200
Ya z›fl ma Ad re si/Ad dress for Cor res pon den ce: Dr. Hülya Özdemir, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı,
Neonatoloji Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye
E-pos ta:
hulyazeynep@yahoo.com
Ge lifl Ta ri hi/Re cei ved:
02.08.2012
Ka bul Ta ri hi/Ac cep ted:
07.12.2012
Türk Pediatri Arşivi Dergisi, Galenos Yayınevi tarafından basılmıştır. / Turkish Archives of Pediatrics, published by Galenos Publishing
İlerleyici hidrosefalisi olan yenidoğanlarda ventrikül içi
rezervuar uygulaması
Intraventricular reservoir application in neonates with progressive hydrocephalus
Özgün Araştırma
Original Article
DO I: 10.4274/tpa.1013
Hülya Özdemir, Hülya Bilgen, Eren Özek, İpek Akman, Yaşar Bayri*, Memet Özek*
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı, Neonatoloji Bilim Dalı, İstanbul, Türkiye
*Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, Beyin Cerrahisi Anabilim Dalı, İstanbul, Türkiye
Özet
Amaç: Yenidoğan döneminde ilerleyici hidrosefalinin varlığında ve şant cerrahisinin uygun olmadığı olgularda uygulanan tedavi
yöntemlerinden biri boşaltıcı lomber ponksiyonlardır. Beyin omurilik sıvısının yeterli boşaltılamaması ve uygulama güçlüklerinden dolayı,
daha kolay ve etkili olan ventrikül içi rezervuarlar aracılığıyla bu sıvının alınması belirli bir tedavi olmuştur. Çalışmamızın amacı, farklı
nedenlerle ilerleyici hidrosefalisi olan ve rezervuar takılan olgulara ilişkin deneyimimizi aktarmaktır.
Gereç ve Yöntem: İki bin beş-2009 yılları arasında Yenidoğan Yoğun Bakım Birimi’mizde izlenen ve şant cerrahisi için uygun olmayan
ve ilerleyici hidrosefali nedeniyle rezervuar takılan 18 olgu geriye dönük olarak incelendi. Rezervuara ilişkin komplikasyonlar ve olguların
ventriküloperitoneal şant gereksinimleri değerlendirildi.
Bulgular: Rezervuar takılan olguların 13’ü erken doğmuş (ortalama doğum ağırlığı 1542±522 g; ortalama gebelik yaşı 29,9±3,4 hafta),
beşi zamanında doğmuş (ortalama doğum ağırlığı 3270±679 g; ortalama gebelik yaşı 38±0,7 hafta) idi. Olguların 11’inde ventrikül içi
kanama, dördünde miyeloşizis, üçünde doğuştan nedenler (“Aquaduct” stenozu: 2, “Dandy-Walker” malformasyonu: 1) hidrosefaliye
neden olurken, rezervuarların takılma zamanı ortalama 21,5 (7-71) gün; takılı kaldığı süre ortalama 31,5 (7-122) gün olarak bulundu.
İzlemde olguların 16’sına (%88) ventriküloperitoneal şant takıldı. Rezervuar takılan olguların birinde cilt enfeksiyonu, birinde cilt
nekrozu saptandı. Ventrikül içi kanaması olan üç olgu, doğuştan hidrosefalisi ve kas hastalığı olan bir olgu tekrarlayan alt solunum yolu
enfeksiyonuna bağlı doğum sonrası dönemde aspirasyon pnömonisi, diğer doğuştan hidrosefalisi olan bir olgu ise çoklu organ yetersizliği
nedeniyle kaybedildi.
Çıkarımlar: Ventrikül rezervuarı, ilerleyici hidrosefalide beyin omurilik sıvısının boşaltılmasında kullanılabilen etkili bir yöntemdir.
Çalışmamız ilerleyici hidrosefalinin, beyin parankiminde yaratacağı kalıcı hasarı önlemek amacı ile ventrikülo-peritoneal şant takılamayan
olgularda, rezervuarın boşaltıcı lomber ponksiyonlara iyi bir seçenek olduğunu göstermektedir. (Türk Ped Arfl 2013; 48: 200-3)
Anahtar sözcükler: Hidrosefali, rezervuar, yenidoğan
Summary
Aim: Controlled removal of cerebrospinal fluid by serial tapping of ventricular reservoir, is an effective way to decompress the ventricular
system while awaiting optimal conditions for permanent cerebrospinal fluid drainage through a ventriculo-peritoneal shunt. The aim of our
study is to present our experience on patients for whom a ventricular reservoir was placed because of progressive hydrocephalus.
Material and Method: The record of 18 patients who were born between 2005-2009 and diagnosed with progressive hydrocephalus for
whom a ventricular reservoir was placed was reviewed retrospectively. The indications and complications and the need for ventriculo-
peritoneal shunt are documented.
Results: Among the 18 patients 13 were preterm (mean birth weight 1542±522 g; mean gestational age 29.9±3.4 weeks), 5 were
determined as term (mean birth weight 3270±679 g; mean gestational age 38±0.7 weeks). The etiology of hydrocephalus was
intraventricular hemorrhage in 11, meningomyelocele in 4, congenital hydrocephalus in 3 patients. Mean insertion time of the reservoir
was 21,5 days (range 7-71 days) of birth, while the mean follow up period with reservoir was 31,5 days (range 7-122 days). Ventriculo-
peritoneal shunt was placed to 16 infants (88 %). Complications related to the reservoir were skin infection in one patient and skin necrosis
in one patient. Three babies with intraventricular hemorrhage and one baby with congenital hydrocephalus and muscular disease died
due to aspiaration pneumonia in the postneonatal period, and the other baby with congenital hydrocephalus died due to multiorgan failure.
Conclusions: Ventricular reservoir placement is an effective procedure for cerebrospinal fluid drainage in cases of progressive
hydrocephalus. Our study demonstrates that ventricular reservoir is a better alternative than serial lumbar punctures to prevent permanent
damage secondary to progressive hydrocephalus on brain parenchyme in those babies when ventriculoperitoneal shunt insertion is not
possible. (Turk Arch Ped 2013; 48: 200-3)
Key words: Hydrocephalus, reservoir, newborn
201
Türk Ped Arş 2013; 200-3
Turk Arch Ped 2013; 200-3
Giriş
Hidrosefali, beyin omurilik sıvısının (BOS) yapımı ile
emilimi arasındaki dengesizlikten dolayı gelişmektedir (1).
Uzun süreli kafa içi basıncının artması ve ventriküllerin
genişlemesi nöronal gelişimi olumsuz etkilediğinden,
yenidoğanın ilerleyici hidrosefalisine zamanında girişimde
bulunulması, hastalık ve ölüm oranının azalması üzerine
etkili olmaktadır (2). Ventrikül içi kanaması (VİK) olan
erken doğmuş olgularda “Levene”in geliştirdiği ventriküler
indeks değerlerine göre, ventrikül çapı 97. persantilin 4 mm
üstünde olduğunda BOS boşaltılması önerilmektedir (3).
Beyin omurilik sıvısının boşaltılması gereken bebeklerde,
bu amaçla değişik merkezlerde seri lomber ponksiyonlar
(LP), ventriküler “tap”, ventrikül dışına direnaj, subgaleal
şant veya deri altı ventrikül rezervuarı gibi yöntemler
kullanılmaktadır (4-10). Çalışmamızda farklı tedavi
seçeneklerinden biri olan deri altı ventrikül rezervuarı
kullanımına ilişkin deneyimimizin aktarılması amacıyla,
olgular geriye dönük olarak değerlendirilmiş, işleme ilişkin
komplikasyonlar ve yakın dönem sonuçlarının sunulması
hedeflenmiştir.
Gereç ve Yöntem
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi (MÜTF) Yenidoğan
Yoğun Bakım Birimi’nde izlenen ve Çocuk Beyin Cerrahisi
Bilim Dalı tarafından deri altı ventrikül rezervuarı takılan
erken ve zamanında doğmuş toplam 18 olgu, geriye dönük
olarak incelendi.
Tüm olguların demografik verileri kaydedildi. Doğuştan
hidrosefalisi, miyeloşizisi ve VİK olan 18 olguya kraniyal
ultrasonografi, manyetik rezonans görüntüleme (MRG)
veya bilgisayarlı beyin tomografi incelemeleri uygulandı.
Olgulara, rezervuar takılma gerekçesi, haftada iki kez
yapılan kraniyal ultrasonografide ventrikül genişlemesinin
artışına (“Levene” ölçütlerine göre ventrikül çapının 97.
persantilin 4 mm üstünde olması) ve/veya kafa içi basınç
artışı bulgularına ve bunun radyolojik göstergesi olarak
periventriküler ödem varlığına göre konuldu (2).
Rezervuar takılan olgulara, ilk günler ventriküler indeks
(Vİ) ölçümleri doğrultusunda rezervuardan BOS boşaltma
(10-20 mL/kg) işlemi her gün yapıldı. Boşaltılacak miktar
belirlendikten sonra, haftada iki kez kraniyal ultrasonografi
ile ventriküler indeks ölçümleri ile olgular izlendi. Beyin
omurilik sıvısı alma sıklığı, Vİ, baş çevresi, fontanel gerginliği
ve kafa içi basınç artışı bulguları birlikte değerlendirilerek
belirlendi. Rezervuardan BOS boşaltmadan önce cilt
povidon-iyodin ile üç kez temizlendi. Steril eldiven ve
maske giyilerek kelebek iğne önce cilt altında ilerletildi.
Ardından rezervuara girilerek 10-20 mL/kg BOS boşaltıldı.
İşlem sırasında kalp hızı, solunum sayısı ve oksijen
doygunluğu izlendi. Kelebek iğne çıkarıldıktan sonra, steril
gazlı bez ile cilde hafif (3-5 dak) bası uygulandı. Alınan her
BOS örneğinde hücre sayımı, biyokimyasal (protein, şeker)
inceleme, gram boyama yapıldı ve kültüre gönderildi.
Kan elektrolit ve albümin düzeyleri yakından izlendi. Şant
cerrahisi, ilerleyici hidrosefalisi olup, BOS proteini <1,5
g/L, vücut ağırlığı 2 500 g ulaşan ve enfeksiyon bulgusu
olmayan olgulara uygulandı.
Bulgular
İki bin beş-2009 yılları arasında doğan 13’ü erken ve
beşi zamanında doğan toplam 18 olguya deri altı ventrikül
rezervuarı takıldı (Tablo 1).
Demografik özellikleri Tablo 1’de gösterilen
olgularımızın doğum ağırlığı ortalaması, erken doğan
bebeklerde 1542±522 g, zamanında doğan bebeklerde
3270±679 g, gebelik yaşı erken doğan bebeklerde 29,9±3,4
hafta, zamanında doğan bebeklerde 38±0,7 hafta olarak
bulunmuştur. Yedisi hastanemizde 11’i dış merkezde
doğan olguların 16’sı sezaryen, ikisi vajinal doğum ile
doğurtulmuştur.
Olgulara rezervuar takılma gerekçeleri Tablo 2’de
verilmiştir. En sık rezervuar takılma gerekçesi VİK (n=11),
ardından miyeloşizis (n=4) ve doğuştan nedenler (n=3)
oluşturmaktaydı.
Erken doğmuş bebek olgularımızda ilerleyici
Özdemir ve ark.
İlerleyici hidrosefalisi olan yenidoğanlarda ventrikül içi rezervuar uygulaması
Intraventricular reservoir application in neonates with progressive hydrocephalus
Tablo 1. Olguların demografik özellikleri
Erken doğmuş
Zamanında
doğmuş
Doğum ağırlığı (g)
1542±522
3270±679
Gebelik yaşı (hafta)
29,9±3,4
38±0,7
Cinsiyet (E/K)
7/6
3/2
Doğum yeri
MÜTF
Dış merkez
3
10
4
1
Doğum şekli
C/S
NSD
11
2
5
0
Tablo 2. Rezervuar takılan olgularda
hidrosefalinin etiolojisi
Rezervuar takılma
gerekçeleri
Erken doğmuş Zamanında
doğmuş
Ventrikül içi kanama
9
2
*Doğuştan nedenler
3
0
Miyeloşizis
1
3
*”Aquaduct” stenozu: 2, “Dandy-Walker ” malformasyonu: 1
202
Türk Ped Arş 2013; 200-3
Turk Arch Ped 2013; 200-3
hidrosefalinin en sık nedeni VİK (n=9), ardından doğuştan
nedenler (n=3) ve miyeloşizis (n=1) olarak saptanmıştır.
Zamanında doğmuş bebeklerde ise miyeloşizis (n=3) ve VİK
(n=2) nedeniyle deri altı ventrikül rezervuarı uygulanmıştır
(Tablo 2). Ventrikül içi kanaması olan zamanında doğan
iki olguda, ağır doğum öncesi hipoksi ve yaygın damar içi
pıhtılaşması vardı.
Rezervuarların takılma zamanı ortalama 21,5
(7-71) gün; takılı kaldığı süre ise 31,5 (7-122) gün olarak
bulunmuştur. Rezervuar takılan birer olguda cilt enfeksiyonu
ve cilt nekrozu saptanırken, hiçbir olguda merkezi sinir
sistemi enfeksiyonu saptanmamıştır.
Olguların 16’sına (%88) ventrikülo-peritoneal (VP) şant
takılmıştır (VİK: 10 olgu, miyeloşizis: 4 olgu ve doğuştan
hidrosefali: 2 olgu). Ventrikülo-peritoneal şant takılma
zamanı ortalama 81 (25-155) gün olarak saptanmıştır.
Taburcu olduktan sonra rezervuar takılan VİK’li üç olgu ve
“Aquaduct” stenozu olan bir olgu (aspirasyon pnömonisi
nedeniyle) ve “Dandy-Walker” malformasyonu olan bir
olgu (çoklu organ yetersizliği nedeniyle) kaybedilmiştir.
Kaybedilen beş olgunun dördünde VP şant, birinde ise
rezervuar takılıydı.
Tartışma
Hidrosefali, beyin omurilik sıvısının emilimi veya
dolaşımındaki bozukluğa bağlıdır. Hidrosefali, doğuştan ve
edinsel olmak üzere ikiye ayrılır. “Aquaduct” stenozu, “Dandy-
Walker” malformasyonu, Chiari Tip 2 malformasyonu ve
X-linked hidrosefali, doğuştan hidrosefaliye; neoplazmlar,
kanama sonrası hidrosefali ve menenjit sonrası gelişen
hidrosefali ise edinsel hidrosefaliye neden olabilmektedir
(1). Olgularımızda en sık rezervuar takılma gerekçesi, VİK
iken, bunu doğuştan nedenler ve miyeloşizis izlemiştir.
Hidrosefalinin takibi, baş çevresi ölçümü, fontanel
muayenesi, nörolojik muayene ve kraniyal ultrasonografi
ile belirlenen Vİ ölçümleri ile yapılmaktadır (11). Baş
çevresi günde 2 mm’den fazla büyüyenlere, kraniyal
ultrasonografide ilerleyici ventrikül genişlemesi (ventrikül
indeksinin 97. persantilin 4 mm üzerinde olması)
saptananlara, kafa içi basınç artışına ait bulguları (sıklıkla
apne ve bradikardi) olan ve şant cerrahisine uygun olmayan
olgularımıza rezervuar takılma gerekçeli görülmüştür (2).
Ventrikül içi kanama sonrası, ilerleyici hidrosefali
gelişen erken doğmuş bebeklerde, ciddi medikal sorunların
olması, BOS proteinin yüksek olması, bebeğin boyunun,
kraniyal ve peritoneal boşluk hacminin hızlı değişmesi
nedeniyle şant cerrahisi uygulanamamaktadır (12). Bu
nedenle ilerleyici hidrosefalide şant cerrahisi öncesinde,
ventriküler rezervuarlar etkili BOS direnajına olanak
sağlayan bir yöntemdir.
Boynton ve ark. (13) ventrikül içi kanama sonrası
hidrosefalisi gelişen çok küçük erken doğmuş bebeklerde,
erken dönemde ventriküloperitoneal şant uygulamışlardır.
Bebeklerin yoğun bakımda kaldığı süre içinde %26’sına
şant yenilemesinin gerektiği ve taburcu olduktan sonra
enfeksiyon oranının ise %50’ye ulaştığını bildirmişlerdir.
Ventrikül içi kanama sonrası hidrosefali gelişen erken
doğmuş bebeklerin immün sisteminin olgunlaşmamış
olması ve ventriküllerin kanla dolu olması nedeniyle
erken şant takılmasının başarısız olduğu bu çalışmada
gösterilmiştir.
İlerleyici hidrosefali nedeniyle şant cerrahisi
uygulanamayan yenidoğanlara, beyin parankimini
aşırı basınçtan korumak için değişik tedavi yöntemleri
kullanılmaktadır. Bu yöntemler arasında seri lomber
ponksiyonlar, ventriküler “tap”, ventrikül dışına direnaj,
subgaleal şant ve deri altı ventrikül rezervuarı uygulaması
bulunmaktadır (4-10). Seri lomber ponksiyonlar ile yeterli
BOS direnajının sağlanamaması, tıkanma sonucu gelişen
hidrosefalide etkili olmaması, yapılma güçlüğü ve işlemin
ağrılı olması nedeniyle günümüzde tercih edilmemektedir.
İlerleyici hidrosefalide etkili bir tedavi için en az 10-20 mL/
kg BOS boşaltılmalıdır. Seri LP’ler ile yüksek hacimlerin
alınması zordur (11). Aynı zamanda bu teknik hidrosefalinin
seyrini değiştirmede etkisiz kalmaktadır (14,15).
Perkutanöz ventriküler ponksiyonların yapılması kolay
olmakla birlikte subdural, parankimal veya VİK ile komplike
olabilmektedir. Tekrarlanan ponksiyonlar sırasında iğne
geçişi ile bebeğin beyin parankimine hasar verilebilmekte
ve iğnenin girdiği alanlarda ansefalomalasi ve poransefali
gelişebilmektedir (6). Bu nedenle tekrarlanan ventriküler
“tap”ler, ilerleyici hidrosefalinin uzun dönem tedavisinde
kabul edilebilir bir yöntem değildir.
Tünel ventrikülostomi ile yerleştirilen ventrikül dışı
direnaj (VDD) ilerleyici hidrosefali tedavisinde sıklıkla
kullanılan bir yöntemdir (7,8). Uygulamanın kolay olması,
sürekli direnajla kafa içi basıncını uzun süreli kontrol
edebilmesi ve hidrosefalinin durması veya gerilemesine
olanak sağlaması gibi üstünlükleri bulunmaktadır (7,16).
Çalışmalarda tedavinin başlangıcı ile ventriküloperitoneal
şant takılması arasında geçen ortalama süre üç ay olarak
bildirilmektedir (17). Ventrikül dışı direnaj tedavisinin
tıkanma (% 41) ve çıkma (% 13) gibi sorunlarından dolayı
hidrosefali tedavisinin birkaç haftadan daha uzun süreceği
öngörüldüğünde, bu teknik tercih edilmektedir (7).
Diğer bir seçenek olan deri altı ventriküler rezervuarlar,
yeterli BOS direnajına imkan sağlamakta ve seri LP’lere
seçenek olarak kullanılmaktadır. Ancak deri altı ventriküler
rezervuarlar menenjit, ventrikülit, cilt nekrozu, cilt fistülü ve
deri altı higroma gibi komplikasyonlara neden olabilmektedir.
Seri şekilde yapılan LP ile enfeksiyon oranı %7-27, VDD’de
ventrikülit % 11-60 oranında bildirilirken, rezervuara bağlı
enfeksiyon oranı % 4-22 bulunmuştur (5,7,16,18,19). Bizim
çalışmamızda rezervuara bağlı menenjit saptanmazken,
bir olguda cilt enfeksiyonu saptanmıştır. Rezervuar
takılmasına bağlı gelişen komplikasyon nedeniyle
Özdemir ve ark.
İlerleyici hidrosefalisi olan yenidoğanlarda ventrikül içi rezervuar uygulaması
Intraventricular reservoir application in neonates with progressive hydrocephalus
203
Türk Ped Arş 2013; 200-3
Turk Arch Ped 2013; 200-3
Özdemir ve ark.
İlerleyici hidrosefalisi olan yenidoğanlarda ventrikül içi rezervuar uygulaması
Intraventricular reservoir application in neonates with progressive hydrocephalus
kaybedilen olgumuz olmadı. Doğuştan hidrosefalisi olan
iki olgu (bir olgu çoklu organ yetmezliği nedeniyle, ikincisi
kas hastalığına (merozinopati) ikincil solunum yetmezliği
nedeniyle) ve VİK’lı üç olgu ise ilerleyici nörolojik sorunlar
nedeniyle kaybedildi.
Ventrikül içi kanama nedeniyle hidrosefali gelişen
erken doğmuş bebeklerde, BOS proteinin yüksek
olması ve bebeğin kilosunun düşük olması nedeniyle
şant cerrahisi uygulanamamaktadır. Bu nedenle erken
doğmuş bebeklerde şant cerrahisi öncesinde ventrikül
rezervuarlarıyla etkili BOS direnajı sağlanmaktadır. Böylece
ventrikül rezervuarı takılan VİK erken doğmuş bebeklerde
şant yenileme oranı da azalmaktadır (17).
Olgu grubumuzda deri altı ventrikül rezervuarı takılma
zamanı ortalama 21,5 (7-71) gün olarak saptandı.
Yapılan çalışmalarda, deri altı ventrikül rezervuarı takılma
zamanının ortalama 39 (9-184) gün olduğu görülmektedir
(12).
Literatürde ventrikül rezervuarı olan hastalarda şant
gereksinimi % 43-88 saptanırken, VP şant yerleştirilme
zamanı ortalama 2,9 ay bulunmuştur (6,8,17,20). Bizim
olgularımızda da şant takılma oranı literatürde bildirilen
oranlara benzer (%88) olarak bulunmuştur. Olgularımıza
VP şant takılma zamanı ortalama 81 gün (25-155) olarak
saptanırken, erken doğmuş bebeklerde ortalama 88 gün
(34-155), zamanında doğmuş bebeklerde ortalama 60 gün
(25-110) olarak bulundu.
Sonuç olarak ventrikül rezervuar uygulaması, ilerleyici
hidrosefalisi olup şant cerrahisine uygun olmayan olgularda
boşaltıcı lomber ponksiyon veya ventrikül dışına direnaj
yöntemlerine seçenek bir yöntemdir.
Çıkar çatışması: Bildirilmemiştir.
Kaynaklar
1. Kirkpatrick M, Engleman H, Minns RA. Symptoms and signs of
progressive hydrocephalus. Arch Dis Child 1989; 64(1): 124-8.
2. Levene MI. Measurement of the growth of the lateral ventricles
in preterm infants with real-time ultrasound. Arch Dis Child 1981;
56(12): 900-4.
3. Levene MI, Starte DR. A longitudinal study of post-haemorrhagic
ventricular dilatation in the newborn. Arch Dis Child 1981; 56(12):
905-10.
4. Kreusser KL, Tarby TJ, Kovnar E, Taylor DA, Hill A, Volpe JJ.
Serial lumbar punctures for at least temporary amelioration of
neonatal posthemorrhagic hydrocephalus. Pediatrics 1985; 75(4):
713-9.
5. Randomised trial of early tapping in neonatal posthaemorrhagic
ventricular dilatation. Ventriculomegaly Trial Group. Arch Dis Child
1990; 65(1): 3-10.
6. Marlin AE, Gaskill SJ. The etiology and management of
hydrocephalus in the preterm infant. Concepts Pediatr Neurosurg
1990; 3: 67-78.
7. Rhodes TT, Edwards WH, Saunders RL, et al. External ventricular
drainage for initial treatment of neonatal posthemorrhagic
hydrocephalus: surgical and neurodevelopmental outcome.
Pediatr Neurosci 1987; 13(5): 255-62.
8. Weninger M, Salzer HR, Pollak A, et al. External ventricular
drainage for treatment of rapidly progressive posthemorrhagic
hydrocephalus. Neurosurgery 1992; 31(1): 52-8.
9. Marlin AE, Rivera S, Gaskill SJ. Treatment of post-hemorrhagic
ventriculomegaly in the preterm infant: Use of the subcutaneous
ventricular reservoir. Concepts Pediatr Neurosurg 1988; 8: 15-22.
10. McComb JG, Ramos AD, Platzker AC, Henderson DJ, Segall
HD. Management of hydrocephalus secondary to intraventricular
hemorrhage in the preterm infant with a subcutaneous ventricular
catheter reservoir. Neurosurgery 1983; 13(3): 295-300.
11. Volpe JJ. Intracranial hemorrhage: Germinal matrix-intraventricular
hemorrhage of the premature infant. In: Volpe JJ, (ed): Neurology
of the newborn. Philadelphia: Saunders, 1995: 403-63.
12. Yu B, Li S, Lin Z, Zhang N. Treatment of posthemorrhagic
hydrocephalus in premature infants with subcutaneous reservoir
drainage. Pediatr Neurosurg 2009; 45(2): 119-25.
13. Boynton BR, Boynton CA, Merritt TA, Vaucher YE, James HE,
Bejar RF. Ventriculoperitoneal shunts in low birth weight infants
with intracranial hemorrhage: neurodevelopmental outcome.
Neurosurgery 1986; 18(2): 141-5.
14. Weiss MG, Ionides SP, Anderson CL. Meningitis in premature
infants with respiratory distress: role of admission lumbar
puncture. J Pediatr 1991; 119(6); 973-5.
15. Willis B, Javalkar V, Vannemreddy P, et al. Ventricular reservoirs
and ventriculoperitoneal shunts for premature infants with
posthemorrhagic hydrocephalus: an institutional experience. J
Neurosurg Pediatr 2009; 3(2): 94-100.
16. Hahn YS, McClone DG, Raimondi AJ, et al. Surgical severe
periventricular intraventricular hemorrhage and posthemorrhagic
hydrocephalus. In: American Society of Pediatric Neurosurgery,
(ed). Concepts in Pediatric Neurosurgery 1983; 66-80.
17.
Hudgins RJ, Boydston WR, Gilreath CL. Treatment of
posthemorrhagic hydrocephalus in the preterm infant with a
ventricular access device. Pediatr Neurosurg 1998; 29(6): 309-13.
18. Kormanik K, Praca J, Garton HJ, Sarkar S. Repeated tapping
of ventricular reservoir in preterm infants with post-hemorrhagic
ventricular dilatation does not increase the risk of reservoir
infection. J Perinatol 2010; 30(3): 218-21.
19. Smith KM, Deddish RB, Ogata ES. Meningitis associated with
serial lumbar punctures and post-hemorrhagic hydrocephalus. J
Pediatr 1986; 109(6): 1057-60.
20. Brouwer AJ, Groenendaal F, van den Hoogen A, et al. Incidence
of infections of ventricular reservoirs in the treatment of post-
haemorrhagic ventricular dilatation: a retrospective study (1992-
2003). Arch Dis Child Fetal Neonatal Ed 2007; 92(1): 41-3.
Dostları ilə paylaş: |