“şimdi,”
diye sürdürdü Faria, “ikinci kâğıdı
da oku.” Bunları
söyledikten sonra Dantes’ye cümlelerin diğer yarısının bulunduğu ikinci bir kâğıt
uzattı.
… etlisi olarak katılacağım akşam…
… in, zehirlenerek öldürülen Kardinal …
… eceği korkusuyla, tek varisim olan yeğenim …
… enimle birlikte ziyaret etmiş olduğu bir yere …
… değerli taşlar, elmaslar halinde gömmüş …
… üçük çaydan sonra Doğu yönündeki …
… ışımda kimsenin haberdar olmadığını…
… sim olarak yeğenime bıraktığım bu hazine,…
…R †
SPADA
Dantes okumayı bitirince Faria ona iki kâğıdı birleştirip bir kez daha okumasını söyledi. Dantes onun
dediğini yaptı ve şu satırları okudu:
1498 Nisanı’nın bu yirmi beşinci günü, Papa VI. Alexander’ın davetlisi olarak katılacağım akşam yemeğinde, efendimizin
mirasıma sahip olmak isteğiyle benim için, zehirlenerek öldürülen Kardinal Crapara ile Bentiviglio’yla aynı yazgıyı tasarlamış
olabileceği korkusuyla, tek varisim olan yeğenim Guido Spada’ya, bütün varlığımı, kendisinin de bildiği ve benimle birlikte
ziyaret etmiş olduğu bir yere –yani, Monte Cristo Adası’ndaki kayalıklara– altın külçeleri, değerli taşlar, elmaslar halinde
gömmüş olduğumu; yaklaşık iki milyon Roma altını değerindeki ve küçük çaydan sonra Doğu yönündeki yirminci kayanın
altına gizlenmiş olan bu hazineden benim dışımda kimsenin haberdar olmadığını bildiririm. Bu kayalarda iki açıklık
bulunmaktadır; tek varisim olarak yeğenime bıraktığım bu hazine, ikinci açıklığın en uç köşesinde bulunmaktadır.
CAESAR † SPADA
“şimdi inandın mı?” diye sordu Faria.
“Yazıyı kim tamamladı?”
“Ben. Kurtardığım parçanın yardımıyla, kâğıdın boyutuna göre satır uzunluklarını da hesaplayarak
sözcüklerin geri kalanını çıkarttım.”
“Bu gizemli yazıyı çözünce ne yapmaya karar verdin?”
“Bir an önce Roma’yı terk ettim. Ama bir süredir peşimde olan polis, bu ani kararımdan kuşkulanarak
beni tutukladı.”
“Bak dostum,” diye devam etti. Faria babacan bir tavırla, “sen de artık her şeyi biliyorsun.
Birlikte
kaçmayı başarırsak bu hazinenin yarısı, ben ölürsem de tamamı sana aittir.”
“Ama bu hazine üzerinde bizden daha çok hakkı olanlar yok mu?”
“Hayır, bu konuda en küçük bir kuşkun olmasın. Aileden kimse kalmadı; üstelik Kont Spada ölmeden
önce beni varisi kılmıştı.”
Edmond düş gördüğünü düşünüyordu; inansın mı inanmasın mı, bir türlü karar veremiyordu.
“Eee Dantes, bana teşekkür etmeyecek misin?”
“Bu hazine sadece sana ait, ben senin akraban bile değilim.”
“Sen benim oğlumsun Dantes!” diye bağırdı Faria. “Mesleğim beni bekarlığa mahkûm etti; ama Tanrı,
baba olamayan bu adamı, özgür olamayan bu mahkûmu avutmak için bana seni gönderdi.”
Faria sağlam kolunu Dantes’ye uzattı. İki adam birbirlerine sarılarak ağladılar.