YAŞLIDA DİYABETİN AKUT KOMPLİKASYONLARINA YAKLAŞIM 1. Beyin: Psikolojik (kognitif fonksiyon bozukluğu, otomatizm, davranış veya kişilik bozuk-
lukları) ve nörolojik (koma, konvulziyon, fokal tutulum, hemipleji, ataksi, koreostetoz,
dekortikasyon) bozukluklar
2. Kalp: Miyokard infarktüsü, aritmiler
3. Göz: Vitrea kanaması, proliferatif retinopatide ağırlaşma
4. Diğer: Trafik, ev veya iş kazaları, hipotermi
Tedavi ve korunma Hastanın bilinci açık ve yutabiliyorsa;
15-20 g glukoz (tercihen 3-4 glukoz tablet/jel, 4-5 kesme şeker veya 150-200 ml
meyve suyu ya da limonata) oral yolla verilir. 15 dk sonrası eğer kan şeker kontrolü
hipoglisemi sergiliyorsa tedavi tekrarlanmalıdır. Eğer kan şeker kontrolü normale ge-
lirse hipogliseminin önlenmesi açısından öğün ve ara öğün alınması önerilmelidir. (E)
Çikolata, gofret gibi yağ içerikli ürünler kullanılmamalıdır.
Hipoglisemik atak sonrası, hastanın öğün planında 1 saat içinde yemek programı
yoksa ek olarak 15-20 g kompleks KH alınmalıdır.
Çiğneme-yutma fonksiyonları bozulmuş, şuuru kapalı hastaya
Parenteral tedavi uygulanmalıdır.
Glukagon injeksiyonu: Özellikle tip 1 diyabetli hastalarda ağır hipoglisemi durumunda,
hasta yakınları tarafından uygulanabilen 1 mg glukagon hayat kurtarıcı olabilir; i.v., i.m.,
hatta s.c. uygulanabilir.
Ancak sulfonilüreye bağlı hipoglisemilerin tedavisinde insülin sekresyonunu artıracağı için glu-
kagon injeksiyonu yapılması uygun değildir.
Hastane koşullarında ise hastaya i.v. 75-100 ml %20 (veya 150-200 ml %10) dekstroz
uygulanır.
Sulfonilüreye bağlı gelişen ve glukoz infüzyonu ile kontrol edilemeyen ciddi hipoglisemilerde,
insülin sekresyonunu inhibe eden diazoksid veya oktreotid’in dekstroz infüzyonu ile birlikte ve-
rilmesi yararlı olabilir.
Korunma
Her hipoglisemik atak tedavi edildikten sonra nedenleri gözden geçirilmeli, gerekiyorsa
eğitim tekrarlanmalıdır.
Özellikle uzun etkili klasik sulfonilüre kullanımına bağlı hipoglisemi saptanan tip 2 diya-
betli, yaşlı hastaların 24-48 saat süreyle hastanede izlenmesi gerekir.
Hipoglisemi semptomlarını hissedememe (hypoglycemia unawareness): Uzun süreli diya-
bet, sıkı glisemik kontrol, yoğun alkol alımı, tekrarlayan gece hipoglisemileri, hipoglise-
minin ön belirtilerini hissedememe durumuna yol açabilir. Yaşlı hastalarda, ileri dönemde
nefropati ve otonom nöropati olgularında sıkı glisemik kontrol hedeflerinden kaçınılma-
lıdır. Hipoglisemi semptomlarını hissedemeyen hastalarda glisemik kontrol birkaç hafta
süre ile gevşetildiğinde sorun büyük ölçüde düzelmektedir.
Hipoglisemi farkındalığının olmaması ve bir veya daha fazla hipoglisemi atağının olması tedavi
rejiminin yeniden değerlendirilmesini gerektirir.