Omnipotence =
Kudret-i külliye.
TANRI HAKKINDA
53
sonsuz şeyi tasarladığını ve bununla birlikte başka türlü asla meydana
getirmeyeceğini, yani sonsuzca meydana getirmesi mümkün olan bu şeyi
gerçekten meydana getirmiş olsa, onlara göre kendi evrensel gücünü tüke
teceğini ve böylece kendi üstün yetkinliğini kaybedeceğini itiraf etmek
zorunda kalmışlardır. Bu suretle, Tanrının yetkinliğini korumak için bu
kimseler, Tanrının mümkün olan her şeyi icra edemeyeceğini söylemeye
kadar varıyorlar. Halbuki bunun kadar saçma ve Tanrının evrensel gücü
ne bunun kadar aykırı bir şey tasarlanamaz.
Tanrıya hep birden verdiğimiz Akıl ve irade sıfatları üzerinde birkaç
kelime söylemek için kabul etmek gerekir ki, bunlardan biri ve öteki Tan
rının ezeli özüne uygunsa, bu iki sıfattan Akıl ve İrade terimiyle her zaman
tasarladıklarımızdan çok başka bir şey anlamalıyız. Tanrının özünü meyda
na getiren Akıl ve İrade bizim aklımızdan ve irademizden büsbütün başka
dır ve onlara ancak ad bakımından benzerler, tıpkı Köpek denilen burcun
bu addaki hayvana ancak ad bakımından benzemesi gibi
8
. Ve işte kanıtı!
Eğer, Akıl, Tanrının tabiatının bir sıfatı ise, o bizim aklımız gibi akılla
kavranan şeylerden tabiat bakımından sonra ya da onlarla eşit olamaz,
çünkü Tanrı (önerme 16), (önerme sonucu) her şeyin ilk ve etker nedeni
olmak dolayısıyla, tabiatı bakımından her şeyden önce gelir. O suretle ki,
şeylerin hakikati ve şekilsel özü, ancak Tanrının aklında objektif olarak
var olduğu için vardır. Bunun için, zorunlu olarak Tanrının aklının, kendi
özünün kurucusu olması bakımından, bütün şeylerin yalnız kendi özüne
nispetle değil, varlığına nispetle de nedeni olduğunu zorunlulukla kabul
etmek gerekir. Tanrının Aklı, İradesi ve Gücünün tek ve aynı şey olduğu
nu söyleyenlerin pek iyi farkına varmış göründükleri de bu noktadır.
Halbuki Tanrı, göstermiş olduğum gibi, her şeyin öz ve varlığının tek
nedeni olmasından dolayı, bundan şu sonuç çıkar ki, zorunlu olarak Tanrı
ile meydana gelen şeyler arasında gerek öz gerek varlık bakımından bir
fark olmalıdır; çünkü her eser kendi nedeninden, şüphesiz ona bağlı olması
bakımından ayrılır. Diyelim, bir adam başka bir adamın varlığının nedeni
dir, yoksa ezeli bir hakikat olan ve bunun sonucu olarak, bir adam tara
fından meydana getirilmiş olmayan özünün nedeni değildir. Böylece biri
öteki ile meydana getirilmiş olan iki kimsede aynı öz vardır, fakat aynı
8)
Canis, signum caeleste et canis animal latrarıs
= Gök işareti olan köpekle havlayan hayvan
olan köpek Ch. Appuhn’un Latince metninden.
54 ETİKA
varlık yoktur, o suretle ki, birinin varlığı bitmeden ötekinin varlığı bite
bilir ve tersine, birinin özü yok olmadan ötekinin özü yok olamaz ya da
yanlış olamaz. Bu gösterir ki, bir şeyin aynı zamanda hem özünün hem
varoluşunun nedeni olan bir varlık zorunlu olarak gerek öz, gerek varoluş
bakımından bu şeyden ayrılmıştır.
Halbuki Tanrının aklı, bizim aklımızın özünün olduğu kadar varlığının
da nedeni olduğu için, bundan şu sonuç çıkar ki, Tanrının aklı bizimkin
den gerek özü gerek varlığı bakımından ayrılır ve onlar birbirlerine ancak
söylemiş olduğumuz gibi ad bakımından benzerler.
Tanrının iradesi için de aynı şeyin söylenebileceği ve aynı usavurma
nın yapılabileceğini anlamak kolaydır.
Önerme XVIII
Tanrı her şeyin geçici (transciens) nedeni değil, fakat içkin (immanens)
nedenidir.
Kanıtlama
XV’inci önermeye göre, var olan her şey Tanrıda vardır ve ancak
Tanrı ile tasarlanabilir ve (önerme 6’nm birinci önerme sonucu) Tanrı
kendisinde olan bütün şeylerin nedenidir. Önce kanıtlanması gereken
de budur.
Bundan başka (önerme 14) Tanrının dışında hiçbir cevher olamaz ve
tasarlanamaz, yani (tanım 3) Tanrının dışında kendiliğinden var olan
hiçbir şey yoktur.
Buradan şu sonuç çıkar ki, Tanrı her şeyin geçici değil, içkin nedenidir.
Önerme XIX
Tanrı ezelidir, ya da başka türlü söylenirse, Tanrının bütün sıfatları
ezelidir.
Kanıtlama
Altıncı tanıma göre, Tanrı zorunlu olarak var olan (önerme 1 1 ) , yani
(önerme 7) zorunlu olarak var olmak tabiatının gereği olan bir cevher
dir, o suretle ki, o ezelidir.
Tanrının sıfatları deyince, tanrısal cevherin özünü ifade eden her şeyi
anlıyorum ve cevhere ait olan her şey sıfatlarda da bulunmalıdır. Hal
TANRI HAKKINDA
55
buki cevherin tabiatı, göstermiş olduğum gibi, ezeliliği gerektirir (öner
me 7). Öyle ise Tanrının her sıfatı ezeliliği gerektirir, demek ki, Tanrının
bütün sıfatları ezelidir.
Scolie
Bu önerme de XI’inci önerme ile açıkça kanıtlanmıştır ki, orada Tan
rının varlığı kanıtlanmış bulunuyordu. Gerçekten, Tanrının varlığının
kanıtlanması yardımıyla, onun varlığının da özü gibi ezeli bir hakikat
olduğu görülecektir; en sonra, “Descartes’in ilkeleri” adlı eserimin 19’uncu
önermesinde de burada tekrarı lüzumsuz olacak başka bir biçimde Tan
rının ezeliliğini kanıtladım.
Önerme XX
Tanrının varlığı ve özü tek ve aynı şeydir.
Kanıtlama
XIX’uncu önermeye göre, Tanrı ve onun bütün sıfatları ezelidir, yani
VlII’inci tanıma göre, sıfatlardan her biri onun varlığını ifade eder. Böy
lece Tanrının ezeli özünü ifade eden sıfatlar (tanım 4), aynı zamanda
onun ezeli varlığını da ifade eder, yani Tanrının özünü kuran şey onun
varlığını da kurar. O suretle ki, onun özü ve varlığı, dosdoğru söyleyince,
tek ve aynı şeyden ibarettir.
Önermenin sonucu I
Buradan şu sonuç çıkar ki, Tanrının varlığı da özü gibi ezeli bir hakikattir.
Önermenin sonucu II
Buradan ikinci olarak şu sonuç çıkar ki, Tanrı değişmez ve onun bütün
sıfatları da değişmezler; zira varlığına göre değişmiş olsalardı, önceki öner
meye bakılacak olursa, öz cihetinden de değişebileceklerdi, yani doğru
lar yanlış olabileceklerdi ki, bu da saçmadır.
Önerme XXI
Tanrının bir sıfatının mutlak tabiatından çıkan bütün şeyler, hem
sonsuzdurlar hem de her zaman vardırlar ve böyle olmaları gerekir, yani
onlar bağlı oldukları sıfata göre ezeli ve sonsuzdurlar.
56 ETİKA
Kanıtlama
Tanrının bir sıfatında sonlu olan ya da belirli bir varlığı veya bir süresi
olan bir şeyin, onun mutlak tabiatından, diyelim düşüncede Tanrı fikrin
den çıkması mümkün olup olmadığını tasarlayınız. Tanrının sıfatı olarak
tasarlandığından beri düşünce, (11’inci önermeye göre), zorunlu olarak
tabiatı bakımından sonsuzdur, fakat Tanrı fikrini kuşatması bakımından
sonlu diye tasarlanır. Halbuki (tanım 2), o düşünce ile sınırlı değilse,
sonlu diye tasarlanamaz. Fakat düşüncenin Tanrı fikrini kurması bakımın
dan, düşünce ile sınırlandırılamaz. Zira o zaman düşünce sonlu varsayıl
mıştır. Tanrı fikrini kurmaması, bununla birlikte zorunlu olarak var ol
ması bakımından düşünce ile sınırlanmıştır (önerme 11). Öyle ise, Tanrı
fikrini kurmayan bir düşünce vardır. Bundan dolayı, Tanrı fikri zorunlu
olarak bu düşüncenin mutlak olması bakımından onun tabiatından çık
maz. Zira, bu düşünce Tanrı fikrini kuran ve kurmayan şey olarak tasar
lanır, bu da varsayıma (hypothèse) aykırıdır. Bunun için, eğer düşüncede
Tanrı fikri ya da başka bir şey -örneğin seçilmesinin önemi yoktur, çünkü
kanıt tümeldir- Tanrının bir sıfatında bu sıfatın mutlak tabiatının zorun
luğundan çıkarsa, bu fikrin ya da başka bir şeyin zorunlu olarak sonsuz
olması gerekir. Önce kanıtlanması gereken de budur.
Böylece bir sıfatın tabiatından zorunlu olarak çıkan şeyin, belirli bir
süresi olamaz. Eğer, bunu inkâr ederseniz, Tanrıya ait bir sıfatın tabiatı
nın zorunluluğundan çıkan bir şeyi, diyelim düşüncede Tanrı fikri var
sayılsın ve onun var olmadığı ya da var olmaktan çıkması gerektiği var
sayılsın. Düşüncenin Tanrının bir sıfatı olduğunu varsaymamız için, onun
zorunlu olarak ve değişmez surette var olması gerekir (önerme 11 ve
sonucu, önerme 20). Böylece düşüncenin Tanrı fikrinin süresi ötesinde
var olması gerekir, o bu fikirsiz var olacaktı. -Zira biz varsayıyoruz ki, bu
fikir hep var olmamıştır ve hep de olmayacaktır - Halbuki bu, varsayışa
aykırıdır. Zira biz varsayıyoruz ki düşünce verilmiş olunca, fikir ondan
zorunlu olarak çıkar, öyle ise düşüncede Tanrı fikri ya da Tanrının bir
sıfatının mutlak tabiatından zorunlu olarak çıkan herhangi bir şeyin be
lirli bir süresi olamaz. Fakat onun bu sıfatla ezeli olması gerekir; ikinci
olarak gösterilmesi gereken nokta da budur.
Tanrının bir sıfatında, Tanrının mutlak tabiatından zorunlu olarak
çıkan herhangi bir şey için de, aynı şeyleri söyleyeceğimizi işaret ede
lim.
TANRI HAKKINDA
57
Önerme XXII
Tanrının bir sıfatına göre zorunlu olarak var olan ve sonsuz olan deği
şikliğe (tavırlaşmaya) uğraması bakımından Tanrının o sıfatından çıkan
her şeye zorunlu olarak var ve sonsuz gözüyle bakılmalıdır.
Kanıtlama
Bu önermenin kanıtı önceki önerme gibi yapılır.
Önerme XXIII
Sonsuz olan ve zorunlu olarak var olan her tavır, ya mutlak olarak
alınmış Tanrının bir sıfatının tabiatına, ya da zorunlu ve sonsuz olarak,
bir sıfatına bağlı olmalıdır.
Kanıtlama
Beşinci tanıma göre, tavır kendi başına duramaz, yalnız kendisiyle
tasarlanan cevherde bulunur, yani tavır ancak Tanrıda var olabilir ve
ancak Tanrı ile tasarlanabilir. (Önerme 15’e göre her var olan şey Tan
rıda vardır.) Eğer zorunlu olarak var olan ve sonsuz olan bir tavır tasarla
nırsa, bu ancak Tanrının bir sıfatıyla ve bu sıfat varlığın sonsuzluğunu ve
zorunluluğunu kuşatması ve ifade etmesi bakımından olabilir; yani (tanım
8) ezeliliği ifade etmesi daha doğrusu bu sıfat asıl mutlak gibi görülmesi
bakımından olabilir.
Buradan şu sonuç çıkar ki, sonsuz ve mutlak olarak var olan bir tavır,
Tanrının bir sıfatının iki tarzda sonucu olmalıdır: ya XXI’inci önermede
olduğu gibi doğrudan doğruya, ya da Tanrının mutlak tabiatında olan bir
tavırlaşma yardımıyla, yani önceki önermeye göre, kendisi sonsuz ve zo
runlu olarak var olan herhangi bir tavır yardımıyla.
Önerme XXIV
Tanrının meydana getirdiği şeylerin özü varlığı kuşatmaz.
Kanıtlama
Birinci tanıma göre, kendi başına göz önüne alınan ve tabiatı varlığı
gerektiren her şey kendi kendisinin nedenidir (causa sui) ve yalnız kendi
tabiatının zorunluluğu ile vardır.
58 ETİKA
Önermenin sonucu
Buradan şu sonuç çıkar ki, Tanrı yalnız şeylerin varlığının başlangıcının
nedeni değil, aynı zamanda onların varlığının sürüp gitmesinin de nede
nidir, yani -skolastik bir terim kullanırsak- Tanrı şeylerin varlığının ne
denidir (causa esendi rerum). Zira, gerek şeyler var olsun, gerekse var
olmasın, biz onların özünü göz önüne alarak, bu özün ne var olma baş
langıcını, ne de varlığın süresini kuşatmadığını görürüz. Böylece onların
özü, ne başlangıcın nedenidir, ne Varlıklarının süresinin nedenidir. Var
olabilen yalnız Tanrıdır, çünkü XIV’üncü önermenin sonucuna göre,
tabiatı varlığı kuşatan yalnız odur.
Önerme XXV
Tanrı yalnız şeylerin varlığının değil, aynı zamanda özünün de etker
nedenidir.
Kanıtlama
Tanrının, şeylerin özünün nedeni olmadığı iddia edilmedikçe bu öner
me inkâr edilemez. Bu iddiadan, şeylerin özünün Tanrısız tasarlanabil
mesi sonucu çıkar ki, bu da saçmadır (önerme 15), bunun zorunlu sonu
cu olarak Tanrı şeylerin özünün etker nedenidir.
Scolie
Tanrısal tabiatın zorunluluğundan, sonsuz tarzda sonsuz şeylerin yani
sonsuz bir aklın bütün tasarlayabildiği şeylerin çıkması gerektiğini göz
önüne alan herkes için (önerme 16), bu önerme apaçık görünür. Zira bu
XVI’ncı önermeden şu sonuç çıkar ki, tanrısal tabiat var sayılınca, şeylerin
özü ve varlığı ondan zorunlu olarak çıkar. Bunu bir kelime ile söylemek
istersek, Tanrıya kendi kendisinin nedeni denilir ki, aşağıda gelen öner
me sonucuna göre daha iyi anlaşılacak olan da budur.
Önermenin sonucu
Alemde yayılmış olan bütün tikel şeyler, Tanrının sıfatlarının duygula
nışlarından ya da Tanrının sıfatlarını filân ve filân belirli tarzda ifade
eden tavırlardan başka bir şey değildirler: bu hakikatin kanıtlanması
XV’inci önerme ile V’inci tanımdan çıkar.
TANRI HAKKINDA
59
Önerme XXVI
Herhangi bir eseri meydana getirmesi gerektirilmiş olan her şey, bu
işte zorunlu olarak Tanrıca gerektirilmiştir; ve Tanrıca gerektirilmiş ol
mayan her şey bir eseri meydana getirmede kendi kendisini gerektiremez.
