Türkçesi: Hilmi Ziya Ülken



Yüklə 1,19 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə38/119
tarix17.05.2022
ölçüsü1,19 Mb.
#58305
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   119
Etika - Spinoza

Chatouillement.


2 3 2   ETİKA
kadar aşabilirse (önerme 6) bu duygulanıştan doğan Arzu da başka arzu­
ları o kadar aşabilir ve bunun sonucu olarak, önceki önermede göstermiş 
olduğumuz hoşlanmadaki aynı aşırı hale sahip olabilir.
Scolie
İyi olduğunu söylediğim Neşe, gözlemlediğimden daha kolay tasarla­
nabilir.  Zira  bizde  her  gün  hâkim  olan  duygulanışlar,  çoğu  zaman  başka 
kısımlardan daha fazla duygulanmış olan beden kısmına aittirler; duygula­
nışların böyle çoğunda aşırı hal vardır ve Ruhu tek bir objenin düşünülme­
sine  bağlarlarken  o  sırada  başkaları  düşünülmez.  Her  ne  kadar  insanlar, 
aslında, birçok duygulanışlara bağlı iseler de ve daima aynı duygulanışın 
hükmü  altında  bulunmaları  nadir  görülen  şeylerden  ise  de,  tek  ve  aynı 
duygulanışa ısrarla bağlı kalan birçokları da vardır. Biz vakaa bazen öyle 
bir objeyle duygulananları görüyoruz ki, onlarda bir objenin hazır bulun­
mayışına rağmen, bu insanlar onun şimdi önlerinde olduğuna inanıyorlar 
ve bu hal uyumamış bir insanın başına geldiği zaman, onun hezeyan ha­
linde olduğunu veya saçmaladığını söylüyoruz. Sevgiden yanıp tutuşanlar 
gece gündüz sevdikleri kadını veya bir kurtizanı hayal etmeden başka bir 
şey yapmadıkları ve genel olarak gülünç bir hale geldikleri için, bir hayli 
saçmalamış  gibi  karşılanırlar.  Kazanç  ve  paradan  başka  bir  şey  düşün­
meyen, pinti, yalnızca ün salmak ve başarı ile zihni dolu olan haris vb.’nde 
ise,  tersine,  onların  hezeyan  halinde  olduğuna  inanılmaz,  çünkü  onlar 
genel olarak başkasına elem vermekte ve kin beslenmeye layık görülmek­
tedirler.  Gerçekte,  bununla  birlikte,  pintilik,  harislik,  sefihlik  her  ne  ka­
dar hastalıklar arasında sıralanmıyorsa da, yine hezeyan çeşitleridir.
Önerme XLV
Kin asla iyi olamaz.
Kanıtlama
Kin  beslediğimiz  insanı  yok  etmeye  çalışıyoruz  (önerme  39,  bölüm 
III), yani kötü olan bir şeye çalışıyoruz (önerme 37), öyle ise, vb...
Scolie
Bu önermede ve sonraki önermelerde görülecektir ki, ben Kin deyince 
yalnız insanlara karşı olan kin ve nefreti anlıyorum.


İNSANIN KÖLELİĞİ VEYA DUYGULANIŞLARIN KUVVETLERİ ÜZERİNE 
2 3 3
Önerme sonucu I 
Haset, alay etme, küçümseme, öfke, öç alma veya kine irca edilen ya 
da ondan doğan başka duygulanışlar kötü şeylerdir; bu nokta önerme 39, 
bölüm III ve önerme 37 ile de apaçık olarak görülmektedir.
Önerme sonucu II 
Kinle duygulanmış olmamızdan dolayı arzu duyduğumuz her şey ba­
yağıdır ve Site içinde haksızın tanımlarında da görülüyor.
Scolie
Birinci önerme sonucunda kötü olduğunu söylemiş olduğum alay etme 
ile gülme arasında büyük bir fark görüyorum. Zira gülme, eğlencede olduğu 
gibi,  saf  bir  sevinçtir  ve  bundan  dolayı  o,  aşırı  olmamak  şartıyla,  kendi 
başına iyidir (önerme 41). Şüphesiz yalnız vahşi ve gamlı bir yanlış-inanç 
haz duymayı yasak eder. Gerçekten onda melankoliyi kovmadan çok açlık 
ve  susuzluğu  dindirmek  mi  söz  konusudur?  İşte  benim  kuralım,  benim 
sanım  budur!  Hiçbir  Tanrısal  güç,  bir  hasetçiden  başka  hiç  kimse  benim 
güçsüzlüğümden  ve  ıstırabımdan  haz  duymaz;  ondan  başka  hiç  kimse 
göz yaşlarımızı, hıçkırıklarımızı, korkumuzu ve içimizdeki başka güçsüzlük 
belirtilerini erdem yerine alamaz; tersine, duygulanmış olduğumuz sevinç 
ne  kadar büyükse,  yükseldiğimiz yetkinlik derecesi  o kadar büyüktür ve 
tanrısal tabiata katılmamız o kadar zorunludur. Öyle ise gücü yettiği kadar 
her  şeyi  kullanmak  ve  her  şeyden  haz  duymak  -nefret  derecesine  kadar 
gitmemek şartıyla ki, bu artık haz almak demek değildir- bilge bir kimse­
nin  şanıdır.  Kendi  kendisinin  tamiri,  kuvvetlerinin  yenileştirilmesi  için 
ölçülü  nitelikte  alınan  hoş  gıdaları  yemek  ve  içkileri  içmek,  nitekim  gü­
zel  kokular  ve  yeşil  bitkilerin  latif  süslerinden,  bedeni  hamlıktan  çıkaran 
ve  işleten  oyunlardan,  her  biri  başkasına  hiçbir  zarar  vermeden  kullanı­
labilen bu gibi daha birçok şeylerden faydalanmak bilge bir insanın şanıdır 
diyorum.  Vakaa,  bütün  Bedenin  kendi  tabiatına  vergi  olan  şeyleri  yapa­
bilmesi  ve  Ruhun  da  nitekim  birçok  şeyleri  aynı  zamanda  anlamaya 
elverişli  olabilmesi  için,  insan  bedenini  terkip  eden  farklı  tabiatta  pek 
çok kısımlar biteviye yeni ve değişik bir gıda alma ihtiyacındadırlar; ha­
yatı  bu  düzenleme  tarzı  böylece  hem  ilkelerimiz  hem  de  kullanılmakta 
olan  pratik  ile  çok  iyi  uyuşmaktadır;  öyle  ise  hiçbir  hayat  kuralı  her 
bakımdan  ondan  daha  iyi  ve  daha  tavsiyeye  değer  sayılamaz  ve  burada


2 3 4   ETİKA
bu  noktayı  artık  ne  daha  açık  ne  de  daha  geniş  açıklamak  gerekmekte­
dir.
Önerme XLVI
Her kim Aklın düsturuna göre yaşarsa, gücü yettiği kadar başkasının 
kendi  hakkındaki  kinini,  öfkesini,  aşağı  görmesini  sevgi,  ya  da  yüksek 
gönüllülükle karşılamaya çalışır.
Kanıtlama
Bütün  kin  duygulanışları  kötüdür  (önceki  önermenin  birinci  önerme 
sonucu); öyle ise her kim Aklın düsturuna göre yaşarsa, mümkün olduğu 
kadar  kin  duygulanışlarının  hükmü  altında  bulunmamaya  çalışacaktır 
ve  bunun  sonucu  olarak,  (önerme  37),  bir başka  insanın  da bu edilgilerle 
duygulanmaması  için  çabalayacaktır.  Fakat  kin  karşılık  bir  kin  ile  artmış 
olur ve tersine, sevgi ile söndürülmüş olur (önerme 43, bölüm III), o suret­
le ki, o kin sevgiye çevrilir (önerme 44, bölüm III). Öyle ise her kim Aklın 
düsturuna göre yaşarsa, Kini Sevgi ile, yani yüksek gönüllülükle karşılama­
ya çalışacaktır (önerme 59, bölüm III’ün scolie’sindeki tanıma bkz.).
Scolie
Her  kim  uğradığı  hakaretlere  karşılık  bir  kin  ile  öç  almak  isterse, 
şüphesiz sefalet içinde yaşar, bahtsız olur. Her kim tersine, muzaffer olarak, 
Kini  Sevgi  ile  yenmeye  çalışırsa,  şüphe  yok  sevinç  ve  huzur  içinde  onu 
yener,  bir  kimseye  karşı  koyduğu  kadar  kolaylıkla  birçok  kimseye  karşı 
koyar ve talihin yardımına herkesten az ihtiyacı olur. Onun yendiği kim­
seler  için  yenilgi  sevinç  vericidir,  çünkü  onlar  asla  kuvvet  eksikliğinden 
yenilmemişlerdir,  fakat  kuvvetlerinin  artması  yüzünden  yenilmişlerdir; 
bütün  bunlar  Sevgi  ve  Zihnin  tanımlarından  o  kadar  açık  olarak  çıkarlar 
ki, bunları özel kanıtlama konusu haline getirmeye ihtiyaç yoktur.
Önerme XLVII
Umut ve Korku duygulanışları kendi başlarına iyi olamazlar.
Kanıtlama
Kedersiz  yalnız  Umut  ve  Korku  duygulanışı  yoktur.  Zira  korku  bir 
kederdir  (duygulanışların  13’üncü  tanımı)  ve  Korkusuz  Umut  da  yoktur


İNSANIN KÖLELİĞİ VEYA DUYGULANIŞLARIN KUVVETLERİ ÜZERİNE 
235
(duygulanışların 12 ve 13’üncü tanımlarının açıklanması); bundan dolayı 
(önerme 41) bu duygulanışlar kendi başlarına iyi olamazlar. Ancak taşkın 
ve aşırı bir sevinci azaltabilmeleri bakımından iyi olabilirler (önerme 43).
Scolie
Buna şu noktayı da katınız ki, bu duygulanışlar bir bilgi eksikliği ve bir 
Ruh güçsüzlüğü gösterirler; bu sebepten de Huzur, Umutsuzluk, İç gelişmesi 
ve Vicdan üzüntüsü bir iç güçsüzlüğünün belirtileridir. Vakaa her ne kadar 
Huzur ve iç gelişmesi sevinç duygulanışları ise de, onlar bununla birlikte 
önceki bir kederi yani korkuyu ve umudu içerirler. Öyle ise, biz ne kadar 
Akıl  düsturuna  göre  yaşamaya  çalışırsak,  umuda  o  kadar  daha  az  bağlı 
olmaya, Korkudan kurtulmaya, talihe mümkün olduğu kadar emretmeye 
ve etkilerimizi Aklın kesin danışmasına göre o kadar yöneltmeye çalışacağız.
Önerme XLVIII
Aşırı değerlendirme ve aşırı değersiz görme duygulanışları her zaman 
kötüdür.
Kanıtlama
Gerçi  bu  duygulanışlar  (duygulanışların  21  ve  22’nci  tanımları),  akla 
karşıttırlar, öyle ise onlar kötüdürler (önerme 26 ve 27).
Önerme XLIX
Aşırı  değerlendirme,  aşırı  değerlendirilen  insanı  kolaylıkla  gururlu
4
 
kılar.
Kanıtlama
Bir kimsenin bize karşı sevgisinden dolayı, bize hak ettiğimizden üstün 
değer verdiğini görürsek, bununla kolaylıkla övünürüz (önerme 41, bölüm 
IIIün  scolie’si),  yani  bir  sevinçle  duygulanırız  (duygulanışların  30’uncu 
tanımı) ve bu suretle bizim için söylendiğini öğrendiğimiz iyi şeylere kolay­
ca inanırız (önerme 25, bölüm III); bundan dolayı, biz sırf kendimize karşı 
olan sevgi yüzünden değerimizden üstün hüküm veririz, yani (duygulanış­
ların 28’inci tanımı), biz kolaylıkla gurura kapılırız.
4) Bu yerde övüngen kelimesini de kullanabiliriz, ancak bu 

Yüklə 1,19 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   34   35   36   37   38   39   40   41   ...   119




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin