Peter Kropotkin (1842-1921)
Rus coğrafyacı ve anarşist teorisyen. Çar II. Alexander'in hizmetine ilk giren
soylu bir ailenin
oğlu olan Kropotkin, Fransa ve İsviçre arasındaki Jura bölgesinde çalışırken anarşist fikirlerle
tanıştı. 1874 yılında St. Petersburg'daki hapishaneden tahliye olunca uzun bir Avrupa seya
hatine çıktı ve 1917 Devrimi'nden sonra Rusya'ya geri döndü.
Kropotkin'in teorisi, Darvvin'in teorisine alternatif içeren bir evrim teorisine dayanır. Karşılıklı
yardımlaşmayı insan ve hayvan gelişiminin temel ilkesi olarak değerlendirerek anarşizm ve
komünizm için deneysel bir taban oluşturmaya çabalamıştır. Kropotkin'in temel eserleri
Mutual Aid
(Karşılıklı Yar
dım, 1897),
Fields, Factories and Workshops [Tarlalar, Fabrikalar ve Çalışma Atölyeleri,
1901) ve
3aeoeeaHue Xne6a
(Zavoyevaniye Khleba-, Ekmeğin Işgâli,
1906)
le bireylerin birbirlerine zarar vermesini engellemek için minimal veya gözetleyici (gece bekçisi)
devletin gerekli olduğunu savunurlar. Bu yüzden hukuk, özgürlüğü sınırlandırmak
için değil, öz
gürlüğü korumak için vardır. Modern liberaller bu iddiayı daha da ileri götürürler ve pozitif öz
gürlüğü daha da genişlettiği için devletin müdahalesini savunurlar. Bunun aksine anarşistlere göre
bireyler, diğer insanlardan korunmak için topluma polislik yapan devlete ihtiyaç duymadan barış
çıl, düzenli ve başarılı bir şekilde kendi kendilerini idare edebilirler. Rasyonel ve ahlâklı olmaları
sebebiyle özgür bireylerin bir arada yaşayabileceğine inanırlar. Akıl, anlaşmazlığın olduğu yerde
sorunun şiddetle değil hakem kararı veya tartışma ile çözülmesini emreder.
ikinci olarak, liberaller anayasa ve temsilî kuramların gelişmesiyle
hükümetin gücünün
kontrol altına alınabileceğine inanırlar. Kurumlar, çeşitli denetim ve düzenlemelerle hükümetin
ve hükümetin çeşitli organlarının gücünü sınırlandırarak bireyi koruma iddiasındadırlar.
Düzenli
seçimler hükümetin genel halktan veya en azından seçmenlerin çoğunluğundan sorumlu olması
için düzenlenmiştir. Anarşistler, sınırlı, kurumsal ya da seçimle göreve gelen hükümeti reddederler.
Demokrasi ve anayasalcılığı (bkz. s. 56) mutlak siyasî baskının yönlendirdiği sahte görünüşler
olarak kabul ederler. Hükümetin çıkardığı kanunlar ister anayasal ister keyfî olsun ister demokratik
isterse diktatörce olsun; tüm kanunlar bireysel özgürlüğe tecavüz eder. Başka bir deyişle tüm dev
letler bireysel özgürlüğe karşı birer saldırıdır.
Egoizm
Egemen birey fikri üzerine inşa edilen anarşist inançların
en belirgin ifadesi, Max Stirner’ın
Der
Einzige und sein Eigenthum (Ego ve Onun Sahibi,
[1845] 1971) adlı kitabında bulunur.
Marx gibi Stirner d a (l8 0 6 -1 8 5 6 ) Hegel’in (17 70 -1 83 1 ) düşüncelerinden derin bir şekil
de etkilenmiştir, fakat her iki düşünür de tamamıyla farklı sonuçlara ulaşmıştır. Stirner’ın teori
leri bireyciliğin uç bir biçimini temsil eder. Egoizm kavramı iki anlama sahip olabilir.
Bireylerin
temelde kendileriyle ve egolarıyla ilgili olduklarını iddia eder. Hobbes (bkz. s. 88) ve Locke
(bkz. s. 54) gibi düşünürler tarafından kabul edildiği gibi bireyler çıkarcıdırlar. Çıkarcılık birey
ler arasında çatışmalara sebep olur ve bu durum bireylerin diğer bireylere zarar vermesini engelle
yebilecek bir devletin varlığını gerekli kılar.
Stirner’a göre, egoizm bireyi ahlâkî evrenin merkezine yerleştiren bir felsefedir. Bu sayede birey,
toplumsal sözleşmeleri, dinî veya ahlâkî ilkeleri dikkate almadan tercih ettiği gibi açıklar. Böylesi bir
durum hiçbir şeye inanmayarak, tüm politik, sosyal ve ahlâkî kuralların reddi anlamına gelen nihi
lizme ulaşır. Bu durum açıkçası ateizm ve bireyci anarşizmin radikal biçimini ifade eder. Devletsiz
bir toplumda düzenin nasıl sağlanabileceğine dâir birkaç öneri içeren ve
anarşist hareketin ortaya
çıkışında küçük etkileri olan Stirner’ın anarşizminin kökenleri, Aydınlanma’nın ilkelerine dayanır.
Onun fikirleri, yine de, Nietzsche (bkz. s. 216) ve 20. Yüzyıl varoluşçuluğunu etkilemiştir.
Dostları ilə paylaş: