Kullanıldığı Durum:
-VçV- durumunda kullanılır: böçök (kabuk Far. poçì ), daaçan (bakır küçük para
Çin.), duuçar (karşılaşan, rastlayan Far. dÿçār), greçiha (kara buğday, Arnavut darısı Rus.
greçiha
), keçil (bekâr Moğ.), eleçek (evli kadın sarığı Far. leçek), meçit (mescit Ar. mescid),
naçalnik (amir Rus. naçalnik), naçar (güçsüz, kötü Far. nā-çār), znaçoq (işaret Rus. znaçoq).
-VçV durumunda kullanılır: baça (çocuk Far. beççe, beçe), dariça (pencere, kapak Far.
derìçe
), köçö (cadde, sokak Far. qÿşe).
VçV- durumunda kullanılır: uçastqa (daire, bölge Rus. uçastqa).
-Cç- durumunda kullanılır: baqçazar (meyve bahçesi Far. baġçe-zār), darça (pencere,
kapak Far. derìçe), darçın (tarçın Far. dārçìn), dispetçer (hareket memuru Rus. dispetçer <
İng. dispathcher), gülçambar (çelenk Far. ġulçenber), ġunça ~ ġımça ~ ġınça (gonca Far.
ġ
once
), mança (pençe Far. pence), nayça (küçük ney Far. nāyçe), ırasçot (görülen hesap Rus.
rasçyöt
), serepçile (dikkatle bakmak Moğ. saravçlah), sıpçı (kerpeten Rus. şçiptsı), ıstarçın ~
starçın (başçavuş Rus. starşina).
-çC- durumunda kullanılır: poçta (posta Rus. poçta), semiçke (çekirdek Rus.
semeçqo
), suroçnıy (acele Rus. sroçnıy), içtey (iştah Ar. iştihā).
39
Ç. 3. 1. 3. Sonda:
Örnek: eç (hiç Far. hìç), kenç (define Far. genc), kepiç (kışlık bot Far. kefş), kölöç
(galoş Rus. ġaloşi < Alm.), kömöç (yuvarlak ekmek Far. komāç), qalaç (beyaz ekmek, somun
Rus. qalaç), umaç (buğday unundan yapılan bir bulamaç türü Far. ommāc), arġıç (dans etmek,
oynamak Ar. raqã), vraç (doktor Rus. vraç), zıyankeç (zarar veren Far. ziyān-keş).
Kullanıldığı Durum:
-Vç durumunda kullanılır: kepiç (kışlık bot Far. kefş), kölöç (galoş Rus. ġaloşi <
Alm.), kömöç (yuvarlak ekmek Far. komāç), qalaç (beyaz ekmek, somun Rus. qalaç), umaç
(buğday unundan yapılan bir bulamaç türü Far. ommāc), arġıç (dans etmek, oynamak Ar.
raqã
), vraç (doktor Rus. vraç), zıyankeç (zarar veren Far. ziyān-keş).
Vç durumunda kullanılır: eç (hiç Far. hìç).
-Cç durumunda kullanılır: kenç (define Far. genc).
Ç. 3. 2. Özellikler:
Ç. 3. 2. 1. Başta:
Farsça’dan alıntılarda ön ses “ç-” korunur: çaaraker (kiracı, icarda çalışan Far. çehār-
yek-kār
), çadıra (kadınların yüz örtüsü Far. çāder), çaq (şişman, dolgun Far. çāq), çaldıbar
(harabe, basit bina Far. çār-dìvār), çaman (geniş otlaklı arazi Far. çemen), çanda (bazen,
biraz, bir süre Far. çendì ), çandan (oldukça, çok, o kadar Far. çendān), çañ (bir müzik aleti
Far. çeng), çara (çare Far. çāre), çarba (dört ayaklı hayvan Far. çār-pā), çarq ~ çarıq (çark,
daire Far. çarò), çeñgel (pençe, çengel Far. çenġāl), çirkin (menfur, murdar; pişmanlık ifadesi
Far. çirkìn), çunki (çünkü Far. çÿn-ki), çın (Çinli olan, Çin Far. çìn), çınmaçın (Çin-Hindistan
Far. çìn-mā-çìn), çınar (çınar Far. çenār), çını (çini Far. çìnì ), çıraq (lamba Far. çerāġ), çap
(sol Far. çep), çapar (örme duvar Far. çeper), çeker (kul, köle, itaatkar Far. çāker), çilbarça
(ufak parçalara ayırma Far. çehel = kırk, pārçe = parça), çırt ~ çırım (uyuyakalma Far. çort).
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde ön ses “ç-” korunur:
çasaboy ~ çasoboy (nöbetçi Rus. çasovoy), çertbut (büyük şişe Rus. çetvert’), çervon (10
rublelik Rus parası Rus. çervonets), çes (askeri selam Rus. çes), çemodan (valiz Rus.
çemodan), çislo (tarih Rus. çislo), çinovnik (memur, bürokrat Rus. çinovnik), çornoboy
(karalama, müsvedde Rus. çernovoy), çyort (şeytan, cin Rus. çyort), çoyuñke (dökme
demirden bir yemek aracı Rus. çuġunqa), çıçtay ~ çıştay (temiz Rus. çistıy).
Diğer dillerden Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde ön ses “ç-” korunur:
çantu (Müslüman, sarık saran Çin. çan’ = sarık, örtü; tou = baş), çıdoo ( dayanmak, sabretmek
40
Moğ. çida-), çider (atın üç ayağına vurulan köstek Moğ. çödör), çulu (sert, katı Moğ. çuluu =
taş), çüştö (ince, beyaz patiska Uyg. çuta).
Bazı alıntı sözcüklerde sözcük başı “ç- > ş-” değişimi görülür: şardana (herkesçe
bilinme Far. çār-dānā), şaşke (kuşluk vakti Far. çāşt-gāh).
Ç. 3. 2. 2. Ortada:
Farsça’dan alıntılarda iç ses “-ç-” korunur: baça (çocuk Far. beççe, beçe), baqçazar
(meyve bahçesi Far. baġçe-zār), böçök (kabuk Far. poçì ), dariça ~ darça (pencere, kapak Far.
derìçe), darçın (tarçın Far. dārçìn), duuçar (karşılaşan, rastlayan Far. dÿçār), eleçek (evli
kadın sarığı Far. leçek), naçar (güçsüz, kötü Far. nā-çār), nayça (küçük ney Far. nāyçe).
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde iç ses “-ç-” korunur:
uçastqa (daire, bölge Rus. uçastqa), dispetçer (hareket memuru Rus. dispetçer < İng.
dispathcher
), greçiha (kara buğday, Arnavut darısı Rus. greçiha), naçalnik (amir Rus.
naçalnik), poçta (posta Rus. poçta), ırasçot (görülen hesap Rus. rasçyöt), semiçke (çekirdek
Rus. semeçqo), suroçnıy (acele Rus. sroçnıy), zaçyot (sömestr sınavı Rus. zaçyot), znaçoq
(işaret Rus. znaçoq).
Diğer dillerden Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde iç ses “-ç-” korunur:
qulaq qayçı (hırsız Moğ. hulhaçı), serepçile (dikkatle bakmak Moğ. saravçlah).
Bazı alıntı sözcüklerde iç seste “-ç- > -ş-” değişimi görülür: boştoo (posta Rus. poçta).
Ç. 3. 2. 3. Sonda:
Farsça’dan alıntılarda son ses “-ç” korunur: eç (hiç Far. hìç), kömöç (yuvarlak ekmek
Far. komāç).
Rusça yoluyla Kırgız Türkçesine girmiş olan alıntı sözcüklerde son ses “-ç” korunur:
vraç (doktor Rus. vraç), qalaç (beyaz ekmek, somun Rus. qalaç).
D - d (Д-д)
D. 1. Tanım:
Ses değeri Türkiye Türkçesi ile aynı olan bu ünsüz; ton bakımından tonlu, çıkış yeri
bakımından diş eti, çıkış şekli bakımından süreksiz bir ünsüzdür. Hava yolu bakımından da
ağız ünsüzüdür. Oluşurken ses telleri titreşir. “t” ünsüzünün tonlusudur. Kelime ve hece
41
sonunda kendinden sonra akıcı fonemler ( l, m, n, ñ, r, y ) gelmezse, “t” özelliği kazanarak
titremesizleşir.
64
Ramstedt, bu sesin bugünkü “d” ünsüzünün değerinden farklı olduğunu
düşündüğünden bu ses için “δ” biçimini kullanır. S.G. Clauson da etimolojik sözlüğünde iki
ayrı “d” ünsüzünden faydalanır. Bu ayrım ilk defa Divan-ü Lügati’t-Türk’te görüldüğü için
kimi dilciler de bu ayrımın Kaşgarlı Mahmut’tan sonrası için yapılabileceğini
savunmuşlardır.
65
Ancak her durumda Türkçenin tarihi sürecinde birçok değişmeye veya
gelişmeye uğramış olan bu ses, Türkçenin tarihi dönemlerini aydınlatmada, lehçe tasniflerinde
önemli bir ölçüt olmuştur.
D. 2. Türkçe Sözcüklerde:
D. 2. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki Türkçe sözcüklerde başta ve ortada birincil veya ikincil olarak
kullanılan bir ünsüzdür.
D. 2. 1. 1. Başta:
Örnek: dagı (yine, dahi), darı (ilaç), demeyde (sözde), deñiz (deniz), doñuz (domuz),
dıñ (sürülmemiş toprak), da (“da” bağlacı), delirüü (çıldırmak), düpüldöö (çırpınmak),
dalpaqtoo
66
(panik halinde koşmak), delbelektöö (acele etmek), dıbıroo (takırtı yapmak).
Kullanıldığı Durum:
dV- durumunda kullanılır: demeyde (sözde), deñiz (deniz), dıñ (sürülmemiş toprak),
delbelektö- (acele etmek), de- (demek).
D. 2. 1. 2. Ortada:
Örnek: sürdöök (utangaç), cöndöm (beceri), boydoq (bekar), birdey (benzer),
tüspöldöş (benzer), bede (yonca), cindenüü (sinirlenmek), şıldıratuu (çıngırdamak),
çuuldatuu (çınlatmak), çuruldaşuu (bağrışmak), qıdıruu (gezmek).
Kullanıldığı Durum:
-VdV- durumunda kullanılır: buuday (buğday), qıdır- (gezmek).
-VdV durumunda kullanılır: bede (yonca).
64
Necip Üçok,
age., s. 42; Nevin Selen, age., s. 82.
65
Filiz Kılıç,
agt., s. 185.
66
Cahit Başdaş - Abdülmukaddes Kutlu,
Kırgız Türkçesi Grameri, Diyarbakır 2004, s. 247.
42
-Cd- durumunda kullanılır: sürdöök (utangaç), cöndöm (beceri), boydoq (bekar),
birdey (benzer), tüspöldöş (benzer), cinden- (sinirlenmek), şıldırat- (çıngırdamak), çuuldat-
(çınlatmak), çuruldaş- (bağrışmak).
D. 2. 1. 3. Sonda: Sonda kullanılmaz.
D. 2. 2. Özellikler:
D. 2. 2. 1. Başta:
Eski Türkçe söcük başı “d-” ünsüzü bazı örneklerde korunmuştur: daġı ( < daqı ~ taqı
DLT, IV-165, 562; taqı DTS 536) (yine, dahi), darı ( < daru DTS 159) (ilaç).
D. 2. 2. 2. Ortada:
Eski Türkçedeki iç ses “-d-” Kırgız Türkçesinde korunmuştur: buuday ( < buġday
DLT II-235; DTS 120) (buğday), qayda ( < qayda DTS 404) (nerede), qunduz ( < qunduz
DLT I-458; DTS 466) (kunduz), sandıq ( < sanduġ DTS 484) (sandık), cıldız ( < yulduz DLT
III-40; DTS 278) (yıldız), qarındaş ( < qarındaş DLT I-407; DTS 427; qarundaş DTS 430)
(kardeş), kündüz ( < kündüz DLT I-458) (gündüz), idiş ( < idiş ~ iδiş DTS 203) (kap).
Eski Türkçedeki iç ses “-d-” ünsüzü Kırgız Türkçesinde bazı örneklerde “-t-”ye
değişir: bıltır ( < bıldır DLT I-456) (geçen yıl).
Eski Türkçe iç seste bulunan “-δ-” sesi Kırgız Türkçesinde “-y-” ünsüzüne değişmiştir:
qayġı ( < qaδġu DLT I-106; DTS 404) ( kaygı, keder, tasa ), iygi ( < eδgü DLT I-34; DTS
164) ( iyi, hayırlı ), boyoo ( < boδu- DLT III-260; DTS 109) (boyamak), ayırdım ( < aδırdım
DLT III-228; aδır- DTS 15) (ayırdım, böldüm).
Eski Türkçe iç seste bulunan “-δ-” sesi Kırgız Türkçesinde “-d-” ünsüzüne değişmiştir:
quduq ( < quδuγ DLT I-375; DTS 464) (kuyu).
Eski Türkçe iç seste bulunan “-δ-” sesi düşmüş ve ikincil uzunluk oluşturmuştur: cöö
(< yaδaγ DLT I-381; DTS 223) (yaya), eer (< eδer DLT II-224) (eğer).
Tonlu ile biten sözcüklere gelen “-dAş/-dOş” eki (qarın + daş ‘kardeş’ v.b.), ünlü ile
biten isimlere geldiğinde “-lAş/ -lOş” şeklini alır ve böylece “-d- > -l-” değişimi oluşur: ata +
laş (< ata + daş) (aynı babadan olan), ene + leş (deş) (aynı anneden olan). Bu ses
değişiminin yakıştırma yoluyla oluştuğu düşünülüyor.
67
67
Hülya Kasapoğlu Çengel,
age., s. 90.
43
Üçüncü şahıs iyelik eklerinden sonra gelen zamir “n”si ile ayrılma hali eki arasında
benzeşme görülür. Dolayısıyla iç seste “-d- > -n-” değişikliği meydana gelir: süylömdörünnön
( < süylömdörü-n-dön) (konuşmalarından), köçösünnön ( < köçösü-n-dön) (caddesinden),
tarıhınnan ( < tarıhı-n-dan) (tarihinden). Bu benzeşme yazı dilinde gösterilmez; yazı dilinde
tek “-n-”li kullanılır.
“-d- > -n- değişimi, birinci tekil şahıs iyelik ekinin ardından ayrılma eki geldiğinde de
görülebilir: ölkömnön ( < ölköm-dön) (ülkemden), atımnan ( < atım-dan) (adımdan),
qolumnan ( < qolum-dan) (elimden).
D. 2. 2. 3. Sonda:
Eski Türkçe son seste bulunan “-δ” sesi düzenli olarak “-y” ünsüzüne değişmiştir: boy
( < boδ DLT III-121; DTS 108) (boy), oyġonuu ( < oδġur- DTS 362) (uyanmak), toyuu ( <
toδ- DLT III-244; DTS 570) (doymak), coyuu ( < yoδ- DLT III-434; DTS 269) (yok etmek),
tıyuu ( < tıδ- DLT II-292; DTS 566) (yasaklamak), cayuu ( < yaδ- DLT II-314; DTS 223)
(sermek), qoyuu ( < qoδ- DLT II-295; DTS 452) (koymak), kiyüü ( < keδ- DLT II-296; DTS
294) (giymek).
Eski Türkçe son seste bulunan “-δ” sesi bazı örneklerde “-z”ye değişmiştir: özün (<
öδin DLT I-243) (kendin).
D. 3. Alıntı Sözcüklerde:
D. 3. 1. Görünüm:
Kırgız Türkçesindeki alıntı sözcüklerde başta, ortada ve sonda birincil veya ikincil
olarak kullanılan bir ünsüzdür.
D. 3. 1. 1. Başta:
Örnek: daam (aş, yemek Ar. ùaèām), dañza ~ dañsa (sıra yazılan kâğıt; Çin’in temel
kanunu Çin. dan’tszı), dañq (ünvan, nam Far. < Çin.), deputat (milletvekili Rus. deputat <
Lat.), dialektiqa (diyalektik Rus. dialektiqa < Yun.), diviziya (tümen Rus. diviziya < Lat.),
didaar ~ diydaar (yüz, surat Far. dìdār), dilafruz (gönlü sevindiren Far. dil-āfrÿz), dilbar
(gönül çelen; âşık Far. dil-ber), dinazar (dinden çıkan Ar. – Far. dìn-āzār), diniqayır (başka
dinden olan Ar. dìn-ġayr), diñse (makamı, idareyi tasdikleyen taş Çin.), diplom (diploma Rus.
diplom
< İtl. diploma), door (devir Ar. devr), dooran ~ dooron (devran Ar. devrān), dorġo ~
dörgö (amir, reis Moğ. darġa), dotay (bir bölgenin sorumlusu Çin. dao = bölge, tay =
muhterem), dotsent (doçent Rus. dotsent < Lat.), döö (dev Far. dìv), dööbant (devi yenen Far.
dìv-bend
), döögör (cesur, atılgan Far. dìvkerdār), döölöt (devlet; servet Ar. devlet), döörük
44
(yalan, aldatma Far. dürÿġ), dööt (divit Ar. devāt), döötü
68
(Davut, demirci ustası, zanaat
sahibine verilen ücret Ar. dāvut), dörbölcün
69
(dört köşe Moğ.), dörbön (dört Moğ.), dörök
(ahmak Rus. duraq), duba ~ duġa (dua Ar. duèā), dubal (duvar, çit Far. dìvār), duban (bölge
Çin. duan), dubana ~ diyvana ~ dumana (divane Far. dìvāne), dubliqat (ikinci asıl nüsha Rus.
dubliqat
< Lat.), duldul (Hz. Ali’nin atı Ar. duldul), duñ-çu (çevirmen, tercüman Çin. –Kırg.
tuñ
= bildirme).
Kullanıldığı Durum:
dV- durumunda kullanılır: daana (bilgin Far. dānā), dayım ~ dayıma (daima Ar.
dā’imā
), dañza ~ dañsa (sıra yazılan kâğıt; Çin’in temel kanunu Çin. dan’tszı), dar (idam
ağacı Far. dār), diaġnoz (teşhis Rus. diaġnoz < Yun.), diviziya (tümen Rus. diviziya < Lat.),
doqument (doküman Rus. doqument < Lat.), dooran ~ dooron (devran Ar. devrān), dotay (bir
bölgenin sorumlusu Çin. dao = bölge, tay = muhterem), durucma (milis, asker Rus. drujina),
duşman (düşman Far. duşmān), düñ (toptan Çin. dun), dit (fikir, görüş Far. dìd).
dC- durumunda Rusça alıntılarda kullanılır: dlina (uzunluk Rus. dlina), dnevnik
(günlük Rus. dnevnik).
D. 3. 1. 2. Ortada:
Örnek: adamzat (insanoğlu Ar.- Far. ādem-õāt), idara (idare Ar. idāre), idealist
(idealist Rus. idealist < Frs. idéaliste), üdö (verme, ödeme, yerine getirme Far. edā’), üdöt
(müddet Ar. muddet), ıdıq (iddia Ar. iddièā), sıdıq (doğruluk Ar. ãidq), badırañ (salatalık Far.
bādreñ
), banda (çete Rus. banda < İtl.), banduulu (büyük davul Çin. – Ar. bañ-ùabl), bidiya
(fidye Ar. fidye), boġdihan (Moğal hanlarının veya Çin hükümdarlarının ünvanı Moğ. boġd =
kutsal), bodo (büyük siyah hayvan Moğ. bod = büyük), bödüröt (üstlenmek, taahhüt etmek
Rus. podryad), badıbot (büyük kase Rus. podvoda), bardeñke (tekli silah Rus. berdanqa),
kedi (kabak Far. kedÿ ), kezende (zehirli hayvanlar Far. gezend), kelde (kelle Far. kelle),
kende (kısa Far. künd), kerden (boyun Far. gerden), köödök (çocuk Far. qÿdek), küldü (bütün,
hepsi, külli Ar. qullì ), künadır
70
(vali Rus. ġubernator < Lat.), kündö (köy büyüğü, lideri
Moğ. hund = saygıdeğer), kedan (ambar Far. kāhdān), ökümdar (hükümdar Ar. – Far. óuqm-
dār
), qaada (örf, adet Ar. qāèide), qabadır (endişe, kaygı Ar. òavāùır), qadır (güçlü; değer,
itibar Ar. qadr), qadik (şüphe, kuşku Far. òadāiè ), qadim (eski Ar. qadìm), qandaġay (ceylan
derisi Moğ. handaġay), andasa (geometri Ar. hendese), industriya (endüstri Rus. industriya <
68
Hz. Davut’un isminden alınmıştır.
69
Özel isim olarak kullanılır.
70
Devrim öncesi vilayet yöneticisi için kullanılan bir terimdi.
45
Lat.), ın dı (Hintli Far. hindÿ), pa da ~ ba da (boynuzlu hayvan; inek Far. pā de), pa dar (baba
Far. peder), za detke (pey, kaparo Rus. zadatok), zar dal (zerdali Far. zerd-ā lÿ), zar dep
(mazlum, korkutulmuş Far. zerd-ā b), zın dan (zindan Far. zindā n), ziya da (çok, bol Ar.
ziyā de
), za di (çocuk Far. zā de), tsilin dr (silindir Rus. tsilindr < Frs. cylindre).
Kullanıldığ ı Durum:
-V dV- durumunda kullanılır: s ıdıq (doğruluk Ar. ãidq), b adırañ (salatalık Far.
bā dreñ
), b adışa (padişah Far. pā dşā h), b idiya (fidye Ar. fidye), b ödüröt (üstlenmek, taahhüt
etmek Rus. podryad), bur adar (birader Far. birā der), b adıbot (büyük kase Rus . podvoda),
ıyb adat ~ ib adat (ibadet Ar. èibā det), c adıt (cedit, yeni Ar. cedìd), c adıgöy (sihirbaz Far.
cā dÿġ uy
), c adıbal (cetvel, tablo Ar. cedvel), ġr adus (derece Rus. ġ radus < Lat.), k edey (fakir;
dilencilik Far. gedā ì ), m udaris (müderris Ar. muderris), sa adaq (sadak, okluk Moğ. saadaġ),
s edep (sedef Ar. ãadef), z adetke (pey, kaparo Rus. zadatok).
-V dV durumunda kullanılır: b odo (büyük siyah hayvan Moğ. bod = büyük), briġ ada
(ekip, grup Rus. briġ ada < Frs.), ob odo (bezekli keçe Moğ.), ub ada (vaad, söz verme Ar.
vaèd
), c adı (ot, saman doğramada kullanılan kesici alet Çin. çca = kesmek, dao = bıçak),
cañg üdö (mağaza öncüsü Çin. çcan = öncü, lider; ġ uy = mağaza, dükkan), k edi (kabak Far.
kedÿ
), qa ada (örf, adet Ar. qā èide), nav ada ~ nev ada (aniden; sakın Far. mebā dā), p ada ~
b ada (boynuzlu hayvan; inek Far. pā de), piy ada (piyade Far. piyā de), s ada (sade Far. sā de),
so oda (ticaret Far. sevdā), za ada (zade, oğul Far. zā de).
V dV- durumunda kullanılır: adamzat (insanoğlu Ar.- Far. ā dem-õā t), adabiyat
(edebiyat Ar. edebiyyā t), adal (helal Ar. óalā l), adalat ~ adilet (adelet Ar. èadā let), adat
(adet, sayı Ar. èaded), adep (edep Ar. edeb), adisa (hadise Ar. óā diåe), adis (hadis Ar.
óadìå
), idara (idare Ar. idā re), idealist (idealist Rus. idealist < Frs. idéaliste), ideologiya
(ideoloji Rus. ideologiya < Yun.), idirek (idrak, düşünme Ar. idrā q), idiris (İdris Ar. idrìs),
Dostları ilə paylaş: |