anlayışı benimser. Faşizmde toplum bireyden daha önemlidir. Nazi paralarının üstünde “şahsî
çıkardan önce ortak çıkar” yazmaktadır. Kapitalizm ise tam tersine şahsî çıkarın
elde edilmesini
hedefleyerek millî birliği ya da ırk birliğini tehdit eder. Faşizm, kapitalizmin doğurduğu materya
lizmle alay eder. Faşistlere ilham veren millî uyanış ve tüm dünyaya hâkim olma anlayışı, bireysel
çıkar ve varlık için mücadele etme anlayışıyla taban tabana zıt düşmektedir.
Üçüncüsü, faşist rejimler kapitalizmi kontrol etmek için sosyalizm benzeri ekonomik politi
kalar uygulamışlardır. Kapitalizm faşist devletin ideolojik hedeflerinin yanında ikinci planda kalı
yordu. İngiliz Faşistler Birliği lideri Oswald M osley’in dediği gibi: “Kapitalizm, sermayenin devleti
kendi çıkarına kullandığı bir sistemdir. Faşizm ise devletin sermayeyi kendi çıkarına kullandığı bir
sitemdir.” Hem İtalyan hem de Alman rejimleri çeşitli devlet politikalarıyla
büyük iş sahiplerini
kendi yanlarına çekmek ve yönetmek istediler. 1939dan sonra kasıtlı olarak Sovyetler’in beş yıllık
kalkınma planını m odel alan Hermann Göring’in dört yıllık planıyla Alman kapitalizmi yeniden
düzenlendi.
Faşist sosyalizm fikri çok katı sınırlandırmalara sahiptir. Meselâ Almanya’daki SA ve İtalya’da
ki Sorela Devrimci Sendikacılar gibi faşist hareketin içindeki solcu gruplar
Faşist Parti iktidara
gelince dışlanarak zengin işadamlarının desteği kazanılmaya çalışılmıştır. Bunun en dramatik ör
neği Nazi Almanyası’nda 1934’teki “Uzun Bıçaklar Gecesi’ nde SA’nın tasfiye edilmesi ve lideri
Ernst Rohm un öldürülmesidir. Bu yüzden Marksistler faşizmin amacının kapitalizmi batırmak
değil, batmaktan kurtarmak olduğunu iddia etmektedirler. Ayrıca,
ekonominin düzenlenmesi ile
ilgili faşist fikirler belirsiz ve düzensizdi. Faşist ekonominin politikasını ideoloji değil pragmatizm
(bkz. s. 27) belirliyordu. Faşistlerin yapmak istedikleri devrim, köle-sahip
düzenini devirecek
sosyal bir devrim değil, yeni bir insan tipi oluşturmak isteyen (ki bu çoğunlukla erkektir) “ruhanî
bir devrim’dir. Bu yeni “faşist adam”, sosyal bütünlük içinde kendi kimliğini kaybetmeye hazır,
görev bilincine sahip, kendini feda etmeye hazır bir tiptir. Sonuç olarak şu söylenebilir ki faşizm,
anti-komünist olmaktan çok, kapitalizm karşıtı bir akımdı. Faşizmin temel amacı işçi sınıfını Bolşe-
vizm ve Marksizmden uzak tutarak eşitlik ve dayanışma gibi değerlerin ön plana çıkmasını engelle
mektir. Faşistler millî birlik ve bütünlüğe kendilerini adamışlardır. Irk ve millet ortaklığının sosyal
sınıf ortaklığından daha güçlü olmasını istemişlerdir.
Dostları ilə paylaş: