: beyan ettiler, açıkladılar
beyyete
|
: gece gizlice plân kurdular
|
beyyinâtin
|
: beyan edilenler, beyyineler, deliller
|
beyyinâtun
|
: beyan olunan
|
beyyinetin
|
: delil, apaçık bir belge, bir beyyine, bir mucize
|
beyyinetu
|
: beyyine (ispat vasıtaları, deliller)
|
beyyinin
|
: açıkça
|
bi
|
: ... i: ile, ... e: ile, için: ile, de (dahi) : bana, benim için ile
|
bi
|
: ile: ... e, ... i
|
bi a'dâi-kum
|
: sizin düşmanlarınızı
|
bi âharîne
|
: başkalarını, diğerlerini
|
bi ahdî
|
: ahdimi
|
bi ahdi allâhi
|
: Allah'ın ahdine (ahdini)
|
bi ahdi-hî
|
: ahdini, yeminini
|
bi ahdi-kum
|
: sizin ahdinizi, size olan ahdimi
|
bi ahin
|
: kardeşinizi
|
bi âhızî-hi
|
: onu alacak olan
|
bi ahkemi
|
: en âlimi, en adili, en güzeli, en iyi hüküm vereni
|
bi ahsene
|
: daha güzeli ile
|
bi ahseni
|
: en ahseni (güzeli) ile, daha ahseni (güzeli) ile
|
bi ahseni
|
: en ahseni ile, daha ahseni (güzeli) ile
|
bi ahseni
|
: en güzeli ile
|
bi a'leme
|
: çok iyi bilen
|
bi âli fir'avne
|
: firavunun ailesini
|
bi âliheti-nâ
|
: bizim ilâhlarımıza
|
bi âlimîne
|
: bilenler
|
bi allâhi
|
: Allah'ı: Allah'a karşı
|
bi arşi-hâ
|
: onun tahtını
|
bi asâke
|
: (senin) asan ile
|
bi asâ-ke
|
: senin asan ile
|
bi aşri
|
: on tane
|
bi avretin
|
: açık
|
bi âyâti
|
: âyetleri: âyetler ile: âyetlere
|
bi âyâtî
|
: âyetlerimle, mucizelerimle
|
bi âyâtî
|
: âyetlerimi
|
bi âyâti allâhi
|
: Allah'ın âyetlerini
|
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi)
|
: Allah'ın âyetleri
|
bi âyâtillâhi (âyâti allâhi)
|
: Allah'ın âyetleri
|
bi âyâtinâ
|
: âyetlerimizle
|
bi âyâti-nâ
|
: âyetlerimizle, mucizelerimizle, delillerimizle
|
bi âyâti-nâ
|
: bizim âyetlerimizi
|
bi âyetin
|
: bir âyeti
|
bi a'yuni-nâ
|
: bizim gözetimimiz ile, gözetimimizle gözlerimizin önünde
|
bi a'yuni-nâ
|
: gözümüzün önünde
|
bi azâbi allâhi
|
: Allah'ın azabı
|
bi azâbi-kum
|
: sizi azaplandırması
|
bi azâbin
|
: azap ile
|
bi azâbin elîmin
|
: elim azap ile
|
bi azâbi-nâ
|
: bizim azabımızı
|
bi azîzin
|
: güç, zor, büyük (bir iş)
|
bi bâbile
|
: Babil'de, Babil
|
bi ba'dı
|
: bazısını, bir kısmını
|
bi ba'di mâ
|
: bazı şeylerden dolayı
|
bi ba'dı-hâ
|
: onun bir kısmı ile
|
bi ba'din
|
: bir kısmı ile, diğerleri ile
|
bi baîdin
|
: uzak
|
bi bâligî-hi
|
: ona ulaşacak olan
|
bi bedrin
|
: Bedir'de
|
bi bekkete
|
: Bekke'de, Mekke'de
|
bi buhtânin
|
: bühtan ile, çirkin bir yalanla
|
bi câlûte
|
: Calut ile, Calut'a karşı
|
bi cânibi
|
: tarafta, tarafında
|
bi cânibi
|
: yanı, tarafı
|
bi cânibi-hi
|
: yanına (yan çizerek)
|
bi cehâletin
|
: cehaletle, cahillikle, bilmeyerek
|
bi cehâletin
|
: cehaletle, cahillikle, bilmeyerek
|
bi cehâzi-him
|
: zahire yüklerini
|
bi cehenneme
|
: cehennem
|
bi cennetey-him
|
: onların iki bahçesini
|
bi ciz'ın nahleti
|
: hurma ağacının gövdesini
|
bi cunûdi-hi
|
: ordusuyla
|
bi danînin
|
: cimri, saklayan, saklayıcı
|
bi dârri-him
|
: onlara bir darlık (sıkıntı) veren
|
bi dârrîne
|
: zarar verici
|
bi demin kezibin
|
: yalancı kan ile
|
bi deynin
|
: bir borç ile
|
bi dînârin
|
: bir dinar
|
bi dîni-kum
|
: dîninizi
|
bi duâi
|
: dualar ile
|
bi duâi-ke
|
: sana dua etmek ile
|
bi duhânin
|
: duhanı, dumanı
|
bi durrin
|
: bir zararı
|
bi durrin
|
: darlığı, zararı
|
bi ed dîni
|
: dini
|
bi ed duhni
|
: yağı
|
bi efvâhi-him
|
: kendi ağızları ile
|
bi efvâhi-kum
|
: sizin ağızlarınızda
|
bi ehdâ
|
: daha çok hidayete erdireni
|
bi ehli-ke
|
: senin ailene: ailen ile
|
bi ehli-kum
|
: ailenizi
|
bi ekvâbin
|
: billur kadehlerle
|
bi el abdi
|
: köle ile
|
bi el adli
|
: adaletle
|
bi el ahdi
|
: ahde
|
bi el âhirati
|
: ahirete (ruhu ölmeden evvel Allah'a ulaştırmaya)
|
bi el âhıreti
|
: ahirete (ölmeden evvel Allah'a ulaşmaya ve kıyâmet gününe)
|
bi el âhireti-hum
|
: kendi ahiretlerini
|
bi el ahkâfi
|
: Ahkâf'taki (Ad kavminin oturduğu kumlu bölgenin adı)
|
bi el ahserîne
|
: en çok hüsrana uğrayanları
|
bi el arâi
|
: boş alan
|
bi el aşiyyi
|
: akşam vakti
|
bi el aşiyyi ve el ibkâri
|
: akşam ve sabah
|
bi el âyâti
|
: âyetleri, delilleri, mucizeleri
|
bi el âyâti
|
: âyetleri, delilleri, mucizeleri
|
bi el azâbi
|
: azabı: azap ile
|
bi el basari
|
: göz ile bakış
|
bi el bâtılı
|
: bâtıl ile 4 - ve tektumû
|
bi el benîne
|
: erkek çocukları
|
bi el be'sâi
|
: den başka, sadece
|
bi el beyti el atîkı
|
: Beyt-i Atik'i, eski (ilk) ev, Kâbe
|
bi el beyyinâti
|
: beyyineler ile, apaçık belgeler ile, delillerle: açık delilleri
|
bi el birri
|
: birr'i, ebrar olmayı, maddî-manevî
|
bi el buhli
|
: cimriliği, cimrilik etmeyi
|
bi el buşrâ
|
: müjde ile
|
bi el cenneti
|
: cennet ile
|
bi el cibti
|
: Allah'tan başka ibadet edilen şeylere (kahinlere, mabudlara, putlara, ...vs. bâtıl olan her şeye)
|
bi el ebsâri
|
: görmeyi
|
bi el emsi
|
: dün
|
bi el eshâri
|
: seher vakitlerinde
|
bi el fahşâi
|
: kötülüğü, çirkin şeyleri, fuhşu
|
bi el fahşâi
|
: fuhuş ile, her çeşit kötülük ile
|
bi el gadâti
|
: sabah
|
bi el gamâmi
|
: bulutlar ile
|
bi el gaybi
|
: gaybte, görmedikleri halde
|
bi el gaybi
|
: gayba, görmeden
|
bi el guduvvi
|
: sabahleyin, sabah
|
bi el hacci
|
: haccı
|
bi el hakki
|
: hakka: hak ile, hak olduğunu
|
bi el hakkı
|
: hak ile, gerçekle
|
bi el haseneti
|
: hasenat ile, iyilikle
|
bi el haseneti es seyyiete
|
: kötülüğü iyilik ile
|
bi el hayâti ed dunyâ
|
: dünya hayatı ile
|
bi el hayrâti
|
: hayırlarda
|
bi el hayri
|
: hayır için, hayra
|
bi el hezli
|
: sıradan bir söz, boş, anlamsız, saçma bir söz
|
bi el hicâbi
|
: perde ile
|
bi el hikmeti
|
: hikmet ile
|
bi el hudâ
|
: hidayet ile
|
bi el hunnesi
|
: hünnese, merkezî çekim kuvvetine
|
bi el hurri
|
: hür ile
|
bi el husnâ
|
: en güzeliyle: Hüsna'yı (Allah'ın Zat'ını görmeyi)
|
bi el ibâdi
|
: kullarını
|
bi el ifki
|
: ifk ile, uydurulmuş iftira ile
|
bi el îmâni
|
: îmân ile
|
bi el ismi
|
: günah ile, günahta
|
bi el kâfirîne
|
: kâfirleri
|
bi el kavli
|
: sözü: söz ile
|
bi el kavli es sâbiti
|
: sabit söz ile
|
bi el kıstâsi
|
: kıstas ile, ölçü ile, adaletle
|
bi el kısti
|
: adalet ile
|
bi el kitâbi
|
: Kitab'? : kitaba: kitabı
|
bi el kufri
|
: küfrü, inkârı
|
bi el kufri
|
: küfre
|
bi el kur'âni
|
: Kur'ân'a, Kur'ân için
|
bi el lagvi
|
: boş, lüzûmsuz sözler
|
bi el leyli
|
: geceleyin, gece
|
bi el ma'rûfi
|
: iyilikle, bilinen şekilde, örfe tâbî olarak
|
bi el meleil a'lâ
|
: meleil A'lâ ile (Allah'a en yakın melekler topluluğu)
|
bi el menni
|
: minnet ile (başa kakarak)
|
bi el merhameti
|
: merhameti
|
bi el meveddeti
|
: muhabbet ile, sevgi ile
|
bi el mirsâdi
|
: gözleyen
|
bi el mucrimîne
|
: mücrimlere, suçlulara, günahkârlara
|
bi el mufsidîne
|
: fesad çıkaranları, bozguncuları
|
bi el mu'minîne
|
: mü'minlere, müminler için
|
bi el muttekîne
|
: takva sahiplerini
|
bi el ufuki
|
: bir ufukta
|
bi el umreti
|
: umre ile, umreden
|
bi el unsâ
|
: kadın ile, dişi ile
|
bi el unsâ
|
: kız çocuk ile
|
bi el urveti
|
: bir kulpa
|
bi el vâdi
|
: vadide: vadilerde
|
bi el vahyi
|
: vahyile
|
bi el vaîdi
|
: vaadimi
|
bi el yemîni
|
: sağ eli ile
|
bi el yevmi el âhıri
|
: sonraki güne, ölümden evvel ruhun Allah'a ulaşacağı güne
|
bi elletî
|
: o şey ile, ki o
|
bi ellezî
|
: ona ki, ona, onu
|
bi ellezîne
|
: onlara: ki onları
|
bi elsineti-him
|
: kendi dillerini, dillerini: dilleriyle
|
bi elsineti-kum
|
: dillerinizle
|
bi elsinetin
|
: dilleri ile
|
bi emâniyyi-kum
|
: sizin emaniyyeniz ile (kuruntularınızla)
|
bi emri
|
: emriyle
|
bi emri
|
: emri ile
|
bi emri-hi
|
: onun emri ile
|
bi emri-him
|
: onların yaptıklarını, onların işini
|