Darabe meselen : örnek verdi, isnad etti



Yüklə 1,08 Mb.
səhifə24/100
tarix24.05.2020
ölçüsü1,08 Mb.
#31493
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   100
Arab Azer1

et tayri

: kuş

et tayrı

: kuşlar

et tayru

: kuş(lar)

et tayyer-nâ

: bize uğursuzluk getirdiniz

et tayyibâti

: temiz, helâl

et tayyibu

: temiz, güzel

et tegâbuni

: aldanma, karşılıklı aldanış ve aldatma, dünyada aldananların ortaya çıkması

et tekâsuru

: çoklukla (mal, mülk, evlât ile) övünme

et temâsîlu

: heykeller

et tenâvuşu

: elde etmek

et tennûru

: tennur, kazan

et tevbete

: tövbe

et tevbetu

: tövbe

et tevrâte

: Tevrat

et tevrâtu

: Tevrat

et tevrâtu ve el incîlu

: Tevrat ve İncil

et tevvâbîne

: tövbe edenler

et tevvâbu

: tövbeleri çok kabul eden

et tîni

: nemli, ıslak toprak

et tîni

: incir

et tûfânu

: tufan

et tûra

: Tur'u, Tur dağını: Tur Dağı

et turâse

: varis olduğunuz miras

et tûri

: Tur (dağı)

etâ

: geldi

etâ ellezîne

: onlara (kendilerine) ne geldi

etâ-hâ

: oraya geldi

etâ-hum(u)

: onlara geldi

etâ-ke

: sana geldi

etâllâhe (etâ allâhe)

: Allah'a geldiler

eta'nâ

: itaat ettik

eta'nâllâhe (eta'nâ allâhe)

: Allah'a itaat ettik

eta'tum

: siz itaat edersiniz

etbâ'nâ

: biz tâbî kıldık, takip ettirdik

etbea

: tâbî oldu: tuttu

etbea-hu

: ona tâbî olur, ona ulaşır

etbea-hu

: onu takip etti

etbeû-hum

: onlara tâbî oldular, onların peşine düştüler

etemme-hâ

: onu tamamladı

etemme-hunne

: onları tamamladı

etet

: geldi

etet bi (etet)

: getirdi (geldi)

etet-ke

: sana geldi

etev

: geldiler

etevekkeu

: ben dayanırım, yaslanırım

etev-hu

: ona geldiler

eteyâ

: ikisi geldiler

eteynâ

: biz geldik

eteynâ-hum

: biz onlara getirdik

eteyte

: getirsen

etharu

: daha temiz

etimmu

: tamamlayın

etîû

: itaat edin

etîû allâhe

: Allah'a itaat edin

etkâ-kum

: en çok takva sahibi olanınız

etkane

: sağlam yaptı

etrâben

: aynı yaşta, yaşıt

etrâbun

: yaşıtlar, aynı yaşta olan

ettalaa (e ıttalaa)

: muttali mi oldu, görüp bildi mi

ettebeû

: tâbî oldular, uydular

ettebi' hu

: ona tâbî olayım

ettebiu

: tâbî olurum

ettehaznâ-hum

: onları ittihaz ettik, onları ..... edindik

ettehaztum (e ittehaztum)

: siz edindiniz mi

ettehaztum (e ittehaztum)

: siz edindiniz mi

e'tû

: gelin, yaklaşın

etûbu aleyhim

: onların tövbelerini kabul ederim

e'tûhunne

: onlara gelin, yanına gidin (biraraya gelin)

eûzu

: ben sığınırım

ev

: veya, ya da

ev alâ seferin

: veya seferde, yolculukta

ev buyûti

: veya evler

ev buyûti hâlâti-kum

: veya teyzelerinizin evleri

ev idfeû

: veya def'edin, savunun, müdafaa edin

ev itrahû-hu

: veya onu atın

ev kânû

: veya ... oldular

ev kilâ-humâ

: veya her ikisi

ev kutile

: veya öldürüldü

ev kutiltum

: veya öldürülseniz

ev misli-hâ

: veya onun mislini

ev muttum

: veya öldünüz

ev nasârâ

: veya hristiyan

ev neteveffeyenne-ke

: veya seni vefat ettiririz

ev nettehize-hu

: veya onu ediniriz

ev nunsi-hâ

: veya onu unuttururuz

ev sadîkı-kum

: veya sizin dostlarınız veya arkadaşlarınız

ev tubdû-hu

: veya onu açıklarsınız

ev unsâ

: veya kadın(lar)

ev yekbite-hum

: veya onları perişan etmek

ev yetûbe aleyhim

: veya, onlara (onlar için) tövbeyi kabul eder

ev yuazzibe-hum

: veya onları azap eder

ev yuhâccû-kum

: yoksa onlar sizinle çekişiyorlar mı

ev zalemû

: veya zulmettiler

evcese

: hissetti

evcese

: hissetti

evdiyeti-him

: vadilerine

evdiyetun

: vadiler

evfâ

: vefa etti, ifa etti, yerine getirdi

evfû

: ifa edin (yerine getirin)

evhâ

: vahyetti (konuşmadan, iç sesiyle duyurdu)

evhâ lehâ

: ona vahyetti

evhaynâ

: biz vahyettik

evhay-nâ

: biz vahyettik

evhene

: en dayanıksız

evid'u (ev ud'û)

: veya çağır

evit tâbiîne (ev et tâbiîne)

: veya onlara tâbî olanlar, hizmetliler

evit tıflillezîne

: veya çocuklar ki onlar

evkıd

: ateş yak

evlâ

: evlâ, en iyi, en yakın, en uygun

evlâdehunne

: (kadınların) evlâtları, çocukları

evlâde-hunne

: kendi evlâtlarını

evlâdu-kum

: sizin evlâtlarınız

evliyâ

: velîler, dostlar

evliyâe

: velîler, dostlar

evliyâe--hu

: kendi dostları (onu dost edinenler)

evliyâu

: velîler, dostlar

evliyâu

: dostlar

evliyâu

: evliyalar, dostlar

evliyâu-kum

: sizin velîleriniz, dostlarınız

evrede-hum

: onları girdirdi (götürür, götürecek)

evresnâ

: varis kıldık

evsânen

: putlar

evtâden

: sağlam kazıklar

evvâbun

: evvab, Allah'a ruhunu ulaştıran

evvâhun

: çok içli, çok acıyan, (Allah'a) çok yalvarandır

evvele

: evvel, önce, ilk

evvele beytin

: ilk ev

evveli

: evvel, ilk, ilk defa

evvibî

: bana yönelin, bana dönün

evzâre-hâ

: onun ağırlıkları (silâhlar, levazımatlar)

evzâre-hum

: onların kendi yükleri, kendi günahları

evzâren

: ağırlıklar

evzı'nî

: beni muvaffak kıl, yönelt

evzı'nî

: beni başarılı kıl

eydi

: eller

eydî-him

: onların elleri, kendi elleri, elleri

eydîhinne

: (kadınların) elleri

eydî-kum

: elleriniz

eydî-nâ

: ellerimiz

eydiye

: eller

eydiye-hum

: onların elleri, elleri

eydiyehunne

: ellerini

eydiye-hunne

: (onlar) ellerini

eydiye-kum

: sizin elleriniz, ellerinizi

eykâzan

: uyanık

eymâne

: yeminler

eymâne-hum

: kendi yeminlerini

eymâne-hum

: onların elleri

eymâni-him

: oların yeminleri

eymâni-him

: onların sağları

eymânu-hum

: onların elleri

eymânu-hunne

: onların elleri

eymânu-kum

: sağ el, elleriniz

eymânu-kum

: (sizin) elinizin altındaki

eyne

: nerede

eyne mâ

: her nerede

eyne mâ kuntu

: ben nerede bulunsam, bulunduğum heryerde

eynemâ

: hangi, herhangi, taraf

eynemâ

: her nereye

eytellezî

: kimseyi

eyyâme allahi

: Allah'ın günleri

eyyâmen

: günler

eyyâmen

: günler

eyyâmen ma'dûdâtin

: sayılı günler

eyyâmin

: günler

eyyâne

: ne zaman

eyye

: hangi, hangisi

eyyednâ

: destekledik

eyyemâ

: hangisi

eyyetu-hâ

: ey

eyyi

: hangi

eyyu

: hangisi

eyyûbe

: Eyüp

eyyuhâ

: ey

eyyu-hâ

: ey: hangisi

eyyuhâ es sıddîku

: ey doğru sözlü, sıddîk

eyyuhe

: ey

eyyu-hum

: onların hangisi

eyyu-kum

: sizin hanginiz

eyyu-nâ

: hangimiz

ez zâcirâti

: zecredenler, sevkedenler, koruyanlar, kuvvet kullananlar

ez zâhidîne

: kıymet vermeyen, rağbet etmeyen, önemsemeyen kimseler

ez zakkûmi

: zakkum

ez zâlimi

: zalim

ez zâlimîne

: zulmedenler, zalimler

ez zam'ânu

: susuz kalan, susamış olan

ez zânî

: zina yapan erkek

ez zâniyetu

: zina yapan kadın

ez zanne

: zanna

ez zanne

: zan

ez zanni

: zan

ez zânnîne

: zanda bulunanlar

ez zâriûne

: ziraati yapan, yetiştiren, bitiren

ez zâriyâti

: tozu dumana katan, esip savuran rüzgârlar, fırtına

Yüklə 1,08 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   20   21   22   23   24   25   26   27   ...   100




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin