209
t
AĞRI FİZYOPATOLOJİSİ
Ülker YAĞCI, Mustafa SAYGIN
Süleyman Demirel Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Fizyoloji Anabilim Dalı, Isparta
İletişim kurulacak yazar/Corresponding author:
mustafasaygin@sdu.edu.tr
Müracaat tarihi/Application Date:
16.07.2018 •
Kabul tarihi/Accepted Date:
16.11.2018
©Copyright 2018 by Med J SDU - Available online at http://dergipark.gov.tr/sdutfd
©Telif Hakkı 2018 SDÜ Tıp Fak Derg - Makaleye http://dergipark.gov.tr/sdutfd web sayfasından ulaşılabilir.
DERLEME
REVIEW
Med J SDU / SDÜ Tıp Fak Derg u
2019:26(2):209-220
doi:
10.17343/sdutfd.444237
Öz
Ağrı, insanların hayatlarına rahatsızlık vermekle bera-
ber aslında vücudun verdiği korumaya yönelik bir sin-
yaldir. Ağrı fizyolojisindeki süreç nosiseptör adı verilen
özelleşmiş reseptörlerin ağrı oluşturabilecek uyaran
tarafından aktive olması ile başlar. Aδ lifleri hızlı; C
lifleri ise yavaş ağrı uyarısını taşıyarak kortekste
duygusal ve bilişsel ağrı oluşumundan sorumlu böl-
gelerle buluşuncaya kadar ağrı algısı gerçekleşmez.
Ağrı sınıflandırılmasında bulunan ve önemli hastalık
popülasyonunu oluşturan nöropatik ağrılar ise peri-
ferik veya merkezi sinir sisteminin hasarı veya işlev
bozukluğunda ortaya çıkar. Ağrı sıklıkla yanıcı, keskin
karakterlidir ve bazen elektrik çarpması şeklinde tarif
edilir. Kimi zaman uyarı varlığından bahsetmeden olu-
şan ağrıda bellek kavramını bilmek gerekir. Ağrı bel-
leğimizin çalışması, reseptörlerce değişimler sonucu
gerçekleşmektedir. Son zamanlarda ağrıda rol alan
fizyolojik ve kimyasal mekanizmaların anlaşılması ile
ağrı tedavisinde önemli gelişmeler sağlanmıştır. Yeni
tedavilere yol açacak olan reseptör ve transmitter
ilişkisini tanımlamak araştırmacılar adına önem taşı-
maktadır. Ağrı fizyopatolojisi hakkındaki bilgilerimizi
geliştirerek yenilemek, klinik ve araştırma sahasında
gelişen teknolojik unsurlarla insanoğlunun yaşam ka-
litesini arttırıcı, etkin ve güvenilir tedaviler sunulma-
sında temel oluşturabilir.