Siyasi. İDeolojiler


K L A S İK LİB E R A LİZ M



Yüklə 11,67 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə35/240
tarix11.08.2023
ölçüsü11,67 Mb.
#139183
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   240
1723-Siyasi Ideolojiler-Andrew Heywood-Chev-K.Bayram-O.Tufekchi-H.Inac-2011-345s (1)

K L A S İK LİB E R A LİZ M
Klasik liberalizm, liberal geleneğin ilk dönemlerinde ortaya çıkmıştır. Klasik liberal fikirler, feoda­
lizmden kapitalizme geçiş döneminde gelişmeye başlamış ve 19. Yüzyıl’daki sanayileşme sürecinin 
başlarında yüksek bir düzeye ulaşmıştır. Bundan dolayı, klasik liberalizm zaman zaman “19. Yüzyıl 
liberalizmi” olarak da adlandırılır. Klasik liberalizmin beşiği, kapitalist ve sanayi devrimlerin en ileri 
düzeylere ulaştığı ülke olan Birleşik Krallık’tır. Klasik liberalizmin benimsediği fikirler, dünyanın 
diğer bölgelerine göre Anglo-Sakson ülkelerde özellikle de Birleşik Krallık ve A B D ’de daha derin 
kökleşmiştir. Ancak klasik liberalizm sadece, şu anda tarihsel açıdan ilgi duyulan liberalizmin 19. 
Yüzyıl’da aldığı şekil demek değildir. Aslında klasik liberalizmin ilke ve teorileri, 20. Yüzyıl’ın ikinci 
yarısından günümüze kadar artan bir çekiciliğe sahip olmuştur. Neo-klasik liberalizm ya da neo-li- 
beralizm başlangıçta Birleşik Krallık ve A BD ’de oldukça fazla etkili olsa da, kısmen de küreselleş­
menin körüklemesiyle, çok daha geniş bir etki alanına sahip olmuştur.
Klasik liberal fikirler çeşitli şekiller almıştır ama bazı ortak özelliklere de sahiptirler. Öncelikle,


klasik liberaller bencil bireyciliği kabul ederler. Klasik liberaller insanoğlunu, kendi ayakları üze­
rinde durabilme kapasitesi çok yüksek ve rasyonel olarak bencil çıkarlarının peşinde koşan yara­
tıklar olarak görmüşlerdir. Bundan dolayı, geniş oranda kendi kendine yeten bireyler toplamından 
oluşan atomistik bir toplum anlayışı vardır. Bu da, toplumların özelliklerinin insan doğasının daha 
derinlerinde yatan özelliklere kadar geri götürülebileceği anlamı taşır. İkinci olarak, klasik liberal­
ler negatif özgürlüğe inanırlar. Birey, başkalarının zorlamasına veya müdahalesine tâbi olmadan 
yalnız bırakıldığı sürece özgürdür. Daha önce de ifade edildiği gibi, bu anlamdaki özgürlük, birey 
üzerinde dışarıdan herhangi bir sınırlamanın olmamasıdır. Üçüncü olarak, en iyi ihtimâlle devlet, 
Thomas Paine’nin ifadesiyle “zorunlubir k ö tu ’dür. Devlet, en azından düzenin varlığı için gerekli 
olan koşulların temelini attığından zorunlu; topluma müşterek bir iradeyi dayatması ve bireyin so­
rumluluklarıyla özgürlüğünü sınırlaması nedeniyle de kötüdür. Sonuçta klasik liberaller, Locke’un 
(bkz. s. 5 4 ) kullandığı mecaz ifadeyle “gece bekçisi” gibi çalışan minimal (asgarî) bir devleti 
onaylarlar. Bu bakış açısına göre, devletin yükleneceği en iyi rol, toplumu dışarıdan gelen saldırıla­
ra karşı korumakla beraber, ülke içi düzenin sağlanıp muhafaza edilmesi ve sözleşmelere uyulması 
için zor kullanmayla sınırlıdır. Son olarak da klasik liberaller, geniş ölçüde olumlu bir sivil toplum 
görüşünü benimserler. Sivil toplum, “zorlama alanı” olan devletle mukayese edildiğinde sadece bir 
“özgürlük alanı” olarak görülmekle kalmaz, aynı zamanda denge ilkesinin yansıması olarak da gö­
rülür. Bu, kendi kendini düzenleyen piyasa ekonomisi anlayışına olan liberal inançta açıkça ifade­
sini bulur. Tüm bunlarla beraber klasik liberalizm, çeşitli öğreti (doktrin) ve teorilerden yararlanır. 
Bunlar arasında en önemlileri şunlardır:

Doğal haklar teorisi

Faydacılık

İktisadî liberalizm

Sosyal Darwinizm

Neo-liberalizm

Yüklə 11,67 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   31   32   33   34   35   36   37   38   ...   240




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin