Mümkün olduğu kadar gürültü etmemeye çalışarak ellerini, yüzünü yıkadı, iyice kurulandı.
Sonra yine
sessizce çıkıp kapıyı usulca çekti ve tekrar boş bulvarın kenarına kadar yürüdü.
Koca bulvar gözlerinin Önünde sessizce uzanıyordu. Tek kurtuluş yoîunun burası olduğunu biliyordu.
Sanki asfaltın üstünden kendi vücut sıcaklığı yüseliyordu. Montag, vücut sıcaklığının böylesine etkili
olabileceğine şaşırdı. Fosforlu parıltılar yapan bir hedefi andırdığını biliyordu.
Bilmek bir yana,
hissediyordu. Artık küçük yürüyüşüne başlaması gerekiyordu.
Uç blok kadar yürüdükten sonra birkaç far ışığı gördü. Montag derin bir nefes aldı. Ciğerleri sanki cayır
cayır yanıyordu. Koşmaktan ağzının içi kurumuştu. Gırtlağında paslı demir tadı vardı ve ayakları kurşun
gibi ağırlaşmıştı,
— 117 —
Oradaki far ışıklan ne olacak? Bir kere yürümeye bağladın mı, o arabaların buraya ne kadar zamanda
geleceğini tahmin etmelisin. Eh, ikinci viraja ne kadar mesafe var? Görünüşe göre otuz metre kadar.
Muhtemelen o kadar mesafeyi belki bu ayakla otuz ya da «kırk saniyede aşabilirsin. Beetle arabaları im?
Bir
kere hareket ettiler mi, üç bloku an beş saniyede aşabilirdi. Bu takdirde koşmaya bile başlayacak
olsa,..?
Önce sağ, sonra sol ayağını attı ve bulvarda sakin sakin yürümeye başladı.
Cadde bomboş bile olsa,
birden bir araba meydana çıkıp daha nefes almana fırsat kalmadan seni ezip geçebilirdi
Adımlannı saymaya karar verdi. Ne sağına ne de soluna baktı. Bulvarı aydınlatan
lambalar küçük birer
güneş gibi parlıyordu.
Sağ tarafından doğru-bir arabanın gittikçe sürat kazandığını hissetti. Her tarafa oynayabilen farları sağı
solü kontrol ettikten sonra Montag'ın üzerinde durdu.
Yürümeye devam et.
Montag ayaklarının birbirine dolandığını hissetti, kitapları sıkı sıkı tutarak olduğu yerde donup kalmamak
için kendi
kendisiyle mücadele ediyordu, içgüdüsüyle birkaç adım koştuktan sonra yüksek sesle söylendi
ve tekrar adımlannı yavaşlattı. Bulvarın yarısını hemen hemen aşmıştı, ama gittikçe hız kazanan arabanın
yaklaştığını da hissediyordu.
Muhakkak ki polis. Beni gördüler. Fakat adımlarını hızlandırma,
dönüp arkana bakma, umursamaz gibi
görün. Yürü, evet, tamam, sadece yürü.
Beetle araba gittikçe yaklaşıyordu.
Motorunu nuğultusu yaklaşmıştı.
Gittikçe hızlanıyordu.
Motorun inlediği duyuluyordu.
— 118 —
Beetle araba görünmez bir tüfekle atılan bir mermi gibi hızla geliyordu. Montag, farların ışığından
yanaklarının yandığını hissetti. Sıcaklık yavaş yavaş bütün vücuduna yayıldı.
Dostları ilə paylaş: