ziyarete gitmişti. Danglars aylık hesaplarını inceliyordu ve sohbet için pek de havasında
olduğu
söylenemezdi.
“İşte geldim Baron,” dedi Kont Morcerf. “Son konuşmamızdan bu yana tasarılarımızda pek yol
aldığımız söylenemez, öyle değil mi?”
“Ne tasarıları Kont Morcerf?” diye sordu Baron, onun neden söz ettiğini anlamamış gibi yaparak.
Yapmacıklı bir gülümsemeyle ayağa kalkarak Danglars’ı selamlayan Kont Morcerf şöyle dedi: “Kızınız
Eugenie Danglars’ı oğlum Albert Morcerf için istiyorum sevgili Baron.”
Morcerf’in
beklediğinin tersine, bu sözler karşısında memnun olmak yerine kaşlarını çatan Danglars,
ona oturmasını söyleme nezaketini bile göstermeden şöyle dedi:
“Bu konuda düşünmem gerekiyor.”
“Ne demek istiyorsunuz?”
“Son konuşmamızdan bu yana koşullar biraz değişti.”
“Özür dilerim ama sizi anlamıyorum, yoksa benimle oyun mu oynuyorsunuz?”
“Oyun mu?”
“Evet. Lütfen benimle açık konuşun.”
Danglars yanıt vermedi.
“Bu kadar çabuk karar değiştirmiş olamazsınız,” dedi Kont Morcerf. “Yoksa beni buraya
aşağılandığımı görmek için mi çağırdınız?”
“Kararsızlığım karşısında şaşırdığınızın farkındayım, bunu gayet iyi anlıyorum. Ama koşullar beni
biraz daha beklemeye zorluyor.”
“Bunlar çok boş sözler Baron,” dedi Kont Morcerf. “Sıradan bir kimseyi bunlarla ikna edebilirsiniz
ama Kont Morcerf’i, asla… Bizim konumumuzda iki insan biribirlerine
söz vermişlerse, biri bu sözü
bozmak istediğinde iyi bir açıklama yapmak zorundadır.”
Danglars korkaktı, ama öyle görünmek istemiyordu. Ayrıca Kont Morcerf’in ses tonu da onu biraz
utandırmıştı.
“Sözümü nedensiz yere bozmuş değilim. Yeterince iyi bir açıklamam olduğuna emin olabilirsiniz,
sadece kolay kolay açıklanacak türden değil.”
“Açıklamanız konusunda ısrar ediyorum. Oğlum ya da karım aleyhinde bir iddianız mı var? Servetim
sizin için yeterli mi değil? Yoksa fikir ayrılığımızdan ötürü mü tereddüttesiniz?”
“Beni daha fazla zorlamayın, yalvarırım. Sizi bu halde görmek beni utandırıyor.”
“Tamam bayım, bu konu kapanmıştır,” dedi Kont Morcerf. Sonra öfke içinde eldivenlerini giyerek
odadan çıktı.
Danglars, Kont Morcerf’in, kendi aleyhinde bir iddiasının olup olmadığını
sormaya cesaret
edemediğini fark etmişti.
Ertesi sabah Baron uyanır uyanmaz gazeteleri istedi. Beauchamp’ın editörü olduğu İmpartial gazetesini
alıp aceleyle haberler sayfasını açtı. Sonra yüzünde haince bir gülümsemeyle şu paragrafı okudu:
Bugüne kadar yayımlanmamış ya da işitilmemiş bir haber bugün gazetemize ulaşmış bulunmaktadır: Yunanlı Ali Paşa’nın
düşmana karşı savunduğu kale, paşanın en güvendiği adamlarından olan Fransız bir teğmen tarafından düşmana
bırakılmıştır. Yıllarca Ali Paşa’nın hizmetinde çalışan Fransız teğmen kaleyi kuşatmakla kalmamış, velinimetinin de düşman
tarafından yakalanmasına neden olmuştur. O zamanlar Fernand adıyla bilinen teğmen, daha sonra Kont unvanını almış olan
ve bugün Kont Morcerf adıyla tanınan kişidir.
“Güzel!” dedi Danglars paragrafı okuduktan sonra. “Artık sevgili Fernand’a bir açıklama yapmam
gerekmeyecek.”