Yaz›flma Adresi / Address for Correspondence



Yüklə 369,37 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə1/6
tarix15.03.2017
ölçüsü369,37 Kb.
#11433
  1   2   3   4   5   6

Yaz›flma Adresi / Address for Correspondence: 

Bilgehan Aygen, Erciyes Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Kayseri, Türkiye

Tel./Phone: +90 352 437 49 01 Faks/Fax: +90 352 222 44 41 E-posta/E-mail: baygen@erciyes.edu.tr

(Geliş / Received: 23 Haziran / June  2014; Kabul / Accepted: 24 Haziran / June 2014)

DOI: 10.5152/kd.2014.27



Özet

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Vi-

ral Hepatit Çalışma Grubu, dünyada yaklaşık olarak 170 milyon 

kişide bulunan kronik hepatit C virusu (HCV) infeksiyonunun 

yönetimine ilişkin bir uzlaşı raporu hazırlamak üzere bir toplan-

tı düzenlemiştir. Raporda konuyla ilgili literatür ve uluslararası 

kılavuzlar, HCV infeksiyonunun epidemiyolojisi ve doğal seyri, 

kronik hepatit C (KHC)’nin ülke ekonomisine maliyeti, akut he-

patit C (AHC) ve KHC tanısı, AHC tedavisi, KHC’de tedavinin 

amaçları, tedavi yanıtlarının tanımları, tedavinin sonlandırılma 



Abstract

Study Group for Viral Hepatitis of the Turkish Society of Clini-

cal Microbiology and Infectious Diseases convened a meeting to 

develop a consensus report on management of chronic hepati-

tis C virus  (HCV) infection, a global public health problem, af-

fecting nearly 170 million people worldwide. Relevant literature 

and international guidelines were reviewed, and recommenda-

tions agreed are presented at the end of each section such as 

epidemiology and natural history of HCV infection, economic 

burden of chronic hepatitis C (CHC), diagnosis of acute hepatitis 

Uzlaşı Raporu / Consensus Report

19

Kronik Hepatit C Virusu İnfeksiyonunun Yönetimi: Türk Klinik 



Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Viral Hepatit 

Çalışma Grubu Uzlaşı Raporu



Management of Chronic Hepatitis C Virus Infection: A Consensus Report of the 

Study Group for Viral Hepatitis of the Turkish Society of Clinical Microbiology and 

Infectious Diseases

Bilgehan Aygen

1

, Derya Keten



2

, Halis Akalın

3

, Ali Asan



4

, Heval Bozdağ

5

, Ünal Çağır



6

, Neşe Demirtürk

7



Haluk Eraksoy



8

, Afet Erbay

9

, Yunus Gürbüz



10

, Dilara İnan

11

, Safiye Koçulu



12

, Serkan Öncü

13



Deniz Özkaya



14

, Neşe Saltoğlu

15

, Murat Sayan



16

, Kaya Süer

17

, Alper Şener



18

, Süda Tekin-Koruk

19



Nazan Tuna



20

, Saadet Yazıcı

21

1

Erciyes Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Kayseri, Türkiye



2

Kahramanmaraş Necip Fazıl Şehir Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, Kahramanmaraş, Türkiye

3

Uludağ Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Bursa, Türkiye



4

Şevket Yılmaz Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, Bursa, Türkiye

5

Ağrı Devlet Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, Ağrı, Türkiye



6

Dr. İ. Şevki Atasagun Nevşehir Devlet Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, Nevşehir, Türkiye

7

Afyon Kocatepe Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Afyonkarahisar, Türkiye



8

İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye 

9

İzmir Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İzmir, Türkiye 



10

Ankara Dışkapı Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, Ankara, Türkiye 

11

Akdeniz Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Antalya, Türkiye 



12

İstanbul Bilim Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye

13

Adnan Menderes Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Aydın, Türkiye



14

Karşıyaka Devlet Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, İzmir, Türkiye

15

İstanbul Üniversitesi, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye 



16

Kocaeli Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Kocaeli, Türkiye

17

Yakın Doğu Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Lefkoşa, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti



18

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, Çanakkale, Türkiye

19

Harran Üniversitesi, Tıp Fakültesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye 



20

Sakarya Üniversitesi, Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği, Sakarya, Türkiye

21

İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Göztepe Eğitim ve Araştırma Hastanesi, İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Kliniği,     



   İstanbul, Türkiye

Epidemiyoloji

Hepatit C virusu (HCV) infeksiyonu global ölçekte önem-

li bir halk sağlığı sorunudur. Sağlık politikalarını kanıta bağlı 

olarak oluşturmak ve kaynakları akılcı olarak kullanmak için 

HCV infeksiyonunun epidemiyolojisinin ve hastalık yükünün 

bilinmesi büyük önem taşımaktadır (1).

Dünya Sağlık Örgütü’nün hastalık yükü raporlarına göre 

akut hepatit C (AHC) infeksiyonuna bağlı olarak dünyada 54 

000 ölüm ve 955 000 olumsuz sağlık durumu olduğu tahmin 

edilmektedir. HCV infeksiyonunun neden olduğu hastalık yü-

künün en önemli kısmını ise kronik infeksiyona bağlı sekeller 

oluşturmaktadır (1). Günümüzde dünyada kabaca dünya nü-

fusunun %3’ünün, yaklaşık 170 milyon kişinin kronik hepatit 

C (KHC) infeksiyonu olduğu ve HCV’ye bağlı siroz ve karaci-

ğer kanseri gibi komplikasyonlarla yılda yaklaşık 350 000 kişi-

nin yaşamını yitirdiği tahmin edilmektedir (2).



Bulaşma Yolları

HCV’nin yayılması hemen daima infekte kan ve kan ürünle-

ri aracılığıyla olmaktadır. HCV infeksiyonu infekte vericilerden 

organ transplantasyonu yapılan alıcılarda da gelişir. HCV’nin 

bulaşabilmesi için kişinin saptanabilir düzeyde viremisi ol-

malıdır. Diğer vücut sıvılarının HCV yönünden infektivite po-

tansiyeli sınırlıdır (3-6). HCV’nin perinatal ve heteroseksüel 

bulaşma riski düşüktür. Viremik annelerin çocuklarında ver-

tikal bulaşma sonucunda karşılaşılan infeksiyon sıklığı %5’in 

altındadır. Viral yükün yüksek olması bulaşma riskini artırır. 

KHC’si olan gebelerde şu anki tedavi seçeneklerinin kullanıl-

ması fetus açısından güvenli değildir. Membran rüptürünün 

süresi 6 saati geçtiğinde vertikal bulaşma riski artar. Fetusun 

monitörizasyonu için saçlı deri elektrodları ve intrauterin ba-

sınç kateteri kullanılması vertikal bulaşma riskini artırabilir. 

Doğumun hangi yolla olduğu infeksiyon hızlarını değiştirmez. 

Doğum anındaki gestasyonel yaş ya da koryoamniyonit var-

lığı, vertikal geçişi etkilemez. HCV bulaşması açısından anne 

sütüyle ya da biberonla besleme arasında bir fark yoktur. 

Meme ucunda çatlak, kanama ya da travma olması bulaşma 

riskini artırabilir (7). Çok eşli bireylerde ve seks işçilerindeki 

HCV prevalansı nispeten yüksektir. Buna karşılık uzun süre-

li tek eşlilikte kronik hepatiti olan eşten HCV bulaşması riski 

%5’in altındadır. AHC sırasında seksüel yolla bulaşma riski 

daha yüksektir. "Human immunodeficiency virus" (HIV) ko-

infeksiyonu olanlarda HCV’nin seksüel ve vertikal bulaşma 

riski, muhtemelen HCV RNA düzeylerinin yüksek olmasından 

dolayı, daha fazla olabilir. Antiretroviral tedavinin bu riski bü-

yük ölçüde azaltması olasıdır. Erkeklerle seks yapan erkekler 

arasında HCV bulaşma riski, HIV, hepatit B virusu (HBV) ve 

sifilise oranla daha düşük olsa da, bu yolla bulaşma özellikle 

Batı ülkelerinde giderek önem kazanmaktadır (8).

Toplum içinde HCV bulaşmasında, güvenli olmayan ge-

reçlerle yapılan dövme, “piercing”, akupunktur ya da haca-

mat gibi işlemlerin, diş tedavilerinin, kan kardeşliği gibi ritü-

ellerin ve berberlerin de rolü olabilir (5). Güvenli injeksiyon 

uygulamaları da dahil olmak üzere, kuşkulanılan ya da doğ-

rulanmış bir infeksiyon durumu olsun olmasın, sağlık bakı-

mının sunulduğu her ortamda, tüm hastalara uygulanması 

gereken standard önlemlere uyulduğu sürece nozokomiyal 

HCV bulaşması riski düşüktür (9).

1990’lardan önce HCV infeksiyonunun başlıca bulaşma 

yolları kan transfüzyonu, güvenli olmayan injeksiyon işlemle-

ri ve damariçi ilaç bağımlılığıydı. Geliştirilen immünoessey-

ler ve nükleik asid testleriyle kan ürünlerinin HCV antikorları 

yönünden taranması, transfüzyonla ilişkili HCV bulaşmasının 

neredeyse ortadan kalkmasını sağlamıştır. Örneğin bağışla-

nan kanlarda HCV RNA’nın da tarandığı ABD’de HCV bulaş-

ma riski 1: 100 000’nin altına inmiştir. Solvent-deterjan ve di-

ğer virus inaktivasyon işlemleri, HCV’nin immün globulin gibi 

kan ürünleriyle bulaşma riskini de etkin bir biçimde ortadan 

kaldırmıştır (6). Yeni ortaya çıkan HCV infeksiyonları arasında 

güvenli olmayan tıbbi ya da cerrahi işlemlerle ilişkili olanlar 

da çok az sayıdadır ve genellikle infeksiyon kontrol protokol-

lerine uyulmamasından kaynaklanır. Bulaşmadan sorumlu 

vektör olarak multidoz serum solüsyonları, kateter yıkamakta 

kullanılan heparin flakonları, radyofarmasötik preparatları ve 

kolonoskopun saptandığı durumlar bildirilmiştir. Hemodiya-

liz ünitelerindeki nozokomiyal HCV bulaşmasının başlıca ne-

denleri yüzeylerin kontaminasyonu, el hijyenine uyulmaması 

ve eldiven kullanılmamasıdır. Sağlık çalışanlarının karşılaştı-

20 


Klimik Dergisi 2014; 27(Özel Sayı 1): 19-39

ölçütleri, tedavi öncesi yapılması gerekenler, tedavi indikasyonları, 

KHC tedavisi, ilaç yan etkilerinin izlemi ve yönetimi, tedavi başarısını 

artıran faktörler, kalıcı virolojik yanıt alınan hastaların izlemi, KHC 

tedavisinin kontrindikasyonları, kalıcı virolojik yanıt alınamayan has-

talarda yeniden tedavi, tedavi verilemeyen ve tedaviyle kalıcı virolo-

jik yanıt alınamayan hastaların izlemi ve hepatit C’den korunma gibi 

bölümler halinde gözden geçirilmiş ve üzerinde uzlaşılan öneriler 

her bölümün sonunda sunulmuştur. Bu önerilerden seçilmiş birkaçı 

aşağıda sıralanmıştır: [1] HCV infeksiyonu olan hastaların yaklaşık 

%75-85’inde kronikleşme izlendiği, kronikleşen hastaların %20’sinde 

20 yıl içinde siroz gelişebileceği, bunlarda da hepatoselüler karsi-

nom gelişme riskinin yılda %1-4 olduğu akılda tutulmalıdır. [2]  HCV 

infeksiyonunda HCV RNA'ya ek olarak, tedavi süresini ve tedaviye 

yanıt olasılığını belirlemek için tedavi öncesi dönemde genotip ta-

yini yapılmalıdır. [3]  Öngörülen yanıt hızlarının mevcut rejimlerden 

hiçbirine karşı yeterli olmadığı bir durum söz konusuysa, hasta daha 

iyi yanıt alınabilecek tedavi rejimleri kullanıma girene değin bekle-

tilmelidir.

Klimik Dergisi 2014; 27(Özel Sayı 1): 19-39.

Anahtar Sözcükler: Kronik hepatit C, antiviral ilaçlar, tedavi.

C (AHC) and CHC, treatment of AHC, goals, endpoints, stopping rules 

and pre-therapeutic assessment of CHC therapy, indications for treat-

ment, treatment of CHC, monitoring and managing treatment safety 

and side effects, measures to improve treatment adherence, post-

treatment follow-up of patients who achieve a sustained virological 

response, contraindications to therapy, retreatment of non-sustained 

virological responders, follow-up of untreated patients and of patients 

with treatment failure, and prevention of HCV infection. Examples of 

some selected recommendations are as follows: [1] It should be kept in 

mind that approximately 75–85% of people who become infected will 

develop chronic HCV infection,  up to 20% of them develop cirrhosis 

within 20 years, and the average annual risk of hepatocellular carcino-

ma among them is 1-4%. [2] In addition to the HCV RNA quantification

the HCV genotype should be assessed to provide relevant information 

with respect to treatment duration and different response rates prior 

to treatment initiation. [3] If predicted response rate is not appropriate 

to any of the existing regimens, the patient should be kept waited until 

alternative therapeutic options become available.

Klimik Dergisi 2014; 27(Suppl. 1): 19-39.

Key Words: Chronic hepatitis C, antiviral agents, therapy.


ğı tüm iğne kazalarının HCV ile infekte hastalara ait olanları 

%1-2 kadardır. Bu hastalardan kazayla HCV bulaşması riskinin 

(~%3) yeri, HIV (~%0.3) ve HBV (~%30) ile infekte hastalardan 

bulaşma riski arasına düşmektedir. Belgelenmiş HCV bulaş-

malarından çoğu kez lümenli iğneler sorumlu olmakla birlik-

te HCV infeksiyonu konjunktivaya sıçramış kanla ve lümensiz 

iğneyle de bulaşabilir. Bu risklere karşın diş hekimleri de da-

hil olmak üzere sağlık çalışanları arasındaki HCV infeksiyonu 

prevalansı genel toplumdakinden fazla değildir. HCV sağlık 

çalışanlarından hastalara da bulaşabilir (5). Günümüzde HCV 

infeksiyonlarının çoğundan, madde bağımlılarınca kullanılan 

kontamine iğne ve diğer malzemeler sorumludur. Bu grupta 

yılda %5-25’lik bir HCV infeksiyonu insidansı söz konusudur. 

KHC olanların tedavi edilmesi, HCV’nin madde bağımlıları 

arasında yayılmasını azaltacak bir yaklaşım olabilir (10).

Prevalans

KHC infeksiyonunun dünyadaki prevalansı aşağıdaki gibi 

özetlenebilir (2): [1] Düşük prevalans (<%2.5): Kuzey Amerika, 

Avrupa, Avustralya ve Uzak Doğu; [2] orta prevalans (%2.5-

10): bazı Akdeniz ülkeleri, Güney Amerika ve Ortadoğu; [3] 

yüksek prevalans (>%10): Mısır, Burundi, Gabon, Kamerun, 

Ruanda, Yeni Gine, Bolivya ve Moğolistan.

Dünya Sağlık Örgütü’nün 2013 yılında yayımlanan ve 

1990-2005 yıllarını kapsayan son hastalık yükü raporuna göre 

dünyadaki prevalansın %2.3’ten %2.8’e yükseldiği ve tahmini 

hasta sayısının da 122 milyondan 185 milyona çıktığı bildiril-

mektedir. Bu raporda dünya 21 bölgeye ayrılarak incelenmek-

te ve ülkemiz Kuzey Afrika/Ortadoğu bölgesi içindeki ülkeler 

arasında gösterilmekte ve bu bölgenin ortalaması %3.6 (3.2-

4.1) olarak orta düzeyde prevalansa sahip olarak bildirilmek-

tedir (1). Birçok kısıtlamaları olan bu rapordaki oran ülkemiz-

deki prevalansı gerçek anlamda yansıtmamaktadır.

Ülkemizdeki duruma gelince, Türk Kızılayı’nın 2008-2012 

yılları arasında asker ve sivil donörlerden topladığı 5 011 701 

ünite kanda bildirdiği anti-HCV pozitifliği %0.03’tür. 2007-

2011 yılları arasında farklı coğrafi bölgelerden gelen anti-HCV 

pozitiflik oranları ise %0.2-0.5 arasında bulunmuştur. Son 10 

yılda farklı merkezlerden gelen donör taramalarında 5 mil-

yona yakın donörde anti-HCV pozitifliği %0.3 olarak bildiril-

miştir. Bu oranın daha önceki yıllarda bildirilen %0.6 oranına 

göre anlamlı bir azalmayı işaret ettiği gösterilmiştir. Genel 

olarak Kızılay ve diğer taramaların sonuçlarındaki farklar, bü-

yük olasılıkla Kızılay donör havuzunda genç yaştaki askerlerin 

önemli oranda yer almasının neden olduğu kohort etkisinden 

kaynaklanmış olabilir (11). 

Viral Hepatitle Savaşım Derneği ve Türk Karaciğer Araş-

tırmaları Derneği’nin gerçekleştirdiği toplum taramalarından 

ise %0.7-0.9 arasında değişen anti-HCV pozitifliği bildirilmiş-

tir. Özellikle yaşla birlikte prevalansın arttığı ve 50 yaşından 

sonra pik yaptığı görülmektedir (12,13). Viral Hepatitle Sa-

vaşım Derneği çalışmasında bölgesel farklılıkların olduğu 

gösterilmiş ve en düşük prevalansın Ege Bölgesinde (%0.1) 

olduğu bildirilmiştir. Bu raporda bildirilen oranlar, Akdeniz 

ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde %0.8, Doğu Anado-

lu ve Karadeniz Bölgesi’nde %0.6, İç Anadolu ve Marmara 

Bölgesi’nde ise %0.5’tir (12).

Ülkemizde yaygın olan genotip %80’in üzerinde geno-

tip 1 ve ağırlıklı olarak 1b’dir. İkinci sıradaki genotipler açı-

sından şehirler arasında farklar vardır. Adana’da genotip 3, 

Kayseri’de ise genotip 4 saptanmıştır (14).

Hepatit C Virusu İnfeksiyonunun Doğal Seyri 

HCV infeksiyonu yavaş seyirli sinsi bir hastalıktır. HCV ile 

oluşan akut ve kronik infeksiyonlarda karaciğer hasarından 

sorumlu mekanizma halen tam olarak anlaşılamamış, has-

talığın doğal seyri de tam olarak çözülememiştir. Konağın 

savunmasıyla HCV arasında ilk bir hafta içindeki etkileşimin 

infeksiyonun daha sonrasındaki seyrinde önemli olduğu dü-

şünülmektedir (15). Doğal bağışıklık sistemi infeksiyonun 

başlangıç evresinde kontrolü ve izleyecek olan adaptif immün 

yanıtın aktivasyonu için son derece önemlidir. Viral iyileşme 

şiddetli, yaygın hücresel immün yanıtla ilişkilidir. HCV infek-

siyonundaki yüksek kronikleşme oranı HCV’nin hızlı mutasyo-

na eğilimi nedeniyle oluşan genetik çeşitlilik sonucu, virusun 

immün sistemden kaçmasıyla açıklanmaktadır (16). Kronik 

infeksiyonu olan hastalarda periferik kanda CD4 T lenfositi 

yanıtının, CD8 lenfositi yanıtına göre daha az olduğu bildi-

rilmiştir (15). HCV infeksiyonunun doğal seyrini, konağa ve 

virusa ait birçok değişken etkilemektedir (17) (Tablo 1).

Erkek cinsiyet, artmış viral yük, HCV genotip 1b infeksiyo-

nu, artmış türümsü ("quasispecies") sıklığı ve karaciğerin de-

mir içeriğinin yüksek olması, ciddi hastalıkla daha fazla oran-

da birliktelik göstermektedir (18). Kan transfüzyonu yoluyla 

HCV bulaşanlarda siroz, madde bağımlılarına göre daha sık 

görülmektedir (5). İnfeksiyon erken yaşlarda alındığında (<25 

yaş) kronik infeksiyon gelişmesi ve siroza ilerleme olasılığı, 

ileri yaşlarda infekte olanlara göre daha düşüktür (19,20). Al-

kol alımı veya karaciğer yağlanması da siroza ilerlemeye yol 

açan faktörlerdir (21,22).

AHC geçirenlerin ortalama %15-25’inde iyileşme olup 

kronik karaciğer hastalığı gelişmez. Olguların %25’inde kara-

ciğerdeki harabiyet hafif düzeyde kalır ve ciddi bir ilerleme 

göstermez. Hastaların yarısında ise ilerleyici bir seyir görül-

mektedir. Bu hastalarda serum alanin transaminotransferaz 

(ALT) düzeyi ya sürekli yüksek kalmakta ya da zaman zaman 

yükselip zaman zaman da normal sınırlar içerisine inmekte-

dir (flüktüasyon) (23). Bazı hastalarda ise serum ALT düzeyi 

kalıcı olarak normal sınırlar içerisinde olmasına karşın histo-

lojik olarak progresyon görülmektedir. İnfeksiyonun 3-12 haf-



Aygen B et al. Kronik Hepatit C Virusu İnfeksiyonunun Yönetimi          21

Tablo 1. HCV İnfeksiyonunun Doğal Seyrini Etkileyen 

Faktörler (17)

Konak Faktörleri 

Viral Faktörler

İnfekte olunan yaş 

İnokulum miktarı

İnfeksiyonun geçiş şekli ve süresi 

Viral yük

Cinsiyet/ ırk 

Viral genotip

HIV ve HBV ile koinfeksiyon durumu

Alkol ve sigara kullanımı

Hemokromatoz

Nonalkolik steatohepatit ve obezite

Şistosomiyaz

Genetik faktörler (MHC haplotipi) 


talık bir inkübasyon periyodu vardır (24,25). AHC’li hastaların 

sadece %10-30 kadarı semptomatik seyirlidir. Semptomatik 

olgularda halsizlik, iştahsızlık, bulantı, sağ üst kadran ağrısı, 

idrarda koyulaşma ve ardından sarılık görülebilir. ALT düzey-

leri ise semptomlardan bağımsız olarak dalgalanır; ancak 

HCV RNA düzeyleri genellikle aynı düzeylerde devam eder. 

Temastan sonraki 1-2 hafta içinde plazmada HCV RNA sapta-

nabilir ve 1-4 hafta içinde de karaciğer enzim düzeyleri yük-

selir. Viremi infeksiyonun 8-12. haftalarında zirve yapar; ar-

dından daha düşük düzeylere geriler. Bazı hastalarda plazma 

HCV RNA düzeyi ilk birkaç ayda saptanamaz düzeye inerken, 

hastaların %75-85’inde viremi ortadan kalkmaz. Altı aydan 

uzun bir süre vireminin devam etmesi HCV infeksiyonunun 

kronikleşmesi olarak tanımlanır. Semptomatik seyreden, 

özellikle sarılık görülen hastalarda infeksiyonun kronikleşme-

si daha nadirdir ve bu durum daha şiddetli bir immün ya-

nıtla ilişkilidir (26). Fülminan seyir ise oldukça nadir gözlenir 

(27). HCV infeksiyonunda etkene maruz kalınmasından kronik 

hepatit gelişmesine kadar geçen ortalama süre 10 yıl, siroz 

gelişmesine kadar geçen süre ortalama 20 yıl, hepatoselüler 

karsinom (HSK) gelişmesine kadar geçen süre ise ortalama 

30 yıldır (16-19). HCV infeksiyonunun doğal seyri, uzun dö-

nem sonuçları ve ilişkili hastalıklar Şekil 1’de gösterilmiştir.

KHC infeksiyonu birçok hepatit dışı bulgularıyla seyrede-

bilir. HCV ile infekte hastaların %40-74’ünde hastalığın seyri 

sırasında en az bir ekstrahepatik bulgu gelişmektedir (28-30). 

Kriyoglobulinemiler KHC’li hastaların 1/3’ünde görülür. HCV 

infeksiyonuyla doğrudan ilişkili olduğu gösterilmiş olan eks-

trahepatik hastalıklar Tablo 2’de görülmektedir.

Öneriler

1.  AHC infeksiyonunun %70-90 asemptomatik olarak seyret-

tiği, ancak nadiren fülminan hepatite neden olabileceği 

unutulmamalıdır.

2.  HCV infeksiyonu hastaların %75-85’inde kronikleşme iz-

lendiği, kronikleşen hastaların %20’sinde 20 yıl içinde si-

roz gelişebileceği, bunlarda da HSK gelişme riskinin yılda 

%1-4 olduğu akılda tutulmalıdır. 

3.  Hastalığın ilerlemesinde yaş, ırk, HCV’ye özgül hücresel 

immün yanıt, alkol kullanımı, karaciğer yağlanması, viral 

koinfeksiyonlar gibi birçok faktör rol oynadığından hasta-

lar bu ek durumların varlığına göre bireysel olarak değer-

lendirilmelidir.

Hastalığın Ülke Ekonomisine Maliyeti

HCV infeksiyonunun ülke ekonomisine maliyetini hesap-

lamada hastalığa bağlı gelişebilecek komplikasyonların ma-

liyeti, antiviral tedavi maliyeti, hastalığın hastanın yaşam ka-

litesine olan etkilerinin maliyetinin hesaplanması önemlidir. 

Tedavi maliyetini değerlendirmede sadece ilaç maliyeti de-

ğil, ortaya çıkabilecek tedaviyle ilişkili yan etkilerin maliyeti, 

hastanın tedavisi için tetkik ve izlem maliyeti de ülke bazın-

da hesaplanmalıdır. Hesaplama yapılırken sağlık karar verici 

mekanizmaları olaya sadece ekonomik kaygıyla bakmamalı, 

hastalığın sosyal açıdan toplumsal yönlerini de dikkate ala-

rak karar vermelidir (31).

Hastaların virusla karşılaşma yaşına göre hastalığın prog-

nozu dikkate alındığında HCV’ye bağlı ilerlemiş karaciğer 

hastalığının maliyeti US $27 845, HSK’nin maliyeti US $43 

671, transplantasyonun maliyeti ise US $93 609 olarak bil-

dirilmiştir (31,32). Çoğu hastada ciddi komplikasyon geliş-

meyecek olsa da dekompanse karaciğer hastalığının ve ka-

22 

Klimik Dergisi 2014; 27(Özel Sayı 1): 19-39


Yüklə 369,37 Kb.

Dostları ilə paylaş:
  1   2   3   4   5   6




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin