Issn 1300 9745 ege pediatri BÜlteni ediTÖR



Yüklə 1,01 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə3/9
tarix11.01.2017
ölçüsü1,01 Mb.
#5095
1   2   3   4   5   6   7   8   9

Yazışma Adresi: 

Uzm. Dr. Saniye KORKMAZ ÇETİN  

Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi  

Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı.  

35100 Bornova, İzmir 

Tel 

: 232.390 45 09 



E-mail  : sankork @ yahoo.com 

 


 

 

 



K

LİNİK 



Ç

ALIŞMA


 

EGE PEDİATRİ BÜLTENİ 2009, 16 (1): 9-14

 

 

 



 

 

 



 

 

 



 

ÖZET 

ocukluk döneminde diyare ile sıklıkla karşılaşılmakta ve yüksek oranda mortalite nedeni olarak gözlenmektedir. Geniş 

spektrumlu antiobiotiklerin uzun süre kullanımının organizmanın adaptif immün yanıtının etkilenmesi sonucu immunsupresif etki 

ile bağırsak florasının bozularak diğer enfeksiyon hastalıklara yatkınlığın arttığı bildirilmiştir. Bu çalışmada amaçlanan, diyare 

tedavisinde yüksek doz probiyotik uygulamasının bağışıklık sistemi ve klinik üzerine etkilerinin araştırılmasıdır. Bu çalışmada diyare 

gözlenen 122 çocuk yer almıştır. 93  çocuğa probiotik tedavisi uygulanmış, 29 çocuk ise yalnız antibiyotik tedavisi  almıştır. 0-6 aylık 

66 hasta Lactobacillus GG (

lactobacillus, 5.10

10

 mikroorganizma

), 6-12 aylık 27 hasta ise B. Bifidum (



Bacillus bifidum, 5.10

10

 

mikroorganizma

) almıştır. 66 hastadan oluşan Lactobacillus grubunda  23 hasta yalnız bu ilacı alırken diğer 43 hasta aynı dozda 

probiyotik yanısıra ikinci kuşak sephalosporin almıştır. Hücresel immunite (T-lenfositler, T-helperler, T-supressörler, B-lenfositler) ve 

humoral immunite göstergeleri (Ig A,M,G) tüm gruplarda tedaviden önce ve sonra nefelometrik yöntem (Dade Bahring) ile 

ölçülmüştür. Inflamatuar süreç dışkı incelemesi ile takip edilmiştir. Bulguların istatistik analizlerinde p<0,05 önem düzeyinde 

Willcoxon ve Mann-Whitney analizleri (SPSS 10.0) kullanılmıştır. İki hafta süren tedavinin 4. Gününde inflamatuar sürecin (mukus, 

lökosit) azaldığını gösteren belirtiler ile diyarenin durması, probiotiklerle tedavi alan gruplar ile kıyaslandığında 2 gün daha erken 

gözlenmiştir. Probiotik uygulaması immünolojik göstergelerin bazal normal değerlerine daha hızlı dönmesini sağlamış ve diyare 

süresini kısaltmıştır (4. gün). Antiobiotik alan grupta immunolojik parametreler artmış ancak probiotik alan hastalara oranla daha 

yavaş ilerlemiştir (12. gün). Probiotik yüksek dozda kullanımı hiçbir yan etkiye sebep olmamıştır. Sonuç olarak, daha hızlı iyileşme 

ve immünolojik parametrelerde aktivasyon sağlayabilen yüksek doz probiyotik uygulamasının, çocukluk dönemi diyare tedavisinde 

gerekli olduğu düşünülmektedir. 



Anahtar Sözcükler: Süt çocukluğu dönemi, diyare, probiyotik 

SUMMARY 

iarrhea is primarily seen during infancy. It is reported that long treatment period with broad spectrum antibiotics causes 

immunsupressive effect through influencing adaptive immune response of the organism, and this eventually brings out the 

increased susceptibility to other infectious diseases through the destruction of intestinal flora. The aim of this study was to 

investigate the effects of high dose probiotics on immune system and clinical parameters in infants. This study included 122 infants 

with diarrhea. Of them, 93 patients received classical probiotics treatment, while other 29 received only antibiotics treatment. Sixty-

six infants who were among 0-6 months of age received Lactobacillus 30 doses per day (10, 10, 10 doses for  2-4 days) while 27 

infants who were among 6-12 months of age received B. bifidum 50 doses per day (10, 10, 15, 15 dose for 2-4 days). From 

lactobacillus group involving 66 patients, 23 patients received only this treatment while other 43 patients received 

probiotic+antibiotic (cephalosporins) in the same dose. Implications of humoral and cellular immunity were quantified before and 

after treatment. Inflammatory period was followed by faeces analysis. During investigation, statistical analysis of parameters was 

done using Willcoxon and Mann-Whitney tests. On Day 4 of 2 week-treatment period, the parameters were measured. Respond to 

treatment was clinically affirmative in the group who received probiotics treatment. In this group, the implications pointing out the 

decrease of inflammatory period (leukocytes, mucus) have occurred 2 days earlier.  Normal basal levels of immunological 

parameters were obtained faster in the probiotics treatment group (4

th

 day) than in the group who received antibiotics treatment (12

th

 

day). High dose probiotics treatment did not cause any side effects in infants with diarrhea. It is concluded that high dose probiotics 

treatment may provide a fast recovery of immunological parameters, and this may be used in diarrhea caused by infection in 

infancy. 

Key Words: Infancy, diarrhea, probiotics 

Geliş tarihi: 23.06.2009

 

                         Kabul tarihi: 07.09.2009 



   

   


   

 

Ç 



D 

DİYARELİ SÜT ÇOCUKLARINDA PROBİYOTİK 

TEDAVİSİ İLE İMMÜN PARAMETRELERİN 

DEĞİŞİMİ 

 

 

Effect of Probiotics on Immunologic Parameters in 



Infants with Diarrhea 

Nesib GULİYEV 

Sevinc NESİROVA 

 

Azerbaycan Tıp Üniversitesi 



Tedavi-Profilaktik Fakültesi 

Çocuk Hastalıkları Anabilim Dalı,  

Bakü, Azerbaycan 

 


Guliyev ve Nesirova  

 

 

10 



 

GİRİŞ  


Küçük çocukluk döneminde gastrointestinal 

enfeksiyonlardan biri olan diyareler genellikle ilk 

sırada yer almakta ve sıklıkla mortalite nedeni 

olarak gözlenmektedir (1,2). Sindirim sisteminin 

bakteriyel ve virüs kökenli hastalıkları sonucu 

hastaların %80’inde intestinal floranın değiştiği 

bilinmektedir. Aynı zamanda geniş spektrumlu 

antiobiotiklerin uzun süre bilinçsiz kullanımının 

da floranın bozulmasına sebep olması sonucu 

hastalığın seyrinin kötüleştiği gözlenmiştir. Ya-

pılmış olan çalışmalarda antibioterapi sonucun-

da oluşan ishal sıklığının çocuklar arasında 

%20-40 oranları arasında değiştiği bildirilmiştir 

(3). Bağırsak florasının bozulması sonucu, orga-

nizmanın adaptif immün yanıtının etkilenmesi 

ile birlikte diğer enfeksiyon hastalıklara yatkın-

lığın arttığı vaka örnekleri bulunmaktadır. Hüc-

resel düzeyde lizozim aktivitesi düşüşü ile 

degranülasyonun artması sonucu organ ve 

dokularda histaminin akümülasyonu oluşumu 

ile organizma duyarlılık seviyesinin artmasına ve 

inflamatuar reaksiyon yanısıra allerjik reaksiyon-

ların da oluşmasına neden olmaktadır (4). Has-

talığın başlangıç seyrinde, hem hücresel hem 

de hümoral immün sistem parametrelerinin 

değişmesi sonucu organizmanın immün yanıtı  

önemli derecede azalır. T-lenfosit miktarlarında 

azalma sonucu, IgA ve IgM düzeyinde azalma 

gözlenmiştir. Hücresel ve hümoral immün yanıt 

göstergelerindeki dengesizlik, sindirim sistemi-

nin hem bakterial hem de viral kaynaklı diare-

lerinde görülmektedir (5).  

İmmün sistem defektleri, etyolojik orijinli olarak 

gözönünde bulundurulmaktadır. Değişik türde 

mikroorganizma enfeksiyonları yanısıra hücresel 

immün sistem defektleri sıklıkla  Salmonella 

enfeksiyonlarında karşımıza çıkmıştır. Rotavirüs 

gibi viral  infeksiyonlarda ise hem hücresel hem 

de hümoral immünite göstergeleri değişimi 

karakteristik bulunmuştur (4). Bununla birlikte, 

immunolojik göstergelerin yaşla beraber deği-

şimi sonucu, en önemli farklılıkların çocuklarda 

yaşamın ilk yılında gözlendiği dikkati çekmekte-

dir.  


