Resim 29-30-31;Aponevrotik ptozisli hastanın preoperatif (resim 29), postoperatif gelişen kapak kontur
düzensizliği (resim 30) ve reoperasyonla düzeltilmiş hali(resim 31)
12-Hematom
Cerrahi aşamasında iyi bir kanama kontrolü yapılmamışsa görülür.
13-Korneal Erezyon
İyatrojenik ve tarso- müllerektomi ile arka yol levator girişimlerinden sonra sütürlerin
korneal irritasyonuna bağlı olarak meydana gelebilir..
14-Sütür ve Askı materyaline karşı allerjik reaksiyon
This watermark does not appear in the registered version -
http://www.clicktoconvert.com
30
MATERYAL ve METOD
Kliniğimizde Ocak 2003-Ağustos 2005 tarihleri arasında levator aponevroz cerrahisi
yapılan 22 hastanın (12 erkek,10 kadın) 27 gözü ve frontal adaleye asma cerrahisi yapılan 6
hastanın 9 gözü çalışma kapsamına alındı. Hastaların detaylı hikayeleri alındıktan sonra rutin
göz muayeneleri yapıldı. Bunun yanında göz hareketleri, Bell fenomeni, Marcus-Gunn çene
bulgusu, Myastenia Gravis, Konjenital Horner Sendromu varlığı araştırıldı. Ptozis miktarı,
levator fonksiyonu (LF) ve deri kıvrımı yüksekliği ölçüldü. Gerekli olgularda Schimmer 1
testi yapıldı.
Ptozis derecesi, üst göz kapağı kenarı ile pupiller ışık röflesi arası (Margin Reflex
Distance=MRD) ölçülerek değerlendirildi. Tek taraflı ptozislerde referans olarak sağlam göz
üst kapağı alındı. İki taraflı olanlarda değerlendirme üst göz kapağının limbusu yaklaşık 2 mm
örttüğü fizyolojik üst kapak seviyesine göre yapıldı. Buna göre 2 mm hafif, 3 mm orta, 4 mm
ve üzerinde ise ileri derecede ptozis olarak değerlendirildi.
LF, kaşa parmakla bastırıp aşağı ve yukarı bakışlardaki üst kapak kenarı farkı olarak
hesaplandı. 12 mm ve daha iyi levator fonksiyonu çok iyi, 8–12 mm levator fonksiyonu iyi,
5–7 mm levator fonksiyonu orta, 4 mm ve daha az levator fonksiyonu kötü olarak
değerlendirildi(29).
Levator fonksiyonu 4mm’nin üzerinde olan tüm olgulara levator güçlendirme cerrahisi
yapıldı ve düzeltme miktarı olgulara lokal anestezi ile müdahale edildiği için cerrahi sırasında
belirlendi. Lokal infiltrasyon anestezisi ile ameliyat edilen olgularımızda anestetik ajan olarak
2–3 ml adrenalinli %2’lik lidokain kullanıldı. Derin anestezide anestetiğe bağlı levator
fonksiyonu ve anestetiğin içindeki adrenaline bağlı Müller kası etkilendiği için ameliyat
sonrası sonucu belirlemek güçleştiğinden anestezinin subkutanöz yapılmasına özen gösterildi.
Lokal anestetik maddelerin içinde bulunan ve kanamayı azaltan epinefrin, sempatik etki ile
Müller kasını stimüle edip kapağı bir miktar kaldırır. Tersine, yanlışlıkla lokal anestetiğe bağlı
levator parelizisinde ve lokal vakalarda göze gelen parlak ışık nedeniyle bir miktar kapak
düşüklüğü olur. Bunun için planlanandan 1–2 mm fazla düzeltme yapılması tavsiye
edilmektedir.(15)
Cerrahi sırasında hastalar oturur pozisyona getirilerek kapak seviyesi değerlendirildi.
Hasta oturur pozisyonda iken ameliyathane ışıkları azaltılarak fotofobinin yaratacağı orbiküler
spazm engellendi.
Opere edilecek gözde, sağlam gözdeki kapak kıvrımı dikkate alınarak işaretleme
işlemi yapıldı. Lokal anesteziden sonra, işaretlenen bölgeye 15 numara bistüri ile kapak
kenarına paralel insizyon yapıldı. Westcott makası ile önce cilt diseke edilerek orbikülaris
kası bulundu. Orbiküler kasa insizyon yapılarak tarsa ulaşıldı. Peroperatif meydana gelen
kanama anatomik yapıların anlaşılmasını zorlaştıracağından kapakta meydana gelebilecek
hematom peroperatif ve postoperatif psödoptozis yapacağından ve kapak seviyesini
değerlendirmede yanılgıya neden olacağından sızıntı tarzında kanamaya dahi izin verilmedi.
Tars ön yüzeyi ortaya çıkarıldıktan sonra orbiküler kas ile levator kası arasına insizyon
yapılarak levator aponevrozuna ulaşıldı. Levator aponevrozu ön yüzeyi septumdan ve gerekli
durumda alt yüzeyi Müller kasından diseke edildi. Böylece elde edilen levator-aponevroz
kompleksi, eğer sütürün yeterince yukarıdan geçmesine izin vermeyecek kadar kısa ise
boynuzlar kesilerek sütürün kasın daha üst seviyesinden geçebilmesine imkan verildi.
Levatorun rezeke edileceği miktar belirlenip, ilki limbusta saat 12 hizasından ve diğerleri
bunun her iki yanına olmak üzere, üç adet 6/0 vikril sütür (çift iğneli) önce tars ön yüzü orta
kısmından sonra da üstte kalan levator aponevroz kompleksinden geçilerek geçici olarak
This watermark does not appear in the registered version -
http://www.clicktoconvert.com
31
fiyonk düğüm atıldı.Yeterli miktarda kapak kaldırması sağlandığında fiyonk sütür bozulup
kalıcı sütür atıldı. Eğer yetersiz veya aşırı kapak kalkması söz konusu ise, iğne aponevrozdan
geri çekilip levator-aponevroz güdüğünün daha üst ya da alt kısmından geçilerek istenilen
kapak seviyesi ayarlanmaya çalışıldı. Aponevrozu tarsa bağlayan medial taşıyıcı sütür fiyonk
yapılarak yeterli miktarda üst kapağı kaldırıp kaldıramadığı hasta oturur pozisyonda iken
kontrol edildi. Taşıyıcı medial sütür bağlandıktan sonra üst kapak konturuna uygun olarak
iki yan sütür 1–2 mm aşağıdan tarsa bağlandı. İyi levator fonksiyonunda kapak seviyesi
limbus üst hizasında, orta LF’da limbusun 1–2 mm altında bırakıldı(30).
Kapak konturu ve yüksekliği ayarlandıktan sonra sütürler bağlandı ve sütürün
gerisinde kalan kısım rezeke edildi. BELL FENOMENİ mevcut olgularda peroperatif
oluşturulan LAGOFTALMİ yapılacak olan aponevroz rezeksiyon miktarımızı azaltmadı.
Ameliyat sırasında orbiküler kas da etkilenmektedir, anatomik yapıda bozulma ve lokal
anestezinin oluşturduğu fonksiyon bozukluğu değerlendirmede dikkate alınıp ve 3–4 mm
lagoftalminin varlığının cerrahi başarı için gerekliliği göz önünde tutuldu.
LF 4 mm’nin altında ki hastalara frontal adaleye askı cerrahisi uygulandı. Tüm
olgularda girişim genel anestezi altında gerçekleştirildi. Askı materyali olarak 3 hastanın 5
gözüne slikon rod ve 3 hastanın 4 gözüne otojen fasia lata kullanıldı.
Cerrahi teknik olarak tüm hastalara Fox-Pentagon askılama tekniği uygulandı. Bu
teknikte tek bir beşgen oluşturulmaktadır. Bunun için kapak ve kaş bölgesinden ikişer adet,
alın bölgesinden ise bir adet insizyon yapılarak Wright iğnesi ile askı materyali insizyon
bölgesinden geçirilip alın insizyonunda bağlandı. Materyal alında derin lokalizasyonda frontal
kasa 6/0 prolen sütür ile sütüre edildi. Ameliyatın bitiminde alt kapak kenarından Frost sütürü
geçirilerek sütürün uçları kaş üzerinde tesbit edildi, böylece operasyon sonrası dönemde
korneanın korunması sağlandı ve bu sütür cerrahi sonrası birinci günde alındı.
Tek taraflı blefaroptozis mevcut olgularda opere edilen kapak seviyesi, diğer kapağın
limbusu örttüğü seviyenin 2 mm üzerinde, İki taraflı blefaroptozis mevcut olgularda kapak
seviyeleri limbus hizasında bırakıldı.
Postoperatif dönemde ödemi azaltmak için 2–4 gün soğuk kompres yapıldı. Yara
yerine antibiyotikli
pomat, suni gözyaşı ve hastaya sistemik analjezik-antienflamatuvar
uygulandı. Frost sütürü 1.gün cilt sütürleri 7.günde alındı.
Ödemin iyice azaldığı 7.günde hastalar, kapak seviyesi ve konturu açısından tekrar
değerlendirildi ve düzeltme yetersiz olduğunda hastalar, yaranın taze olduğu bu dönemde
tekrar operasyona alındı.
Ameliyat sonunda, aponevroz cerrahisi yapılan hastalarda; göz kapağı, yükseklik ve
kontur olarak diğer kapakla simetrik ise ya da kapak seviyesinin hedeflenenden 1 mm düşük
veya yüksek olması halinde başarılı, 1–2 mm az düzeltme tatminkar sonuç, 2 mm üzerindeki
fark başarısız sayıldı (31).
Frontal askı cerrahisi yapılan hastalarda tek taraflı opere edilen kapağın sağlam göz
kapağı ile farkının 1 mm’den az olması başarılı, 1–2 mm arasında olması tatminkar, 2
mm’den fazla olması başarısız olarak değerlendirildi. İki taraflı olgularda kapağın korneayı
üstte 3 mm’den daha az örtmesi başarılı, optik aksı kapatmayacak şekilde 3 mm’den daha
fazla örtmesi tatminkar, optik aksı örtmesi ise başarısızlık olarak kabul edildi(32).
This watermark does not appear in the registered version -
http://www.clicktoconvert.com
32
Lokal anestezi altında levator aponevroz güçlendirme cerrahisi
uyguladığımız olgularımıza uygulanan cerrahi kriterler:
1.Lokal anestezi subkutanöz olarak yapılırken çevre dokuların özellikle
orbiküler adelenin infiltre edilmemesine özen gösterildi.
2.Hastalara radyo frekans koter uygulanarak mutlak kanama kontrolü
yapıldı.
3.Hastalar oturur pozisyona getirilerek üst kapak seviyesi ayarlandı.
4.Orbiküler spazm ve fotofobi, ameliyathane tavan lambası kapatılarak
engellendi.
5.Kapak seviyesi,
iyi levator fonksiyonu
olan olgularda limbus üst
hizasında, orta levator fonksiyonu olan olgularda limbusun 2 mm altında
bırakıldı.
6.Kapak kontur düzensizliğinin
gelişmesini önlemek için, taşıyıcı
medyan sütürün iki yanına
yerleştirilen sütürler meyden sütürün
2 mm
gerisinden bağlandı.
7. Konjenital ptozis olgularında kapak seviyesi ayarlanırken peroperatif
lagoftalminin 4 mm.’den fazla olmamasına özen gösterildi.
Genel anestezi altında frontal asma cerrahisi uyguladığımız olgularımıza
uygulanan cerrahi kriterler:
1.Lokal anestetiğin içindeki adrenalinin hemostaza yardımından dolayı hastalara lokal
infiltratif anestezi de kullanıldı.
2. .Hastalara radyo frekans koter uygulanarak mutlak kanama kontrolü yapıldı.
3.Tek taraflı blefaroptozis mevcut olgularda opere edilen kapak seviyesi, diğer kapağın
limbusu örttüğü seviyenin 2 mm üzerinde bırakıldı.
4.İki taraflı blefaroptozis mevcut olgularda kapak seviyeleri limbus hizasında bırakıldı.
This watermark does not appear in the registered version -
http://www.clicktoconvert.com
33
BULGULAR
Levator aponevroz güçlendirme cerrahisi uygulanan
olguların 12’si erkek, 10’u
kadındı. Yaşları 14 ile 76 arasında değişmekte olup ortalaması 52,6 yıldı. Etiyolojik olarak
11’inde konjenital, 16’sında senil aponevrotik ptozis mevcuttu. Olgularda ptozis derecesi, 7
kapakta hafif, 9 kapakta orta ve 11 kapakta ileri seviyede olup, 2–6 mm arasında değişmekte
idi. Hastaların levator fonksiyonu göz önüne alındığında; 16’sı çok iyi, 6’sı iyi ve 5’i orta
derecede olmak üzere hepsi 5 mm ve üzerinde idi (ort.5–17 mm). İlk cerrahi sonrasında 25
(%92) kapakta ptozis başarı ile düzeltildi. 1 (%3,7) kapakta tatminkâr sonuç alındı. 1 (%3,5)
kapakta ise yetersiz düzeltme elde edildi. 2 hastanın iki gözünde çentikli kapak kenarı gelişti.
Hastalar en az 1 en çok 27 ay (ort.6,5)takip edildiler. (Tablo 1)
No Yaş-
Cins
Etiyoloji
Ek hastalık Ptozis
miktarı
(mm)
Preoper.
LF
(mm)
Anestezi
Takip
(ay)
Sonuç
1
25-k
Konj. ptozis
Yok
4
16
LAA
27
Başarılı
2
45-k
Aponev.
ptozis
Diğer göz
fitizik
2
15
LAA
18
Başarılı
3
49-e
Konj. ptozis
3
6
LAA
18
Tatminkâr
4
76-e
Konj. ptozis
6
6
LAA
16
Başarılı
5
76-e
Aponev.
ptozis
4
13
LAA
16
Başarılı
6
24-k
Konj. ptozis
3
13
LAA
12
Başarılı
7
68-e
Aponev.
ptozis
Diğer göz
fitizik
2
13
LAA
11
Başarılı
8
56-e
Konj. ptozis
2
17
LAA
9
Başarılı
9
76-e
Aponev.
ptozis
4
13
LAA
7
Başarılı
10
64-e
Aponev.
3
14
LAA
5
Başarılı
11
64-e
Aponev.
ptozis
3
12
LAA
5
Başarılı
12
75-e
Aponev. ptozis
2
12
LAA
4
Başarılı
13
75-e
Aponev. ptozis
4
12
LAA
4
Başarısız
14
32-k
Konj. ptozis
5
7
LAA
4
Başarılı
15
33-k
Konj. ptozis
3
6
LAA
3
Başarılı
16
29-k
Konj. ptozis
5
14
LAA
2
Başarılı
17
59-k
Konj. ptozis
3
9
LAA
2
Başarılı
18
73-k
Aponev. ptozis
4
13
LAA
2
Başarılı
19
73-k
Aponev. ptozis
2
12
LAA
2
Başarılı
20
76-e
Aponev. ptozis
2
15
LAA
2
Başarılı
21
76-e
Aponev. ptozis
4
15
LAA
1
Başarılı
22
64-e
Aponev. ptozis
3
16
LAA
1
Başarılı
23
14-e
Konj. ptozis
4
5
LAA
1
Başarılı
24
74-e
Aponev. ptozis
2
13
LAA
1
Başarılı
25
59-k
Aponev. ptozis
3
15
LAA
1
Başarılı
26
16-k
Konj. ptozis
4
8
LAA
1
Başarılı
27
71-e
Aponev. ptozis
3
14
LAA
1
Başarılı
Tablo 1. Levator güçlendirme cerrahisi uygulanan olguların ameliyat öncesi ve sonrası
This watermark does not appear in the registered version -
http://www.clicktoconvert.com
34
bulgularının özeti
Resim 32-33-34-35-36;Sağ konjenital ptozisli hastanın preoperatif (resim32) ,peroperatif (resim33–34–35) ve
postoperatif 1.gün (resim36) görünümü. Hastada peroperatif meydana gelen lagoftalmi aponevroz rezeksiyon
miktarını azaltmamıza neden olmuştur
.
Resim 37-38-39;Aynı hastanın operasyondan 2 ay sonraki görünümü (resim 37-38) ve rezeksiyon miktarı
artırılarak yapılan reoperasyon sonrası (resim 39) görünümü.
Resim 40-41-42;Aynı hastanın 2.operasyondan
sonraki 7.gün görünümü(resim 40-41) ve azalmış
lagoftalmi(resim 42).
This watermark does not appear in the registered version -
http://www.clicktoconvert.com
35
Frontal adaleye askı cerrahisi yapılan olguların 5’i erkek, 1’i kadındı. Yaşları 7 ile 58
arasında değişmekte olup ortalama 22,5 yıldı. Etiyolojik olarak 3 hastada nörojenik
blefaroptozis, 1 hastada Kronik Progresif External Oftalmopleji ve 2 hastada konjenital
myojenik blefaroptozis mevcuttu. Olgularda ptozis derecesi 5 hastada ileri derece (>4 mm) ve
1 hastada orta derece (3 mm) idi. LF tüm hastalarda < 4mm (ort.1.45 mm) idi. Askı materyali
olarak 5 göze slikon rod ve 4 göze otojen fasia lata kullanıldı. Cerrahi sonrasında 4 hastada
başarılı (%66), 1 hastada tatminkar (%17) ve 1 hastada başarısız (%17) sonuç alındı. Hastalar
en az 1 ay ve en çok 31 ay (ort 9,4 ay) takip edildiler. (Tablo 2)
Resim 43-44
;
Sağ aponevrotik ptozisli hastanın preoperatif (resim43) ve
postoperatif 2.ay (resim 44)
görünümü
No Yaş-
cins
Etiyoloji
Ptozis
miktarı
mm
Preop.
LF(mm)
Anestezi Takip
(ay)
Askı
materyali
Sonuç
1
25-e
Nörojenik
blefaroptozis
>4
0
GAA
31
Slikon rod
Başarılı
2
58-e
Kr. progresif ex.
oftalmopleji
>4
4
GAA
31
Slikon rod
Başarılı
3
58-e
Kr. progresif ex.
oftalmopleji
>4
4
GAA
31
Slikon rod
Başarılı
4
12-e
Nörojenik
blefaroptozis
>4
0
GAA
11
Otojen f.lata
Başarılı
5
12-e
Nörojenik
blefaroptozis
>4
0
GAA
11
Otojen f.lata
Başarılı
6
22-e
Dostları ilə paylaş: |