Türkçesi: Hilmi Ziya Ülken



Yüklə 1,19 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə15/119
tarix17.05.2022
ölçüsü1,19 Mb.
#58305
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   119
Etika - Spinoza

Omnipotence =
 Kudret-i külliye.


TANRI HAKKINDA 
53
sonsuz  şeyi  tasarladığını  ve  bununla  birlikte  başka  türlü  asla  meydana 
getirmeyeceğini, yani sonsuzca meydana getirmesi mümkün olan bu şeyi 
gerçekten meydana getirmiş olsa, onlara göre kendi evrensel gücünü tüke­
teceğini  ve  böylece  kendi  üstün  yetkinliğini  kaybedeceğini  itiraf  etmek 
zorunda  kalmışlardır.  Bu  suretle,  Tanrının  yetkinliğini  korumak  için  bu 
kimseler,  Tanrının  mümkün  olan  her  şeyi  icra  edemeyeceğini  söylemeye 
kadar varıyorlar. Halbuki bunun kadar saçma ve Tanrının evrensel gücü­
ne bunun kadar aykırı bir şey tasarlanamaz.
Tanrıya  hep  birden  verdiğimiz  Akıl  ve  irade  sıfatları  üzerinde  birkaç 
kelime söylemek için kabul etmek gerekir ki, bunlardan biri ve öteki Tan­
rının ezeli özüne uygunsa, bu iki sıfattan Akıl ve İrade terimiyle her zaman 
tasarladıklarımızdan çok başka bir şey anlamalıyız. Tanrının özünü meyda­
na getiren Akıl ve İrade bizim aklımızdan ve irademizden büsbütün başka­
dır ve onlara ancak ad bakımından benzerler, tıpkı Köpek denilen burcun 
bu addaki hayvana ancak ad bakımından benzemesi gibi
8
. Ve işte kanıtı!
Eğer, Akıl, Tanrının tabiatının bir sıfatı ise, o bizim aklımız gibi akılla 
kavranan  şeylerden  tabiat  bakımından  sonra  ya  da  onlarla  eşit  olamaz, 
çünkü  Tanrı  (önerme  16),  (önerme  sonucu)  her  şeyin  ilk  ve  etker  nedeni 
olmak dolayısıyla, tabiatı bakımından her şeyden önce gelir. O suretle ki, 
şeylerin  hakikati  ve  şekilsel  özü,  ancak  Tanrının  aklında  objektif  olarak 
var olduğu için vardır. Bunun için, zorunlu olarak Tanrının aklının, kendi 
özünün kurucusu olması  bakımından, bütün  şeylerin yalnız kendi özüne 
nispetle  değil,  varlığına  nispetle  de  nedeni  olduğunu  zorunlulukla  kabul 
etmek gerekir. Tanrının Aklı, İradesi ve Gücünün tek ve aynı şey olduğu­
nu söyleyenlerin pek iyi farkına varmış göründükleri de bu noktadır.
Halbuki Tanrı, göstermiş olduğum gibi, her şeyin öz ve varlığının tek 
nedeni olmasından dolayı, bundan şu sonuç çıkar ki, zorunlu olarak Tanrı 
ile  meydana  gelen  şeyler  arasında  gerek  öz  gerek  varlık  bakımından  bir 
fark olmalıdır; çünkü her eser kendi nedeninden, şüphesiz ona bağlı olması 
bakımından ayrılır. Diyelim, bir adam başka bir adamın varlığının nedeni­
dir, yoksa ezeli bir hakikat olan ve bunun sonucu olarak, bir adam tara­
fından  meydana  getirilmiş  olmayan  özünün  nedeni  değildir.  Böylece  biri 
öteki  ile  meydana  getirilmiş  olan  iki  kimsede  aynı  öz  vardır,  fakat  aynı
8)
Canis, signum caeleste et canis animal latrarıs
 = Gök işareti olan köpekle havlayan hayvan 
olan köpek Ch. Appuhn’un Latince metninden.


54 ETİKA
varlık  yoktur,  o  suretle  ki,  birinin  varlığı  bitmeden  ötekinin  varlığı  bite­
bilir  ve  tersine,  birinin  özü  yok  olmadan  ötekinin  özü  yok  olamaz  ya  da 
yanlış  olamaz.  Bu  gösterir  ki,  bir  şeyin  aynı  zamanda  hem  özünün  hem 
varoluşunun nedeni olan bir varlık zorunlu olarak gerek öz, gerek varoluş 
bakımından bu şeyden ayrılmıştır.
Halbuki Tanrının aklı, bizim aklımızın özünün olduğu kadar varlığının 
da nedeni olduğu için, bundan şu sonuç çıkar ki, Tanrının aklı bizimkin­
den gerek özü gerek varlığı bakımından ayrılır ve onlar birbirlerine ancak 
söylemiş olduğumuz gibi ad bakımından benzerler.
Tanrının iradesi için de aynı şeyin söylenebileceği ve aynı usavurma­
nın yapılabileceğini anlamak kolaydır.
Önerme XVIII
Tanrı  her  şeyin  geçici  (transciens)  nedeni  değil,  fakat  içkin  (immanens) 
nedenidir.
Kanıtlama
XV’inci  önermeye  göre,  var  olan  her  şey  Tanrıda  vardır  ve  ancak 
Tanrı  ile  tasarlanabilir  ve  (önerme  6’nm  birinci  önerme  sonucu)  Tanrı 
kendisinde  olan  bütün  şeylerin  nedenidir.  Önce  kanıtlanması  gereken 
de budur.
Bundan  başka  (önerme  14)  Tanrının  dışında  hiçbir  cevher  olamaz  ve 
tasarlanamaz,  yani  (tanım  3)  Tanrının  dışında  kendiliğinden  var  olan 
hiçbir şey yoktur.
Buradan şu sonuç çıkar ki, Tanrı her şeyin geçici değil, içkin nedenidir.
Önerme XIX
Tanrı  ezelidir,  ya  da  başka  türlü  söylenirse,  Tanrının  bütün  sıfatları 
ezelidir.
Kanıtlama
Altıncı  tanıma  göre,  Tanrı  zorunlu  olarak  var  olan (önerme  1 1 ) ,  yani 
(önerme  7)  zorunlu  olarak  var  olmak  tabiatının  gereği  olan  bir  cevher­
dir, o suretle ki, o ezelidir.
Tanrının sıfatları  deyince,  tanrısal  cevherin  özünü  ifade  eden her şeyi 
anlıyorum ve cevhere ait olan her şey sıfatlarda da bulunmalıdır. Hal­


TANRI HAKKINDA 
55
buki  cevherin  tabiatı,  göstermiş  olduğum  gibi,  ezeliliği  gerektirir  (öner­
me  7).  Öyle  ise  Tanrının  her  sıfatı  ezeliliği  gerektirir,  demek  ki,  Tanrının 
bütün sıfatları ezelidir.
Scolie
Bu  önerme  de  XI’inci  önerme  ile  açıkça  kanıtlanmıştır  ki,  orada  Tan­
rının  varlığı  kanıtlanmış  bulunuyordu.  Gerçekten,  Tanrının  varlığının 
kanıtlanması  yardımıyla,  onun  varlığının  da  özü  gibi  ezeli  bir  hakikat 
olduğu görülecektir; en sonra, “Descartes’in ilkeleri” adlı eserimin 19’uncu 
önermesinde  de  burada  tekrarı  lüzumsuz  olacak  başka  bir  biçimde  Tan­
rının ezeliliğini kanıtladım.
Önerme XX 
Tanrının varlığı ve özü tek ve aynı şeydir.
Kanıtlama
XIX’uncu  önermeye  göre,  Tanrı  ve  onun  bütün  sıfatları  ezelidir,  yani 
VlII’inci  tanıma  göre,  sıfatlardan  her  biri  onun  varlığını  ifade  eder.  Böy­
lece  Tanrının  ezeli  özünü  ifade  eden  sıfatlar  (tanım  4),  aynı  zamanda 
onun  ezeli  varlığını  da  ifade  eder,  yani  Tanrının  özünü  kuran  şey  onun 
varlığını da kurar. O suretle ki, onun özü ve varlığı, dosdoğru söyleyince, 
tek ve aynı şeyden ibarettir.
Önermenin sonucu I 
Buradan şu sonuç çıkar ki, Tanrının varlığı da özü gibi ezeli bir hakikattir.
Önermenin  sonucu  II 
Buradan ikinci olarak şu sonuç çıkar ki, Tanrı değişmez ve onun bütün 
sıfatları da değişmezler; zira varlığına göre değişmiş olsalardı, önceki öner­
meye  bakılacak  olursa,  öz  cihetinden  de  değişebileceklerdi,  yani  doğru­
lar yanlış olabileceklerdi ki, bu da saçmadır.
Önerme XXI
Tanrının  bir  sıfatının  mutlak  tabiatından  çıkan  bütün  şeyler,  hem 
sonsuzdurlar hem de her zaman vardırlar ve böyle olmaları gerekir, yani 
onlar bağlı oldukları sıfata göre ezeli ve sonsuzdurlar.


56 ETİKA
Kanıtlama
Tanrının bir sıfatında sonlu olan ya da belirli bir varlığı veya bir süresi 
olan bir şeyin, onun mutlak tabiatından, diyelim düşüncede Tanrı fikrin­
den  çıkması  mümkün  olup  olmadığını  tasarlayınız.  Tanrının  sıfatı  olarak 
tasarlandığından  beri  düşünce,  (11’inci  önermeye  göre),  zorunlu  olarak 
tabiatı  bakımından  sonsuzdur,  fakat  Tanrı  fikrini  kuşatması  bakımından 
sonlu  diye  tasarlanır.  Halbuki  (tanım  2),  o  düşünce  ile  sınırlı  değilse, 
sonlu diye tasarlanamaz. Fakat düşüncenin Tanrı fikrini kurması bakımın­
dan, düşünce ile sınırlandırılamaz. Zira o zaman düşünce sonlu varsayıl­
mıştır.  Tanrı  fikrini  kurmaması,  bununla  birlikte  zorunlu  olarak  var  ol­
ması  bakımından  düşünce  ile  sınırlanmıştır  (önerme  11).  Öyle  ise,  Tanrı 
fikrini  kurmayan  bir  düşünce  vardır.  Bundan  dolayı,  Tanrı  fikri  zorunlu 
olarak  bu  düşüncenin  mutlak  olması  bakımından  onun  tabiatından  çık­
maz. Zira, bu düşünce Tanrı fikrini kuran ve kurmayan şey olarak tasar­
lanır,  bu  da  varsayıma  (hypothèse)  aykırıdır.  Bunun  için,  eğer  düşüncede 
Tanrı fikri ya da başka bir şey -örneğin seçilmesinin önemi yoktur, çünkü 
kanıt tümeldir- Tanrının bir  sıfatında bu sıfatın mutlak tabiatının zorun­
luğundan  çıkarsa,  bu  fikrin  ya  da  başka  bir  şeyin  zorunlu  olarak  sonsuz 
olması gerekir. Önce kanıtlanması gereken de budur.
Böylece  bir  sıfatın  tabiatından  zorunlu  olarak  çıkan  şeyin,  belirli  bir 
süresi  olamaz.  Eğer,  bunu  inkâr  ederseniz,  Tanrıya  ait  bir  sıfatın  tabiatı­
nın  zorunluluğundan  çıkan  bir  şeyi,  diyelim  düşüncede  Tanrı  fikri  var­
sayılsın ve onun var olmadığı ya da var olmaktan çıkması gerektiği var­
sayılsın. Düşüncenin Tanrının bir sıfatı olduğunu varsaymamız için, onun 
zorunlu  olarak  ve  değişmez  surette  var  olması  gerekir  (önerme  11  ve 
sonucu,  önerme  20).  Böylece  düşüncenin  Tanrı  fikrinin  süresi  ötesinde 
var olması gerekir, o bu fikirsiz var olacaktı. -Zira biz varsayıyoruz ki, bu 
fikir  hep  var  olmamıştır  ve  hep  de  olmayacaktır  -  Halbuki  bu,  varsayışa 
aykırıdır.  Zira  biz  varsayıyoruz  ki  düşünce  verilmiş  olunca,  fikir  ondan 
zorunlu  olarak  çıkar,  öyle  ise  düşüncede  Tanrı  fikri  ya  da  Tanrının  bir 
sıfatının  mutlak  tabiatından  zorunlu  olarak  çıkan  herhangi  bir  şeyin  be­
lirli  bir  süresi  olamaz.  Fakat  onun  bu  sıfatla  ezeli  olması  gerekir;  ikinci 
olarak gösterilmesi gereken nokta da budur.
Tanrının  bir  sıfatında,  Tanrının  mutlak  tabiatından  zorunlu  olarak 
çıkan  herhangi  bir  şey  için  de,  aynı  şeyleri  söyleyeceğimizi  işaret  ede­
lim.


TANRI HAKKINDA 
57
Önerme XXII
Tanrının bir sıfatına göre zorunlu olarak var olan ve sonsuz olan deği­
şikliğe  (tavırlaşmaya)  uğraması  bakımından  Tanrının  o  sıfatından  çıkan 
her şeye zorunlu olarak var ve sonsuz gözüyle bakılmalıdır.
Kanıtlama
Bu önermenin kanıtı önceki önerme gibi yapılır.
Önerme XXIII
Sonsuz  olan  ve  zorunlu  olarak  var  olan  her  tavır,  ya  mutlak  olarak 
alınmış  Tanrının  bir  sıfatının  tabiatına,  ya  da  zorunlu  ve  sonsuz  olarak, 
bir sıfatına bağlı olmalıdır.
Kanıtlama
Beşinci  tanıma  göre,  tavır  kendi  başına  duramaz,  yalnız  kendisiyle 
tasarlanan  cevherde  bulunur,  yani  tavır  ancak  Tanrıda  var  olabilir  ve 
ancak  Tanrı  ile  tasarlanabilir.  (Önerme  15’e  göre  her  var  olan  şey  Tan­
rıda vardır.) Eğer zorunlu olarak var olan ve sonsuz olan bir tavır tasarla­
nırsa, bu ancak Tanrının bir sıfatıyla ve bu sıfat varlığın sonsuzluğunu ve 
zorunluluğunu kuşatması ve ifade etmesi bakımından olabilir; yani (tanım 
8)  ezeliliği  ifade  etmesi  daha  doğrusu  bu  sıfat  asıl mutlak  gibi görülmesi 
bakımından olabilir.
Buradan şu sonuç çıkar ki, sonsuz ve mutlak olarak var olan bir tavır, 
Tanrının  bir  sıfatının  iki  tarzda  sonucu  olmalıdır:  ya  XXI’inci  önermede 
olduğu gibi doğrudan doğruya, ya da Tanrının mutlak tabiatında olan bir 
tavırlaşma yardımıyla, yani önceki önermeye göre, kendisi sonsuz ve zo­
runlu olarak var olan herhangi bir tavır yardımıyla.
Önerme XXIV
Tanrının meydana getirdiği şeylerin özü varlığı kuşatmaz.
Kanıtlama
Birinci  tanıma  göre,  kendi  başına  göz  önüne  alınan  ve  tabiatı  varlığı 
gerektiren  her  şey  kendi  kendisinin  nedenidir  (causa  sui)  ve  yalnız  kendi 
tabiatının zorunluluğu ile vardır.


58 ETİKA
Önermenin sonucu
Buradan şu sonuç çıkar ki, Tanrı yalnız şeylerin varlığının başlangıcının 
nedeni değil, aynı zamanda onların varlığının sürüp gitmesinin de nede­
nidir,  yani  -skolastik  bir  terim  kullanırsak-  Tanrı  şeylerin  varlığının  ne­
denidir  (causa  esendi  rerum).  Zira,  gerek  şeyler  var  olsun,  gerekse  var 
olmasın,  biz  onların  özünü  göz  önüne  alarak,  bu  özün  ne  var  olma  baş­
langıcını,  ne  de  varlığın  süresini  kuşatmadığını  görürüz.  Böylece  onların 
özü,  ne  başlangıcın  nedenidir,  ne  Varlıklarının  süresinin  nedenidir.  Var 
olabilen  yalnız  Tanrıdır,  çünkü  XIV’üncü  önermenin  sonucuna  göre, 
tabiatı varlığı kuşatan yalnız odur.
Önerme XXV
Tanrı  yalnız  şeylerin  varlığının  değil,  aynı  zamanda  özünün  de  etker 
nedenidir.
Kanıtlama
Tanrının, şeylerin özünün nedeni olmadığı iddia edilmedikçe bu öner­
me  inkâr  edilemez.  Bu  iddiadan,  şeylerin  özünün  Tanrısız  tasarlanabil­
mesi sonucu çıkar ki, bu da saçmadır (önerme 15), bunun zorunlu sonu­
cu olarak Tanrı şeylerin özünün etker nedenidir.
Scolie
Tanrısal tabiatın zorunluluğundan, sonsuz tarzda sonsuz şeylerin yani 
sonsuz  bir  aklın  bütün  tasarlayabildiği  şeylerin  çıkması  gerektiğini  göz 
önüne  alan  herkes  için  (önerme  16),  bu  önerme  apaçık  görünür.  Zira  bu 
XVI’ncı önermeden şu sonuç çıkar ki, tanrısal tabiat var sayılınca, şeylerin 
özü  ve  varlığı  ondan  zorunlu  olarak  çıkar.  Bunu  bir  kelime  ile  söylemek 
istersek,  Tanrıya  kendi  kendisinin  nedeni  denilir  ki,  aşağıda  gelen  öner­
me sonucuna göre daha iyi anlaşılacak olan da budur.
Önermenin sonucu
Alemde yayılmış olan bütün tikel şeyler, Tanrının sıfatlarının duygula­
nışlarından  ya  da  Tanrının  sıfatlarını  filân  ve  filân  belirli  tarzda  ifade 
eden  tavırlardan  başka  bir  şey  değildirler:  bu  hakikatin  kanıtlanması 
XV’inci önerme ile V’inci tanımdan çıkar.


TANRI HAKKINDA 
59
Önerme XXVI
Herhangi  bir  eseri  meydana  getirmesi  gerektirilmiş  olan  her  şey,  bu 
işte  zorunlu  olarak  Tanrıca  gerektirilmiştir;  ve  Tanrıca  gerektirilmiş  ol­
mayan her şey bir eseri meydana getirmede kendi kendisini gerektiremez.
Kanıtlama
Varlıkların  etkisini  gerektiren  şey,  herkesin  olumlayacağı  üzere,  zo­
runlu  olarak  pozitif  bir  şeydir;  nitekim  onun  özü  ve  varlığının  etker  ne­
deni  Tanrıdır  ki  (önerme  25  ve  16)  bu  birinci  nokta  idi.  Önermenin 
ikinci kısmı çok açık olarak bundan çıkar; zira eğer bir şey Tanrı tarafın­
dan  gerektirilmemiş  ise  kendi  kendisini  gerektirir,  o  zaman  önermenin 
birinci kısmı yanlış olur ki, bu da gösterdiğimiz gibi saçmadır.
Önerme XXVII
Tanrının  bir  eser  meydana  getirmek  için  gerektirdiği  bir  şey,  kendi 
kendisini gerektirilmemiş kılamaz.
Kanıtlama
Bu önerme aksiyomla kanıtlanmıştır ki buna göre belirli bir nedenden 
zorunlu  olarak  bir  eser  çıkar.  Bir  varlık  Tanrıca  bir  şeyi  yapmak  üzere 
gerektirildiği  zaman,  bu  gerektirici  nedenden  gerektirilme  si  istenen  bir 
eserin zorunlu olarak çıkması lâzım gelir.
Önerme XXVIII
Herhangi  bir  tekil  şey,  başka  deyişle  sonlu olan  ve gerektirilmiş var­
lığı bulunan her şey, kendisi de sonlu olan ve gerektirilmiş varlığı bulu­
nan başka bir nedenle bir eseri meydana getirmesi ve var olması gerekti­
rilmiş değilse, var olamaz ve o eseri meydana getiremez; ve buna karşılık 
bu  neden  yine  sonlu  olan  ve  gerektirilmiş  varlığı  bulunan  başka  bir  ne­
denle meydana gelmesi ve var olması gerektirilmiş değilse, var olamaz ve 
bir eser meydana getiremez ve bu sonsuzca böyle gider.
Kanıtlama
26’ncı önerme ile 24’üncü önermenin sonucuna göre, var olması ve bir 
eser meydana getirmesi gerektirilmiş olan her şey Tanrıca gerektirilmiştir. 
Fakat sonlu olan ve gerektirilmiş varlığı bulunan şey Tanrının mutlak olarak


60 ETİKA
alınan bir sıfatının tabiatı ile meydana getirilemez; zira mutlak olarak Tan­
rının bir sıfatının tabiatından çıkan her şey sonsuz ve ezelidir (önerme 21). 
Öyle ise bu şeyin Tanrıdan ya da onun bir tavırlaşmaya uğramış gibi görül­
mesi bakımından sıfatlarından birinden çıkması gerekir; zira, cevher ve ta­
vırlar dışında verilmiş hiçbir şey yoktur (aksiyom 1, tanım 3 ve 5) ve tavırları 
(25 ’inci önermenin sonucu) Tanrının sıfatlarının duygulanışlarından başka 
bir şey değildirler. Halbuki bu şey Tanrıdan ya da onun ezeli ve sonsuz olan 
bir tavırlaşmaya uğraması bakımından sıfatlarının birinden çıkamazdı (öner­
me 22). Öyle ise onun Tanrıdan çıkması ya da bir eseri meydana getirmesi 
ve var olması Tanrıca veya sonlu olan ve gerektirilmiş varlığı bulunan bir 
tavırlaşmaya uğraması bakımından Tanrının sıfatlarından birinde var olması 
ve bir eser meydana getirmesi gerekir. Birinci nokta bu idi. Şimdi bu neden 
ya da tavır da buna karşılık, birinci kanıtlamaya yarayan aynı sebeple başka 
bir neden ya da bir tavırla gerektirilmiş olması, onun da yine sonlu olan ve 
gerektirilmiş  varlığı  bulunan  bir  başka  neden  ya  da  tavırla  gerektirilmiş 
olması lâzımdır ve hep aynı sebepten dolayı bu sonsuzca böyle gider.
Scolie
Tanrının  mutlak  surette  göz  önüne  alınan  tabiatından  zorunlu  olarak 
çıkan bazı şeylerin Tanrı tarafından doğrudan doğruya meydana getirilmesi 
gerektiği ve Tanrısız ne var olabilen ne tasarlanabilen başka bazı şeylerin 
de birinciler yardımıyla meydana gelmeleri gerektiği için, buradan şu sonuç­
lar  çıkar:  1.  Kendisinin  doğrudan  doğruya  meydana  getirdiği  şeyler  için, 
Tanrı  mutlak  olarak  yakın  nedendir;  fakat  söylendiği  gibi,  cinsel  neden 
değildir. Zira Tanrının eserleri, nedenleri olmadan ne var olabilir ne tasarla­
nabilirler (15’inci önerme ve 24’üncü önermenin sonucu). 2. Tanrı için tekil 
şeylerin asıl uzak nedeni denemez, meğer ki burada hedef onların doğru­
dan doğruya meydana getirdikleri ya da daha ziyade mutlak olarak alınan 
tabiatından çıkanlardan ayırmak olsun. Zira biz uzak neden deyince hiçbir 
suretle esere bağlı olmayan bir nedeni anlıyoruz. Var olan her şey vardır ve 
Tanrıya bağlıdır, o suretle ki Tanrı olmadan ne var olabilir ne tasarlanabilir.
Önerme XXIX
Tabiatta  zorunsuz  olan  hiçbir  şey  yoktur,  fakat  orada  her  şeyin  şu  ya 
da  bu  tarzda  var  olması  ve  bir  eser  meydana  getirmesi  tanrısal  tabiatın 
zorunluluğu ile gerektirilmiştir.


TANRI HAKKINDA 61
Kanıtlama
15’inci  önermeye  göre  var  olan  her  şey  Tanrıda  vardır  ve  Tanrı  için 
zorunsuz bir şeydir denemez, zira (önerme 11), o zorunsuz bir tarzda de­
ğil  zorunlu  olarak  vardır.  Tanrının  tabiatındaki  tavırlar  için  ise,  onlar  da 
zorunsuz  olarak  değil,  bu  tabiattan  zorunlu  olarak  çıkmışlardır  (önerme 
16)  ve  tanrısal  tabiat  mutlak  olarak  göz  önüne  alındığı  gibi  (önerme  21) 
herhangi  bir  tarzda  etkisi  gerektirilmiş  olarak  görüldüğü  zaman  da  bu 
böyledir (önerme 27).
Bundan başka Tanrı bu tavırların yalnız sadece var olmaları bakımın­
dan  değil  (24’üncü  önermenin  sonucu),  aynı  zamanda  bir  eser  meydana 
getirmeleri  gerektirilmiş  gibi  görülmeleri  bakamından  da  (önerme  26) 
bu  tavırların  nedenidir.  Eğer  Tanrı  tarafından  gerektirilmiş  değil  iseler, 
kendi  kendilerini  gerektirmeleri  zorunsuz  değil  imkânsızdır  (aynı  öner­
me);  ve  eğer  tersine,  Tanrı  onları  gerektirmiş  ise  (önerme 27) kendi ken­
dilerini  gerektirilmemiş  kılmaları  da  zorunsuz  değil,  imkânsızdır.  Öyle 
ise, her şey tanrısal tabiatın zorunluluğu ile, yalnız var olmada değil, aynı 
zamanda  şu  ya  da  bu  tarzda  var  olma  ve  bir  şey  meydana  getirmede 
gerektirilmiştir ve tabiatta zorunsuz hiçbir şey yoktur.
Scolie
Düşünceme devam etmeden önce Yaratılmış Tabiatla Yaratıcı Tabiat­
tan  ne  anladığımı  burada  açıklamak,  daha  doğrusu  göstermek  isterim
9

Zira  daha  yukarıda  sanırım  ispat  edilmiştir  ki  Yaratıcı  Tabiat  deyince 
kendi başına var olan ve kendi başına tasarlanan şeyi, başka deyişle ezeli 
ve sonsuz bir özü ifade eden cevherin sıfatlarını, ya da (14’üncü önerme­
nin  sonucu  ve  17’nci  önermenin  2’nci  sonucu),  hür  neden  olarak  göz 
önüne  alınması  bakımından  Tanrıyı  anlamak  gerekir.  Yaratılmış  Tabiat 
deyince,  Tanrının  tabiatının  zorunluluğu,  başka  deyişle  sıfatlarından  her 
birinin zorunluluğu ile, ya da Tanrıda olan ve Tanrısız ne var olabilen ne 
de  tasarlanabilen  şeyler  gibi  görülen  Tanrının  sıfatlarının  bütün  tavır­
larının zorunluluğundan çıkmış olan her şeyi anlıyorum.
9) Yaratıcı tabiat 

Yüklə 1,19 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   11   12   13   14   15   16   17   18   ...   119




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin