Konuşma metinleri ve biLDİRİ Özetleri Kİtabi



Yüklə 6,44 Mb.
Pdf görüntüsü
səhifə22/73
tarix03.02.2017
ölçüsü6,44 Mb.
#7521
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   73

18 Altın Kural
Riskli  kolda  lenf  drenajını  ve  dolaşımı  arttırmak,  hareket 
kısıtlaması,  kas  atrofilerini  ve  kontraktürleri  önlemek,  kas 
tonüsünü sürdürmek, enfeksiyonu önlemek amacıyla;
“Meme  Ameliyatı  Sonrası  Kol  Bakımının  18  Altın  Kuralı” 
hastalara açıklanır. 

96
1.  Hiçbir  şekilde  koldaki,  eldeki,  parmaklardaki  veya  göğüs 
duvarındaki şişme ihmal edilmemelidir.
2.  Riskli  kola  enjeksiyon,  aşı,  akapunktur  yaptırılmamalı, 
kan  aldırılmamalı  ve  tansiyon  ölçtürülmemelidir.  Eğer 
hasta  çift  taraflı  mastektomi  ise  ve  aksiller  diseksiyon 
yapılmışsa hastaya port takılmalıdır. Eğer port takılmadan 
acil  bir  uygulama  yapılması  gerekiyorsa  baskın  olarak 
kullanılmayan kol tercih edilmelidir. Hastalara kendi tıbbi 
tanısını  ve  lenf  ödemi  belirten  bir  bilezik  ya  da  kolye 
taşımaları önerilmelidir. Böylece acil bir durum karşısında 
hastalarda  lenf  ödem  gelişme  riskini  arttırabilecek  riskli 
koldan  kan  basıncı  ölçme,  intravenöz  sıvı  verme  vb. 
uygulamaların yapılması engellenmiş olacaktır.
3.  Ödemli(riskli) kol çok temiz tutulmalıdır. Banyo sonrasında 
yumuşatıcı bir krem kullanılmalıdır. Riskli kol kurulanırken 
aşırı bastırılmamalı, fakat tamamen kurulandığına, özellikle 
deri katları ve parmak aralarının nemli kalmamasına dikkat 
edilmelidir.
4.  Riskli kolla süratli, tekrarlanan hareketler (ovma, çekme, 
itme, örgü gibi) yapılmamalıdır.
5.  Riskli kolla 4-6 kg.dan daha fazla ağırlık kaldırılmamalıdır.
Kesinlikle  ağır  çanta  ve  omuzdan  askılı  çanta 
kullanılmamalıdır.
6.  Banyo  yaparken  veya  bulaşık  yıkarken  ani  sıcak,  soğuk 
su  değişikliği  yapılmamalıdır.  Hamam  ve  saunaya 
gidilmemelidir. Aşırı sıcaklardan ve direkt güneş ışığından 
riskli kol korunmalıdır. Yüksek ısı lenf ödem nedenidir; bu 
nedenle dışarı çıkmak gerekiyorsa kolu örtecek uzun kollu, 
ince, sıkmayan kıyafetler giyilmeli ve güneş koruyucu krem 
kullanılmalıdır.
7.  Her türlü dış travmadan kaçınılmalıdır. (çarpma, kesikler, 
güneş  yanığı,  diğer  yanıklar,  spor  sakatlanmaları,  böcek 
ısırmaları, kedi tırmalaması gibi )
8.  Ev işi, bulaşık bahçeyle meşgul olma gibi ellerin kullanılacağı 
işleri yaparken, güçlü deterjan kullanırken (çamaşır suyu, 
tuz ruhu, amonyak gibi) eldiven giyilmelidir.
9.  Manikür  yaptırılmamalıdır.  Tırnaklar  temiz  bir  tırnak 
makası  ile  kesilmeli,  tırnak  diplerini  kesmemeye  özen 
gösterilmelidir. 
10.  Egzersizler  çok  faydalıdır,  ancak  riskli  kol  aşırı 
yorulmamalıdır. Riskli kol ağrımaya başlarsa sırtüstü yatıp, 
kol yükseğe kaldırarak dinlendirilmelidir. Yürüyüş, yüzme, 
hafif aerobik, bisiklete binme veya yoğa önerilen egzersiz 
tipleridir.  Bu  tür  sporlar  lenfatik  sistemi  uyararak  lenf 
akımını düzeltir.
11.  Yemek  pişirirken  ve  bulaşık  yıkarken  riskli  el  ve  kol 
yanıklardan  korunmalı,  dikiş  dikerken  dikiş  yüzüğü 
takılmalıdır.
12.  Uçak yolculuğu yaparken ödemli (riskli) kola basınç kolluğu 
takılmalıdır. Uçuş uzunsa elastik bandaja ihtiyaç olabilir. 
13.  Diğer  meme  büyükse  riskli  tarafa  takılacak  protez  en 
hafifinden seçilmelidir; çünkü ağır sutyen köprücük kemiği 
üzerindeki deri üzerine aşırı baskı yapabilir. Bu askı altına 
yumuşak bir takviye konabilir. Sutyen çok sıkı olmamalı ve 
tel takviyesi bulunmamalıdır.
14.  Sıyrık, çizik riskini en aza indirmek için riskli olan taraftaki 
kol ve koltukaltı tüylerin temizliği elektrikli traş makinesi 
veya  tüy  dökücü  kremlerle  yapılmalıdır.  Elektrikli  traş 
makinesi  kullanılıyorsa  traş  makinesinin  temizliği  çok 
dikkatli yapılmalı, sık sık başlığı değiştirilmelidir.
15.  Dengeli, az tuzlu ve yüksek lif içeren bir beslenme planı ile 
ideal kilo korunmaya çalışılmalı, bol su tüketilmelidir. Aşırı 
yağ, tuz ve şeker kullanımı lenf ödem gelişimini olumsuz 
etkiler.
16.  DİKKAT: Riskli koldaki herhangi bir tahriş izi, su toplaması, 
kızarıklık,  bölgesel  ısı  artması  olursa  hemen  bildirmesi 
konusunda hasta uyarılmalıdır. Koldaki bir enflamasyon ya 
da enfeksiyon lenf ödemin başlamasına, lenf ödem varsa 
kötüye gidiyor olmasına işaret ediyor olabilir.
17.  Sigara ve alkollü içeceklerden uzak durulmalıdır.
18.  Lenf ödemi olan kişiler uyanık oldukları tüm zamanlarda 
fizyoterapistin  önerdiği  ölçülerine  uyan  basınç  kolluğu 
giymelidir. Takip için ayda bir fizyoterapistle görüşmelidirler. 
Kolluk bollaşmışsa ya kol çevresi küçülmüştür ya da kolluk 
eskimiştir. 
Tedavi ile normal ya da normale yakın hale gelen lenfödemin 
bakımına  dikkat  edilmezse  tekrarlayabileceği  unutulmamalı, 
hasta bu 18 altın kurala ömür boyu dikkat etmesi konusunda 
uyarılmalıdır.
Meme kanserine bağlı olarak gelişen lenfödemin tedavisinde 
pekçok seçenek sunulmakla birlikte, bunların etkinliği ile ilgili 
çelişkilerde bulunmaktadır. Lenfödemde tedavi olarak manuel 
ve  aralıklı  pnömotik  lenf  drenajı,  basınçlı  giysiler,egzersizle 
kumarin  tedavisi,intraarteriyal  otolog  lenfosit  enjeksiyonları, 
liposakşın, selenyum ve lazer tedavisi yer almaktadır. Fiziksel 
dekonjasyon  terapisi,  kompresyon  giysileri  ve  egzersiz 
programları ile de belirgin sonuçlar elde edilebilmektedir. Lenf 
ödeme yönelik masaj teknikleri kullanılarak elle lenf drenajının 
sağlanması lenf ödemde etkili bir yöntemdir. Elle yapılan masaj 
lenf  kanallarının  kasılmasını  ve  proteinlerin  lenfatikler  içine 
geri emilimini artırır, mikro lenfatik hipertansiyonu düşürür, cilt 
ve lenfatik damarlar arasındaki lenf drenajını artırır, sempatik 
sinirleri uyarır ve rahatlamayı sağlar. Masaj sadece kolu değil 
gövdeyi  de  kapsamalı  ve  el  hareketlerinin  yönü  lenf  akışına 
doğru olmalıdır Masaj sırasında yağ ya da losyon kullanılmamalı 
ve  masaj  en  az  20  dakika  sürmelidir.  Elle  masaj  yapılan 
hastalarda; lenf ödemin, kol cildindeki incelmenin ve duyusal 
bozuklukların azaldığı belirlenmiştir (Waller and Caroline 1996, 
Williams et al. 2002). 
 Ancak literatürde lenfödemin tedavisinden önce önlenmesine 
yönelik  uygulamaların  gerekliliği  üzerinde  durulmaktadır. 
Lenfödemi  önlemek  amacıyla  hastalara  düzenli  olarak  kol  ve 
omuz  egzersizlerini  yapmaları,  lenfödem  gelişmesine  neden 
olabilecek  durumlardan  kendilerini  korumaları,  lenfödem 
yönünden  kendi  kendilerine  kollarını  değerlendirmeleri 
önerilmektedir.  Ancak  yapılan  çalışmalarda  hastaların 
bu  konuda  gereken  özeni  tam  olarak  göstermedikleri,  bu 
nedenle  de  lenfödem  geliştiği,  gelişen  lenfödeminde  günlük 
yaşam  aktivitelerini,  yaşam  kalitelerini  olumsuz  etkilediği 
belirtilmektedir. Lenfödem oluşma riski, hastalığın yaygınlığı ve 
uygulanan tedavilerin yanında hastaların cerrahi tedavi 

TIBBI
ONKOLOJI
KONGRESI
97
sonrası  alacakları  bilgilendirme  eğitimi  ve  egzersizler  ile  de 
ilgilidir.  Biz de merkezimizde Haziran 2009-Ocak 2010 tarihleri 
arasında mastektomi ve aksilla diseksiyonu ameliyatı geçiren 
hastalara  verilen  lenfödem  eğitiminin  ve  egzersizlerinin 
lenfödem oluşma ve gelişmesi , gelişmiş lenfödem üzerine olan 
etkisini araştırmak amacıyla bir çalışma yaptık. 6 Ay süresince 
kol ölçümü ve kilo takibi yapıldı. Hastalara lenfödemi önlemek 
için  dikkat  etmesi  gereken  kurallar  çalışmacı  tarafından 
anlatılıp, yapmaları gereken egzersizler öğretilerek araştırmacı 
tarafından hazırlanan yazılı eğitim materyalleri verildi. 
Araştırmaya katılan hastaların kolları 6 ay boyunca dirseğin 7,5 
cm altı ve 7,5 cm üstü ölçülerek her iki kolun karşılaştırılması 
yapılmıştır
Tablo 1. Hastaların Altı Aylık Lenfödem Seviyeleri
 
Lenfödem
Yok
Minimal
Lenfödem
Orta                           
derecede 
Lenfödem
Ciddi
Lenfödem
n
%
n
%
n
%
n
%
  
1.Ay 28
50.9
11
20.0
12
21.8
4
7.3
  
2.Ay 36
65.5
6
10.9
9
16.4
4
7.3
  
3.Ay 33
60.0
10
18.2
7
12.7
5
9.1
  
4.Ay 34
61.8
9
16.4
6
10.9
6
10.9
  
5.Ay 34
61.8
10
18.2
8
14.5
3
5.5
  
6.Ay 36
65.5
7
12.7
10
18.2
2
3.6
Hastaların  10’u  (%18.2)  öğretilen  egzersizleri  yapmıyor,  45’i 
(%81.8) ise düzenli olarak egzersizleri yapıyor. 
81,8%
18,2%
egzersiz yapýyor
egzersiz yapmýyor
Tablo 2’de Verilen eğitim sonucunda kol egzersizlerini düzenli 
yapan  ve  yapmayan  hastaların  lenfödem  seviyelerinin  aylara 
göre dağılımı verilmiştir.
Hastaların  lenfödem  seviyeleri  egzersiz  yapan  hastalarda 
yapmayan  hastalara  göre  daha  düşük  bulunmuştur(p<0.05).
Çalışmanın  sonucunda  eğitim  verilen  hastaların  lenfödem 
gelişmesini  önlemede  öğretilen  noktaları  dikkate  alıp 
egzersizleri  düzenli  olarak  uyguladıklarında  lenfödem 
gelişimini anlamlı ölçüde azalttığı saptanmıştır. Meme kanseri, 
lenf  ödem  tehdidi  olmaksızın  bile  yeterince  travmatiktir. 
Kansere  ilişkin  endişeler,  benlik  saygısı  ve  cinselliği  etkileyen 
meme  kanserinin  kendisi  büyük  bir  psikolojik  bir  sorun  iken 
lenf ödemin ortaya çıkardığı ilave fiziksel ve psikolojik sorunlar 
hem  iş  gücü  kayıpları  hem  de  bakım  maliyetinin  artmasına 
 
N
LENFÖDEM YOK
MİNİMAL Lenfö-
dem
ORTA derecede 
Lenfödem
CİDDİ  Lenfödem
 
%
n
%
n
%
N
%
 
1.Ay
Egzersiz yapanlar
27
60.0
10
22.2
7
15.6
1
2.2
P=0,000
Egzersiz yapmayanlar
1
10.0
1
10.0
5
50.0
3
30.0
2.Ay
Egzersiz yapanlar
34
75.6
5
11.1
5
11.1
1
2.2
P=0,001
Egzersiz yapmayanlar
2
20.0
1
10.0
4
40.0
3
30.0
3.Ay
Egzersiz yapanlar
32
71.1
8
17.8
4
8.9
1
2.2
P=0,000
Egzersiz yapmayanlar
1
10.0
2
20.0
3
30.0
4
40.0
4.Ay
Egzersiz yapanlar
33
73.3
8
17.8
2
4.4
2
4.4
P=0,000
Egzersiz yapmayanlar
1
10.0
1
10.0
4
40.0
4
40.0
5.Ay
Egzersiz yapanlar
34
75.6
8
17.8
3
6.7
0
,0
P=0,000
Egzersiz yapmayanlar
0
0.0
2
20.0
5
50.0
3
30.0
6.Ay
Egzersiz yapanlar
35
77.8
6
13.3
4
8.9
0
,0
P=0,000
Egzersiz yapmayanlar
1
10.0
1
10.0
6
60.0
2
20.0
Tablo 2

98
neden  olur.  Ayrıca  etkilenen  kolda  hareket  yetersizliği  ve 
fonksiyon  azalması  hastanın  yaşam  kalitesini  de  olumsuz 
etkiler.  Hemşirelik  girişimleri  hastanın  lenf  ödem  konusunda 
kendi sorumluluğunu almasını sağlama, lenf ödemi izleme ve 
kontrol etme yetisini arttırmaya yönelik olmalı ve hastanın tüm 
yaşamını kapsamalıdır. Lenf ödem uygun hemşirelik girişimleri 
ile önlenebilecek ya da azaltılabilecek bir durumdur. 
HAMİDE ŞİŞMAN
K56
SANTRAL VENÖZ KATETERLERİN BAKIMI
Günümüzde  tanı  ve  tedavi  amacıyla  kullanılan  santral  venöz 
kateterlerin  damar  içine  ya  da  kalbe  direk  katılan  bir  vene 
takılması  modern  tıbbın  vazgeçilmez  uygulamalarından 
birisidir. Santral venöz basıncı takip etmenin yanında pek çok 
kullanım  alanına  sahip  olan  SVK  ,  ilk  defa  total  paranteral 
beslenme için kullanılmıştır.Tünelli kateter takma tekniklerinin 
geliştirilmesi, kateterlerin pıhtılaşmayı engelleyici malzemeden 
üretilmesi,  yeni  kateter  tiplerinin  önerilmesi  ile  enfeksiyon 
gelişlme  oranları  azaltılarak  kullanımları  yaygınlaşmıştır.SVK  , 
kanser hastalarında antineoplastik ajanlarla yapılan uzun süreli 
tedavilerde , sıvı elektrolit dengesini sağlamada , kan ve kan 
ürünlerinin transfüzyonunda , antibiyotiklerin ve diğer ilaçların 
enjeksiyonunda ve venöz kan alma işleminde kullanılmaktadır.
Bunun  yanı  sıra  hastanede  yatmakta  olan  ,  venöz  yola 
ihtiyaç  gösteren  ve  ekstremite  venlerinden  damar  yolu 
açılamayan hastalar ile devamlı ya da aralıklı olarak infüzyon 
gereken  ve  evde  bakım  gören  hastalarda  da  uzun  süreli  SVK 
kullanılmaktadır.Kateterlerde komplikasyon gelişimini önlemek 
komplikasyon  meydana  geldiğinde  ise  belirti  /  bulgularını 
erken  dönemde  fark  ederek  etkin  girişimlerde  bulunmak  ve 
böylece  kateterlerin  kullanım  ömrünü  uzatmak  ancak  etkin 
hemşirelik  bakım  ve  uygulamaları  ile  mümkündür.Onkolojik 
hastalarda damar yolu açmak hem hasta hem uygulayıcı için en 
zor ve zahmetli işlerden biridir.Bu nedenle hasta ve uygulayıcı 
konforu için SVK özellikle port kateteri tercih edilmesi standart 
bir yaklaşım haline gelmiştir.
SANTRAL VENÖZ KATETER TİPLERİ
SVK ; tünelli.tünelsiz ve implante olarak üç şekilde ele alınabilir:
1.)Tünelli  (Kalıcı)  Kateter:    30  günden  fazla  kullanılabilecek 
hastalarda tercih edilir.8 cm uzunluğunda kateterlerdir.Fibrotik 
dokunun tutunması ile hem mekanik stabilite sağlar hem de 
enfeksiyona karşı bariyer oluşturarak enfeksiyon oranını azaltır.
2.)Tünelsiz  (Geçici)  Kateter:  Kısa  dönem  kullanımlı  perkutan 
yerleşimli  SVK  olarak  bilinir.  Uzun  süreli  damar  yolu  ihtiyacı 
olan ancak kısa yaşam süresi olduğu düşünülen hastalarda da 
tünelli kateter yerine kullanılabilir.
3.)  İmplante  (Port)  Kateter:  Cilt  altına  cep  oluşturulup  vena 
kavaya yerleştirilen kapalı bir sistemdir. Uzun süreli kullanımlar 
içindir.  Portlara  ortalama  2000  kez  giriş  yapılabilmektedir. 
Sisteme uygun özel hubber uçlu iğneleri kullanmak gerekir.
Bütün  SVK  da  birçok  komplikasyon  mevcuttur.  Arter 
ponksiyonu (karotis,subklavyen arter) sinir hasarı enfeksiyon, 
hava veya trombüs embolisi ,aritmi, hematom, pnomotoraks, 
hemotoraks,  hidrotoraks,  şilotoraks,  kardiyak  perferasyon, 
kardiyak  tamponat,  komşu  sinir  ve  damarlara  travma  gibi 
komplikasyonlar  görülebilmektedir.  Geç  dönemde  ise  venöz 
tromboz,  vena  kava  superior  sendromu,  endokardid,  sepsis 
ve  bunlara  bağlı  sekonder  komplikasyonlar  gelişebilir.En 
önemli  komplikasyon  hastaların  %40’ndan  fazlasında  gelişen 
enfeksiyon  ve  tromboz  olup  kanser  hastalarında  ölüm 
nedenlerinden biridir.
Uygun  kateter  bakımı  ve  eğitiminin  yapılması  tromboz  ve 
enfeksiyon  riskini  azaltırken  hastalarda  takılı  kalma  süresini 
ortalama 2 yıl uzatmaktadır.

TIBBI
ONKOLOJI
KONGRESI
99
SANTRAL  VENÖZ  KATETERLERİ  YIKAMAK  İÇİN  ÖNERİLEN 
PROTOKOL
SVK
Solüsyon Miktarı Konsantrasyon Sıklığı
İmplante 
Port
Heparin  5 mL
100ü/mL
Her kullanımdan 
sonra veya 
kullanılmıyorsa 
4-6 haftada bir
Tünelsiz 
Geçici 
SVK
Steril 
Salin (SF)
10 mL
%0.9 
Her kullanımdan 
sonra veya 
kullanılmıyorsa 
haftada bir
Tünelli 
Kalıcı 
SVK
Heparin
3mL
100ü/mL
Her kullanımdan 
sonra 
Kullanılmıyorsa 
haftada bir
Verilmesi gereken solüsyon miktarının gerekçesi pozitif basıncı 
sağlamak içindir. Eğer kullanılan kateter standart değilse, verilen 
solüsyon  miktarı  değişebilir.  Solüsyon  miktarını  belirlemede 
hastanın kilosu göz önüne alınmaz. Trombostopenili hastalarda 
heparin  kullanımı  kontrendikedir.  Solüsyon  uyumsuzluğunu 
önlemek için yıkama yapılmadan önce bütün kateterler 10 mL 
normal salinle yıkanmalıdır.
SANTRAL VENÖZ KATETER BAKIMI
-Cerrahi asepsi tekniğine göre çalışmaya özen gösterilmelidir.
-Kateterlerin giriş yerleri enfeksiyon yönünden takip edilmelidir.
-Sisteme giriş yapılmadan önce set üzerindeki enjeksiyon giriş 
yeri klorheksidin glukonat veya  povidon iyot ile temizlenmelidir.
-Her girişinde mutlaka steril enjektör kullanılmalıdır.
-Kullanılmayan bütün lümenler kapalı tutulmalıdır.
-Çok lümenli kateter kullanılıyorsa bir lümeni sadece paranteral 
beslenme için kullanılmalıdır.
-Tıkalı lümene kesinlikle basınç yapılmamalıdır.
-Sıvı  giden  kateterden  kan  alınacaksa  kateter  en  az  1  dk. 
Kapatılmalı ve ilk alınan 2-3 mL kan atılıp arkasından alınmalıdır.
-Tıkanıklığa  yol  açabilen  ilaç  kristalleşmelerini  önlemek  için 
mutlaka arada kateter en az 10 mL steril salin ile yıkanmalıdır.
-Kan  ve  kan  ürünleri  ve  lipit  emilsyonlarının  verilmesi  için 
kullanılan infüzyon setleri 24 saat içinde değiştirilmelidir.
-Eğer  solüsyon  dekstroz  ve  aminoasit  içeriyor  ise  infüzyon 
setleri 72-96 saatte bir değiştirilmelidir.
-Kateter yıkamada kullanılan enjektörün büyüklüğü önemlidir. 
Küçük  enjektörler  daha  büyük  basınç  yaratacağından  aşırı 
basınç  uygulanması  kateter  hasarına  neden  olabilir.  Özellikle 
port kateterlerde kateter rüptüründen kaçınmak için 10 mL’den 
küçük enjektör kullanılmamalıdır.
-Ponksiyon ve iğne değişimi sırasında, kan alımında hasta yatar 
pozisyonda olmalıdır.
-Enjeksiyon  sırasında  dirençle  karşılaşıldığında  işlem  hemen 
durdurulmalı ve sebep araştırılmalıdır.
-Kateter takılması sonrasında pansumanı yapılmalıdır.
-Pansuman  kateter  yerleştirildikten  sonra  24  saat  içinde  ve 
daha  sonra  haftada  bir  kez  değiştirilmelidir.  Bunun  dışında 
kateter  değiştirildiği,  çıkarıldığı  veya  pansuman  kirlendiği, 
ıslandığı,  kapatma  özelliğini  kaybettiği  zaman  ve  kanama 
olduğundan pansuman değiştirilmelidir.
-Pansuman değişiminde steril veya temiz eldiven kullanılmalıdır.
-İşlem  öncesi  ve  sonrası  eller  mutlaka  su,  sabun,  antiseptikli 
sabunlar veya alkol bazlı jeller kullanılabilir.
-Kateter  giriş  yeri  gazlı  bez  veya  transparan  örtü  ile 
kapatılmalıdır.
-Hastalar kateter bakımı, el yıkama konusunda sözlü ve yazılı 
olarak eğitilmelidir.
-Kateterlerin  kullanımı  ve  infüzyon  tedavilerine  ilişkin  yazılı 
kurallar oluşturulmalı ve düzenli olarak güncellenmelidir.
-Sağlık personeli düzenli olarak eğitilmeli ve enfeksiyon kontrol 
önlemleri alınmalıdır.
-SVK bakım yapıldığı mutlaka oluşturulan SVK bakım formlarına 
kaydedilip belgelenmelidir.
-Sonuç olarak venöz erişim yolu hastaların yaşamla bağlantısını 
sağlayan  bir  köprünün  ayağı  gibidir.  SVK  de  venöz  açıklığın 
devamının sağlanması, fonksiyonel yetersizliklerinin azaltılması 
ve giderilmesi, herhangi bir komplikasyon durumunda gerekli 
girişimlerin  başlatılması  bu  hastalarda  yapılan  hemşirelik 
yaklaşımının temel basamaklarını oluşturur.
SUZAN EROĞLU

TIBBI
ONKOLOJI
KONGRESI

102
SEÇİLMİŞ SÖZEL BİLDİRİLER
SS-1
EVRE III/IV NON-METASTATİK NAZOFARENKS KANSERİNDE 
SİSPLATİNLE EŞ ZAMANLI KEMORADYOTERAPİ ÖNCESİ 
DOSETAKSEL İLE SİSPLATİN BAZLI İNDÜKSİYON 
KEMOTERAPİSİ
FAYSAL DANE 
1
, BESTE M. ATASOY 
2
, ZÜLEYHA AKGÜN 
2

FULDEN YUMUK 
1
, DEVRİM ÇABUK 
1
, MEHMET TEOMETE 
1

GÜL BAŞARAN 
1
, SERDAR TURHAL 
1
, UFUK ABACIOĞLU 
2
 
 

MARMARA ÜNİVERSİTESİ MEDİKAL ONKOLOJİ 

MARMARA ÜNİVERSİTESİ RADYASYON ONKOLOJİ
Amaç:
Bu  çalışmada,  lokal  ileri  evre  nazofarenks  (NF)  kanseri  (NFK) 
tanılı hastalarda sisplatinle eş zamanlı kemoradyoterapi (KRT) 
öncesi  dosetaksel-sisplatin  bazlı  indüksiyon  kemoterapisinin 
(KT) etkinliğini araştırdık
Gereç ve Yöntem:
2004-2010 yılları arasında ardışık baş vuran evre III (15) veya 
metastatik  olmayan  evre  IV  (18)  nazofarenks  kanseri  tanılı 
toplam  33  hasta  çalışmaya  dahil  edildi.  Çalışmaya  alınan 
hastaların  25’i  erkek, medyan  yaşı  51 (19-75) idi.  İndüksiyon 
kemoterapisi  11  hastada  dosetaksel  ve  sisplatin  (DC),  22 
hastada floroprimidin, dosetaksel ve sisplatin (DCF) ile yapıldı. 
Tüm  hastalarda  toplam  3  kür  indüksiyon  tedavisi  verilmesi 
planlandı.  DCF  tedavisi  sırasında  primer  profilaksi  için  G-CSF 
ve  ciprofloksasin  tüm  hastalara  verildi.  İndüksiyon  sonrası 
cevap  değerlendirmesinde  tüm  hastalarda  NF  ve  boyun 
kontrastlı magnetik rezonans (MRI) ile görüntüleme kullanıldı. 
Radyoterapi (RT) bilgisayarlı planlamayla doğrusal hızlandırıcıda 
6-18MV  foton  enerjisi  ve  uygun  elektron  enerjileriyle  2Gy/
gün konvansiyonel şemada, NF, boyun ve supraklaviküler lenf 
nodlarına 46Gy; NF ve klinik pozitif lenfatik alana ortanca 70 
Gy uygulandı. RT sırasında eş zamanlı sisplatin üç kez (75mg/
m2/21gün) planlandı. KRT sonrası hastalar klinik ve radyolojik 
olarak izlendi.
Bulgular:
Medyan  takip  süresi  48  ay  idi.  İndüksiyon  KT  sonrası  hiçbir 
hastada  progresyon  gözlenmedi.  NF’de  23  hastada  parsiyel, 
6  hastada  tam  cevap;  boyun  lenfatiklerinde  13  hastada 
parsiyel,  19  hastada  tam  cevap  vardı.  İndüksiyon  sırasında 
tedavi  kesimi  olmazken  8  hastada  derece  3-4  yan  etkiler 
nedeniyle  doz  azaltılmak  zorunda  kalındı.  RT  ile  eş  zamanlı 
sisplatinin  tam  olarak  uygulanabilirlik  oranı  %  66  idi.  Toplam 
11  hastada  KT  dozu  azaltıldı  ya  da  devam  etmedi.  İki  hasta 
dışında  tüm  hastalar  RT’yi  planlandığı  gibi  tamamladı.  Beş 
yıllık  lokal  kontrol,  progresyonsuz  sağkalım,  uzak  metastazsız 
sağkalım  ve  genel  sağkalım  oranları  sırasıyla  %71,  %65,5, 
%75,4 ve %72.2 olarak hesaplandı.
Sonuç:
Literatürde  bu  tedavi  rejiminin  kullanıldığı  az  hasta 
sayılı  çalışmalar  olsa  da  bizim  çalışmamız  uzun  takip 
süresi  ve  dolayısıyla  5  yıllık  sağ  kalım  sonuçları  verebilmesi 
açısından  ilk  çalışmadır.  Lokal  ileri  evre  (III/IV)  nazofarenks 
kanserinde indüksiyon DC(F) kullanılması etkili ve güvenilir bir 
tedavi modalitesidir.
Yüklə 6,44 Mb.

Dostları ilə paylaş:
1   ...   18   19   20   21   22   23   24   25   ...   73




Verilənlər bazası müəlliflik hüququ ilə müdafiə olunur ©azkurs.org 2024
rəhbərliyinə müraciət

gir | qeydiyyatdan keç
    Ana səhifə


yükləyin