Kanıtlama
Varlıkların etkisini gerektiren şey, herkesin olumlayacağı üzere, zo
runlu olarak pozitif bir şeydir; nitekim onun özü ve varlığının etker ne
deni Tanrıdır ki (önerme 25 ve 16) bu birinci nokta idi. Önermenin
ikinci kısmı çok açık olarak bundan çıkar; zira eğer bir şey Tanrı tarafın
dan gerektirilmemiş ise kendi kendisini gerektirir, o zaman önermenin
birinci kısmı yanlış olur ki, bu da gösterdiğimiz gibi saçmadır.
Önerme XXVII
Tanrının bir eser meydana getirmek için gerektirdiği bir şey, kendi
kendisini gerektirilmemiş kılamaz.
Kanıtlama
Bu önerme aksiyomla kanıtlanmıştır ki buna göre belirli bir nedenden
zorunlu olarak bir eser çıkar. Bir varlık Tanrıca bir şeyi yapmak üzere
gerektirildiği zaman, bu gerektirici nedenden gerektirilme si istenen bir
eserin zorunlu olarak çıkması lâzım gelir.
Önerme XXVIII
Herhangi bir tekil şey, başka deyişle sonlu olan ve gerektirilmiş var
lığı bulunan her şey, kendisi de sonlu olan ve gerektirilmiş varlığı bulu
nan başka bir nedenle bir eseri meydana getirmesi ve var olması gerekti
rilmiş değilse, var olamaz ve o eseri meydana getiremez; ve buna karşılık
bu neden yine sonlu olan ve gerektirilmiş varlığı bulunan başka bir ne
denle meydana gelmesi ve var olması gerektirilmiş değilse, var olamaz ve
bir eser meydana getiremez ve bu sonsuzca böyle gider.
Kanıtlama
26’ncı önerme ile 24’üncü önermenin sonucuna göre, var olması ve bir
eser meydana getirmesi gerektirilmiş olan her şey Tanrıca gerektirilmiştir.
Fakat sonlu olan ve gerektirilmiş varlığı bulunan şey Tanrının mutlak olarak
60 ETİKA
alınan bir sıfatının tabiatı ile meydana getirilemez; zira mutlak olarak Tan
rının bir sıfatının tabiatından çıkan her şey sonsuz ve ezelidir (önerme 21).
Öyle ise bu şeyin Tanrıdan ya da onun bir tavırlaşmaya uğramış gibi görül
mesi bakımından sıfatlarından birinden çıkması gerekir; zira, cevher ve ta
vırlar dışında verilmiş hiçbir şey yoktur (aksiyom 1, tanım 3 ve 5) ve tavırları
(25 ’inci önermenin sonucu) Tanrının sıfatlarının duygulanışlarından başka
bir şey değildirler. Halbuki bu şey Tanrıdan ya da onun ezeli ve sonsuz olan
bir tavırlaşmaya uğraması bakımından sıfatlarının birinden çıkamazdı (öner
me 22). Öyle ise onun Tanrıdan çıkması ya da bir eseri meydana getirmesi
ve var olması Tanrıca veya sonlu olan ve gerektirilmiş varlığı bulunan bir
tavırlaşmaya uğraması bakımından Tanrının sıfatlarından birinde var olması
ve bir eser meydana getirmesi gerekir. Birinci nokta bu idi. Şimdi bu neden
ya da tavır da buna karşılık, birinci kanıtlamaya yarayan aynı sebeple başka
bir neden ya da bir tavırla gerektirilmiş olması, onun da yine sonlu olan ve
gerektirilmiş varlığı bulunan bir başka neden ya da tavırla gerektirilmiş
olması lâzımdır ve hep aynı sebepten dolayı bu sonsuzca böyle gider.
Scolie
Tanrının mutlak surette göz önüne alınan tabiatından zorunlu olarak
çıkan bazı şeylerin Tanrı tarafından doğrudan doğruya meydana getirilmesi
gerektiği ve Tanrısız ne var olabilen ne tasarlanabilen başka bazı şeylerin
de birinciler yardımıyla meydana gelmeleri gerektiği için, buradan şu sonuç
lar çıkar: 1. Kendisinin doğrudan doğruya meydana getirdiği şeyler için,
Tanrı mutlak olarak yakın nedendir; fakat söylendiği gibi, cinsel neden
değildir. Zira Tanrının eserleri, nedenleri olmadan ne var olabilir ne tasarla
nabilirler (15’inci önerme ve 24’üncü önermenin sonucu). 2. Tanrı için tekil
şeylerin asıl uzak nedeni denemez, meğer ki burada hedef onların doğru
dan doğruya meydana getirdikleri ya da daha ziyade mutlak olarak alınan
tabiatından çıkanlardan ayırmak olsun. Zira biz uzak neden deyince hiçbir
suretle esere bağlı olmayan bir nedeni anlıyoruz. Var olan her şey vardır ve
Tanrıya bağlıdır, o suretle ki Tanrı olmadan ne var olabilir ne tasarlanabilir.
Önerme XXIX
Tabiatta zorunsuz olan hiçbir şey yoktur, fakat orada her şeyin şu ya
da bu tarzda var olması ve bir eser meydana getirmesi tanrısal tabiatın
zorunluluğu ile gerektirilmiştir.
TANRI HAKKINDA 61
Kanıtlama
15’inci önermeye göre var olan her şey Tanrıda vardır ve Tanrı için
zorunsuz bir şeydir denemez, zira (önerme 11), o zorunsuz bir tarzda de
ğil zorunlu olarak vardır. Tanrının tabiatındaki tavırlar için ise, onlar da
zorunsuz olarak değil, bu tabiattan zorunlu olarak çıkmışlardır (önerme
16) ve tanrısal tabiat mutlak olarak göz önüne alındığı gibi (önerme 21)
herhangi bir tarzda etkisi gerektirilmiş olarak görüldüğü zaman da bu
böyledir (önerme 27).
Bundan başka Tanrı bu tavırların yalnız sadece var olmaları bakımın
dan değil (24’üncü önermenin sonucu), aynı zamanda bir eser meydana
getirmeleri gerektirilmiş gibi görülmeleri bakamından da (önerme 26)
bu tavırların nedenidir. Eğer Tanrı tarafından gerektirilmiş değil iseler,
kendi kendilerini gerektirmeleri zorunsuz değil imkânsızdır (aynı öner
me); ve eğer tersine, Tanrı onları gerektirmiş ise (önerme 27) kendi ken
dilerini gerektirilmemiş kılmaları da zorunsuz değil, imkânsızdır. Öyle
ise, her şey tanrısal tabiatın zorunluluğu ile, yalnız var olmada değil, aynı
zamanda şu ya da bu tarzda var olma ve bir şey meydana getirmede
gerektirilmiştir ve tabiatta zorunsuz hiçbir şey yoktur.
Scolie
Düşünceme devam etmeden önce Yaratılmış Tabiatla Yaratıcı Tabiat
tan ne anladığımı burada açıklamak, daha doğrusu göstermek isterim
9
.
Zira daha yukarıda sanırım ispat edilmiştir ki Yaratıcı Tabiat deyince
kendi başına var olan ve kendi başına tasarlanan şeyi, başka deyişle ezeli
ve sonsuz bir özü ifade eden cevherin sıfatlarını, ya da (14’üncü önerme
nin sonucu ve 17’nci önermenin 2’nci sonucu), hür neden olarak göz
önüne alınması bakımından Tanrıyı anlamak gerekir. Yaratılmış Tabiat
deyince, Tanrının tabiatının zorunluluğu, başka deyişle sıfatlarından her
birinin zorunluluğu ile, ya da Tanrıda olan ve Tanrısız ne var olabilen ne
de tasarlanabilen şeyler gibi görülen Tanrının sıfatlarının bütün tavır
larının zorunluluğundan çıkmış olan her şeyi anlıyorum.
9) Yaratıcı tabiat
Dostları ilə paylaş: |