2. 6. 1. 2. 3. –nb- > (-np) > -mp-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “–nb- > (-np-) > -mp-” biçiminde gerileyici, yarı ve
yakın benzeşme görülür: lampük (siyah, parlak bir kumaş Rus. nanbuq).
2. 6. 1. 2. 4. -nv- > (-nb- > -np-) > -mp-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-nv- > (-nb- > -np-) > -mp-” biçiminde gerileyici, yarı
ve yakın benzeşme görülür: mampañ (bölge yöneticisi derecesindeki bir unvan Çin. min = el,
halk + vañ = devlet memuru).
230
Hülya Kasapoğlu Çengel,
age., s. 97.
271
2. 6. 1. 2. 5. –np- > -mp-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “–np- > -mp-” biçiminde gerileyici, yarı ve yakın
benzeşme görülür: mampazi ~ mompoziy (bir çeşit akide şekeri Rus. monpans’e < Frs.).
2. 6. 1. 2. 6. –nf- > (–np-) > -mp-
Alıntı sözcüklerde “–nf- > (–np-) > -mp-” biçiminde gerileyici, yarı ve yakın
benzeşme görülür: kempiske (değiştirme Rus. qonfisqatsiya), kemput (bonbon şekeri Rus.
qonfetı), cımpañ (hapis, hücre Çin. tszyan’ = hapis + fan’ = suçlu).
2. 6. 1. 2. 7. –ñf- > (–np-) > -mp-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “–ñf- > (–np-) > -mp-” biçiminde gerileyici, yarı ve
yakın benzeşme görülür: aşlampu (nohut unundan yapılan bir yemek Kırg. – Çin. lañfu =
nohut unu).
2. 6. 1. 2. 8. –ym- > (-yb-) > -mb-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-y- > -m-” biçiminde gerileyici, yarı ve yakın
benzeşme görülür: qımbat (paha, kıymet Ar. qıymet).
2. 6. 2. Uzak Benzeşme
Benzeşmenin birbirlerine komşu olmayan sesler arsında meydana geldiği benzeşmeye
uzak benzeşme denir. Kırgız Türkçesinde Türkçe sözcüklerde uzak benzeşme daha çok
görülür. Alıntı sözcüklerde ise uzak benzeşmenin yaygın olmadığı görülmektedir.
2. 6. 2. 1. Türkçe Sözcüklerde:
2. 6. 2. 1. 1. s ... ç- > ç ... ç-
Kırgız Türkçesindeki uzak benzeşme Türkçe sözcüklerde daha çok sözcüklerin ön
sesindeki “s-” ünsüzünün sözcük içerisindeki “-ç-” nin etkisiyle “ç-” ünsüzüne değişmesinde
görülür. Bu benzeşme gerileyici, tam ve uzak benzeşme niteliği taşımaktadır: çaç (< saç DLT
I-14; DTS 479) (saç), çıçqan ( < sıçġan DLT I-75; DTS 502) (fare), çıyırçıq ~ çıyçıq ( <
sıġırçuq DLT I-505; DTS 502) (sığırcık), çaç- ( < saç- DLT II-4; DTS 479) (saçmak;
harcamak, israf etmek), çançuu ( < sanç- DLT III-420; DTS 483) (sançmak, bir yandan öbür
yana delmek, saplamak).
272
2. 6. 2. 1. 2. –n b- > -m b-
Türkçe sözcüklerde konuşma dilinde “–n b- > -m b-” biçiminde gerileyici, yarı ve
uzak benzeşme görülür: om bir ( < on bir) (on bir), küm boyunça (gün boyunca) (kün
boyunça).
2. 6. 2. 2. Alıntı Sözcüklerde:
Kırgız Türkçesindeki uzak benzeşme alıntı sözcüklerde çok yaygın değildir. Ancak,
birkaç alıntı sözcükte de olsa görülebilen bu benzeşmenin yönü ilerleyici veya gerileyici,
niteliği ise yarı benzeşme şeklindedir.
2. 6. 2. 2. 1. ç ... s- > ç ... ç- ~ ç ... ş-
Bazı örneklerde iç sesteki “-s-” ünsüzünün, ön sesteki “ç-” ünsüzünden etkilenerek
ilerleyici, tam-yarı, uzak ünsüz benzeşmesine uğradığı görülür: çıçtay ~ çıştay (temiz Rus.
çistıy).
2. 6. 2. 2. 2. –f- ... n > (- p- ... n) > -p- ... m
Alıntı sözcüklerde iç seste görülen –f- > -p- değişiminin ardından “-p-” ünsüzünün
etkisiyle son seste “-n > -m” değişimi olur. Böylece ilerleyici, yarı, uzak ünsüz benzeşmesi
görülür: keremapam (gramofon Rus. ġrammofon < Frs. ġramophone), apiyim (afyon Ar.
ā
fyÿn).
2. 6. 3. Benzeşmezlik
Sözcük içerisinde birbirlerine komşu olan veya olmayan sesler arasında boğumlanma
noktası bakımından görülen benzerliğin, iki ünsüzden birinin kendi boğumlanma noktasını
değiştirip başka bir ünsüze dönüşmesiyle ortadan kaybolması durumudur. Necip Üçok da
buna benzer bir tanımlama yaptıktan sonra benzeşmezliğin sebebini psikolojik açıdan şöyle
açıklar: “Genel olarak benzeşmezlik hadisesinin temel sebebi, kelimelerin münasebet ve
ahengini bozmak yolunu tutmuş olan benzeşme hadisesi karşısında duyulan biliçdışı bir
korkudur.”
231
Benzeşmenin tam tersi olan bir ses olayıdır. Kırgız Türkçesindeki alıntı
sözcüklerde yakın, ilerleyici veya gerileyici benzeşmezlik yaygın bir şekilde görülmektedir.
231
Necip Üçok,
age., s. 189.
273
2. 6. 3. 1. Alıntı Sözcüklerde:
2. 6. 3. 1. 1. -ll- > -ld-
Alıntı sözcüklerde iç seste “-ll-” ikiz ünsüzünden ikinci “-l-” ünsüzünün -d-” sesine
değişerek yakın, ilerleyici benzeşmezlik oluşturduğu görülür: celdet (cellat Ar. cellād), çilde
(kırk gün Far. çelle), kelde (kelle Far. kelle), şorkeldey (bahtsız, mazlum Far. şorkelle), küldü
(bütün, hepsi, külli Ar. qullì ), bıssımılda (bismillah Ar. bismillah), alda taala (Allah u Teala
Ar. allāhu teèālā), ildalda (illallah Ar. illallah), ildet (illet Ar. èillet), oldo (Allah! Ar. allah),
astapurulda ~ astaqpurulda (estağfurullah Ar. estaġfirullah).
2. 6. 3. 1. 2. -nn- > -nd-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-nn-” ikiz ünsüzünden ikinci “-n-” ünsüzünün -d-”
sesine değişerek yakın, ilerleyici benzeşmezlik oluşturduğu görülür: dandır ~ tandır (tandır
Far. tennÿr).
2. 6. 3. 1. 3. -tt- > -nt-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-tt-” ikiz ünsüzünden birinci “-t-” ünsüzünün -n-”
sesine değişerek yakın, gerileyici benzeşmezlik oluşturduğu görülür: ıntımaq (ittifak, birlik,
uyuşma Ar. ittifāq).
3. ÜNSÜZ İKİZLEŞMESİ:
Sözcük içerisinde iki ünlü arasında kalan bazı ünsüzlerin tekrarlanması olayıdır. Daha
çok iki heceli sözcüklerde görülen bir ses olayıdır. Kırgız Türkçesinde daha çok alıntı
sözcüklerde görülür.
3. 1. s > ss
Bazı alıntı sözcüklerde ön seste ünlü türemesiyle birlikte iki ünlü arasında kalan “s”
ünsüzünün ikizleştiği görülür: assaloomu aleyqum (selamun aleyküm Ar. selāmun èaleyqum).
3. 2. z > zz
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste iki ünlü arasında kalan “-z-” ünsüzünün ikizleştiği
görülür: tazza (temiz Far. tāze).
274
4. ÜNSÜZ TEKLEŞMESİ:
İç ve son sesteki ikiz ünsüzlerden birinin düşürülmesine ünsüz tekleşmesi denir. Kırgız
Türkçesinde Türkçe ve alıntı sözcüklerde görülen bir ses olayıdır.
4. 1. Türkçe Sözcüklerde:
Eski Türkçe sözcüklerdeki iç ses ikiz ünsüzlerin Kırgız Türkçesinde tekleştiği görülür.
4. 1. 1. –kk- > (-k-) > -g-
DLT’de Türkçe sözcüklerin iç sesinde ikiz ünsüz olarak verilen “–kk-” ünsüzlerinin
Kırgız Türkçesinde tekleştiği ve ardından “-g-” dönüşerek tonlulaştığı görülür: segiz ( <
sekkiz DLT I-365), egiz ( < ikkiz DLT I-143).
4. 2. Alıntı Sözcüklerde:
Alıntı sözcüklerdeki iç ve son ses ikiz ünsüzlerden birinin düşürüldüğü görülür. Kırgız
Türkçesinde daha çok Arapça ve Rusça’dan alıntılarda ünsüz tekleşmesi meydana gelir. Son
sesteki ikiz ünsüzlerin tekleşmesi ise sadece Rusça sözcüklerde görülen bir ses olayıdır.
4. 2. 1. –bb- > -b-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste bulunan ikiz“-bb-” ünsüzlerinin tekleştiği görülür:
tekeber (kibir, gurur Ar. tekebbur).
4. 2. 2. –cc- > -c-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste bulunan ikiz“-cc-” ünsüzlerinin tekleştiği görülür: ücöt
(delil, belgit Ar. óuccet), dacaal (deccal Ar. deccāl).
4. 2. 3. –dd- > -d-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-dd-” ikiz ünsüzünün tekleştiği görülür: üdöt (müddet
Ar. muddet), ıdıq (iddia Ar. iddièā).
4. 2. 4. –ff- > (–pp-) > -p-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste yer alan “-ff-” ikiz ünsüzü, “-ff- > -pp- > -p-”
değişimiyle tekleşir: keperet (kefâret Ar. keffāret).
275
4. 2. 5. –qq- > -q-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-qq-” ikiz ünsüzlerinin tekleştiği görülür: dıqat
(dikkat Ar. diqqat), baqal (bakkal Ar. baqqāl). Bu tekleşmede “-q- > -k-” değişimi de
görülebilir: dükön (dükkân Ar. duqqān).
4. 2. 6. –mm- > -m-
Bazı alıntı sözcüklerde iç sesteki “-mm-” ikiz ünsüzünün tekleştiği görülür. umaç
(buğday unundan yapılan bir bulamaç türü Far. ommāc), tamız (sıcaklık; temmuz Ar.
temmÿz), kiloġram (kilogram Rus. kiloġramm < Frs. kiloġramme), ġram (gram Rus. ġramm).
4. 2. 7. –nn- > -n-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-nn-” ikiz ünsüzünün tekleştiği görülür: davernes
(vekâletname Rus. doverennost’ ), qına (kına Ar. óinnā).
4. 2. 8. –pp- > -p-
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-pp-” ikiz ünsüzünün tekleştiği görülür: gürpüröpkö
(gruplaştırma Rus. ġruppirovqa).
4. 2. 9. –rr- > -r-
Bazı alıntı sözcüklerde ikiz ünsüz “-rr-”nin tekleştiği görülür: curaat (nesil, zürriyet
Ar. õurriyyet), huriyat ~ uruyat (hürriyet Ar. óurriyyet), ustara (ustura Far. usturre), zumurut
(zümrüt Ar. zumurrud).
4. 2. 10. -ãã- > ã
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste görülen ikiz “-ãã-” ünsüzünün tekleştiği görülür: qasa
(mümtaz, has, en iyi Ar. òāããa), qusa (kaygı, üzüntü Ar. ġoããe), qısa (kıssa Ar. qiããa).
4. 2. 11. –vv- > (-v-) > -b-
Bazı alıntı sözcüklerde iç sesteki ikiz ünsüz “-vv-” nin tekleştiği görülür. Tekleşen “-v-
” sesi de “-b-” sesine değişmiştir: abal ~ obol ~ obolu (evvel Ar. evvel).
4. 2. 12. –yy- > -y-
Alıntı sözcüklerde ikiz ünsüz “-yy-” nin tekleştiği görülür: camıyat ~ camiyat (cemiyet
Ar. cemèiyyet), adabiyat (edebiyat Ar. edebiyyāt), qasiyet (özellik Ar. óayåiyyet), huriyat
276
(hürriyet Ar. óurriyyet), macburiyat (mecburiyet Ar. mecbÿriyyet), madaniyat (medeniyet Ar.
medeniyyet), osuyat (vasiyet Ar. vaãiyyet). Alıntı sözcüklerde iç seste ikiz ünsüz “-yy-”nin
tamamen düştüğü de görülür: curaat (nesil, zürriyet Ar. õurriyyet).
4. 2. 13. –õõ- > -z-
Bazı alıntı sözcüklerde ikiz ünsüz “-õõ-” nin tekleştiği görülür: lazat (lezzet Ar.
leõõet), mazin (müezzin Ar. mu’eõõin).
5. ÜNSÜZ DÜŞMESİ:
Sözcük başında, ortasında veya sonunda bazı seslerin ortadan kalkmasına ünsüz
düşmesi denir. Ancak bazı ünsüzler düşerken ikincil uzun ünlü oluştururlar. Ünlü uzamalarına
sebep olan ünsüzler, genellikle iç ve son seste bulunan “b, g, ğ, h, k, l, n / ñ, r, v, y”
ünsüzleridir. Bunlardan “b, k > g / ğ, ñ > w, v” ya da “y” ünsüzlerine dönüşerek yarım ünlü
olurlar. “h” ünsüzü de yarım ünlü sayılabilecek bir sestir. Dolayısıyla bu yarım ünlüler
yanlarındaki ünlülerle ikiz ünlü oluşturabilmekte ve daha sonra da bu ünlülerle birleşerek
uzun bir ünlü haline gelebilmektedirler. Akıcı “r” ve “l” ünsüzleri ise söyleyiş zorluğu ve
akıcı ünsüzler oluşları dolayısıyla düşmeye yakın ünsüzlerdir. Bu ünsüzler düşerken
boğumlanma sürelerini yanlarındaki ünlüler kendi üzerlerine alır ve uzarlar.
232
Ünsüz düşmesi
sonucu oluşan ikincil uzun ünlüler Kırgız Türkçesinde Türkçe ve alıntı sözcüklerde görülür.
Ancak bazı örneklerde ikincil uzun ünlü oluşturmadan ünsüz düşmesi görülebilmektedir.
Türkçe sözcüklerde “y-” ve “n-” ünsüzleri dışında ön ses düşmesi görülmez. Ön ses
düşmelerinin birçoğu alıntı sözcüklerde oluşmaktadır. İç ve son seste ünsüz düşmesi ise hem
Türkçe hem de alıntı sözcüklerde görülür.
5. 1. b > (w ) > Ø
Türkçe Sözcüklerde:
Eski Türkçe sözcüklerde iç seste bulunan “-b-” ünsüzünün Kırgız Türkçesinde
eriyerek düştüğü ve ikincil uzunluk oluşturduğu görülür: cooş ( < yabaş) (yavaş, sakin), uuç (
< abut) (avuç), töö ( < tebe) (deve), qooş- (< qabış-) (kavuşmak).
Eski Türkçedeki son ses “-b” ünsüzünün Kırgız Türkçesinde eriyerek düştüğü ve
ikincil uzunluk oluşturduğu görülür: suu ( < sub) (su), uu ( < ab) (av).
233
232
Ahmet Buran,
agm., s. 292.
233
Ahmet Buran,
agm., s. 292.
277
Alıntı Sözcüklerde:
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-b-” ünsüzünün düştüğü görülür: banduulu (büyük
davul Çin. – Ar. bañ-ùabl).
5. 2. c > Ø
Alıntı Sözcüklerde:
Bazı alıntı sözcüklerin ön sesinde bulunan “c-” ünsüzünün düştüğü görülür: ıldam
(çabukluk, çeviklik Far. celdì ).
5. 3. ç > Ø
Türkçe Sözcüklerde:
Eski Türkçedeki son ses “-ç” ünsüzünün Kırgız Türkçesinde bazı örneklerde düştüğü
görülür: mışıq ( < mişkiç DTS 345) (kedi).
