Akşam yemeği yem e umudumuz kasabın, fırıncının veya bira üreticisinin cömertliğinin sonucu
değil, bu kişilerin kendi çıkarlarını gözetmedeki hassasiyetlerinin bir sonucudur.
“Görünmez el” daha sonraki iktisatçılar tarafından işsizlik, enflasyon veya ödem eler denge
si açıkları gibi sorunların piyasa mekanizması tarafından nasıl bertaraf edilebileceğini açıklamak
için kullanılmıştır. Örneğin işsizlik, çalışmaya hazır insanların sayısı, çalışılabilinecek işlerden daha
fazla olduğunda ortaya çıkar: Yani emek arzı, talebi geçmiştir. Bunun sonucunda piyasa güçleri,
emeğin “fiyat”ını, yani ücretleri düşürür. Ücretler düştükçe işverenler daha fazla işçi çalıştırabilirle
imkânına kavuşurlar ve işsizlik azalır. Bu çerçevede piyasa güçleri, hükümetin müdahalesine ihtiyaç
olmadan işsizliğin kökünü kazıyabilir ve diğer tüm fiyatlar gibi ücret düzeylerinin de esnek olma
sını şart koşar.
Serbest piyasa fikri 19. Yüzyıl boyunca ABD ve Birleşik Krallık’ta İktisadî ortodoksiye dönüş
müştü. Serbest piyasa düşüncesi zirve noktasına, “bırakınız yapsınlar” anlamına gelen laissez-faire
öğretisi ile ulaşmıştır. Bu, devletin İktisadî bir rolünün olmaması, İktisadî hayatı kendi hâline bırak
ması ve iş adamlarının diledikleri gibi hareket etmelerini mümkün kılması gerektiğini belirten gö
rüştür. Laissez-faire görüşü, çocukların istihdamının kısıtlanması, çalışma saatlerinin sınırlandırıl
ması ve çalışma koşullarına ait düzenlemeler de dâhil olmak üzere üretime ilişkin her türlü yasama
faaliyetine karşıdır. Bu türden bir İktisadî bireyciliğin (bkz. s. 4 5 ) dayanağı, sınırlandırılmamış
kâr arayışının nihaî olarak genel faydaya yol açacağı şeklindeki inançtır. Laissez-faire teorileri, 19.
Yüzyıl boyunca Birleşik Krallık’ta güçlü konumlarını korumuşlar ve A BD ’de de 1 9 3 0 ’lara kadar
ciddî bir eleştiriye tâbi tutulmamışlardır. 20. Yüzyıl’ın sonlarından itibaren neo-liberalizmin ortaya
çıkışı ve bu bölümde daha sonra ele alınacak yönetimin “ölü el”ine yaptığı sert eleştiri çerçevesin
de, serbest piyasa inancı yeniden hayatiyet kazanmıştır. İktisadî liberalizmin bir diğer tezahürü olan
serbest ticaret savunusu, liberal enternasyonalizm ile olan ilişkisi çerçevesinde Altıncı Bölüm’de
tartışılacaktır.
Dostları ilə paylaş: