onun için yeterli değü miydi?
Bacakları titreyerek kuru yaprakların üstünde yti-rudu.
Tamamen yabancı olduğu bir yerde kendisini hiç de yabancı hissetmiyordu.
Ayağı bir cisme çarptı. Tok bir ses çıktı.
Yere çömelip elini bu şeyin çevresinde dolaştırdı, parmaklarıyla hissetti.
Demiryolu!
Şehirden gelen demiryolu ormana doğru uzanıyordu. Raylar artık paslanmıştı. Eğer aldanmıyor sa
demiryolu uehire paralel olarak uzanıyordu.
îşte gideceği yolu bulmuştu artık. Paslı demirler sanki onun için bir ıkurtuluş yoluydu. Bunu bütün
benliğinde hissedebiliyordu. Onların soğukluğunu parmaklarının ucunda hissetmesi bile içini güvenle d
olduruyordu.
Yerinden doğrulup yaprakların kokusunu içine bir kere daha çekti.
Demiryolunu izleyerek yürümeye başladı.
îspatlayamadığı tek gerçeği birden kavramasına çok şaşıyordu.
Bir zamanlar, uzun bir süre önce, Clarisse de buralarda dolaşmış, şimdi yürüdüğü yerde yürümüştü.
— 134 -—
, .*
Yartm saat. sonra,* soğuk iliklerine kadar işlemişti. Bütün vücudu titriyordu. Bacaklarının kütük gibi
şiştiğini, yükünün donduğunu hissediyordu. Soğuktan kulakları uğuldamaya bağlamıştı.. Nihayet, bir kamp
ateşinin par-lakhğiBi, karanlıkta doğan ve gittikçe büyüyen bir yıldız gibi gördü.
Alevler, göz kırparmış gibi kaybolup tekrar görünüyordu. Sanki nefes alışlarıyla ateşi söndürecekmiş gibi
korkarak durdu. Fakat ateş yerinden kımıldamadan duruyordu. Yorgun bir tavırla o tarafa doğru yürüdü.
Ateşe yaklaşması on beş dakika kadar sürdü. Ağaçların koyu gölgelerine sinerek baktı. Alevleri arada
sırada yükselip alçalan bu parlaklığın Montag için bambaşka anlamı vardı.
Ateş yanmıyor. ısıtıyordu,
Ateşe doğru uzanmış birçok el gördü. Gördüğü ellerin kolları yoktu karanlığa saklanmışlardı. Ellerin üst
kısımlarında sadece ateşin parlaklığına yansıtan donuk çehreler vardı. Ateşin böyle görünebileceğini
şimdiye kadar hiç düşünmemişti. Ateşin, aldığı kadar verebüdiğini hayatı boyunca tahmin bile etmemişti.
Hatta kokusu bile çok değişikti.
Ağacın altına, ne kadar durdutunu bilmiyordu, ama kendisini ateşe doğru yaklaşan bir hayvana
benzetiyordu. Gözleri ıslak, burnu kuru bir hayvan; Çevresini kontrol ederkert ateşin kokusunu da bol bol
içine çekiyordu. Damarlarındaki kanın bile yaprak kokacağına yemin edebilirdi.
Dostları ilə paylaş: