Yazışma ve tıpkı basım için; Yard. Doç. Dr. Şemsettin Karaca
Afyon Kocatepe Üniversitesi Ahmet Necdet Sezer Uygulama ve Araştırma
Hastanesi Dermatoloji Kliniği (Pembe Hastane), Afyonkarahisar
Tel: 0.272.217 17 53/ 130 / Faks: 0.272.217 20 29
(e-posta: skaraca@aku.edu.tr / shems@hotmail.com)
Kocatepe Tıp Dergisi
The Medical Journal of Kocatepe
6: 59-62 / Mayıs 2005
Afyon Kocatepe Üniversitesi
Eozinofilik Selülit (Wells Sendromu); Olgu Sunumu
Eosinophylic Cellulitis (Wells’ Syndrome); Case Report
Şemsettin KARACA
1
, Mustafa KULAÇ
1
, Fatma AKTEPE
2
, Hüsna ÖZEL
1
1
Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji AD, Afyonkarahisar
2
Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Potoloji AD, Afyonkarahisar.
ÖZET: Wells sendromu akut eritemli, kaşıntılı indüre
selülit benzeri lezyonlarla karakterize nadir görülen bir
dermatozdur. Lezyonlar 2-3 gün içinde hızla ilerler ve
sonraki 2-8 haftada skar bırakmadan spontan olarak geri-
lerler. Patolojik incelemede dermiste ödem ve
eozinofillerden zengin infiltrasyon izlenir. Subakut dö-
nemde kollagen bantları çevreleyen eozinofillerin
degranülasyonu ile alev figürleri oluşur. Vaskülit bulguları
yoktur. Ateş, kırgınlık ve artralji gibi sistemik semptomlar
gözlenebilir. Burada tekrarlayan selülit benzeri lezyonlarla
başvuran kliniko-patolojik korelasyonla tanısı konmuş ve
kısa süreli metilprednizolon ve topikal steroidle başarılı
tedavisi yapılmış bir eozinofilik selülit olgusu sunulmak-
tadır.
Anahtar Kelimeler: Eozinofilik selülit, Wells sendromu
ABSTRACT: Wells syndrome is a rare dermatosis that is
characterized clinically with acute pruritic, erithematous,
and endurated lesions resembling cellulitis. The lesions
evolve rapidly over 2-3 days into plaques that resolve
spontaneously over 2-8 weeks without scarring.
Pathologic examination is revealed dermal edema and a
predominantly eosinophilic infiltrate are observed in the
upper and deep dermis. Flame figures are formed in the
subacute stage when degranulating eosinophils coat
basophilic collagen bundles. Vasculitis is not observed.
Systemic symptoms like fever, malaise, arthralgias can be
observed. Here, we present a case with eosinophilic
cellulitis diagnosed with clinico-pathological correlation
that was referred with recurrent cellulitis like lesions and
successfully treated with short time systemic metil-
prednisolone and topical steroid.
Key Words: Eosinophylic cellulitis, Wells’ syndrome
GİRİŞ
Wells sendromu ilk kez 1971’de Wells tarafın-
dan eozinofili ile seyreden rekürren granülomatöz
dermatit olarak tanımlanmış sonra eozinofilik selülit
adını almıştır. Nadir görülen bu dermatoz kaşıntılı,
eritemli, indüre, selülit benzeri plaklarla karakteri-
zedir. Eritematöz papüller, nodüller ve büller gelişe-
bilir (1,2). Literatürde rapor edilen olguların yakla-
şık yarısında aktif hastalık sırasında periferik kan
eozinofilisi var olmasına rağmen tanı için gerekli
değildir. Tipik olarak çok sayıda rekürrens görülür
(3).
Histopatolojik olarak akut dönemde dermiste
ödem ve eozinofillerden zengin infiltrat görülür.
Subakut dönemde kollagen bantları çevreleyen
eozinofillerin degranülasyonu ile alev figürleri olu-
şur. Ve sonrasında alev figürleri çevresinde fagositik
histiositler görülür. Vaskülit bulguları yoktur. Alev
figürleri eozinofilik selülit için ayırt edicidir ama ta-
nı koydurucu değildir (3). Wells sendromu tanısı ti-
pik klinik ve histopatolojik bulgulara dayanır (4).
Rapor edilen olguların çoğunluğu erişkindir.
Yirmiden az çocuk olgu rapor edilmiştir. Bilinen ırk
yada cins ayrımı yoktur (3). Lezyonlar vücudun her-
hangi bir yerinde gelişebildiği gibi yüzde yerleşimi
nadirdir (5). Ateş, kırgınlık ve artralji gibi sistemik
semptomlar hastaların yalnızca küçük bir kısmında
görülür (6). Bazı olgularda kemik iliği eozinofilisi
tanımlanmaktadır (6). Burada tekrarlayan bacak lez-
yonları bulunan eozinofilik selülit olgusu ve başarılı
tedavisi sunulmaktadır.
OLGU
50 yaşında bayan hasta bacağında son 4 yıldır,
yılda 1-2 kez tekrarlayan, kızarıklık ve sulantılı ya-
ralar şikayeti ile başvurdu. Özgeçmişinde topikal
ibuprofen jel kullanımı dışında özellik olmayan has-
KARACA ve ark.
Kocatepe Tıp Dergisi, Cilt 6 No: 2, Mayıs 2005.
60
tanın tekrarlayan başvurularında sağ diz ve sağ ba-
cakta kaşıntılı, ortası erode çevresinde veziküller ve
büller bulunan iki adet, boyutları ortalama 5-10 cm
arasında değişen, keskin sınırlı, eritemli, indüre
plaklar izlendi (Resim 1). Yapılan biyopsinin ince-
lemesinde; Epidermiste hafif akantoz ve içerisinde
eozinofil lökositler ve mononükler iltihabi hücreler
bulunan spongiotik intradermal veziküller izlendi.
(Resim 2). Dermiste ise subkutenöz yağ dokusuna
kadar uzanan yer yer yoğunlaşan mononükleer ilti-
habi hücreler ve eozinofil lökositlerden oluşan ilti-
habi hücre infiltrasyonu dikkat çekti (Resim 3). Bazı
alanlarda eozinofil degranülasyonu belirgin olup
granüler materyalden oluşan agregatlar “alev figürü”
görünümünü oluşturmaktaydı (Resim 4).
Resim 1. Dizde yerleşim gösteren 10x8 cm lik eritemli
üzeri erode eozinofilik sellülit lezyonu
Resim 2. Epidermiste spongiotik veziküller görülmektedir
(H&E, x200)
Resim 3. Dermiste subkutan yağ dokusuna kadar uzanan
yer yer yoğunlaşan mononükleer iltihabi hücre ve
eozinofil infiltrasyonu (H&E, x20)
Resim 4. Mononükleer iltihabi hücre infiltrasyonu ve sol
altta “flame figüre” görünümü (H&E, x400)
Tam kan sayımında %8.7 olmak üzere hafif
periferik kan eozinofilisi vardı. Yapılan periferik
yaymada eozinofili %14 olarak değerlendirildi.
Sedimentasyon hızı saatte 18mm’di. Genel biyo-
kimyasal tetkikler normal sınırlardaydı. Kemik iliği
incelemesinde hafif eozinofili gösteren normoselüler
kemik iliği izlendi. Tedavide topikal olarak ıslak
pansuman (Eau de goulard), topikal steroid
(Mometazon furoat), sistemik olarak antihistaminik
(setirizin), 3 gün metil prednizolon 40 mg/gün veril-
di. Hasta kısa süreli metil prednizolon tedavisine
hızla yanıt verdi. Lezyonlar 10 günde hafif
hiperpigmentasyon bırakarak iyileşti.
Eozinofilik Selülit (Wells Sendromu); Olgu Sunumu /
Eosinophylic Cellulitis (Wells’ Syndrome); Case Report
Kocatepe Tıp Dergisi, Cilt 6 No: 2, Mayıs 2005.
61
TARTIŞMA
Wells sendromu yada eozinofilik selülit tanısı
klinik ve histopatolojik bulguların kombinasyonuna
dayanılarak konur (4). Hastalarda genellikle akut
selüliti andıran bir ya da birkaç eritematöz plak var-
dır. Sık olmamakla birlikte lezyonlar büllöz olabilir
(4). Olgumuzda da selüliti andıran ortası erode
yüzeyel çevresinde veziküller ve büller bulunan
eritemli plaklar izlenmiştir. Histopatolojik olarak
dermiste ise subkutanöz yağ dokusuna kadar uzanan
mononükleer iltihabi hücreler ve eozinofil lökosit-
lerden oluşan iltihabi hücre infiltrasyonu ve bazı a-
lanlarda alev figürleri izlenmiştir.
Wells sendromunun patogenetik mekanizması
kesin olarak bilinmemektedir. Böcek ısırıkları,
miyeloproliferatif bozukluklar, lösemiler, anal
karsinom, varisella, kabakulak, HSV 2, fungal en-
feksiyonlar, sinüzit, onkoserkozis, toksokariyazis ve
çeşitli ilaçları içeren tetikleyici faktörler rapor edil-
miştir. İlaçlardan penisilinler, linkomisin, tetrasiklin,
minosiklin, ampisilin, eritromisin, bleomisin,
klorambusil, antikolinerjikler, anestezikler, danazol,
asetilsalisilik asit, tenoksikam, diklofenak sodyum
ve amoksisilinin Wells sendromunu tetikleyebileceği
rapor edilmiştir (4). Lezyonların yerleşimi Blaschko
çizgilerini takip etmesi, hastalık gelişiminde altta ya-
tan genetik predispozisyon olabileceğini düşündür-
mektedir (7).
Wells sendromunda eozinofillerin LTC4/D4 ve
LTB4 kaynağı olarak ya da mast hücrelerinden
inflamatuar mediyatörlerin salınımını stimüle ederek
inflamasyon patogenezinde önemli rol oynayabile-
ceği üzerinde durulmaktadır. (7). Eozinofilik
selülitte, adezyon molekülleri ve sitokinler hakkında
sınırlı veri vardır. Wells sendromunda, IL5 seviyesi-
nin arttığı rapor edilmiştir. IL5 kemik iliğinden
eozinofilleri mobilize eder ve adezyon molekülü
ekspresyonunu değiştirir (6). Son zamanlarda Wells
sendromlu hastalarda tedavi öncesi çok yüksek CD4
(+), CD7 (-) T lenfosit ve IL5 için mRNA ekspres-
yonunun olduğu ve bunun IFN gama tedavisi sonrası
normale döndüğü rapor edilmiştir. IL 5’in
eozinofilik selülit patogenezini direkt etkileyebile-
ceği düşünülmektedir. Bazı çalışmalar eozinofilik
selülit lezyonlarında granüler eozinofil depozitleri
göstermişlerdir. Wells sendromunda aktif faz sıra-
sında periferik kanda eozinofil katyonik protein ve
IL 5’in arttığı da gösterilmiştir. Eozinofilopoezisi ar-
tıran çeşitli faktörler olmakla birlikte yalnızca IL5
bu hücreler için selektif ve spesifiktir. Hastalığın
klinik aktivitesi ile kan ve kemik iliğinde eozinofil
seviyeleri ve periferik kanda IL5 ve eozinofilik
katyonik protein seviyeleri arasında korelasyon ol-
duğu gösterilmiştir. Ayrıca aktif deri lezyonlarında
çok yüksek IL 5 ve eozinofilik katyonik protein se-
viyeleri olduğu ortaya konulmuştur. Bununla birlikte
IL 5 seviyesi klinik epizodlar arasında normal
seyiyesine dönmemiş ya da ikinci klinik epizodda
anlamlı yükselme göstermemiştir (8).
Altta yatan HSV2, giardiyazis, toksokariyazis
yada askariyazis tedavisi ile eozinofilik selülitli has-
talarda iyileşme sağlanmıştır (6). Giardiyazis olgu-
sunda metronidazol tedavisini takiben kutanöz
semptomlar kaybolmuş ve eozinofili düzelmiştir
ama, sonra iki hastalıkta da eş zamanlı rekürrens gö-
rülmüştür (9). Eozinofilik selülit tanısından sonra
altta yatan sebebin bulunması ve tedavi edilmesinin
gerekli olduğu görülmektedir (6). Olgumuzda yapı-
lan incelemeler sonucunda bilinen tetikleyici faktör
tespit edilememiştir.
Histolojik olarak alev figürleri, Wells sendro-
mundan başka ekzema, prurigo, mantar enfeksiyonu,
herpes gestasyones, kutanöz mastositom, skabies ve
büllöz pemfigoidi gibi durumlarda da görülebilir (5).
Ayırıcı tanıda bu hastalıklar göz önünde bulundu-
rulmalıdır.
Wells sendromu ile diğer idiyopatik eozinofilik
hastalıkların ilişkisi bilinmemektedir. Wells sendro-
mu’nun hipereozinofilik sendromdan ayrılması önem-
lidir. Hipereozinofilik sendrom (HES) tedavisiz bıra-
kıldığında sıklıkla fatal seyreden multisistemik bir has-
talıktır. HES’li hastalarda genellikle nonspesifik siste-
mik semptomlar bulunur. En sık görülen deri lezyonları
ürtikeryal lezyonlar ve eritematöz papülonodüllerdir
(10). Churg Strauss sendromu (CSS), periferik kan
eozinofilisi ile seyreden bir başka sendromdur. CSS’li
hastaların %40-70’inde deri lezyonları rapor edilmek-
tedir. En sık deri lezyonları palpabıl purpura ve nodül-
lerdir. Eozinofilik selülitde CSS’den farklı olarak bül
sık görülür. CSS ve büllöz Wells sendromu birlikteliği
olan bir olgu rapor edilmiştir (11).
Eozinofilik selülitte tedavinin temelini
kortikosteroidler oluşturur (3). Diğer sık kullanılan
tedaviler, dapson ve antihistaminiklerdir. Hafif
formda topikal kortikosteroidler de yeterli olabilir
(9). Hastamız 3 günlük 40mg metilprednizolon,
topikal mometazon fruat krem ve oral setirizin kom-
binasyonuna hızlı yanıt vermiştir.
Nadir görülen bir dermatoz olan eozinofilik
selülitin literatürle birlikte gözden geçirilmesi ama-
cıyla bu olgu sunulmuştur. Tekrarlayan selülit ben-
zeri lezyonlarla seyreden klinik durumlarda
eozinofilik selülit te akılda tutulmalıdır.
KARACA ve ark.
Kocatepe Tıp Dergisi, Cilt 6 No: 2, Mayıs 2005.
62
KAYNAKLAR
1.
Wells GC, Smith NP. Eosinophilic cellulitis. Br J
Dermatol, 1979; 100: 101-109.
2.
Wells GC. Rekurrent granulomatous dermatitis with
eosinophilia. Trans St Johns Hosp Dermatol Soc,
1971;57:46-56.
3.
Moossavi M, Mehregan DR. Wells’ syndrome: a
clinical and histopathologic review of seven cases.
Mehregan supplement report, 2003; 42, 62-67.
4.
Seçkin D, Demirhan B. Drugs and Wells’ syndrome:
a possible causal relationship?. Int J Dermatol,
2001;40:133-152.
5.
Ferreli C, Pinna AL, Atzori L, Aste N. Eosinophilic
cellulitis (Wells’ syndrome): a new case description. J
Eur Acad Dermato Venereol, 13(1999)41-45.
6.
Ludwig RJ, Grundmann-Kollmann M, Hortmeier W,
Wolter M, Glas J, Podda M, Kaufmann R, Zollner
TM. Herpes simplex virus type 2-associated
eosinophilic cellulitis (Wells’ syndrome). J Am Acad
Dermatol, 2003; 48: S60-1.
7.
Sommer S, Wilkinson SM, Merchant WJ.
Eosinophilic cellulitis following the blaschko. Clin
and Exp Dermatol, 1999; 24: 449-451
8.
Espa A, Sanz ML, Sola J, Gil P. Wells’ syndrome
(eosinophilic cellulitis): correlation between clinical
activity, eosinophil levels, eosinophil cation protein
and interleukin-5. Br J Dermatol, 1999; 140: 127-30.
9.
Canonne D, Dubost-Brama A, Segard M, Piette F,
Delaporte E. Wells’ syndrome associaed with
recurrent giardiasis. Br J Dermatol, 2000; 143: 425-
427.
10.
Weiss G, Shemer A, Confino Y, Kaplan B, Trau H.
Wells’ syndrome: report of a case and review of
literature. Int J Dermatol, 2001; 40:133-152.
11.
Schuttelaar M-LA, Jonkman MF. Bullous
eosinophilic cellulitis (Wells’ syndrome) associated
with Churg-Strauss syndrome. J Eur Acad Dermatol
Venereol, 2003; 17: 91-93
Dostları ilə paylaş: |