmatik çıkıklar
Hemofili
Asetabulum kırıkları
2.Avasküler Nekrozlar
Kırık ve çıkıklar sonrası
diopatik
Femur başı epifiz kayması
Hemoglinopatiler(orak hücreli anemi)
Renal hastalıklar
Kortikosteroid kullanımı sonrası
Alkolizm
Caisson hastalığı
48
Lupus
Gaucher hastalığı
Femur boynu ve trokanterik kırıklar başı etkileyen kaynamamalar
3.Piyojenik artrit ve osteomyelit
Hematojen
Postoperatif
4.Tüberküloz
5.Doğumsal subluksasyon veya çıkık
6.Kalça füzyonu ve pseudoartroz
7.Başarısız rekonstruksiyon
Osteotomi
Kap artroplastisi
Femur başı protezi
Girdlestone
Total kalça protezi
Yüzey değiştirici artroplasti
8.Proksimal femur ve asetabulumun tümörleri
9.Herediter bozukluluklar( Akondroplazi v.b.)
Dostları ilə paylaş: |