Antibioterapide, normal bağırsak florasının bo-

zulması sonucu immün süreçte derin hasarların 

oluşumu gözlenmiştir. Bu durum, konağın sa-

vunma mekanizmalarının bozulması ile hasta-

lığın  şiddetlenmesine neden olmuştur. Antibio-

tiklerin immunsupresif etkisinin yanısıra immün 

sistem hücrelerine direkt olarak etki ettiği 

bilinmektedir. Bu noktadan hareketle, periferik 

kan hücreleri olan granülosit ve lenfositlerde 

DNA hasarı sonucu, T hücre farklılaşımının olum-

suz  şekilde etkilendiği yapılmış çalışmalarda 

kanıtlanmıştır (6). Çocuklarda en önemli flora 

değişikliği geniş spektrumlu antibiyotik kullanıl-

ması ile ortaya çıkar. Çocukluk çağında antibi-

yotiklerin yaygın kullanımı ve gastrointestinal 

hastalıklara yatkınlık probiyotik kullanımını 

önemli bir araştırma alanı haline getirmiştir (7). 

Besinlerle birlikte veya ayrı olarak alınan, mu-

kozal ve sistemik immüniteyi düzenleyerek, 

bağırsaklarda besinsel ve mikrobiyal dengeyi 

sağlayarak konakçının sağlığını olumlu yönde 

etkileyen canlı mikroorganizmalara "probiyotik" 

adı verilir. "Pro" ve "biota" olmak üzere iki kısım-

dan oluşan bu terim "for life" (yaşam için) anla-

mını taşımakta olup, antibiyotik teriminin an-

lamca karşıtıdır. Patojen bakterilerin kontrolü 

için patojen olmayan bakterilerin kullanılması 

anlamına gelir. Probiyotiklere "biyoterapötik ajan-

lar" da denir. Probiyotik ile tedaviye “bakteriyel 

yerine koyma tedavisi”, “bakteriyoterapi” ve 

“patojen mikroorganizmaların patojen olmayan-

lar ile kontrolü tedavisi” şeklinde adlandırmalar 

da yapılmaktadır. Yaşamın ilk haftalarında anne 

sütü ile beslenen bebeklerin bağırsak florasında 

Bifidobakteriler baskın iken mama ile beslenen 

bebeklerin bağırsaklarında Enterobakter türleri 

baskındır. Altı ay dolayında mama ile beslenen 

bebeklerin florasında Bifidobakteriler yer almak-

ta ise de anne sütü alanlarınkinden daha azdır 

ve flora dağılımı oldukça karmaşıktır (8-16). 

Probiotiklerin endojen interferon ve interlökin 

sentezini arttırdığı ve makrofajların fagositer 

aktivitesini yükselttiği bilinmektedir. Probiotik 

tarzda hazırlanan peroral aşıların immünmodü-

lasyona sahip antijen ve bölgesel aktif kompo-


Diyareli Süt Çocuklarında Probiyotik Tedavisi ile İmmün Parametrelerin Değişimi     

 

 



 

11 


nentler (GALT-gut associated lymphoid tissue) 

gibi molekülleri kendi sistemik mekanizma-

larına dahil edebilme yeteneğine sahip olarak 

bağışıklık sistemine etki edebildikleri gözlen-

miştir. Bunun aksi olarak, bazı çalışmalarda ise 

probiotiklerin yüksek dozda kullanılması, sin-

dirim sistemi hastalıkları tedavisinde daha iyi bir 

sonuç sağlayarak tartışmalı yorumlara sebep 

olmuştur. Probiotik içeriğinde bulunan bakteri-

lerin immün stimülan etkisi araştırmacıların 

özellikle dikkatini çekmiştir (1).   

Bu çalışmada, küçük çocuklarda diyare tedavi-

sinde, probiotik ajanların yüksek doz kullanıl-

ması sonucu, bağışıklık sistemi parametrele-

rinin değişimi ve klinik yararlılık düzeylerinin 

incelenmesi ile umut veren profilaksi yöntem-

lerinin tartışılması amaçlanmıştır. 

GEREÇ VE YÖNTEM 

Bu çalışmaya, Azerbaycan Tıp Üniversitesi

Tedavi-Profilaktik Fakültesi Çocuk Hastalıkları 

Anabilim Dalı’na akut diyare şikayeti ile  baş-

vuran 0-12 ay yaş aralığında toplam 122 çocuk 

(70 kız, 52 erkek) 2 hafta süreyle dahil olmuş-

tur. Tedavi başlamadan önce çocukların genel 

semptomatik bulguları  şöyledir: Diyare tüm 

 

çocuklarda akut ve şiddetli olarak başlamıştır. 



42 çocukta hastalığın birinci günü kusma ve 

defekasyon bozukluğu gözlenmiştir. 80 çocukta 

yüksek ateş, 43 çocukta subfebril ateş saptan-

mıştır. Dışkı incelemesi sonucunda 120 hastada 

şeffaf, dışkıyla karışmış mukus gözlenmiştir. 

Meteorizm 94 çocukta gözlenmiştir. Mikroskobik 

incelemeler sonucunda 20 hastada rotavirus, 33 

hastada bakteriyal enfeksiyon (Salmonella), 29 

hastada mikst bakteriyal enfeksiyon (Salmonella+ 

Shigella), 6 hastada viral ve bakterial mikst 

enfeksiyon (rotavirus+Salmonella+Shigella), 5 

hastada  salmonella, 2 hastada candida, 26 

hastada ise etken saptanmamıştır. 

Viral ve bakterial mikst enfeksiyon gözlenen 

yüksek ateşli antibiyotik ilişkili olduğu düşü-

nülen diyare ile akut diyare gözlenen 93 çocuk 

probiotik almış, akut diyare gözlenen 29 çocuk 

ise yalnız antibiotik tedavisi almıştır. 0-6 aylık 

66 hastaya Lactobacillus rhamnosus GG veya  

Lactuobacillus GG (LGG) (lactobacillus suşu: 

özellikle rotavirüs ishali ağırlıklı olan ve anti-

biyotik ilişkili ishallerde etkili suşlar) (1 mL=10 

U-doz; günde 30 doz (3 ml/gün) - 4 gün; 1 doz= 

5-40 milyon CFU/g preparat su içine karıştırı-

larak), 6-12 aylık 27 hastaya ise B. bifidum 

(bifidobacterium suşu) (günde 50 doz 5 ml/gün-

4 gün) verilmiştir. 66 hastadan oluşan LGG gru-

bunda 23 hasta yalnız bu ilacı alırken diğer 43 

hasta aynı dozda probiyotik yanısıra antibiyotik 

(ikinci kuşak sefalosporin; 30 mg/kg/gün) de almış-

tır. Yüksek dozda B. bifidum, Lacto-bacillus GG 

ve antibiyotiklerle tedavi olunan hastalar arasın-

da klinik laboratuar yararlılık karşılaştırılarak 

değerlendirilmesi yapılmıştır. Çocuklarda ishal-

lerin kliniği dehidratasyon, ateş, halsizlik, iştah-

sızlık semptomların incelenmesi ile değerlendi-

rilmiştir. Gastrointestinal hasarlanma, kusma, 

defekasyonun sıklaşması, dışkı içeriğinin değiş-

mesi gibi belirtiler ile değerlendirilmiştir. Hücre-

sel immunite (T-len-fositler, T-helperler, T-sup-

ressörler; CD4 (+), CD8 (+), CD19(+), B-lenfo-

sitler) ve humoral immunite göstergeleri (Ig A, 

M, G) nefelometri ile (Dade Bahreng) tüm grup-

larda tedaviden önce tüm bulguların başlama-

sından hemen sonra ve 4 günlük tedaviden 3 

gün sonra (tedavinin 7. gününde) ölçülmüştür. 

Tedavi 2 hafta süreyle devam etmiş, 4. gün 

ölçümler alınmaya başlayarak hergün tekrar 

edilmiştir. Çalışma, Azerbeycan Tıp Üniversitesi 

Etik Kurul izni ve onayı altında hasta ebeveyn-

lerinden yazılı olur formunun imzalanması ile 

başlatılmıştır. 

Araştırma süresince takibe alınmış tüm para-

metrelerin istatistiksel analizleri parametrik yön-

temlerin uygulanmasının ardından non-para-

metrik Willcoxon ve Mann-Whitney analizleri ile 

gerçekleştirilmiştir.  

BULGULAR 

Yüksek doz B.bifidum (27 çocuk), yüksek doz 

LGG (66 çocuk) ve antibiyotiklerle tedavi olunan 


Guliyev ve Nesirova  

 

 

12 



(29 çocuk) hastalar arasında klinik gözlem-

serolojik bulgular karşılaştırılarak etkinlik değer-

lendirilmesi yapılmıştır. Bu çalışmada, probiyo-

tiklerle tedavide tüm hastalarda 4-7. günün 

sonunda dışkıda katılaşma başlamış ancak anti-

biyotik ile kombine edilen grupta 12. günde ve 

sadece antibiyotik alan grupta ise 2. haftanın 

sonunda ishal durmuştur. LGG ve B. bifidum 

alan grupta benzer şekilde meteorizm, toksikoz 

belirtileri tedavinin 4-6. gününde, ateş 3-4. 

gününde, kusma 2-4. gününde geçmiş, defekas-

yon 4-7. günün sonunda normalleşmiştir. Bu 

semptomlar antibiyotik alan grupta 2. haftanın 

sonuna kadar devam etmiştir. LGG ile tedavide 

bulgular yaklaşık 2 gün süreyle daha erken 

sonlanmıştır. 

LGG,  B. bifidum, LGG+sefalosporin ve sadece 

sefalosporin alan grupların tamamında Ig M ve 

T lenfosit oranlarında tedavi öncesine oranla 

tedavi sonrasında istatistik olarak anlamlı bir 

artış gözlenmiştir (p<0,05 ve p<0,001)(Tablo I). 

Ig A düzeyindeki belirgin ve istatistik olarak 

anlamlı artış sadece LGG alan grupta gözlen-

miştir (p<0,05). Th düzeyinde saptanan istatis-

tik anlamlı artış B.bifidum alan grupta gözlen-

miştir (p<0,001). Bununla birlikte Ig G ve B 

lenfosit düzeylerinde tedavi sonrası istatistik 

anlamlı artma LGG ve B.bifidum alan gruplarda 

gözlenmiştir. Ts düzeyi ise anlamlı olarak LGG 

grubunda ve LGG+sefalosporin alan gruplarda 

artış göstermiştir (p<0,05). Bu sonuçlar ile bir-

likte yalnızca sefalosporin alan 29 kişilik grupta 

herhangi istatistiki açıdan anlamlı bir artış sap-

tanmamıştır.  

TARTIŞMA 

Her 15 saniyede bir bebek dünyanın herhangi 

bir yerinde ishal nedeni ile ölmektedir. Kontrollu 

çalışmalar Lactobacillus GG’nin çocukluk çağı 

akut ishallerinin süresini kısalttığını göstermek-

tedir (8, 17, 19). Peru’da 6-24 aylık çocukları 

içeren bir çalışmada Lactobacillus rhamnosus 

GG ile ishal sıklığı azaltılabilmiştir (20). Lacto-

bacillus GG verildiğinde ishal süresinde orta-

lama 2.4-3 günlük bir azalma sağlanmıştır (21). 

Bu çalışmada, probiyotiklerle tedavide tüm 

Tablo I.  İmmunolojik  parametrelerin  farklı gruplarda tedavi  öncesi ve sonrası değerleri (Ortalama ± standart sapma 

olarak verilmiştir).

 

LGG LGG+Sefalosporin 



B. bifidum 

Sefalosporin 

İmmunolojik 

Göstergeler 

Tedavi 

Öncesi 


Tedavi 

Sonrası 

Tedavi 

Öncesi 


Tedavi 

Sonrası 

Tedavi 

Öncesi 


Tedavi 

Sonrası 

Tedavi 

Öncesi 


Tedavi 

Sonrası 

Ig A 

(g/l) 


0,61±0,07 0,82±0,06 

p<0,05 


0,58±0,11

0,70±0,09 0,54±0,03

0,61±0,03 0,51±0,01 0,60±0,09

Ig M 


(g/l) 

0,53±0,09 0,79±0,06 

p<0,05 

0,61±0,03



0,72±0,02 

p<0,05 


0,57±0,02

0,66±0,03 

p<0,05 

0,59±0,05 0,62±0,02



Ig G 

(g/l) 


3,75±0,49 5,38±0,54 

p<0,05 


4,48±0,73

5,15±0,67 4,01±0,09

4,67±0,28 

p<0,05 


4,34±0,89 4,78±0,66

T-helper 

(%) 

31±1,26 34,5±1,41 29,5±1,18



32±1,53 32,4±0,65

36,7±0,59 

p<0,001 

30,5±1,11 31±1,45 

T-supresör 

(%) 


12,7±0,92 

 

15,8±0,87 



p<0,05 

12,7±0,80

 

15,3±0,67 



p<0,05 

11,6±1,03

13,9±0,72 

 

10,7±0,90 



 

12,3±0,56

 

B-lenfosit 



(%) 

12,3±0,84 15±0,45 

p<0,05 

14,8±1,08



17,2±0,91 

 

11,2±0,53



13,5±0,33 

p<0,01 


10,8±1,02 12,2±0,61

 

T-lenfosit 



(%) 

44,7±0,42 50,2±1,01 

p<0,001 

42,2±0,95

45,5±0,99 

p<0,05 


43,4±0,56

47,4±0,60 

p<0,001 

40,2±0,55 42,5±0,92

*

p<0,05 anlamlı kabul edilmiştir. 



 

Diyareli Süt Çocuklarında Probiyotik Tedavisi ile İmmün Parametrelerin Değişimi     

 

 



 

13 


hastalarda ishalin süresi kısalmış, 4-7. günün 

sonunda dışkıda katılaşma başlamış ancak 

antibiyotik ile kombine edilen grupta 12. günde 

ve sadece antibiyotik alan grupta ise 2. haftanın 

sonunda ishal durmuştur. LGG ve B. bifidum 

alan grupta benzer şekilde semptomlar teda-

vinin 4-6. gününde, ateş 3-4. gününde, kusma 

2-4. gününde geçmiş, defekasyon 4-7. günün 

sonunda normalleşmiştir. Bu semptomlar anti-

biyotik alan grupta 2. haftanın sonuna kadar 

devam etmiştir. Bu noktada LGG B.bifidum’a 

gore 2 gün daha erken ishalin sonlanmasını 

sağlamıştır.  

Lactobaciller’in rotavirus ishallerinde ne şekilde 

yararlı etki yaptığı konusunda değişik hipotezler 

vardır. Lactobaciller’in olası reseptör bölgelerini 

kaplayarak patojen ajanların tutunmasına engel 

olması bu mekanizmalardan biridir. Bir başka 

görüşe göre ise Laktobasiller immüniteyi güç-

lendirerek etkili olmaktadır. Bunu destekle-yen 

bulgu rotavirusa özgü IgA düzeyinin artmasıdır. 

Laktobasillerin kullanıldığı dokuz çalışma değer-

lendirildiğinde ise ishal süresinin 0.7 gün 

kısaldığı tedavinin ikinci gününden itibaren 

dışkılama sıklığının günde 1.6 dışkı oranında 

azaldığı bulunmuştur (22). Akut ishallerde etkin-

liği saptanmış olan probiyotiklerin kronik ve 

tekrarlayan ishallerde de kullanılabileceği bil-

dirilmektedir (23). Antibiyotik kullanımı  sırasın-

da karşılaşılan en önemli yan etkilerden biri 

antibiyotik ilişkili ishaldir. Geniş spektrumlu 

antibiyotik kullanan çocukların %40’ında ishal 

görülmektedir (24). Hafif ishalden psödomem-

branöz kolite kadar değişen bir tablo oluştu-

rabilir. Her yıl çok büyük sayıda çocuğun anti-

biyotik kullanması nedeniyle buna bağlı oluşa-

bilecek ishallerin bir kısmının önlenmesi önem 

taşımaktadır (25). Son zamanlarda dokuz çalış-

manın değerlendirildiği bir metaanalizde Lacto-

bacillus GG ve Saccharomyces boulardii anti-

biyotik ilişkili ishalin önlenmesinde etkin suşlar 

olarak belirlenmiştir (26). Antibiyotik ilişkili isha-

lin mekanizması tam olarak anlaşılamamıştır. 

Probiyotik desteği alan bireylerde plasebo alan-

lara göre antibiyotik kullanımı  sırasında ishal 

sıklığı %60 oranında azalmaktadır (27). Türkiye’de 

1-5 yaş grubunda, sulbaktam-ampisilin veya 

azitromisin almakta olan 465 çocuk üzerinde 

yürütülen bir çalışmada tek başına antibiyotik 

alan grupta ishal görülme sıklığı %16, anti-

biyotik ile birlikte S. boulardii alan grupta %6 

olarak saptanmıştır (28). Bu çalışmada, tek ba-

şına antibiyotik alan grupta ishal görülme sıklığı 

%62 (18 çocuk), antibiyotik ile birlikte LGG alan 

grupta %34 (15 çocuk) olarak saptanmıştır. 30 

doz LGG ve 50 doz B.bifidum alan gruplarda 

benzer  şekilde tedavinin 4-6. gününde ishal 

bütün çocuklarda durmuştur. 

Çocuklarda değişik sindirim sistemi hastalıkları-

nın gözlenmesi sonucunda etiyolojiye yönelik 

tedavinin geliştirilmesi problemi, mikroorganiz-

manın ilaç direncinin artması ve düşük etkinlik-

teki antibiyotiklerin varlığı halen bir tartışma 

konusu olarak gündemini korumaktadır. Yüksek 

yan etkiye sahip antibiyotikler, toksik, alerjik, 

bağışıklık sistemi ve bağırsak mikroflorasına 

negatif etkisi olmayan alternatif ajanların araştı-

rılması son dönemde artmıştır (29). Çoğu araş-

tırma sonucunda şiddetli diyare patogene-zinde 

intestinal floranın nicelik ve niteliğinin bozul-

ması ispatlanmıştır (2,4,5). Gastrointestinal sis-

temde bulunan lakto- ve bifidobakterilerin, 

organizmanın enfeksiyon ajanlardan korunma 

ve metabolik fonksiyonlarında önemli rol oyna-

dığı bilinmektedir.  

Bu çalışma, tedavi yönteminin etkinliğinin 

değerlendirilmesi, yan etkilerinin belirlenmesi 

ve uygulanması için bu araştırma yapılmıştır. 

Çalışmada diyareli çocuklara etyoloji gözönünde 

bulundurularak  farklı suş içerikli probiotikler 

verilmiştir. Özellikle karaciğer ve dalak büyü-

mesi ile viral ve bakterial mikst enfeksiyon göz-

lenen yüksek ateşli 93 çocuk probiotik almış, 29 

çocuk ise yalnız antibiotik tedavisi  almıştır. 0-6 

aylık akut ishali olan 66 hastaya  Lactobacillus 

rhamnosus GG veya Lactobacillus  GG  (LGG),          

6-12 aylık antibiyotik ilişkili düşünülen 27 has-

taya ise B. bifidum (Bifidobacterium suşu) veril-

miştir. Probiyotiklerin alınmasının, immün sis-

tem aktivasyonunu sağladığı öne sürülmektedir. 

Probiyotikler gastrointestinal sistemdeki immün 

sistemi güçlendirdiği gibi sistemik immün yanıt 

üzerinde de etkilidir (13,30). Bunun en güzel 

örneği aşılara olan immün yanıttaki güçlen-

medir. Tifo aşısı ile birlikte Lactobacillus GG 


Guliyev ve Nesirova  

 

 

14 



verilen grupta aşı yanıtı daha iyi olmuş, antikor 

yanıtı da artmıştır (30). Yüksek doz probiyotik 

alan grupta immünglobulin ve lenfosit artışı 

tedavinin dördüncü gününde gözlenmiş iken, 

antibiyotik ile kombine edilen ve antibiyotik alan 

gruplarda ikinci haftada artış gözlenmiştir.  

Bu çalışmada elde edilen veriler ile gözlenen 

immün gösterge düzeylerindeki artış, immün-

modulasyonun etkileri olarak düşünülmektedir. 

LGG ve antibiotiklerin birlikte uygulandığı grup-

ta, immün parametrelerde pozitif dinamizm 

gözlenmiş olsa da diğer gruplar ile karşılaştırıl-

dığında daha yavaş bulunmuştur. Bu grup ço-

cuklarda LGG’lerin zayıf immünmodulasyon et-

kisi, antibiyoterapinin intestinal flora ve immün 

sisteme gösterdiği etki ile ilişkili olarak düşünül-

müştür. Hasta çocuklarda probiyotik yüksek doz 

kullanımının organizmaya negatif etkisi gözlen-

memiş, diyare tedavisinde erken sonlanma ile 

birlikte bağırsak semptomlarında azaltma kaydedil-

miştir. Sonuç olarak, probiyotik tedavi hızlı 

klinik iyileşme yanısıra, hücresel ve hümoral 

immun yanıtın düzenlenmesinde etkili bulun-

muştur.


 

KAYNAKLAR 

1.  Coşkun T. Pre-, pro- ve sinbiyotikler. Katkı Pediatri Dergisi 2004; 26 (Özel Sayı): 151-197. 

2.  Engfer M.B., Stahl B., Finke B. Human milk oligosaccharids are resistant to enzymatic hydrolysis in the upper gastro-intestinal tract. Am J 

Clin Nutr 2000; 71: 1589-1596. 

3.  Kanra G, Kara A. Probiotik ajanlar ve enfeksion hastalıkları. Katkı Pediatri Dergisi 2004; 26: 254-260. 

4.  Cunningham-Rundles S. Probiotics and immune response. Am. J. Gastroenterol 2000; 95: 22-25. 

5.  Aranda M, Giannella R.A. Acute diarrhea: a practical review. Amer J Med 1999; 106: 670-676. 

6.  Mackie R.l., Sghir A., Gaskins H.R. Development microbial ecology of the neonatal gastrointestinal tract. Am J Clin Nutr 1999; 69: 1035- 1045. 

7.  Guarner F, Malagelada J-R. Gut flora in health and disease. Lancet 2003; 360: 512-519. 

8.  Hill HS, Guarner F. Probiotics and human health: a clinical perspective. Postgrad Med J 2004; 80: 516-526. 

9.  Gibson GR, Roberfroid MB. Dietary modulation of the human colonic microbiota: introducing the concept of prebiotics. J Nutr 1995; 125: 

1401-1412. 

10.  Ötleş S, Çağındı Ö, Akçiçek E. Probiotics and health. Asian Pacific J Cancer Prev 2003; 4: 369-372. 

11.  Markowitz JE, Bengmark S. Probiotics in health and disease in the pediatric patient. Pediatr Clin North Am 2002; 49: 127-141. 

12.  Isolauri E, Salminen S, Ouwehand AC. Probiotics. Best Pract Res Clin Gastroenterol 2004; 18: 299-313. 

13.  Young RJ, Huffman S. Probiotic use in children. J Pediatr Health Care 2003; 17: 277-283. 

14.  Reid G, Jass J, Sebulsky MT, McCormick JK. Potential uses of probiotics in clinical practice. Clin Microbiol Rev 2003; 16: 658-672. 

15.  Caicedo RA, Schanler RJ, Li N, Neu J. The developing intestinal ecosystem: implications for the neonate. Pediatr Res 2005; 58: 625-628. 

16.  Tannock GW. Can the gut microflora of infants be modified by giving probiotics to mothers? J Pediatr Gastroenterol Nutr 2004; 38: 244-246. 

17.  Vanderhoof JA, Young RJ. Current and potential uses of probiotics. Ann Allergy Asthma Immunol 2004; 93 (Suppl 3): S33-S37. 

18.  O’Sullivan GC, Kelly P, O’Halloran S. Probiotics: an emerging therapy. Curr Pharm Des 2005; 11: 3-10. 

19.  Penner R, Fedorak RN, Madsen KL. Probiotics and nutreceuticals: non-medicinal treatments of gastrointestinal diseases. Curr Opin 

Pharmacol 2005; 5: 1-8. 

20.  Oberhelman RA, Gilman RH, Sheen P, et al. A placebo-controlled trial of Lactobacillus GG to prevent diarrhea in undernourished Peruvian 

children. J Pediatr 1999; 134: 15-20. 

21.  Huang JS, Bousvaros A, Lee JW, Diaz A, Davidson EJ. Efficacy of probiotic use in acute diarrhea in children: a meta-analysis. Dig Dis Sci 

2002; 47: 2625-2634. 

22.  Van Niel CW, Feudtner C, Garrison MM, Christakis DA. Lactobacillus therapy for acute infectious diarrhea in children: a meta-analysis. 

Pediatrics 2002; 109: 678-684. 

23.  Benchimol EI, Mack DR. Probiotics in relapsing and chronic diarrhea. J Pediatr Hematol Oncol 2004; 26: 515-517. 

24.  Meier R, Steuerwald M. Place of probiotics. Curr Opin Crit Care 2005; 11: 318-325. 

25.  Cremonini F, Di Caro S, Santarelli L, et al. Probiotics in antibiotic-associated diarrhoea. Dig Liver Dis 2002; 34 (Suppl 2): S78-S80. 

26.  Health benefits of taking probiotics. We take vitamins and minerals to safeguard our health. Should we also add a daily dose of bacteria? 

Harv Womens Health Watch 2005; 12: 6-7. 

27.  Erdeve O, Tiras U, Dallar Y, Savaş S. Saccharomyces boulardii and antibiotic-associated diarrhoea in children. Aliment Pharmacol Ther 

2005; 21: 1508-1509. 

28.  Yurdakök K. Akut gastroenteritlerin önlenmesi ve tedavisinde pre- ve probiotikler. Katkı Pediatri Dergisi 2004; 26 (özel sayı): 225-241. 

29.  Vanderhoof JA, Young RJ. Current and potential uses of probiotics. Ann Allergy Asthma Immunol 2004; 93 (Suppl 3): S33-S37. 

30.  Fang H, Elina T, Heikki A, Seppo S. Modulation of humoral immune response through probiotic intake. FEMS Immunol Med Microbiol 

2000; 29: 47-52. 

 


Yüklə 1,01 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   2   3   4   5   6   7   8   9




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin