Conference Paper · March 023 citations reads 163 authors



Yüklə 7,53 Kb.
Pdf görüntüsü
səhifə81/357
tarix07.01.2024
ölçüsü7,53 Kb.
#211063
1   ...   77   78   79   80   81   82   83   84   ...   357
Eskisehir-25.03.23

Doğadaki Kutsal Yerler 
Doğadaki her unsurun kutsal sayıldığı Türk ve Amerikan Yerlisi mitolojilerinde bazı yerler ve bölgeler 
çeşitli nedenlerden daha ayrıcalıklı ve kutsal sayılmıştır. Türklerde bu inanış Yer/Su kültüyle ilişkilidir. Yer-
Su’dan (yeryüzünden) doğan, Yer-Su ruhları olarak bilinen, dağ, orman ve ırmaklarda (veya göl) yaşayan bu 
ruhlar o mekânların sahipleri ve koruyucularıdır. 
Altay Türklerinde ayin sırasında yer-sular hala anılır. Radloff, onlarda yer-su diye saygı gösterilen 
yerin, bir ruhlar bileşkesi olarak tasarlandığını ve bu ad altında 17 ulu hanın toplandığını bildirir. Bunların 
yaşadıkları yerler, genellikle dağ dorukları ve kaynak çevreleridir. Altaylılara göre, insanları yaratan ve kötü 
varlıklardan koruyan da bu yer-su tanrılarıdır (Buluç, 2006: 6). 
Ögel benzer biçimde: “Bu yerlerin yeri ve suyu, kutsal ruhlar tarafından temsil ediliyor ve 
korunuyordu” demektedir (Ögel, 2001b: 148). Amerikan Yerlisi inancında Kutsal Yerler, ruhani dünyayla 
iletişime geçilen yerlerdir. Bu nedenle kutsal yerlerin ve buralarda bulunduğuna inanılan ruhların rahatsız 


The XXXVI International Scientific Symposium "Multidisciplinary Studies of the Turkish World" 
The 25
th
 of March 2023 ISBN: 978-605-72481-0-7 Eskishehir / Türkiye 
 
---64--- 
edilmemesi gerekir (bkz. Versluis, 1994: 34–35). Kutsal sayılan yerlerde genellikle tapınma törenleri 
düzenlenmekte, kurbanlar ve sunaklar sunulmaktadır. Öte yandan çok büyük bir kutsallık atfedilmesi 
nedeniyle ayak basmanın yasak olduğu kutsal yerler de bulunmaktadır. 
Hem ormanlık alan ve hem de ova Amerikan Yerlisileri, Rocky dağlarının doğusundaki bazı olağanüstü 
doğal şekillenmeleri ruhların evi olarak ifade etmektedirler. Kanada’nın en batısındaki Mikmaklar ruhların 
gezindiği yerlerden sakınırlar. Wind Irmağı civarında yaşayan Shoshoni halkı dağlardaki kaya oymalarının 
tepelerdeki yarıklarda yaşayan ruhlar tarafından yapıldığına inanır. Yellowstone Parkı’nın büyük bir bölümü, 
çevredeki ova kabilelerinden hiçbir Amerikan Yerlisi’nin sıcak su kaynaklarında yaşayan ruhlar adına tören 
yapmadan yaklaşmaya cesaret edemediği bir yasak alandı (Hultkrantz, 1980: 60). 
Kutsal yerler arasında dağların ayrıcalıklı bir konumu bulunmaktadır. Türk ve Amerikan Yerlisi 
toplulukları için Kutsal dağlar, yeryüzünün merkezinde yer almakta ve dünyanın eksenini oluşturmaktadırlar. 
Türk ve Amerikan Yerlisi toplulukları, yaşadıkları bölgelerdeki dağları kutsal saymışlar ve bu dağların bir 
ruhu olduğuna inanmışlardır (Bkz. Çoruhlu, 2002, 34; Ögel, 2001b, 126; Alexander, 2005, 132; Hultkrantz, 
1980, 60). En yüksek yer şekilleri olan dağlar, yeryüzünden gökyüzüne doğru yükselmeleri nedeniyle tanrısal 
varlıklar olarak kabul edilmişlerdir. Hem yerle hem de gökle ilişkilendirilmişler, Türklerde Ülgen, Amerikan 
Yerlisilerde Yüce Ruh/ Yüce Varlık olarak adlandırılan Gök Tanrı’ya yakınlıkları nedeniyle törenlerin, 
sunakların mekânı olmuşlardır. Dağların, çadırların çatısını tutan direkler gibi göğü taşıdığı ve yıkılmasını 
engellediği inancı bu topluluklar arasında yaygındır (Ögel, 2001b, 126; Alexander, 2005, 132). 
Roux’nun belirttiği gibi; “Dikeyliğin güçlü simgesi, ormanlarda, karla kaplı, ulaşılmaz ve gizemli, 
dorukları göklere varan ve dolayısıyla göğü alttan destekleyen ve evrenin merkezinde bulunan dağ Türk ve 
Moğol efsanelerinde önemli bir rol oynamıştır” (Roux, 2002: 156). Türklerde kutsal sayılan pek çok dağ 
bulunmakla birlikte, bunlar arasında en önemlisi Ötüken Dağı’dır. Ağaçlı bir dağ olan Ötüken, büyük Türk 
devletleri tarafından devlet merkezi yapılmıştır (bkz. Çoruhlu, 2002: 34). Devleti ayakta tutan Ötüken dağıdır, 
Hükümdarın Ötüken’de oturmasının ise zenginlik ve bereket getireceği inancı vardır (bkz. Roux, 2002: 158). 
Amerikan Yerlisi inanışında pek çok kutsal dağ bulunmakta, hemen her kabile yaşadığı bölgedeki belirli 
dağların kutsallığına inanmaktadır. Kutsal Dağlara örnek olarak Navajo kutsal dağları verilebilir. Navajolar, 
Yaratıcı’nın kendilerini, dört yönü temsil eden dört dağ arasına yerleştirdiğine inanmaktadırlar. Bu dağlar 
günümüzdeki adlarıyla Blanca Dağı (doğu’nun kutsal dağı), Taylor Dağı (güneyin kutsal dağı), San Francisco 
Tepesi (batının kutsal dağı) ve Hesperus Dağı (kuzeyin kutsal dağı)’dır. Navajolar, dört kutsal dağın 
Yaratıcıyla ve doğayla uyum içinde yaşamalarına yardım ettiğine inanmaktadırlar (bkz. 
https://navajocodetalkers.org/navajo-sacred-mountains/, 18.03.23).
Dağlar oluşumları yaratılış mitlerinde olağanüstü özellikler atfederek anlatılmıştır. “Altaylılara göre 
dünyanın yaratılışından sonra ilk insan, ağzındaki toprağı tükürünce bundan dağlar meydana gelmiştir” (Uraz, 
1994, 172). Bir başka söylenceye göre ise Tengere Kayra Kan (Kara Han) yarattığı toprak üzerine bir kuş 
gönderir ve bu kuşun toprağı gagalamasıyla oluşan çıkıntılar dağ olur (bkz. A.g.e., 173). Yakima Amerikan 
Yerlilerininin yaratılış mitinde dağların yaratılışının yanı sıra bu dağlarda yaşayan ruhların kökenine de yer 
verilmiştir. Yakima söylencesine göre Whee-me-me-ow-ah (Yukarıdaki Büyük Şef), gökyüzünde yalnız 
yaşarken dünyayı yaratmaya karar verir ve suyun dibinden çıkardığı çamuru etrafa saçarak yeryüzünü yaratır. 
Çamurun bir kısmını öyle yüksek tepeler ki bunlar donup dağları meydana getirir. Yağmur yaratıldığında da 
bu dağların üzerinde donar ve yüksek dağların karı oluşmuş olur (bkz. Erdoes ve Ortiz, 1984: 117-118). 
Yukarıdaki Büyük Şef, dünyayı yarattıktan sonra insanları da yaratır. Ancak insanlar çok kavga ederler ve 
Toprak Ana’yı kızdırırlar. Toprak Ana onları cezalandırmak için dağları yerinden oynatır ve insanlar dağların 
altında kalırlar. Bu insanların ruhları dağlarda yaşamakta, çocuklarını izlemekte ve büyük değişimin 
yaşanacağı günü (kıyamet) beklemektedirler. O gün geldiğinde Yukarıdaki Büyük Şef dağları alaşağı edecek 
ve burada yaşayan ruhlar kemiklerinden yeniden doğacaklardır (a.g.e., 118). Yakimalar gibi Altaylılar da 
dağların sahibi olan ruhların varlığına inanmışlar ve onlar için kurban kesmişlerdir (Uraz, 1994: 174). 
Ögel’in de belirttiği gibi, Türk toplulukları dağların ve tepelerin bulunmadığı yerlerde “Oba” adı 
verilen yapay tepecikler oluşturmuş ve ibadetlerini buralarda yapmışlardır.
Obalar, bozkırlarda topraklardan ve dağ geçitlerinde ise, taşların yığılması ile meydana getirilirlerdi. 
En ufak bir tepecik bile bulunmayan geniş bozkırlarda, bu tepecikler kutsal bir dağ yerini tutar ve bunu üzerine 
çıkılarak, ibadet ederlerdi. Bazı Orta Asya kavimleri ise, böyle bir tepe yerine sırf ibadet etmek için bir çadır 
kurarlardı. Kurbanlarını bu çadır içinde sunarlar ve dualarını da aynı yerde yaparlardı. Bu sebepten dolayı, 
böyle çadırlara da yine Oba adını verirlerdi (Ögel, 2001b: 133). 
Taşların yığılmasıyla yapılan yapay tepeciklere Amerikan Yerlisi kabileleri arasında da 
rastlanmaktadır. Müller daha önce alıntıladığımız üzere, Rio Grande, Navaho ve Hopi Amerikan Yerlilerininin 



Yüklə 7,53 Kb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   77   78   79   80   81   82   83   84   ...   357




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin