öğrenmeye çalışıyor. Bir gün koleksiyonumu sana gösteririm.
— Olur.
— Zamanımı nasıl geçirdiğimi öğrenmek istiyorlar. Bazen oturup düşündüğümü söylüyorum. Fakat ne
düşündüğümü onlara söylemiyorum. Onları hep kuşkuda bırakıyorum.
Ve bazen, söylüyorum, başımı
böyle arkaya attığımı ve yağmurun yüzüme çarpmasını düşündüğümü anlatıyorum. Yağmurun tadı şaraba
benziyor. Hiç denedin mi?
— Hayır ,ben.,.
— Beni affettin, değil mi?
— 24 —
— Evet Bunu düşündü.
— Evet, affettim.
Neden olduğunu bilmiyorum, Garipsin, insanın sabrını tüketiyorsun,
ama affedilmesi
kolay bir kızsın. On yedi yaşında olduğunu mu söylemiştin?
— Gelecek ay.
— Ne garip. Ne kadar garip. Karım otuz yaşında, ama bazen ondan çok daha yaşlı görünüyorsun. Bir
türlü alışamadım.
— Siz de garip bir adamsınız, Bay Montag. Hatta ba-sen bir itfaiyeci alduğunuzu fo; unutuyorum. §imdi,
sizi tekrar kızdırabilir miyim?
— Devam et.
— Nasıl başladı? Buna nasıl girdiniz? Bu işe nasıl girdiniz ve girmeniz için sebep neydi? Diğerlerine
benze-iniyorsunuz. Birkaçını görmüştüm, biliyorum. Konuştu* ğum zaman bana bakıyorsunuz. Ay
hakkında bir şey söylediğim zaman aya bakıyordunuz, dün akşam. Diğerleri hiç böyle yapmazlar.
Diğerleri beni bırakıp giderler, konuşmamdan sıkılırlar. Ya da beni tehdit ederler. Artık kimsenin başkası
için ayıracak zamanı olmuyor. Beni olduğum gibi kabul edenlerden biri de sizsiniz.
Bu sebeple dtfaiyeci
olmanızı garip karşılıyorum. Her nasılsa bu iş eize hiç uymuyor.
Montag vücudunun iki parçaya yarıldığım hissetti. Sıcak ve soğuk iki parça. Yumuşak ve sert iki parça.
Titreyen ve titremeyen iki parça. İki parça ki birbirlerini eritip bitirmeye çalışıyorlardı.
— Randevuna gitsen iyi edersin, dedi.
Clarisse koşarak uzaklaştı ve Montag*ı yağmurun altında bıraktı. Montag,
ancak uzun bir süreden sonra
tekrar yürüyebildi.
— 25 —
Sonra, ağır ağır yürürken başını havaya kaldırdı v& ağzını açtı...
*
Dostları ilə paylaş: