dedir. Moderniteyle fundamentalist uzlaşmanın sadece sinik bir yanı yoktur. Teknoloji, bilim, m o
dem devlet mekanizması ve hatta nükleer silâhları onaylamaları, modernite ruhuna sempati ve “öbür
dünya” mistisizminden çok “ bu dünya” rasyonalizmine (bkz. s. 48) saygı duyduklarını gösterir.
Örneğin İran’daki “İslâmî bilim” fikrine ilgi duyulması, geleneksel ve dolayısıyla Batılı bilimin ka
bul edilmesine yol açtı. Benzer şekilde “İslâm ekonomisi” arayışı, ekonomik liberalizmden türetilen
piyasa ilkelerinin uygulanmasına dönüştü. Son olarak şunu belirtmek gerekir: Fundamentalistler,
özünde modernist bir din görüşünü benimsiyorlar ve miras kalan yapılar ve geleneklerdeki inançtan
ziyade “dinamik” yorumlara dayanıyorlar. Parekh’in (1994, s. 121) ifade ettiği gibi fundamentalizm,
“din sınırları içinde moderniteyi ele
alsa da dini, modernite sınırları içinde yeniden tanımlıyor.”
Dostları ilə paylaş: