İçimizde Bir Yer



Yüklə 0,64 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə23/31
tarix24.01.2023
ölçüsü0,64 Mb.
#80440
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   31
İçimizde Bir Yer - Ahmet Altan

Affedememek
Göz alabildiğine uzanan şehirde tek bir ışık bile yanmıyor,
dev beyaz bir kaplumbağa gibi başını içine çekip kabuğunun
karanlığına kapanmış.
Kar, gökyüzünün derinliklerinden yüklendiği gizli bir ışıkla
usulca yağıyor.
Yumuşak kar tanelerinin fısıltısından başka ses yok.
Pencerelerin köşeleri buz tutmuş.
Soğuk, bir kesiğe değen tuz gibi, dokunduğu yeri yakıyor.
Ellerim üşüyor.
Yıllarca evvel bu eve taşındığımda, ıssız apartmanın en
üstündeki yalnız çatı katında, pencerelerden giren rüzgârla
üşüyen ellerim uyuşur, daktilonun tuşlarına dokundukça
parmak uçlarım acırdı. Yazabilmek için eldiven giyerdim.
Tek bir yatağım, bir asker battaniyem, küçük bir radyom ve
babamın kömürlüğünden bulup çıkardığım eski bir çalışma
masam vardı.
İskemlem olmadığı için, masanın çekmecelerinden birini,
dikine yere koyup kendime bir çalışma iskemlesi yapmıştım.
Gençtim ve gelecekten korkuyordum.
Dar yatağımdan kâbuslarla uyanırdım.
Hayatın, beni bırakıp gideceğini, ona yetişemeyeceğimi
düşünürdüm.
Kaçacağını sandığım hayatı yakalayabilmek için geceler
boyu, daktilo tuşlarının sesiyle çınlayan o yapayalnız boş


evde yazı yazardım.
Geyik derisinden, içi kürklü çizmelerim vardı.
Bazen, çocukluk hayallerimi gerçekleştiremeyeceğimden,
başarısız olacağımdan o kadar çok korkardım ki, çalışma
masasının başında öfkeyle ağlardım.
Korktukça daha çok çalışırdım.
Soğuk, bir zalimin bıçağı gibi yırtıyor zamanı, geçmişe
doğru düşüyorum.
Sevmem geçmişi.
Bir daha yaşamak istemem o günleri, o korkuları.
Gençliğin ağır bedelini ödedim ben, bir daha ödemek
istemem.
Benimle birlikte bütün şehir geçmişe düşüyor.
Her an bir çağdan bir çağa geçiyoruz sanki.
Benim gençliğimi, babamın gençliğini, dedemin gençliğini
geçtik, gerilere, daha gerilere gidiyoruz.
Ağır çini sobaların yandığı, alevli mum ışıklarında kitap
okunduğu, bahçelerinde ağaçların ağır uğultularla sarsıldığı
köşklerin ahşap kokulu kuytuluklarında dolaşıyoruz.
Suikast planlarının yapıldığı, Beşiktaş karakolunun
nezarethanesinden işkence çığlıklarının yükseldiği, Balkan
şehirlerinde faili meçhul cinayetlerin işlendiği gecelerdeyiz.
Bu toprakların örtüsünü kaldırdığımda cinayetleri,
çığlıkları bulacağımı biliyorum.
Üşüyen ellerimle bir sigara yakıyorum.
Yanı başımdaki mum, ani bir rüzgârla titriyor.
Kendi gençliğime dönüyorum yeniden.


Belki de kendi gençliğimi hiç unutmadığımdan, hep bir
şefkat duyarım gençlere, söyleyemedikleri korkularını bilirim
onların, henüz bir umut haline bile dönüşememiş hayallerinin
kendilerini nasıl ürküttüğünü, hayatın kalabalığında
kaybolmaktan nasıl endişe ettiklerini, en küçük başarısızlığın
onların tedirgin ruhlarını nasıl dağladığını, hak ettiklerine
inandıkları özeni göremediklerinde nasıl kırıldıklarını, nasıl
çocukça bir acelecilikle kendilerini kanıtlamak için
uğraştıklarını, "ben ne olacağım" sorusunun içlerinde nasıl
çınladığını, ne kadar çabuk umutsuzluğa kapıldıklarını
bilirim. Ve, ilk başarıda yüzlerinin nasıl ışıdığını. Aşklarını
bilirim, acılarını, kırılganlıklarını bilirim. Yaşadım bunların
hepsini. Şehir, terk edilmiş bir dağ köyü gibi sessiz. Kimse bir
yerden bir yere gidemiyor. Yollar, buz tutmuş.
Zifiri bir karanlık, duyguların iyice kabarıp yayılabilmesi
için evrenin duvarlarını geriye doğru itiyor, içimin
büyüdüğünü, 
genişlediğini, 
duygularımın 
kardan
harmaniyeler giymiş "muse"ler gibi şehrin üstünde uçtuklarını
hissediyorum.
Birçok duygumun, gençliğimin duygularına benzemesi ne
tuhaf.
Hep aynı güçle özledim. Özlemeyi hep iyi bildim.
Kavuşmakta ise hep acemiyim.
Gençliğimin beceriksizliğini kutsal bir emanet gibi
taşıyorum.
Bu korkunç karanlık, zamanı Shakespeare'in mezarcısı gibi
kazıp bulduklarını bana gösteriyor, neler çıkıyor oradan,
bağışlamadığım ama unuttuğum nice ihanet, beni acıyla
kavurmuş nice anı, üstü kapanmış nice öfke; sevdiklerimi
bağışlamayı hiç bilmedim ben, ruhuma uğursuz bir dövme


gibi dövülmüş gençliğin bencil kibri bağışlamama hiç izin
vermedi, hiç affetmedim, hep bağışlamak zorunda
kalmayacağım birini aradım, kendim hep bağışlanmayı
bekleyerek, bağışlanmak için yalvararak. Bencildim, hâlâ
öyleyim. Vahşiydim, hâlâ öyleyim. Cinayetler şehrinin
çocuğuyum ben. Bıçaklara düşkünlüğüm hiç değişmedi.
Arkamdaki pencere, buzdan bir örümceğin ağlarıyla
buzlanıyor, karanlığı bile görmekte zorlanıyorum.
Konyak kadehini kaldırıp mum ışığına tutuyorum, camın
içindeki kehribar rengi içkiyi seyrediyorum. Hazreti Musa
gibi Tanrı'yla konuşmak isterdim. "Gençleri affet" derdim
ona. Sonra usulca eklerdim. "Beni de affet." "Affedemememi
affet benim."
Vahşetim için, ahlaksızlığım için, bir bıçağın kadın tenine
değişini görmekten aldığım haz için, ihtiraslarıma kendimi
delice bir arzuyla bıraktığım için, günahlardan hoşlandığım
için affedilmemi istemezdim. Affedemememi affetmesini
isterdim sadece. Ve, gençlere iyi davranmasını.
Onların güvenle yaslanacakları bir geçmişleri yoktur,
değerlerini kabul ettirecek, bir kanıt isteyen kalabalıklara
gösterecek bir kanıtları yoktur, onları parlak bir geleceğe
götürecek haritaları yoktur.
Coşkuları, heyecanları, arzulan, endişeleri, korkuları vardır.
Kırılgandırlar. Çabuk alınırlar.
Şefkatle bakarım onlara.
"Korkmayın" demek isterim, "en korkusuzlarımız bile
korkuyordu sizin yaşlarınızda."
Elimde olsa onlara, başarılı insanların hayat hikâyelerini
okutmak 
isterdim, 
korkularının, 
endişelerinin,


güvensizliklerinin nasıl benzeştiğini görüp biraz içleri
rahatlasın diye.
Kar usulca yağıyor.
Ellerim üşüyor.
Gençliğimdeki gibi.
Bütün pencereler teker teker buzlanıyor, karla kaplı
damlardan beyaz bir ışık yansıyor buzlara.
Buzdan bir kürenin içindeyim.
Kehribar rengi konyak kadehini ışığa tutuyorum.
Soğuk, zamanı yırtıyor.
Üşüyorum.
Ama sadece soğuktan değil üşümem.
Niye böyle üşüdüğümü Tanrı biliyor.
***



Yüklə 0,64 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   19   20   21   22   23   24   25   26   ...   31




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin