İngiliz filozofu, reformcusu ve faydacılığın kurucusu. Bentham'ın fikirleri, felsefî radikalizmin temellerini oluşturmuştur. Bu fikirler, Victoria Britanyası'ndaki birçok İdarî, hukukî, yönetsel ve İktisadî reformun temelini oluşturmuştur. Bentham, doğal haklar teorisine, ahlâkî ve felsefî sistem şeklinde, bilimsel olduğu varsayılan bir alternatif geliştirmiştir. Bu sistem, insanoğlunun rasyonel olarak bencil çıkarları peşinde koşan yaratıklar ya da fayda azamîleştiricileri olduğu inancına dayanıyordu. Bentham, ge nel fayda ilkesini -en yüksek sayıdaki kişinin en üst düzeydeki mutluluğu- kullanarak, laissez-faire ekonomisi, anayasal reform ve daha sonra da siyasal demokrasi için haklılaştırma zemini oluşturmuştur. Bentham'ın faydacı anlayışının özü, Fragments on Governments (Hükümet Üzerine Fragmanlar, 1776) şekillenmiş, Principles of Morals and Legislation (Yasamanın ve Ahlâkî Değerlerin ilkeleri, 1789) adlı eserinde daha da geliştirilmiştir. bireyler adına devlet gibi bazı ataerkil otoritelerce yapılamaz. Bentham, bireylerin kendi tercih ettik
leri şekilde haz veya mutluluk elde etmek için faaliyette bulunduklarını öne sürer. Başkaca hiç kimse
bireylerin bu mutluluk derecesini veya niteliğini yargılayamaz. Her birey, ona neyin haz verdiğinin
yegâne yargıcıysa, o zaman bu birey tek başına ahlâkî olarak neyin doğru olduğunu da tespit edebilir.
Faydacı fikirlerin, liberalliğe aykırı birtakım olası etkileri de vardır. Bentham, fayda ilkesinin
salt bireysel insan davranışına değil, bir bütün olarak toplumla ilişkilendirilebileceği düşüncesini
taşır. Kurumlar ve yasama, “en üst düzeydeki mutluluk” kıstasıyla değerlendirilebilirler ama bu
formülün çoğunlukçu bir karakteri vardır. Çünkü formül, “en yüksek sayıdakiler”in mutluluğunu,
ahlâkî olarak doğru olanın ölçütü olarak kullanır ve bundan dolayı da, çoğunluğun çıkarlarının
azınlıklarınkiler üzerinde ağır basmasını mümkün kılar. Bunun aksine liberaller, sadece çoğunluk
içinde yer alanların değil, her bireyin kendi çıkarının peşinden koşma hakkı olması gerektiğine
inanırlar. Bu çerçevede liberaller, Benthamcı ilkelerin katı biçimde uygulanmasının, çoğunluğun
zorbalığına yol açabileceği kaygısını taşırlar. Ö te yandan, “en yüksek sayı” etrafındaki ilgi aynı za
manda, 19. Yüzyıl’ın sonları ve 20. Yüzyıl’ın başlarında sosyalist düşünürlerin neden faydacılığa
doğru sürüklendiklerini de açıklamaktadır.