Correct understanding of division of
Islam followers into currents
Some Islam scientists consider that disintegration of Islamic world which
previous civilizations faced is a fate as Prophet (s) said. By their opinion,
though Moslems try to reach unity until doomsday, they will be in the form
of various currents. But such perception isn’t a way- out.
Other Islamic scientists still assume that division of Islam followers into
several currents may be observed in certain periods of time, but it can’t last
forever.
Doctor Yusif al-Gardavi says: “From verses of Koran and religious
legends (hadises) of the Prophet (s) again becomes obvious that disunity and
schism of Islamic world into groups is neither an instruction not a will of
Allah. In opposite case, requests of unanimity of verses and hadis for
Moslems, joining behind imam’s back, prohibition of division into groups
and of simultaneous ruling of two caliphs would be of no essence. If the
disunity of followers is because of fate, why these verses order us to join and
not to cleave into groups?! Isn’t it considered for nothing?”
If the Moslems don’t follow the orders of Allah and of Its Prophet, this
disaster may happen to them. So, the causes come by our fault, and the
results are factors entailed by causes.
İslam ümmətinin bir neçə firqəyə bölünməsinin doğru anlamı
227
Правильное понимание деления
исламского мира на течения
Некоторые исламские ученые считают, что раздробление
исламского мира, постигшее цивилизации, существующие до него,
является предписанием судьбы, как говорил Пророк (с). По их мнению,
как бы ни трудились мусульмане до конца света и стремились к
единству, они опять будут в составе различных течений. Однако такое
восприятие не выход из ситуации.
Другие исламские ученые же полагают, что разделение
последователей ислама на несколько течений может встречаться в
определенные промежутки времени, но постоянно так быть не может.
Доктор Юсиф аль-Кардави говорит: «Из стихов Корана и хадисов
Пророка (с) еще раз становится очевидным, что раздробление и
деление исламского мира на группы является ни указанием, ни
желанием Аллаха. В противном случае, требование единства стихов и
хадисов для мусульман, объединения за спиной одного имама, оказания
сопротивления против тех, кто хочет внести раскол в ряды
последователей ислама, запрета деления на группы и одновременного
правления двух халифов не имело бы смысла. Если разделение
последователей на группы из-за предписания судьбы, почему эти аяты
приказывают нам объединяться и не раздробляться на группы?! Разве
это не считается напрасным?».
Если мусульмане не соблюдают указания Аллаха и Его Пророка,
эта беда может случиться с ними. Значит, причины наступают по
нашей вине, а последствия – факторы, порождаемые причинами.
Çevre sorunlarının önlenmesinde önemli bir faktör olarak çevre eğitimi
229
ÇEVRE SORUNLARININ ÖNLENMESİNDE
ÖNEMLİ BİR FAKTÖR OLARAK ÇEVRE EĞİTİMİ
Dr. Eyup ZENGİN
Fəlsəfə Elmləri Namizədi
ÖZET
Bütün canlılar bir çevrede ve karşılıklı etkileşim içinde yaşarlar.
İnsanların çevreleri ile sürekli mücadele halinde olmaları bazı çevre
sorunlarına neden olmaktadır. Bu sorunların çözümünde bilinçli bireyler
yetiştirme oldukça önemlidir. Bu da ancak etkili çevre eğitimi ile mümkün
olabilir.
Çevre eğitimi aynı zamanda çevre kalitesini ilgilendiren meseleler
hakkında bir davranış biçiminin formüle edilmesini ve karar vererek
uygulamaya konulmasını da gerektirir. Çevre eğitimi mümkün olduğu kadar
çok birinci elden yaşantı üzerine kurulmuştur. Şöyle ki, geleneksel sınıfların
sınırlarının dışına çıkma düşüncesi, çevre yaklaşımında iyice kökleşmiştir.
İyi çevre eğitimi, öğrencileri daha geniş bir kavramaya yönelik olarak
doğrudan algılama ve yaşantıların ötesine götürebilmelidir.
ABSTRACT
All the living creatures live in a mutual interaction with the environment.
That human beings are within a struggle in the environment causes certain
environmental problems. Having conscious individuals in solving such
problems is of great importance. This, in fact, may be possible with an
effective environmental education.
Environmental education is based on as much first-hand experience as
possible so that the idea of moving out of the confines of the traditional
classroom is one well rooted in the environmental approach. Good
environmental education, like any good education, must lead pupils and
students out and on from their immediate perceptions and experience to a
wider understanding.
Dr. Eyup ZENGİN
230
1. GİRİŞ
Eğitim bireylerde davranış değişikliği oluşturma ve insanları geleceğe
hazırlama işlevidir. Çevre eğitimi insanın biyofiziksel ve sosyal çevresiyle
ilgili değerlerin, tutumların ve kavramların tanınması ve ayırdedilmesi diye
tanımlanmaktadır.
1
Eğitim, hayat kalitesini iyileştirir, insanları güçlendirir,
onları her türlü toplum ve çevre sorunlarını çözebilecek duruma getirir; hem
resmi, hem de gizli müfredatta değerleri yayar.
2
Medeniyet tarihi boyunca gelişen teknolojiden yararlanılırken giderek
daha tek yönlü faydalanmaya yönelinmiş ve kaynakların varlığı
etkilenmiştir. 1970’li yıllardan sonra çevre sorunları tek tek ülkelerin sorunu
olmaktan çıkmış uluslararası bir düzeye ulaşmıştır. Batıda ve gelişmiş
ülkelerde 1970’li yıllardan sonra başlayan yaygın eğitimle geniş halk
kitleleri doğanın korunmaması halinde ortaya çıkacak sorunların yaşamları
için nasıl bir tehlike oluşturduğunun bilincine varmışlardır.
3
Azerbaycan 1991 yılında, Sovyetler Birliğinin dağılmasıyla
bağımsızlığını kazanmıştır. Hava, su ve toprak gibi çevresel değerlerin çeşitli
nedenlerle kirlenmesi ile karşı karşıyadır. İşsizliğin yaygın olması, yeterli
enerji sağlanamaması, yoksulluk ve Ermenistan ile olan çatışma nedeniyle
işgal altında kalan topraklardan göç etmek zorunda kalan ve ülkenin çeşitli
bölgelerinde (özellikle Başkent Bakü’de) yerleşen bir milyondan fazla insan,
doğal ve yapay çevre üzerinde önemli düzeyde olumsuz baskıda bulunmak-
tadır. Hızlı bir değişim yaşanan ülkede, çevre bilinci ve duyarlılığının
geliştirilmesi önemli bir sorundur. Halkın bilinçaltında; Kalkınma veya
çevre; önce İş/ ekmek parası sonra çevre ikilemi önemli bir yer tutmaktadır.
Bütün sektörlerde olduğu gibi eğitim sektöründe de önemli problemler
vardır. Devletin eğitime yeterli kaynak aktarmaması/aktaramaması, eğitim
araç ve gereçlerinin eksikliği, eğitim görevlilerine ödenen ücretlerin
düşüklüğü (genel olarak ülkede ücretlerin düşük olması önemli bir sosyal ve
1
DPT, “Çevre,” Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı, Özel İhtisas Komisyonu
Raporu, Ankara, 1994, s. 129.
2
Nüfus ve Hayat Kalitesi Bağımsız Komisyonu, “Geleceğe Özen,” Türkiye Çevre
Vakfı Yayını, Ankara-1997, s. 86.
3
DPT, “Çevre,” s. 130.
Çevre sorunlarının önlenmesinde önemli bir faktör olarak çevre eğitimi
231
ekonomik problemdir), eğitimde çağdaş yöntemlere yeterince yer
verilmemesi önemli sorunlar olarak belirtilmelidir.
4
2. ÇEVRE EĞİTİMİ
Çevre eğitimi; toplumun tüm kesimlerinde çevre bilincinin geliştirilmesi,
çevreye duyarlı, kalıcı ve olumlu davranış değişikliklerinin kazandırılması
ve doğal, tarihi, kültürel, sosyo-estetik değerlerin korunması, aktif olarak
katılımın sağlanması ve sorunların çözümünde görev alma olarak
tanımlanabilir.
5
Çevre eğitimi, dünyanın bu konuda önde gelen kuruluşlarından olan
Kuzey Amerika Çevre Eğitimi Kurumunun 1992 Haziranında hazırladığı
raporda aşağıdaki şekilde tanımlanmaktadır:
“Çevre eğitimi, tabii veya insanlar tarafından inşa edilen çevreler
hakkında duyarlı ve bilgili bir vatandaşlık anlayışını geliştirmeyi hedefleyen
interdisipliner bir çalışma alanıdır. Çevre konusunda duyarlılık ve bilgi
sahibi olma o şekilde gerçekleştirilmeli ki, sonuçta çevre problemlerini ve
değer hükümlerindeki (çevre etiği) ihtilafları, çözmek için gerekli zihinsel
altyapı kamu bilincinde oluşmalı ve yeni problemlerin ortaya çıkmasını da
önlemelidir. Çevre eğitimi, ayrıca insanlarda sorgulama, problem çözme,
karar verme becerilerini geliştirmeyi amaçlamalıdır. Böylece yüksek kalitede
bir çevre oluşumunu hazırlayarak, yüksek kalitede bir hayat standardının
gerçekleşmesini sağlamalıdır.
6
Çevre eğitimine ilişkin ilk çalışmalar doğa araştırmaları ve korumacılık
olarak kendini göstermiştir. Çevre eğitimi ilk kez 1970 yılından bu yana
düzenlenmeye başlayan Dünya Günü’nde planlanmaya başlanmıştır. Çevre
eğitimi dünyanın karşı karşıya bulunduğu sorunlardan haberdar olan, bu
sorunlardan haberdar olan, bu sorunların nasıl çözüleceğini bilen ve buna
gönüllü olan vatandaş yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Çevre eğitiminin
esaslarını bilgilendirme, haberdar oluş ve ilgilenme oluşturmaktadır.
7
4
Zengin Eyüp, Kulaklıkaya, Musa, “Azerbaycan’da Çevre Sorunları ve Çevre
Hukuku,” Uluslar arası Özel Hukuk Sempozyumu, Bakü, 2005, s. 422-435
5
Çevre Bakanlığı; Türkiye Çevre Atlası-2004, Ankara-2006, s. 453.
6
Uzunoğlu, Selim, “Çevre Eğitiminin Amaçları, Uğraşı Alanları ve Sorunları”,
Ekoloji Çevre Dergisi, Ekim-Kasım-Aralık 1996, Sayı: 21, s. 7.
7
DPT, “Çevre,” s. 32.
Dr. Eyup ZENGİN
232
İnsan ve çevre arasındaki etkileşimin vazgeçilmez nitelikte oluşu, çevre
kavramının günümüzde kazandığı boyutlar, çevrenin ulusal düzeyde olduğu
kadar uluslararası düzeyde de yeni yaklaşımlarla ele alınması gereğini ortaya
çıkarmıştır. Çevrenin korunması ve geliştirilmesi konusunda geliştirilen
çabaların amacı, insanların daha sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşamasıdır.
Çünkü çevreye zarar veren de, çevreyi koruyan ve geliştiren de insandır.
Çağdaş çevre bilinci, sağlıklı bir çevrede yaşamayı insanların temel
haklarından biri olarak kabul etmektedir.
8
Kişinin sahip olduğu hakları kullanabilmesi için her konuda olduğu gibi
çevre hakları konusunda da bilinçlendirilmesi gerekir. Bu da ancak çevre
için her seviyede ve her ortamda verilecek eğitim ve öğretim ile
gerçekleşebilir. Kişinin çevresini koruyabilmek, temiz ve sağlıklı bir çevrede
yaşama hakkını kullanabilmek için önce temiz ve sağlıklı bir çevrenin nasıl
olduğunu bilmesi ve bunun sağlıklı olmayan bir çevre ile olan ilişkilerini,
farklılıklarını inceleyebilme bilgi ve becerisine sahip olması gerekir. Bu
kapsamda özgün eğitim sistemi içinde, çevre için eğitim programları
ciddiyetle ve gerçekçi bir yaklaşımla ele alınmalı ve uygulanmalıdır.
9
Avrupa Birliği başta olmak üzere bir çok topluluk, çeşitli kıyamet
senaryolarının üretildiği günümüzde, insanlığın daha sağlıklı çevrelerde
yaşayabilmeleri için birtakım projeler ortaya koymakta ve önlemler almaya
çalışmaktadır. Yapılan çalışmalar için ayrılan bütçeler astronomik rakamlar
olmakla beraber, yapılanların başarılı olması için bireysel olarak insana
büyük görevler düşmektedir. Öncelikle insana, çok küçük yaşlardan
başlayarak, çevre bilinci kazandırılmalı ve sorumlu bireyler haline
getirilmelidirler. Bu da, ancak etkili ve verimli bir eğitim, özellikle çevre
eğitimi ile sağlanabilir.
10
Çevre eğitiminin değişen dünyada popülaritesi hızla artmakta ve giderek
öğretimde üzerinde daha fazla durulan bir konu haline gelmektedir. Ancak,
8
Çevre Bakanlığı; Türkiye Çevre Atlası-2004, s. 454
9
DPT, “Çevre,” s. 33.
10
Alım, Mehmet, “Avrupa Birliği Üyelik Sürecinde Türkiye’de Çevre Eğitimi ve
İlköğretimde Çevre Eğitimi,” Kastamonu Eğitim Dergisi, Ekim 2006, Cilt 14,
No:2, s. 599-616
Çevre sorunlarının önlenmesinde önemli bir faktör olarak çevre eğitimi
233
gelinen noktanın yeterli olduğundan söz etmek mümkün değildir. Çevre
eğitimine yönelik üç yaklaşımdan söz edilmektedir.
11
Bunlar;
1. Çevre yönetimi ve kontrolü için eğitim: Bu yaklaşıma göre, çevre
eğitimi fiziksel ve beşeri sistemler ile bu sistemlerin karşılıklı
etkileşimlerinin algılanmasını ve öğrenilmesini teşvik eder.
2. Çevre bilinci ve yorumu için eğitim: Bu yaklaşım göre, çevre yoluyla
eğitim öğrencilerin çeşitli beceriler kazanmalarını sağlar ve arazi gezileri
vasıtasıyla öğrenmeye yönelik bir kaynak olarak eğitimin kullanıldığı ilgi ve
uğraşları teşvik eder.
3. Sürdürülebilirlik için eğitim: Bu yaklaşıma göre çevre eğitimi,
öğrencileri kendi davranışlarından sorumlu olmaya teşvik eden bir çevre
etiği ve cesareti kazandıran, bilgiye dayalı konuların yer aldığı önceki iki
yaklaşımın üstüne inşa edilmiştir.
Türkiye’de çevre sorunları konulu çok sayıda yayın mevcut iken, çevre
eğitimi alanında aynı şeyden bahsetmek mümkün değildir. Özellikle son
yıllarda bir artış eğiliminden söz edilebilir.
12
Çevre eğitimi, tüm dünyanın gündeminde olan çevre sorunlarının ortaya
çıkardığı bireysel ve toplumsal bir ihtiyaç haline gelmiştir. Çevre eğitiminin
amacı toplumun tüm kesimlerini çevre konusunda bilinçlendirmek,
bilgilendirmek, olumlu ve kalıcı davranış değişikliklerini kazandırmak ve
bireylerin aktif katılımlarını sağlamaktır. Bu nedenle, çevre ile ilgili
konularda aktif katılım sağlayacak, olumsuzluklara karşı tepki oluşturacak,
bireysel çıkarların toplumsal çıkarlardan ayrı düşünülemeyeceği gerçeğini
kavratacak bir eğitim yöntemi ve halkın katılımını amaçlayan eğitim sistemi,
kitlelerin düşünme ve karar verme gücünü de geliştirecektir. Çevre eğitimi,
yalnız bilgi vermek ve sorumluluk hissi oluşturmakla kalmamalı, insan
davranışına da etki yapmalıdır.
13
Çevreye verilen zararın önlenmesi ve doğal çevrenin korunması için
öncelikle çevreye karşı bütünleştirici bir yaklaşım içinde sosyal meselelerin
11
Demirkaya, Hilmi, “Çevre Eğitiminin Türkiye’deki Coğrafya Programları
İçerisindeki Yeri ve Çevre Eğitimine Yönelik Yeni Yaklaşımlar,” Fırat
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2006, Cilt:16, sayı: 1, s. 207-222
12
Alım, Mehmet, “Avrupa Birliği Üyelik Sürecinde Türkiye’de Çevre Eğitimi ve
İlköğretimde Çevre Eğitimi,” s. 599-616
13
Çevre Bakanlığı; Türkiye Çevre Atlası-2004 s. 455
Dr. Eyup ZENGİN
234
oluşturulması gerekmektedir. Bu noktadan çevre eğitimi, sosyal üretim
ilişkilerini insan-doğa ilişkisi, insan ve tabiatın ortak menfaatleri gibi
konuların zihinlerde şekillenmesini teşvik etmelidir. Çocuklar yarının çevre
problemlerini çözme konusunda eğitilemez. Ancak gençlere çevreyle ilgili
problemleri tanımlayabilecek, konuyla ilgili bilgi toplayabilecek ve bu
bilgiler ışığında doğru kararlar vermesini ve çevre problemlerini çözmelerini
sağlayacak zihinsel becerileri (düşünme, sağlıklı iletişim kurabilme,
sorgulama, problem tanımlama ve çözümleme becerileri) geliştirmelerine
yardımcı olunabilir. Bu başarıldığı zaman bu gezegenin sakinleri, ekolojik ve
sosyolojik açıdan doğru, uygun kararlar üretebilmede ve aktif katılımla çevre
problemlerini çözmede daha iyi bir konuma geleceklerdir.
14
3. TÜRKİYE’DE ÇEVRE EĞİTİMİ
Türkiye’de bugün ortaya çıkan sorunların ana nedenlerinden birisi, bilgi
edinme ve bilinçlenmede karşılaşılan eksikliklerdir. Bilinçlenmemiş ve
eğitilmemiş bir toplum yaşadığı dünyayı kendinden sonra başkalarının da
kullanacağını idrak edemez. Halbuki çevre, bize geçmişten bırakılan bir
miras değil, korunması, geliştirilmesi ve gelecek nesillere en güzel şekilde
devredilmesi gereken bir emanettir.
15
Türkiye’de eğitim düzeyinin düşük olması, kişilere sorunlarla ilgili ve
çözüm yolları arama bilincinin kazandırılamaması nedeniyle, bugün
toplumumuzun büyük bir kısmında çevrenin korunması ilgilenmeye
değmeyen bir konu olarak algılanmaktadır.
Oysa ki, günümüzde teknolojinin ilerlemesi ve iletişim organlarının hızla
yayılması dünyada güç ve değer kavramlarını hızla değiştirmektedir.
Dünyanın herhangi bir bölgesinde meydana gelen çevre sorunlarının tüm
dünyayı da aynı derecede etkilediği dikkate alındığında, kamuoyunun
bilgilendirilmesinde basılı, görsel medya kuruluşlarının rolünün ne kadar
önemli olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle, ülkemizdeki medya
kuruluşlarının programlarında, çevre konularına ağırlık vermesi ve
kamuoyunun bilinçlendirilmesinde yol gösterici, aydınlatıcı olacak her türlü
spot, drama, belgesel vs. gibi programların ağırlıklı olarak yer alması büyük
14
Uzunoğlu, Selim, “Çevre Eğitiminin Amaçları, Uğraşı Alanları ve Sorunları”, s. 8.
15
Çevre Bakanlığı; Türkiye Çevre Atlası-2004, s. 457
Çevre sorunlarının önlenmesinde önemli bir faktör olarak çevre eğitimi
235
önem taşımaktadır. Sağlıklı bir toplumun sağlıklı bir çevrede gelişebileceği
ilkesinden hareketle, okul öncesi, ilk ve orta öğretim çağındaki çocukların
çevre sorunlarını daha iyi anlamalarını, sosyo-ekonomik ve kültürel
kalkınmanın sağlıklı bir çevre ile olan ilişkisini kavramalarını sağlamak,
verilecek çevre eğitimi sayesinde gerçekleşecektir.
Çevrenin öneminin günümüzde hızla artması nedeniyle çevre eğitiminin
ana okullarından başlatılarak ilköğretim ve ortaöğretim kurumlarında da
sistemli ve düzenli bir şekilde devam etmesi önemli sonuçlar kazandıracağı
düşüncesiyle 14.10.1999 tarihinde Çevre Bakanlığı ile Milli Eğitim
Bakanlığı arasında “Çevre Eğitimi Konularında Yapılacak Çalışmalara
İlişkin İşbirliği Protokolü” imzalanarak yürürlüğe konulmuş ve protokol
çerçevesinde;
a. Okul öncesi ve ilköğretim çağındaki çocuklarda çevre bilincinin
geliştirilmesi amacıyla uygulamalı çevre eğitimine ağırlık verilmesi,
b. Ortaöğretim kurumlarında öğretmen ve öğrencilerde çevre bilincinin
geliştirilmesi için çevre eğitimine yer verilmesi,
c. Ortaöğretim kurumlarında Milli Eğitim Bakanlığınca uygun görülen
programlarda Çevre Dersinin haftada bir saat olmak üzere zorunlu ders
olarak ders programlarında yer alması,
d. Mesleki Teknik Eğitim Programlarında olduğu gibi Çıraklık Eğitim
Programlarında da çevre konularına yer verilmesi,
e. Ülke genelinde tüm öğretmen ve öğrencilerin çevre konusunda
bilgilendirilmelerinin sağlanması amacıyla çevre eğitimine yönelik hizmet
içi eğitim kurslarının düzenlenmesi konularında çalışmalar başlatılmıştır.
Ayrıca 2003-2004 Öğretim Yılı Uygulamalı Çevre Eğitimi Pilot Projesi
hazırlanarak 09.12.2003 tarihinde tanıtım toplantısı gerçekleştirilmiştir.
Genç bir nüfusa sahip olan ülkemizde bugün okul öncesi eğitimde sistemli
bir çevre eğitiminden bahsetmek mümkün değildir. Bunun nedeni ise,
çocuğun yetişmesinde önemli faktör olan ebeveynler ile eğitimcilerin çevre
konusunda yeterli eğitilememesi, ciddi bir kaynak eksikliği ile iletişim ve
koordinasyon sorunları olarak gösterilebilir.
Kamuoyunda çevre bilincinin geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması
amacıyla ulusal ve bölgesel bazda çevrenin korunması, bozulan çevre
değerlerinin yeniden kazandırılması, doğal kaynakların rasyonel kullanımı
ve çevre kirliliğinin önlenmesi konularında halkın katılımını sağlamak için
Dr. Eyup ZENGİN
236
kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, yerel yönetimler ve
basın yayın kuruluşları ile işbirliği sağlamak ve ortak çalışmalar yapılması
kaçınılmazdır.
4. AZERBAYCAN’DA ÇEVRE EĞİTİMİ
Çevreyle ilgili olarak, tüm bireylerin hak ve görevleri bakımından çok
büyük önemi olan çevre bilincinin ve duyarlılığın geliştirilmesi için, çevre
eğitiminin çok ciddi bir şekilde ele alınıp uygulanması gerekmektedir.
16
Çevre bilinci ve duyarlılığının oluşması için halkın doğayı koruma ve
çevre konusunda bilgi sahibi olması gerekmektedir. Devlet Ekoloji ve
Doğadan Yararlanmaya Gözetim Komitesi, açıklık ve halkın bilgi sahibi
olması politikasını gerçekleştirmek için bir program hazırlamıştır. Bu amaçla
Komite, belgesel filmler hazırlamakta, Azerbaycan’ın çevre sorunlarına ışık
tutan basın organlarına mali yardım yapmakta, radyo ve televizyonda önemli
çevre sorunlarının tartışılmasına olanak sağlamaktadır.
17
Azerbaycan’da çevrenin korunması ve doğadan verimli bir şekilde
yararlanılması konusunda halkın bilgilendirilmesi amacıyla eğitim
programları hazırlanmaktadır. Hazırlanan program iki bölümden
oluşmaktadır. 1- Teorik bölüm, 2- Pratik bölüm. Okul öncesi çevre eğitimi
küçük gruplardan başlamakta ve “doğa ile tanışma”, “faydalı hayvan ve
bitkiler” vb. konulara yer vermektedir. Bu eğitim çocuklarda bitki ve hayvan
topluluklarına karşı olumlu tutum oluşturmayı amaçlamaktadır. Bu döneme
ilişkin eğitim, çocuğun kolayca anlayabileceği bir şekilde oluşturulmalıdır.
Bunun için çeşitli oyunlardan yararlanılmaktadır. Azerbaycan’da eğitim
reformu çevre eğitimini de etkilemiştir. Günümüzde çevre eğitimi üç şekilde
verilmektedir.
A-Eğitim sisteminde mevcut olan tüm derslerde doğayı koruma
yöntemlerine yer verilmesi
B-Çevrenin korunması ve doğadan verimli bir şekilde yararlanılması
konusunda profesyonel hazırlık yapılması
16
Çevre Bakanlığı; Türkiye Çevre Atlası-2004, s. 462
17
Zengin Eyüp, Kulaklıkaya, Musa, “Azerbaycan’da Çevre Sorunları ve Çevre
Hukuku,” s. 422-435
Çevre sorunlarının önlenmesinde önemli bir faktör olarak çevre eğitimi
237
C- Öğrencilerin bilimsel araştırma ve sosyal aktivitelerle doğayı koruma
eylemlerine katılması.
Azerbaycan’da son yıllarda Çevre eğitimi üniversitelerin çeşitli
fakültelerinin müfredatına alınmaya başlamıştır. Bakü Devlet Üniversitesi’ni
Coğrafya ve Kimya Fakültelerinde “Tabiatın Muhafazası,” Biyoloji
Fakültesinde ise “Ekolojnin Esasları” dersleri verilmektedir. Lenkeran
Devlet Üniversitesi’nde ve Azerbaycan Teknik Üniversitesi’nde “Ekoloji ve
Tabiattan İstifade,” konusunda uzmanlar yetiştirilmektedir. Kend Teserüfatı
Akademisi’nde, “Kend Teserrüfatı Ekolojisi,” Azerbaycan Tıp
Üniversitesi’nde “İnsan Ekolojisi,” Bakü Devlet Üniversitesinin Hukuk
Fakültesinde ve Özel Üniversitelerin Hukuk Fakültelerinde “Ekoloji
Hukuku” dersleri verilmektedir. Qafqaz Üniversitesinin bütün fakülte ve
bölümlerinde, “Çevre Sorunları,” Çevre ve Ekoloji,” Çevre Hukuku,” gibi
dersler verilmektedir.
18
Ailede çevre eğitiminde kullanılması gereken unsurlardan birisi
Azerbaycan halk kültürüne dayanmaktır. Azerbaycan halk kültüründe çevre
eğitimine ilişkin genel konular, temel olarak ekmeğe ve diğer yiyecek
ürünlerine saygı, suyu israf etmemek, toprağın değerini bilmek, hayvanlara
özenli davranmak, yeşillikleri korumak, havayı, toprağı, suyu kirletenlerle
mücadele etmek, yaşanılan evleri temiz ve düzenli tutmak vb. dir. Bu
düşüncelerin öğrenilmesi ve eğitim sürecinde kullanılması gerekmektedir.
Çevre eğitimi programlarının düzenlenmesinde toplumların bilinçlendi-
rilmesi, tavır ve davranışlarının değiştirilmesi esası kabul edilmektedir.
Doğaya, insana, yaşam kalitesinin gereklerine saygıyı ve yeni bir çevre
ahlakının oluşmasını araştırır.
19
Dostları ilə paylaş: |