5. 4. δ > Ø
Türkçe Sözcüklerde:
Eski Türkçe’de iç seste bulunan “-δ-” sesi Kırgız Türkçesinde erimiş ve ikincil
uzunluk oluşturmuştur: cöö (< yaδaγ DLT I-381; DTS 223) (yaya), eer (< eδer DLT II-224)
(eğer).
234
5. 5. d > Ø
Alıntı Sözcüklerde:
Bazı alıntı sözcüklerde iç sesteki “-d-” ünsüzünün düştüğü görülür: tecemel (anne sütü
emmeden büyüyen çocuk Moğ. tedcaml).
Bazı alıntı sözcüklerde son ses “-d” düşer: poyuz ( tren Rus. poezd), aqun (din lideri
Far. āòÿnd), qas (çekememezlik, kıskançlık Ar. óased), qorston (mutlu, kanaat eden Far.
òursend), naq (nakit Ar. naqd), usta (usta Far. ustād), oyöz (kaza, ilçe Rus. uyezd).
5. 6. g > Ø
Türkçe Sözcüklerde:
Eski Türkçede kelime içinde görülen “-g-” ünsüzünün Kırgız Türkçesinde eriyerek
düştüğü ve ikincil uzun ünlü oluşturduğu görülür: küyöö ( < küδegü DLT III-12; DTS 324)
234
Ahmet Buran,
agm., s. 293.
278
(güvey, damat), bülöö ( < bilegü DLT I-447) (bileği taşı, el bileğisi), kösöö ( < közegü DLT I-
448) (ateş karıştırma odunu). Bazı örneklerde ikincil uzun ünlü oluşturmadığı da görülür: ceñe
( < yeñge ETG 310; DTS 256) (yenge), eşek ( < eşgäk ~ eşäk DTS 185; eşyek DTS 186)
(eşek).
Eski Türkçede sözcük sonunda görülen “-g” ünsüzünün Kırgız Türkçesinde eridiği ve
ikincil uzun ünlülerin oluştuğu görülür ( -öö, -üü < -w < -g ): elüü ( < elig, ellig DLT I-117;
elig DTS 170) (elli), kelüü ( < kelig DLT I-26) (geliş, gelme, varma), tirüü ( < tirig DLT I-14;
DTS 562) (diri), belgilüü ( < belgülüg DTS 93).
235
Alıntı Sözcüklerde:
Alıntı sözcüklerdeki son ses “-g” Kırgız Türkçesinde erimiş ve ikincil uzun ünlü
oluşmuştur: küü
236
( < kög DLT III-131; DTS 311) (vezin, melodi).
5. 7. ġ > Ø
Türkçe Sözcüklerde:
Eski Türkçede iç seste görülen bu ses, “-ġ- > -w- > Ø” değişimi sonucunda Kırgız
Türkçesinde eriyerek düşmüş ve ikincil uzunluk oluşturmuştur: cuuruu ( < yoġur- DTS 270)
(yoğurmak), qoon ( < kaġun DLT IV-250) (kavun), quuruu ( < qaġur- DLT IV-251; qawır- ~
qawur- DTS 438) (kavurmak), buuday ( < buġday DTS 120) (buğday), ooz ( < aġız DLT I-43;
aγaz DTS 17; aγız DTS 21) (ağız), uuz ( < aγuz DLT I-55; DTS 24; oġuz DTS 365)
(yavrulayan hayvanın ilk sütü), oor ( < aġır DLT I-52; aγır DTS 18) (ağır), ooru ( < aġrıγ DLT
I-98; aγrıγ DTS 22) (hastalık; ağrı), suuq ( < soġıq ~ soġuq DTS 507) (soğuk), boor ( < baġır
DLT I-360; DTS 78) (karaciğer, bağır), tuura ( < toġru DLT II-80; DTS 571) (doğru), uuru ( <
oġrı DLT I-126; DTS 363) (hırsız). Bazı düşmelerde ise uzunluk oluşmamıştır: oroq (< orġaq
DLT I-14) (orak), cala- ( < yalġa- DLT III-306; DTS 228) (yalamak), tamaq ( < tamġaq DLT
I-33; DTS 530) (yiyecek; boğaz, gırtlak), calbırak ( < yalbırġaq DTS 228; yapurġaq DTS 237)
(yaprak), ulaq ( < oġlaq DTS 363) (oğlak).
Eski Türkçedeki son ses “-ġ” ünsüzü Kırgız Türkçesinde düşmüş ve ikincil uzunluk
oluşturmuştur: cıluu ( < yılıġ DLT I-31; DTS 266) (sıcak, ılık), quru ( < quruġ DTS 469)
(kuru), oo ( < aġ- DLT I-173) (bir yana sarkmak, ağmak), saa- ( < saġ- DLT II-15; DTS 480)
(sağmak).
235
Ahmet Buran,
agm., s. 294.
236
Bu sözcük DTS 311’de Çince olarak verilir.
279
Alıntı Sözcüklerde:
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-ġ-” düşmesi görülür: qoñur (sakin, yavaş Moğ.
honġ or
), naama (nağme Ar. naġ me).
5. 8. h > Ø
Alıntı Sözcüklerde:
Arapça, Farsça alıntı kelimelerde sözcük başında bulunan “h-” sesi Kırgız Türkçesinde
düşmüştür: aba (hava Ar. hevā), eç (hiç Far. hìç), ar (her Far. her), önör (hüner Far. huner),
aykel (heykel Ar. heykel), icarat ~ icirat (Hicret Ar. hicret), ece (hece Ar. hicā ’), andasa
(geometri Ar. hendese), an (ezgi Far. heng), añgeme (toplanma; yığılma, anlatı, söylenti Far.
hengā me), añgi (eşek aygırı Far. hengì ), añgire (acele etmek Far. hengā r), apta (hafta Far.
hefte), aptiek ~ apteek (Kuran’ın yedide biri; devrim öncesi mekteplerde bir okuma yöntemi
Far. heft-yek), abaz ( heves Ar. heves).
Arapça ve Farsça’dan alıntı sözcüklerde iç seste bulunan “-h-” sesi Kırgız Türkçesinde
erir ve ikincil uzun ünlü oluşur:
237
baatır (bahadır Far. bahā dur), caal (cahil Ar. cā hil), caan
(âlem, yaratılış, cihan Ar. cihā n), caannam ~ cahannam (cehennem Ar. cehennem), caat
(cihet, yön Ar. cihet), caaz (alet, takım Far. cihā z), çaaraker (kiracı, icarda çalışan Far. çehā r-
yek-kā r
), daarat (temizlenme Ar. ùahā ret), köönö (eski Far. qohne), naar (aş, yemek Far.
nā hā r), anaar (akarsu Ar. enhā r), paana ~ maana (bahane, sığıntı Far. bahā ne), saal (sade,
kolay Ar. sehl), şoorat (şöhret Ar. ş uhret), şaabaz (sungur, laçin Far. şā hbā z), şaadat (şehadet
Ar. ş ehā det), şaazada (şehzade Far. ş ehzā de), şaani (şahane Ar. şā hā ne), zaara (cesaret,
yiğitlik Far. zehre), zuura (Çolpan yıldızı Ar. zuhre). İkincil uzun ünlü oluşturmadan da “-h-”
düşmesi gerçekleşebilir: abal (ahval, durum Ar. ahvā l), çilbarça (ufak parçalara ayırma Far.
çehel = kırk + pā rçe = parça), dıram (dirhem Ar. dirhem), kedan (ambar Far. kā hdā n), mazap
(mezhep Ar. meõheb), palvan (pehlivan Far. pehlevā n), asman ~ aspan (İsfahan Far. iãfā hā n),
asta (yavaş Far. ā heste).
Alıntı sözcüklerde son seste bulunan “-h” sesi düşer: padışa (padişah Far. pā dşā h),
künöö (günah Far. gunā h), kübö (şahit Far. ġ uvā h), ubaacı ~ ubacı (sebep Ar. vech), datqa
(bir unvan adı Far. dā d-òah = hak, adalet isteyen), giya (bitki Far. giyā h), ildalda (illallah Ar.
illallah), oldo (Allah! Ar. allah), bıssımılda (bismillah Ar. bismillah), astapurulda ~
astaqpurulda (estağfurullah Ar. estaġ firullah), şaşke (kuşluk vakti Far. çāş t-gā h), şaa (şah,
hükümdar Far. şā h).
237
Ahmet Buran - Ercan Alkaya,
Dostları ilə paylaş: |