— Bilardo? Futbol?
— Hepsi güzel oyunlar.
— Herkes için bol bol spor, eğlence ve düşünmek zorunda değilsin, ha? Sadece eğlenceyi tertiplemek
gerekiyor. Kitaplarda resimler çoğaldı. Zihin gittikçe az bilgi alıyor. Sabırsızlık. Yollar sağa sola giden
halkla dolu. Nereye gidiyorlar? Hiç bir yere. Kasabalar motellere dönüştü. Benim bir gece yattığım yerde
sen ertesi günü öğleyin yatıyorsun.
Mildred, öfkeli bir tavırla odadan çıktı ve kapıyı çarparak kapadı. Biraz sonra büyük salondan konuşma
sesleri duyuldu.
Beatty konuşmasına devam etti.
— Şimdi de azınlıkları ele alalım mı ? NüfU3 arttıkça azınlıklar da çoğalıyor. Köpek sevenlerin, kedi
sevenlerin, doktorların, avukatların, tüccarların, şeflerin, Mor-monlann, Papazların, Çinlilerin, İsveçlilerin,
Italyanlann,
— 56 —
Almanların, Teksaslıların, Brooklynlilerin, İskoçların, Oregan veya Meksikalılar m sakın
ayaklarına basayım deme. Kitapliırdaki, piyeslerdekî, televizyondaki insanlar hiç kimseyi temsil
etmiyorlar. Pazar ne kadar büyük olursa, Montag tartışma o kadar az olur, bunu hiç unutma! En küçük
azınlıkların bile kulakları temiz kalmalıdır. Yazarlar, şeytanî düşüncelerle doludur; daktiloları kilit altına
alırlar. Kitapların hiç değeri yoktur. Kitap satışlarının durduğunu bilmiyor musun? Fakat ne istediğini bilen
toplum çok mutludur. Başarı sağlayan hep eğlenceli dergiler. Tabiî, üç buutlu seks dergileri, işte,
Montag. Bugün için mutlu olmanı onlara borçlusun, Bugün için eğlenceli dergileri ve ticaret gazetelerini
okuyabiliyorsun.
Montag:
— Evet, ama itfaiyeciler ne oluyor?, dedi.
Beatty, piposunun dumanları arasından ileri doğru uzandı.
— Bunun açıklaması kadar kolay ve doğal bir şey var mı? Okullarda daima kendine yabancı olan şeyleri
ararsın. Kendi sınıfında çok zeki olan bir arkadaşın vardı, her halde, değil mi? Diğerleri aptal aptal
yerlerinde otururken bu arkadaşın bütün soruları cevaplandirabili-yor ve diğerlerinin nefretini kazanıyordu,
değil mi? Onunla hır çıkartmak istemedin mi, hiç? Muhakkak ki, onunla kavga ettin. Hepimiz aynıyız.
Kimse eşit doğmamıştır, ama hayatta eşit haklara sahip olmuşlardır. Bu takdirde saklamak lüzumunu
duydukları bir şeyleri yoktur. Şu halde, bir kitap dolu bir tabancaya benzer. Onu yakma-lîdır. Yani,
tabancanın mermileri^ bolşaltmış oluyorsun. îyi okumuş bir kimsenin hedefi kim olacak, bilir misin? Ben
mi? Katiyen. Geçen akşam söylediğin zaman haklıydın, bir zamanlar bütün evler yangına karşı dayanıklıy-
— 57 —
*
di. Eskiden itfaiyeciye sadece yangın söndürmesi için ihtiyaç gösterilirdi.
Dostları ilə paylaş: