The XXXVI International Scientific Symposium "Multidisciplinary Studies of the Turkish World" The 25 th of March 2023 ISBN: 978-605-72481-0-7 Eskishehir / Türkiye ---57---
bağlarıdır. Bu bakımdan Allah'ın ailesini oluşturan varlıkların her biri bir yaratılış çizgisini temsil etmektedir.
Bunu Oğuz Kağan teogonik aile şecere sisteminde daha net görebiliriz.
Oğuz Han, bilindiği gibi Tanrı Ay Kağan'ın gözünden doğmuştur. Araştırmacılar onu Oğuz'un annesi
olarak görür. Türk mitolojisi de dahil olmak üzere mitolojide Ay ve Güneş'in bir çift (kardeş, sevgili)
oluşturduğu dikkate alınırsa Oğuz'un babasının da Tanrı-Güneş kağan olduğu söylenebilir. Nitekim Türk
mitolojisinde Güneş, büyük bir tanrı ve kağan olarak kabul edilir. Böylece başlangıçta Tanrı'nın ailesi anne
(Ay), baba (Güneş) ve oğuldan (Oğuz) oluşur. Bu soy şeceresi iki kuşak içerir: ebeveyn ve çocuk.
Daha sonra Oğuz, göklerin ve yerin kızları ile evlenir. Bu evlilikten altı oğlu (Güneş, Ay, Yıldız, Gök,
Dağ, Deniz) dünyaya gelir. Bu aile şeceresi üç kuşağı kapsar:
1. Dede-nine: Güneş Tanrısı ve Ay Tanrısı;
2. Oğul (ve iki gelin);
3. Torunlar.
Daha sonra Oğuz'un altı oğlu evlenir ve her oğuldan dört erkek çocuk dünyaya gelir. Bu aile şeceresi
dört kuşağı kapsar:
1. Dede-nine (Güneş Tanrısı ve Ay Tanrısı);
2. Oğul (Oğuz ve iki gelin);
3. Torunlar (altı torun);
4. Yirmi dört torunun torunu (Oğuz Kağan'ın altı oğlundan doğan 24 torunun torunu) (Bayat,
1993:124-127).
Daha sonra her sonuçtan yeni insan nesilleri oluşur. Böylece Oğuz destanındaki teogonik yaratılış beş
kuşağı kapsar:
1. Tanrı (Güneş Tanrısı ve eşi Ay Kağan);
2. Tanrı oğlu (Oğuz Kağan);
3. Tanrı'nın torunları (6 torun);
4. Tanrı'nın torunlarının torunları (24 torun);
5. Tanrı`nın kavmi (24 torunun torunları bütün Oğuzların yaratılması).
Bu artzamanlı-tarihsel büyümede, Tanrı'nın oğlu, torunları ve torunlarının torunları önemli bir rol
oynar:
Oğuz Kağan Tanrı'nın oğlu olarak dünyaya gelir. Aynı zamanda ilk insan ve daha sonra doğacak tüm
insanların atası, babası ve dedesidir. Oğuz Kağan'ın evlenmesi ve altı oğlunun dünyaya gelmesiyle yeryüzünde
ilk aile doğmuş oldu.
Tanrı'nın altı torunu, teogonik bir yaratılış sisteminde doğayı ve toplumu birleştirir. Bunlar Güneş, Ay,
Yıldız, Gök, Dağ, Deniz hanlarıdır ve isimlerinden de anlaşılacağı üzere hem doğayı hem de toplumu temsil
ederler.
Tanrı`nın 24 torunun dünyaya gelmesi ile onlardan doğacak Oğuz milletinin yapısının temelleri atılmış
olur. Destan ve tarihi kaynaklar Oğuzların 24 boydan oluştuğunu söylemektedir. Tarih boyunca büyüyen Oğuz
Devleti, her zaman 24 haneli sistem esasına göre teşkilatlanmıştır. Tanrı'nın 24 torunlarının torunu, bu anlamda
24 soy şeceresi hattı anlamına gelir. Böylece Allah ile başlayan teogonik yaratılış 24 sıra yaratılışla tamamlanır
ve tek bir sistem oluşturur. 24 kişilik bu sistemde 6 erkek çocuğunun özel bir işlevi vardır.
Oğuz'un altı oğlunun her birinden dört erkek çocuk dünyaya gelir. Aynı zamanda bu 4 Oğuz boyu
demektir. Altı oğuldan her biri hangi doğa unsurunu temsil ediyorsa, onlardan doğan dört oğuldan her biri de
babalarının temsil ettiği tabiat unsuruna bağlı olacaktır. Örneğin, Gün Han'dan doğan dört oğul (kabile) - Gün
oğulları, Ay Han'dan doğanlar - Ay oğulları, Gök Han'dan doğanlar - Gök oğulları ve bezerleridir. Böylece 24
Oğuz boyunda her bireyin açıkça bilinen bir şeceresi vardır. Her Oğuz, şecere hattıyla büyük ata Oğuz Kağan'a
ve onun aracılığıyla Büyük Tanrı'ya bağlıdır. Bu teogonik soy şeceresi, Oğuzların binlerce yıldır tek bir
topluluk halinde yaşamalarının, halk ve etnos olarak parçalanmamalarının temelini oluşturmaktadır. Teogonik
şeceresi kutsal olduğu için binlerce yıl Oğuzların zihninde yaşayarak millet olarak varlıklarının ideolojik
temelini oluşturmuştur.
Bununla birlikte, Azerbaycan folklorunda Oğuz teogonik şecere hattıyla incelenmesinin yukarıda
göründüğü kadar basit olmadığını not etmeliyiz. Burada çok karmaşık sorunlar var. İlk konu, Oğuz teo-
kozmogonik toplantılarının folklor metinlerine dönüştürülmesidir. Araştırmacıların da gösterdiği gibi, Oğuz
teo-kozmosogonik toplantıları da dahil olmak üzere teogonik toplantılar, folklor metinlerine dönüştürülmüştür
(Gafarlı, 2002:577).
İkinci konu, folklor imgelerinin doğasında var olan mitolojik metaforizmdir. Y. M. Meletinsky,
mitolojik metaforu sanatsal edebiyattaki metafordan ayırır ve bu metaforun anlamının, sosyal kavramları ve